Zeytinyağının ardında "kocaman bir emek" var

30 Eylül 2000


       Zeytinlik, dönüm ölçüsü ile değil, ağaç ölçüsü ile satılıyor. Bugünlerde bir zeytin ağacının fiyatı 50 milyon lira. Dönümde 10 ağaç bulunuyor. En küçüğünden 1000 ağaçlık bir zeytinlik 50 milyar lira yatırım gerektiriyor.
       Zeytin ağaçlarının kimi yüz yıllık, kimi iki yüz yıllık. Eğer yeni ağaç dikilir ise, dikim tarihinden 10 yıl sonra ürün vermeye başlıyor, yıllık 50 kilo verime ancak 20 yıl sonra ulaşıyor.
       Demek ki, zeytincilik mevsimlik değil, ömürlük bir meslek.
       Türkiye'de zeytinin bir yılı var yılı, bir yılı yok yılı. Bu nedenle zeytin ve zeytinyağı üreticisi "iki yıllık üretim ve gelir projeksiyonu" yapmak zorunda.
       Her bölgenin zeytininden yağ çıkmıyor. Her bölgenin zeytini sofralık olmuyor.
       Yağlık zeytinin 5 kilosundan 1 kilo zeytinyağı çıkıyor.

Yazının Devamı

TÜSİAD'ın gündemine bakılırsa "sanayicinin tuzu kuru"

29 Eylül 2000


       Avrupa Birliği'nin genişlemeden sorumlu bölümünün "Türkiye Masası Direktörü Alain Servantie" hafta içinde İstanbul'da işadamlarıyla toplantılar yaptı. Bu toplantıların amacı, işadamlarının Avrupa Birliği ile bütünleşme aşamasında ortaya çıkacak sorunlarının tartışılmasıydı. Avrupa Birliği işadamlarının nasıl uyum sağlayacaklarını öğrenmek istiyordu.
       Yapılan toplantılarda işadamları, Türk sanayiinin güçlü ve güçsüz yanlarını ortaya koyacak ve sorunlarını tartışarak Avrupa Birliği örgütünden bekleyişlerini sıralayacak yerde sadece iç ve dış politika konularında konuşunca Alain Servantie tepki gösterdi: "- Ben acaba yanlış kimselerle mi toplantı yapıyorum?.. Siz işadamı değil misiniz yoksa? İş dışında her konuda konuşuyor, soru soruyorsunuz, kendi işlerinizden hiç söz etmiyorsunuz!.."
       Sayın okuyucularım,
       - Şakası yok... Elektrik kısıntısı başlıyor. Sanayi duracak.
       - Petrol fiyatlarındaki tırmanış bütün dünyada sanayiciyi vurdu. Bizde fiyat farkını şimdilik Hazine karşılıyor ama,

Yazının Devamı

Cumhurbaşkanı hukukçu olursa

28 Eylül 2000


       Başbakanlık'ta "Kanunlar ve Kararlar Genel Müdürlüğü" adında koskoca bir teşkilat vardır.
       Bu genel müdürlüğün görevi, Başbakanlık'ta veya bakanlıklarda hazırlanan, kanun, kanun hükmünde kararname, tüzük, yönetmelikler ile Bakanlar Kurulu karar tasarılarını (1) Anayasa'ya, (2) kanunlara, (3) hukuk kurallarına, (4) kalkınma planı ile yıllık programlara ve (5) hükümet programına uygunluğu açısından incelemektir.
       Kanun tasarıları, TBMM'ye gönderilmeden, kararname tasarıları Başbakan tarafından imzalanarak Cumhurbaşkanı'na gönderilmeden Başbakanlık'taki bu genel müdürlük tasarının Anayasa'ya, kanunlara uygun olup olmadığına bakar. İnceler. Gerekli düzeltmeleri yapar.
       Bu genel müdürlük yeni kurulmadı... Atatürk döneminde de vardı, İnönü döneminde de vardı, Anayasa Mahkemesi'nden önce de vardı.
       Anayasa gizli maddeler içermiyor ki... Bütün maddeleri belli. Anayasa'nın 73'üncü maddesinde diyor ki: "Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülükler kanunla konulur, değiştirilir veya

Yazının Devamı

Ankara konuşuyor faiz tırmanıyor

27 Eylül 2000


       Dün bankalar halkımızın bir günlük repo hesabına yüzde 67, bir haftalık repo hesabına yüzde 68 faiz ödüyordu.
       Vergisini düşünüz, yıllık olarak (enflasyondan arındırılmış) yüzde 37 - 38 reel faiz demektir.
       Bir ay önce bankalar, halkımızın repo hesaplarına yüzde 25, yüzde 30 faiz vermeye nazlanıyordu. Yıllık olarak reel repo faizi yüzde 10'larda dolanıyordu.
       Devlet tahvilleri ve bonoları kullanılarak yapılan borçlanmalardaki faiz oranına "bono piyasası faizi" deniliyor. Bu faiz ise, işlem konusu tahvil ve bononun vadesine göre dalgalanıyor. Piyasada en fazla işlem gören 20 Haziran 2001 vadeli tahvilin faizi dün yüzde 41.26 idi.
       Yüzde 41 faiz demek, yüzde 27 reel faiz (enflasyondan arındırılmış faiz) demektir.
       Bu faiz oranı yirmi gün önce yüzde 33'lerde dolanıyordu. Ne oldu da faiz yirmi günde yüzde 33'lerden yüzde 41'lere tırmandı?

Yazının Devamı

Zeytinyağı üreticisi 60 cent destek primine "muhtaç"

26 Eylül 2000


       Ahmet Sucu, Ayvalık Ziraat Odası Başkanı. Anlatıyor, "Avrupa Birliği ülkelerinde bir kilo yemeklik zeytinyağı karşılığı üreticiye 1.4 dolar prim ödeniyor. Avrupa Birliği ülkelerinde zeytinyağının fiyatı 2.8 doların altına düştüğünde devlet destekleme alımına başlıyor. Avrupa Birliği ülkelerinde bir kilo zeytinyağında üreticinin eline 4.2 dolar geçiyor.
       Türkiye'de bir kilo zeytinyağının satışından üreticinin eline şu anda 2.2 dolar geçiyor."
       Ayvalık Ticaret Odası Başkanı Ziya Şensel diyor ki: "2000 - 2001 yılı ürünü teytinyağı için hükümetin ödeyeceği söylenen prim 28 cent. Halbuki hükümet 1998 yılında 40 cent prim ödemişti. Normali bu ürün dönemi kilo başı 80 cent primdir. 60 cent prim ödenmez ise üretici yıkılır."
       Ayvalık şehrinin eski belediye başkanı, zeytinyağcı Ali Güreli, Ayvalık şehrinin karşısında duran ve motor ile 40 dakikada ulaşılan Midilli Adası'nı gösteriyor. "- Günahımız o kıyıda zeytincilik yapacak yerde bu kıyıda zeytincilik yapmamız mı?" diye soruyor. "O kıyıda kalsa idik, kilo başı 1.5 dolar prim

Yazının Devamı

Düzce'de ahşap evi olanın yıllık ödemesi 50 milyon lira

25 Eylül 2000


       Türkiye'nin neresinde olursa olsun bir konutta veya bir binanın bağımsız bölümüne sahip olanlar, deprem sigortası yaptıracaklar. Her yıl zorunlu olarak deprem sigortası primi (ücreti) ödeyecekler.
       Ödemezler ise, sigorta ücreti onlardan "6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkındaki Kanun" gereği "icra" yoluyla malları, mülkleri sattırılarak tahsil edilecek.
       Devlet baba, bu sigorta için yeni bir kurum oluşturdu. Bu yeni kurum öyle babayiğit bir kurum ki, ne Sayıştay, ne TBMM bunu denetleyebilecek ne de Devlet İhale Kanunu ve Harcırah Kanunu bu kuruma işleyecek.
       Bu babayiğit kurum Türkiye'deki bütün özel konutların, meskenlerin (ve de konut olarak yapılan binaların içindeki işyerlerinin) her yıl ödeyeceği "Zorunlu Deprem Sigortası" primlerini toplayacak. Bir deprem olduğunda konut başına en fazla 20 milyar lira ödeyecek. Ama deprem büyük olur, imkanları yetmez ise, hasar ödemesini, imkanları ölçüsünde yapacak.
       Bu babayiğit kurumun ismi: Doğal Afet Sigortaları Kurumu.

Yazının Devamı

Kasabanın En Güzel Kızı

24 Eylül 2000


       Bukowski isimli yazarın bir hikayesi Açık Radyo'da okundu. Bu hikaye anlatılırken kullanılan bazı kelimeleri "çirkin" bulan RTÜK radyoya 15 gün kapatma cezası verdi. Açık Radyo, ortaklık yapısı ile, yayın politikası ile farklı bir radyodur. Halk anlatımıyla "entel radyo"dur.
       Habere, sanata, eğlenceye "farklı" yaklaşan bu radyonun izleyicilerinden biriyim. Sabahları Ömer Madra ile Şerif Erol'un dünya ve Türkiye haberlerini dinleyerek işe başlarım. Kapatılmaya neden olan programı kaçırmıştım.
       Merak ettim. Bukowski nasıl bir yazar? Ne biçim bir hikaye yazmış ki, radyonun kapanmasına neden olmuş?
       Metis Yayınları'nın "Bukowski'den Seçme Öyküler" dizisinin birinci kitabı olan "Kasabanın En Güzel Kızı" başlıklı 110 sayfalık kitabı 2 milyon lira ödeyerek satın aldım.
       Çeviriyi "Avi Pardo" yapmış.
       Kitaptaki hikayelerin ilkinde yazar kasabanın en güzel kızı Cass ile, kısa süren ilişkisini anlatıyor.

Yazının Devamı

Rose, Schmit ve Yılmabaşar

23 Eylül 2000


       İstanbul'da Beyoğlu'nda, Galatasaray Lisesi ile Yapı Kredi binası arasından aşağıya doğru inen yolun adı Yeni Çarşı Caddesi'dir. O cadde Galatasaray Lisesi binasının arka duvarına doğru kıvrılır. Hayriye Caddesi adını alır. Duvarın dibinde kocaman bir otopark arsası vardır. Arsanın karşısındaki sıradaki apartmanlar eski binalardır. Arsanın öbür ucundaki 7 numaralı beş katlı bina 1870 yılında bir İtalyan mimarın yaptığı nefis bir apartmandır. Apelyan ailesinin inşa ettirdiği apartmanın adı "Apel Apartmanı"dır.
       Bu apartmanın altında Kayserili Armenak Usta'nın marangoz dükkanı vardı. Soyadı "Marangoz" olan Armenak Usta, İstanbul'un en babayiğit mobilya ustalarından biriydi. Eski mobilyaları yenilemede de üstüne yoktu. Armenak Usta şimdilerde seksenine yaklaştı. İşi bıraktı. Karısı Armen Hanım ile emekliliğin tadını çıkarıyor.
       Armenak Usta'nın Apel Apartmanı'ndaki eski marangoz dükkanını ve bir üst katını, Ankara'dan İstanbul'a göç eden Nuran Terzioğlu Hanım, bir sanat merkezine dönüştürdü. Nuran Terzioğlu sanat merkezine, tarihi binanın adını verdi: Apel Sanat

Yazının Devamı