"Bankalar Kanunu" yerine "Mali Piyasalar Kanunu"

11 Mayıs 1999


Ortalıkta dolanan "bankacılık reform tasarısı", 1996 yılında hazırlanan "Mali Piyasalar Kanunu"nun, kırpılıp kırpılıp, alelacele "iş olsun, formalite yerine getirilsin" denilerek TBMM'ye sunulmuş şeklidir.
Seçimden önce TBMM'de tarıtışılan ama bir türlü kanunlaşamayan tasarı, yürürlükteki Bankalar Kanunu'nun boşluklarını doldurmayı hedef almaktadır ama, gelişen ve değişen ihtiyaçlara cevap verecek şekilde ve güçte değildir.
Eskiden bir ülkede mali piyasalarda tek bir müessese, "bankalar" hakim idi. Bankaların iyi işlemesi mali piyasada istikrar sağlamaya yeterdi.
Günümüzde bankalar, mali piyasanın çok az kısmında etkili kurumlar haline geldi. Mali piyasanın içinde, (1) bankalar, (2) sigorta şirketleri, (3) borsa, (4) sermaye piyasasını yönlendiren aracı kurumlar, (5) özel finans kurumları faktöring ve leasing şirketleri var. Denetim söz konusu olduğunda (1) Hazine, (2) Merkez Bankası, (3) Sermaye Piyasası Kurulu - SPK, (4) Mevduat Sigorta Fonu var.
Bunların hepsi birbiriyle etkileşim içinde. Bunlar arasındaki uyumsuzluk ülkeyi mali krize sokuyor.
Son zamanlarda görülüyor ki, ülkeler kendi içlerindeki

Yazının Devamı

Devlet "bütçe"siz bankalar, sigortalar "kanun"suz

10 Mayıs 1999


Devletin bütçesi yok. Bankaların, sigortaların kanunu yok. Meclis başkanını, komisyonlarını seçecek, hükümet kurulacak, koalisyon ortakları uyum içinde çalışmaya başlayacak ki, 1999 yılının kalan yarı yılı için bütçe hazırlanabilsin. Kanunları iptal edilen bankalar ve sigortaların başını bağlayacak kanunlar çıkarılsın.
Devlet bütçesini hazırlamak ve TBMM'den geçirmek "kamu kuruluşlarına harcama yetkisi dağıtmak için her yıl yerine getirilmesi gereken bir fotmalite" değildir. Devlet bütçesi "devletin geliri ile giderini denkleştirme"den çok ötede bir şeydir.
Devlet bütçesi, "iktidardaki güçlerin, politikacıların, partilerin, bir yıl içinde uygulayacakları ekonomi, sosyal, askeri politikalar" demetidir.
İktidar olan politikacılar, partiler, uygulayacakları ekonomik, sosyal ve askeri politikalara göre devletin sınırlı kaynaklarını dağıtmak için devlet bütçesini araç olarak kullanırlar.
Bu nedenle her ülkede iktidara gelen politikacılara ve partilere göre meclislere sunulan bütçelerin "rengi ve şekli" değişir. Bütçe tartışmaları önem taşır. Meclislerce kabul edilen bütçeler önem taşır.
Bizde "bütçenin önemi

Yazının Devamı

Ayasofya'nın kubbesi Acar'ın üstüne çökecek

8 Mayıs 1999


Fatih Sultan Mehmet, İstanbul'u aldıktan sonra ilk cuma namazını 1 Haziran 1453 günü Ayasofya Kilisesi'nde kılmıştı. Ayasofya'nın yapımına 532 yılında başlandı. Koca bina 5 yılda tamamlandı. Bir deprem sonucu 558 yılında yıkılan kubbe 4 yılda yenilendi. Bir başka depremde kubbe ikinci defa yıkıldı. Bugün Ayasofya'yı örten kubbenin yapımına 986 yılında başlandı. Kubbenin yapımı 8 yılda bitirildi.
Şimdilerde bu kubbenin altında demir bir iskele duruyor. Bu demir iskelenin amacı, kubbenin iç yüzeyindeki mozaiklerin ve boyaların onarımı. İskele kurulalı 8 yıl oldu. Sekiz yıldır kubbenin ancak yarısının mozaikleri ve boyası yenilenebildi. Ama 8 yılda yapılan çalışmalar boşuna... Çünkü kubbenin dışı harap. İçeriye su giriyor. Ayasofya'nın damını, kubbesini dışarıdan onarılıp, içeriye su sızıntısı önlenemediğinden binanın içi erimeye başladı. Yakında kubbe de aşağıya inecek...
İlginç bir hikaye anlattılar. Günahı anlatanların boynuna... Bir kuruluş, Ayasofya'nın damından, kubbesinden içeriye su sızıntısını önlemek için devletin para bulamadığı yolundaki yakınmalar karşısında ilgililere başvurmuş. "- Bir ihtiyaç listesi yapınız. İhtiyaçları ve

Yazının Devamı

Türkbank ne ki?

7 Mayıs 1999


Türkbank'ın ihalesinde zamanın başbakanı ile bakanının sorumluluklarının tartışıldığı denetim raporu ile ilgili olarak gazetelere yansıyan haber ve bu haberden bir gün sonra Hazine Müsteşarı'nın istifası "bankaların denetimi ve bankalara kaynak aktarımı" konusunu gene gündeme getirdi.
Türkbank'ta "mafya - politikacı" ilişkisi ve bu "skandala dayalı biçimde seçime gidilmesi" konuyu medyatik hale getirdi. İşin aslına bakarsanız Türkbank ihalesinde politikacıların, başbakanın, bakanın müdahalesi sonucu ortaya çıkan zarar "at ile deve" değildir. Politikacıların ve Hazine'den sorumlu bakanların ve başbakanların bankalar sistemine müdahalesi ile bankalara daha büyük paralar hortumlanmıştır. Hortumlanmaktadır. Ona buna banka peşkeş çekilmekte, batmış bankalar yaşatılmakta, içi boşaltılan bankalara yeni imkanlar sağlanmaktadır. Ne var ki, bunların büyük kısmı bilinmemekte, bilinen bölümleri ise kamuoyunda tartışılamamaktadır. Çünkü (1) Bu işlerde açıklık yoktur. (2) Bankalar Kanunu bu konuların haber haline getirilmesini yasaklamıştır. Yayın haline getirilen haberlerde para cezası ötesinde 6 aydan 3 yıla kadar hapis ve ağır para cezası sorumluluğu vardır.

Yazının Devamı

Bakan'ın hesabı Hazine'den soruluyor

6 Mayıs 1999


Hazine Müsteşarlığı ekonominin ve Maliye'nin "beyni" konumunda bir kurum haline geldi. 1994 yılındaki yeni yapılanma ile Hazine Müsteşarlığı bir müsteşar, üç müsteşar yardımcısı, sekiz ana hizmet birimi (1. Kamu Finansmanı, 2. Kamu İktisadi Teşebbüsleri, 3. Dış Ekonomik İlişkiler, 4. Banka ve Kambiyo, 5. Sigortacılık, 6- Yabancı Sermaye, 7. Teşvik ve Uygulama, 8. Ekonomik Araştırmalar genel müdürlükleri) ile üç denetim biriminden (1. Bankalar Yeminli Murakıplar Kurulu, 2. Hazine Kontrolörleri Kurulu, 3. Sigorta Denetleme Kurulu başkanlıklarından) oluşmaktadır.
İç ve dış borçların yönetimi, nakit ve fon yönetimi, bütçenin izlenmesi, bütçe kapsamındaki 62 fon ile kapsam dışı 13 fonun yönetimi Kamu Finansmanı Genel Müdürlüğü'nün sorumluluğunda.
IMF, OECD gibi uluslararası kuruluşlarla ilişkiler, Türkiye'nin kredi notunun izlenmesi, uluslararası sermaye piyasalarından borçlanma, yap - işlet - devret modeli kapsamındaki projeleri Dış Ekonomik İlişkiler Genel Müdürlüğü'nün sorumlulukları arasında.
Bankaların denetimi, gözetim altına alınan bankaların iyileştirilmesi ve elden çıkarılması, kambiyo kontrolü Banka ve Kambiyo Genel

Yazının Devamı

Meclis sorun çözecek yerde sorun üretiyor

5 Mayıs 1999


"Vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü koruyacağıma... Laik Cumhuriyet'e ve Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı kalacağıma... Toplumun huzur ve refahı, milli dayanışma ...ülküsünden ayrılmayacağıma, büyük Türk milleti önünde namusum ve şerefim üzerine and içerim."
Milletvekili seçilenler herhalde seçim heyecanı içinde Meclis'te okunması gereken andın içeriğinin farkında değiller. İş olsun, formalite yerine gelsin diye yemin edildiğini sanıyorlar.
Başörtüsü ile Meclis birasına girmekte ısrarlı bir hanım böyle bir andı okuyamaz. Böyle bir andı okuyan, namusu ve şerefi üzerine ant içen milletvekilleri bir milletvekilinin başörtüsü ile Meclis binasına girmesine izin veremez.
Başörtüsünü 79 yıl sonra TBMM salonuna sokmanın "Cumhuriyet ve Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlılık" ile ilgisi nedir?
Önceki Meclis çalışmıyor, çalışamıyor diye erken seçime gidildi. Milletvekillerinin yarısı yenilendi. Ülkenin çözüm bekleyen ciddi sorunları var. Yeni seçilen milletvekillerinin ülke sorunlarını çözmek için bir şeyler yapması bekleniyor. Erbakan ve de Nazlı Ilıcak yönetiminde "piyon Merve", Meclis'i "esir" alıyor. Ecevit ortaya

Yazının Devamı

"Tahkim" kumarını oynayan kazanıyor

4 Mayıs 1999


Tahkim, basit anlatımıyla "anlaşmazlıkların çözümünde mahkeme yerine hakeme gitmeyi kabul etmek" demektir.
Ülke içindeki işlerde, uluslararası ilişkilerde işadamları, firmalar bir mukavele imzalarken, anlaşmazlıkların "tahkim" yoluyla çözümünü kabul edebilir.
Uluslararası ilişkilerde "tahkim" konusunda ihtisaslaşmış kuruluşlar var. Örneğin Uluslararası Ticaret Odası'nın tahkim ofisi var. Örneğin Dünya Bankası'nın "Yatırım Uyuşmazlıklarının Çözümü İçin Uluslararası Merkez"i var.
Fakat bizim kamu kuruluşlarımız Türk firmaları ile, yabancı firmalarla ve bankalarla anlaşma yaparken "uluslararası tahkim" şartını kabul edemiyor. Anlaşmaya bu şart konulsa bile Danıştay bu tip anlaşmaları onaylamıyor.
Uluslararası ilişkilerde, Türkiye ile iş yapan, Türkiye'de riske giren yabancı bankalar veya firmalar ise "anlaşmazlıkların Türk mahkemeleri veya Danıştay tarafından çözümünü istemiyor." İstenilen uluslararası hakeme gitmek. Hakem ne karar verir ise ona uymak.
Bizim kamu kuruluşları "uluslararası tahkim şartı"nı kabul etmeyen biçimde ihaleler açtığında, (a) Bazı ciddi firmalar bu ihaleye girmiyor. Bazı ciddi bankalar

Yazının Devamı

Devlet vergi toplayamıyor harcamalar almış başını gidiyor

3 Mayıs 1999


1999 yılının 4. ayını tamamladık ama elimizde sadece ilk üç aya ait göstergeler var. Bu göstergelere göre:
- Üç ayda devlet bütçesi 2.5 katrilyon lira açık verdi.
- 1999 yılının ilk üç ayında toplam vergi geliri 2.2 katrilyon lira. Demek ki, yılın ilk üç ayındaki açık vergi gelirinin yüzde 115'i büyüklüğünde. Vergi gelirinden büyük açık var.
- Hazine açığı kapatmak için yılın ilk üç ayında 2.4 katrilyon lira net borç yükü altına girdi.
- Hazine yılın ilk üç ayında eski borçları için 3.3 katrilyon lira ödeme yaptı. Hazine açığını kapatmak için 2.5 katrilyon para bulmaya çalıştı. İkisinin toplamı eder 5.8 katrilyon. İşte bu nedenledir ki, Hazine bono ve tahvil satarak yılın ilk üç ayında piyasadan 5.7 katrilyon faizle para topladı.
Bütçenin durumu "rezalet mi rezalet!.." Harcamalar almış başını gidiyor.

Yazının Devamı