Kulak hukuku

6 Haziran 1999


Günün konularından biri de tele kulak...
Telefonu ilk dinlenenlerden biri de, ağzından bal damlayarak konuştuğu için Atatürk'ün Bal Mahmut adını verdiği Mahmut Paler'dir.Sevgilisi olan Osmanlı Prensesi ile yaptığı telefon konuşmaları Sultan'ın jurnalcileri tarafından dinlenir.Zaten o zamanların İstanbul'unda toplam 100 telefon vardır.Mahmut Bey, yakışıklı, sporcu ve nükteleri ile ünlüdür.Adı, İstanbul'da kadınlar arasında iç geçirilerek anılır.Zaten Prenses'e telefon eden de Bal Mahmut değildir.Birkaç kez olmadık saatlerde evin telefonu çalmış, genç hanım sultan kendini tanıtmış.Muhabbet sürmüş.Sonra...Bir gün Mahmut Bey'in babasının iyiliği dokunmuş bir polis müdürü, ona acele haber uçurmuş:"Hafiyeler telefonunu dinledi.Hanım Sultan ile konuşmaları sarayda biliniyor.Hakkında tevkif kararı çıkarıldı.Hemen yurtdışına kaçsın." Genç Mahmut, hemen av tüfeğini satar ve o gün trenle Viyana'ya kaçar.
Yıllarca orada kalır.
Bu öyküyü kendisinden dinlemiştim.

Yazının Devamı

Beş sorun

5 Haziran 1999


Önce Ecevit'in sağ kolu Hüsamettin Özkan'dan bir açıklama:
"Sayın Başbakanımız Ecevit, bu hükümeti kurarken bütün parti liderlerini ziyaret etti.
Türkiye'nin gündemindeki beş acil konuda katkı istedi.
1- Bütçe Yasası.
2- DGM'lerin sivilleştirilmesi için Anayasa değişikliği ve DGM kuruluş Yasası'nın oluşturulması.
3- Pişmanlık Yasası.

Yazının Devamı

FP'den "evet"

4 Haziran 1999


FP Genel Başkan Yardımcısı Abdullah Gül'den çok duyarlı bir konuda Türkiye'nin beklentilerine cevap veren açıklamayı yansıtıyorum:
"DGM'lerden askeri üyenin çekilmesini sağlamak üzere Anayasa ve yasa değişikliği için FP - şartsız - oy kullanacaktır.Bunu aramızda konuştuk.FP olarak, TBMM'de halk oylamasına gitmeksizin Anayasa değişikliğini gerçekleştirecek çoğunluğun içinde yer alacağız.Belirttiğiniz sağduyu doğrultusundayız."Gül'ün bu açıklaması, dün bu sütunda yer alan Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk'ün "FP de oy verirse, öbür haftanın başında Anayasa değişikliği gerçekleşmiş olur" çağrısına "olumlu" yanıttır.
Böylece...
Abdullah Öcalan'ın yargılanması ve verilecek hüküm üzerinde, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin "askeri üye" ipoteği kalkmış olacaktır.
Hem de yargılamanın ileri aşamalarına geçilmeden.
Üstelik sivil yedek üye Mehmet Maraş'da duruşmaların ikinci gününden itibaren mahkemeye katıldı.

Yazının Devamı

İmralı - Ankara hattı

3 Haziran 1999


İmralı'daki mahkemenin yedek üyesi Mehmet Maraş, dün ilk kez duruşmaları izledi.
Böylece...
DGM'lerin sivilleştirilmesi için Anayasa ve yasa değişikliği gerçekleştiğinde, davanın, askeri üye çekilirken asli üye haline gelecek Mehmet Maraş ile sürdürülmesi amaçlanıyor.
Çünkü...
Yedek üye Maraş, Abdullah Öcalan duruşmasının bütün aşamalarını izlemiş olarak Hakimler Kurulu'nda yer alacak.
Aksi halde...

Yazının Devamı

İmralı izlenimleri

2 Haziran 1999


İmralı'daki dava başlamadan daha bir gün önce bile, içte ve dışta - genellikle - beklenti şöyleydi:
"Abdullah Öcalan, devleti suçlayacak.
Güneydoğu'da, güvenlik güçlerinin, yöre halkını ezdiği, boşalan köyler ve iç göç iddialarında bulunacak.
Dil, kültür, kimlik boyutlarında, Avrupa'nın katkısını isteyecek.
Kendisinin ağır koşullar altında bulunduğu yolunda imajlar çizecek.
DGM yapısına güvensizlik öne sürecek.

Yazının Devamı

Cam kafeste

1 Haziran 1999


İmralı Adası'ndayım.
Duruşma salonunda, kurşun geçirmez cam kafes içinde Abdullah Öcalan günah çıkarıyor.
"Cumhuriyet ve demokrasi ekseninde, barış ve kardeşliğe hizmet vermekte kararlıyım.
Tüm şehit yakınlarının acılarını yürekten paylaşıyorum. Onlardan özür diliyorum."
İlahi adalet!
Günahsız kadınların, çocukların, bebelerin, fidan gibi gençlerin kan seli, sanki bir kader ırmağı oluşturmuş, onu bu cam kafese sürüklemiş.

Yazının Devamı

Şampiyonluk turu

30 Mayıs 1999


Bir süre önce TV'de anlatmıştım.
Galatasaray'ın şampiyonluk turu atacağı bugün keyifle tekrarlıyorum.
Merhum Metin Oktay, yakın arkadaşımdı.
1970'li yıllarda, hemen her akşamüstü, spor basınının kralı diye anılan Necmi Tanyolaç ile birlikte üçümüz birkaç kadeh parlatırdık.
Bir gün geç geldi.
O harikulade tevazu ve efendilik yansıtan yüz ve ses dili ile gecikmesinin nedenini yansıttı:

Yazının Devamı

Denge protokolü

29 Mayıs 1999


Siyaset, uzlaşma sanatıdır.
Ortak hükümetler ise bu sanatın yapıtı.
Dün açıklanan hükümet protokolü, işte bu söylemin örneği olarak görülebilir.
Hemen her kavramda bir uzlaşmanın göstergesi olan dengeler görülüyor.
Şöyle ki...
- LAİKLİK: Bir yandan din duygularının kutsallığı vurgulanıyor, öte yandan devlet işlerine karıştırılmaması ve siyasi amaçlarla sömürülmemesi gerektiği de özenle belirtiliyor.

Yazının Devamı