Cottarelli'nin derdi başka, çiftçininki başka

31 Mayıs 2000


       Sayın okuyucularım,
       (1) Biz tarım ürünlerini dünya fiyatının üzerinde bir maliyet ile üretebiliyoruz. Hem kalitemiz kötü, hem maliyetimiz yüksek.
       (2) Dünyada bu tarım ürünlerini bizden daha ucuza üreten ve de satmak için kapı kapı dolanan ülkeler var.
       (3) En akıllı iş, tarım üretiminden vazgeçmemiz. Buğdayımızı, çayı, pancarı, tütünü başka ülkelerden ucuz ucuz satın almamız. Normali bu da, biz bunu yapacak durumda değiliz. Çünkü paramız yok, dövizimiz yok.
       (4) Biz tarım ürünlerine, buğdaya, pancara, patatese, çaya dünya fiyatının üzerinde fiyatı bile bile ödüyoruz. Üreticinin maliyetinin yüksekliğini dikkate almadan, bu ürünlere dünya fiyatı ödemeye kalkarsak kimse üretim yapamaz. Üretici maliyetinin altında satış yapamaz.
       Türkiye'nin toprak yapısı, insan yapısı, ekonomik yapısı maliyetleri dünya fiyatına düşürme şansı vermiyor.

Yazının Devamı

İyimserlik tuzağı en tehlikeli tuzak

30 Mayıs 2000


       DÖVİZ fiyatı artıyor. Enflasyon düşüyor. Faiz aşağıya çekildi. Mucizeler yarattık. Dünya bize hayran... Bu iş oldu bitti demektir. Sayın okuyucularım, bunları söyleye söyleye... Dinleye dinleye iyimserlik tuzağına düşüyoruz. Bu tuzak çok tehlikeli bir tuzak.
       (1) Bugün alınan neticeler Maliye ve para politikalarında olağandışı bir frenleme sonucu elde edilen neticelerdir. Maliye ve para politikalarında frene devamlı olarak basma şansı yoktur. Geçici bir süre basılabilir. Maliye ve para politikaları konjonktürel (dönemsel) politikalardır. Süreli iyilik sağlayamaz. Süreli iyilik ancak yapısal değişim ile sağlanır. Yapısal değişim ise "reform" demektir.
       (2) Maliye ve para politikalarının "konjonktürel" (dönemsel - geçici - kısa süreli) iyiliklerini görerek "her şey düzeldi" havası yaratılıyor. Bu geçici iyilik göstergeleri gevşekliğe neden oluyor. Reform (yapısal değişim) paketi unutuluyor. Türkiye'ye uzun süreli iyilik getirecek olan yapısal değişimdir. Yapısal değişim olmaz ise bu konjonktürel iyilikler kısa sürede yok olur. Eskiye dönülür. İyimserlik tuzağına

Yazının Devamı

Kayseri'nin "Kapalıçarsı"sı ölmüş

29 Mayıs 2000


       SEDEF Ticaret Kayseri'nin Camikebir Mahallesi'nde, Kapalıçarşı'nın çıkışında, eski PTT Sokağı'nda küçücük bir dükkan. Dükkanda Yataş yaylı yatakları, Puffy yorgan, yastık, sünger ve kırpıntı satılıyor. Dükkan sahibi Cumhur Mutlu'nun oğlu Süleyman Mutlu "buyur" etti. Mehmet Şölen ile birlikte iki küçük iskemleye iliştik. Süleyman Mutlu çay ısmarladı. Çaylarımızı beklerken dükkana başörtülü bir hanım ile bir genç kız uğradı. Anlaşıldığı kadarı ile genç kıza çeyiz alışverişine çıkılmış. Yatakların fiyatını sordular. Süleyman, "80 milyon liraya da var, 100 milyon liraya da..." deyince hanım, "Uvvvv... Amma da fiyatlı imiş" şeklinde tepki gösterdi. Genç kız gülümseyerek annesini uyardı: "Üzülme. Nasıl olsa karşı taraf alacak..."
       Sonra kapının önünde çuvallarda duran ve de şimdiye kadar görmediğim, bilmediğim pamuk benzeri maddenin fiyatını sordular. İki kilo satın aldılar.
       Aldıklarının ne olduğunu öğrenmek istedim. Süleyman, "Selikonlu polyester elyaf... Bu yeni bir madde... Yastık, yorgan ve yatak dolgularında pamuk yerine kullanılıyor. Pamuktan hem çok iyi, hem

Yazının Devamı

Fransız pazarcılar bize de "top attıracak"

28 Mayıs 2000


       Booommm diye bir patlama oldu. İrkildik. Satıcı hanım, "Korkmayın. Top attılar. Saat 12.00'ye geldi. Pazarın bittiğini ilan ediyorlar..." dedi. Bunlar geçen pazar günü saat 12.00'ye doğru Nice'in pazar yerinde oldu.
       Nice, Fransa'nın Akdeniz kıyılarındaki en eski şehirlerinden biri. MÖ V. yüzyılda Marsilyalılar tarafından kurulmuş. "Cote D'Azur" diye bilinen ve zenginlerin tatil yaptığı kıyı şeridinin ortasında kaldığı için turizmin de geliştiği bu şehrin eski mahallesinde "Place Charles Felix" isimli meydanın ortası pazar yeri.
       Pazarın başına çiçekçiler, onlardan sonra zeytin, peynir satanlar dizilmiş. Zeytin, peynir satanların tezgahına "vuruldum"... Bizim "Bodrum" pazarındaki tezgahlara benziyor ama, o ne çok çeşit!.. Zeytinin, peynirin bilemediğimiz çeşitleri. Yunan, İtalyan, İspanyol, Fransız, Tunus, Fas, Cezayir zeytinleri... Küçüğü, büyüğü, yeşili, siyahı, sarımsaklısı, otlusu... Hayran hayran seyrederken, yarım kilo ondan, yarım kilo bundan almaya başladık... Anlatması güç ama, zeytinlerin fiyatı bizim Bodrum pazarı fiyatından daha ucuz... İşte top

Yazının Devamı

Türk işi "mucize"

27 Mayıs 2000


       Dünya Bankası Başkanı "Mucize yaratıyorsunuz" demiş.
       Ferit Devellioğlu'nun Osmanlıca - Türkçe Lügat'ını açtım. Mucize kelimesinin karşılığına baktım. Mucize, "...Allah'ın emriyle peygamberler tarafından yapılan ve halkı hayrette bırakan harikulade işler, hareketler ve haller" imiş.
       Dünya Bankası Başkanı'nın sözünü ettiği "Türk işi mucize", herhalde, kişi başı geliri 7 yıl boyunca 3 bin doların üzerine çıkaramamak ve bu yetmiyormuş gibi 1999 yılında 3 bin doların altına indirdikten sonra, 2000 yılında 1998 rakamına yaklaştırmak için çabalamaktır. Memurun, işçinin, emeklinin, köylünün gelirini dondururken, fiyatları serbest bırakmaktır. Zaten bozuk olan gelir dağılımını rezil etmektir. Hayvancılığı öldürdükten sonra, bu yıl da IMF talimatı doğrultusunda tarımı çökertme hazırlığı yapmaktır.
       Küreselleşen dünyada, rekabet imkanı bulunan hiçbir tarım ve sanayi ürününe sahip olamaz duruma düşmektir... Bunlar mucize ise söyleyecek sözümüz yok!.. Bunlar Allah'ın emri ise, ağzımızı açacak, kalemimizi oynatacak durumumuz yok.
&nb

Yazının Devamı

Kayseri'de "boynuz kulağı geçmiş"

26 Mayıs 2000


       İstanbul'dan "memleketin ahval - i umumiyesi"ni mütalaa eyleyenler, "Kayserili" deyince, "Has'ları, Cıngıllı'ları, Bayraktar'ları, Yazıcı'ları, Özilhan'ları, Dedeman'ları, Hattat'ları, Gazioğlu'larını, Molu'ları, Karamancı'ları, Özhamurkar'ları" bilir. Bu saydığım ailelerin üçü dışındakiler Kayseri'yi terk etmiş, İstanbul'a göçmüş durumda.
       Gazioğlu ve Karamancı ailesinin Kayseri'deki Orta Anadolu dokuma tesisi, kaliteli blucin ve dokumada ihracata çalışıyor. Faruk, Sait, Metin ve Mustafa Molu kardeşlerin Kayseri'deki Karsu dokuma tesislerinin ve diğer yatırımlarının yönetim sorumluluğunu eski plancı dostum Faruk Molu üstlenmiş. Faruk Molu şimdi elektrik enerjisi yatırımını gerçekleştirmek üzere.
       Mustafa Özhamurkar, Birlik Mensucat ve Soley Havlu ve Lüks Kadife tesisleri nedeniyle Kayseri ile bağını koparmayan üç eski Kayserili aileden biri.
       Ama bitmedi... Yenileri var... Bu yenileri "İstanbul" bilmiyor. Bu yeniler, "Anadolu sermayesi", "İslami sermaye" gibi değişik söylemlerle "küçümseniyor"!
    &n

Yazının Devamı

Ayşe Hanım Teyzem "Emlak ve çöp" vergisi ödeyecek

25 Mayıs 2000


       AYŞE Hanım Teyzemi uyardım. "Aman Ayşe Hanım Teyzeciğim, unutma mayıs ayı sonuna kadar Emlak Vergisi ile çöp vergisinin birinci taksitini ödeyeceksin. Mayıs ayının 31'ini geçirdin mi, her ay için yüzde 6 oranında gecikme cezası var" dedim.
       Sonra da Mustafa Özyürek ile Şükrü Kızılot hocalardan öğrendiklerimi, Ayşe Hanım Teyzeme sattım.
       - Ayşe Hanım Teyzeciğim, sahip olduğunuz ev için geçen yıl "Emlak Vergisi Beyannamesi" vermiştiniz. Evin değerini 10 milyar lira olarak göstermiştiniz. Bu yıl beyannamede gösterilen değeri yüzde 26.05 yükselteceksiniz. Demek ki, 10 milyar liralık evin değeri kağıt üzerinde 12 milyar 605 milyon liraya çıkacak. Siz evinizi konut olarak kullandığınız için evin 12 milyar 605 milyon lira olan değerinin "binde 1'i oranında" Emlak Vergisi vereceksiniz. 12 milyar 605 milyon liranın binde 1'i, 12 milyon 605 bin lira eder.
       Bunun yarısını mayıs ayı sonuna kadar belediyenize "Emlak Vergisi birinci taksiti" olarak yatıracaksınız. İkinci taksitini kasım ayında ödeyeceksiniz. İsterseniz, iki taksiti

Yazının Devamı

Siirt "Birinci Lig"de

24 Mayıs 2000


       SİİRT, Siirt olalı böyle fırsat yakalamadı... Siirt Jetpaspor 18 maçta 9 galibiyet, 6 beraberlik, 3 mağlubiyet alarak 33 puan ile "Birinci Lig"e yükseldi.
       Benim için Siirt'in "Birinci Lig"e yükselmesi Galatasaray'ın Avrupa Şampiyonu olmasından (kusura bakmayınız), çok çok daha önemlidir. Ben Siirtli değilim. Jet Fadıl'ı tanımam. Ama ben on beş gün önce Siirt'te üç gün geçirdim.
       Moral bakımından çökmüş, ekonomik bakımdan fakir, tarımsal üretimde, hayvancılıkta, imalat sanayiinde hiçbir ümidi kalmamış Siirt için, Siirt'te yaşamlarını sürdürmeye kararlı Siirtliler için Siirt Jetpaspor'un "Birinci Lig"e yükselmesinin önemini sayın okuyucularıma özetleyeyim.
       Jet Fadıl diye ün yapan Fadıl Akgündüz'ün günahlarını ve de gerçekleşmemiş ve de gerçekleşemeyecek vaatlerini bir kefeye koyunuz. Sonra öbür kefeye Siirt'te yoksullara yaptığı yardımı ve de Siirt Futbol Kulübü için yaptıklarına bakınız.
       Jet Fadıl olmasa idi, Siirt Futbol Kulübü "Birinci Lig"de oynama şansına kavuşabilir mi idi?

Yazının Devamı