Cunda Adası'nda denizin kenarında Adaspor Kulübü'nün bahçesinde Cafer'in yerinde çay içerken siyahlar giymiş, eli yüzü düzgün efendi görünümlü dört genç dikkatimi çekti. Merhabalaştık. Baki Güler, kanun; Bahattin Güler, ut; Murat Yüzey, keman; Cüneyt Çelikbilek, darbuka çalarmış. Baki Güler, "Abicim" diyor, "Son on beş yılda Ayvalık'ta evlenenlerin yarısını biz evlendirdik, sünnet olanların yarısını biz kestirttik.... Resmi iş de yaparız. Resmi davetlerde de çalarız."
Aynı mahallenin çocukları imişler, geçimlerini kış ayları düğün dernekte, yaz ayları açık havada çalarak kazanıyorlarmış.
Gün batımına doğru Bay Nihat'ın yeri "Lale Restaurant"da bir masanın başına dizildik. Zeynep ve Salih Madra Ayvalıklı olarak kabak çiçeği dolması, papaline, kum midyesi, deniz kestanesi - kara diken ısmarladı. Baki Güler ve arkadaşları da masamıza uğrayıp çevreyi rahatsız etmeden düşük ses ile klasik müzik çalıp söyledi...
O sırada Cunda Adası sahili bir kalabalık, bir kalabalık idi ki, anlatımı mümkün değil.
&n