<#comment>#comment>Birinci aday, hoş bir kadın senatör...
Üniversitedeyken kızlar kulübüne üye olabilmek için "ardarda bir dizi erkek öğrenciyle sevişmek" sınavından geçmiş.
En iyi arkadaşının kocasını ayartıp sonra da evlenmiş...
Adaylığı sorgulanırken "özel yaşamını konuşmayacağını" söyleyerek
kendini savunmayı reddediyor.
"Bunlar bir erkek tarafından yapılsaydı aynı tepkiyi gösterir miydiniz?" sorusuyla yetiniyor.
<#comment>#comment>Güneş bu kez Batı'dan doğdu.
İçimizdeki felaket korosu, sürekli "batıyoruz alarmı" verirken, Londra'da 34 yabancı banka, bizim büyük bir bankamıza 350 milyon euro - yani 350 milyon dolar dolaylarında - sendikasyon kredisi açtı.
Bu bir "moral proteini"dir.
Hani batıyorduk?
Bu yabancı bankalar, Merih'te mi faaliyet gösteriyorlar?
Türkiye'de olanlardan haberleri yok mu?
<#comment>#comment>Kemal Derviş, Türkiye'ye gelmeden önce Amerikan Hazine Bakanı Paul O'Neill ile konuşuyor ve şöyle diyor:
"Yeni ekonomik programı bütün ayrıntılarıyla sonuçlandırmadan dış katkı gereği için bir rakkam veremem. Ancak... IMF ve Dünya Bankası'nın ihtiyacımızı karşılamanın hayli gerisinde kalacağını biliyorum.O nedenle... Başta ABD olmak üzere dostlarımızın da parasal desteklerini isteyeceğim.Ne kadarının dostlarımızdan, ne kadarının uluslararası bankalardan sağlanabileceği de henüz belli değil.26 Mart'ta tekrar ABD'ye geldiğimde, program tamamlanmış olacak.O zaman, sizin desteğinizin olası kapsamını, G - 7 üyesi diğer ülkeleri ve uluslararası finans kuruluşlarını hareketlendirmek üzere öncülüğünüzü konuşmamız gerekecek." Kemal Derviş'e verilen izlenim olumsuz değil."ABD'nin içinde bulunduğu G - 7'ler diye anılan zenginlerin Türkiye'ye yeni programın uygulanması için parasal destek verecekleri" ve "o rüzgarla uluslararası bankalardan da yeni kredilerin açılması" beklentileri var.
Yeni programın umudu o beklentilere endeksli sayılabilir.
Ve "katkıların uzun vadeli, düşük faizli olması" konuşuluyor.
A
<#comment>#comment>Kemal Derviş, dün acil önlemleri açıkladı.
- Dövizde aşırı dalgalanmalar, Merkez Bankası tarafından önlenecek.
- Kamu bankalarının ödemelerinde TL darlığı giderilecek. Bankalar sisteminde kilitlenme açılacak.
Böylece faizin ateşi düşecek.
- Banka mevduatları ve dış ödemeler, devlet güvencesinde.
Kısacası... "Yarın ne olacak?" kaygısı duymaksızın işlerimize ve yaşamımıza dönmemiz gerekir.
<#comment>#comment>Şu aşamada doğru olduğuna inandığım bilgilerle, istikrar programı taslağından satır başlarını sunuyorum...
1- Dolar.1994 krizi sonrasının dolar değeri üstüne, her yılın enflasyon oranlarını ekleyiniz.
Ortaya çıkan rakkam, doların oturacağı dalgalanma değerinin başlangıcı olacak.
Bugünkü değerin altında.
2- Ücretler.Kamu kesiminde geçen yıl, enflasyondan arındırıldıktan sonra işçi ücretleri yüzde 52 artmış.
O nedenle... Bu yıl kamu içşilerinin memurlar kadar ücret artışı beklentileri olmasın.
<#comment>#comment>Ekonominin Koordinasyonundan Sorumlu Bakan Kemal Derviş, ABD'den dönüp 2 - 3 saat uykuyla, dün sabah 06.30'da üst düzey bürokratlarla toplantı yaptı.
Derviş "kararları, zamanla yarışarak almalıyız" söyleminin boş laf olmadığını doğrulayan bir çalışma ajandası yansıtıyor...
Batı ülkelerinde, sabah karanlığında toplantılar ve sabah kahvaltısında iş görüşmeleri olağandır.
Bakanlar, Başbakanlar da bu tempoda çalışırlar.
Günde sadece 4 saat uyurlar.
Sabah spor yapıp güne pırıl pırıl kafayla, kuvvetli bünyeyle başlarlar.
<#comment>#comment>"Yüreğinin Götürdüğü Yere Git", Susanne Tamaro'nun yazdığı gerçekten güzel kitabın adı.
Ve yüreğinin götürdüğü yere gidenlerden birkaç portre yansıtayım.
..........
Adı Fabritsio... Başarılı bir reklamcıymış.
Ancak... Birgün, doktorlar ona "kansersin. Ciğerinin bir bölümünü alacağız" demişler.
Sormuş: "Daha ne kadar yaşarım?"Cevapları "belki bir yıl" olmuş.
<#comment>#comment>Bankacıların, döviz bürosu çalıştıranlarının ortak kanıları şöyle: "Türkiye insanı artık değişti.Kolay kolay paniğe girmiyor... Krizin tepe noktaya eriştiği günlerde bile dövize hücum etmiyor. Ortalığın sakinleşmesini ve kurların bir düzeye oturmasını bekliyor.Oysa 1994 krizinde bir panik fırtınası esmişti. Dolar yüzde 300 değer kazanmıştı."7 yıl içerisinde bu değişiklik nasıl gerçekleşti?
Cevapları şöyle:
"Türkiye insanı artık deneyim sahibi oldu. Bankalar kapandı... Borsa çöktü... Borsayla ve dövizle oynayan büyük baronların dümen suyuna düşmemeyi öğrendi. Artık biliyor ki, bir süre geçer ortalık durulur, taşlar yerine oturur, karbonatlanmış döviz kurları zamanla bir düzeye geriler.Ayrıca... Televizyonların ve gazetelerin - birkaç istisna dışında - sağduyu çağrısı yapan yayınları da yararlı oldu..."Oysa... 1994 krizinde patlayan döviz talebine mal yetiştiremiyorlarmış.
"Mal" dedikleri, dolar, mark...
Fiyatlar, füze gibi fırladığı halde döviz kapışılıyormuş.
Dün ise ortalık durgun bir göl gibiydi.