Anadolu Kaplanları'ndan "tekstilciler zor durumda"

8 Aralık 1998

       GÜNEYDOĞU Anadolu Sanayici ve İş Adamları Derneği (GÜNSİAD)'ın Adıyaman, Diyarbakır, Batman, Urfa, Mardin, Siirt, Bismil, Cizre ve Nusaybin'den 74 üyesi var.
       Bu 74 üyenin yirmisi tekstil ve konfeksiyon sanayiinde faaliyet gösteriyor. Kalanları un, yem, makarna, bisküvi ve mermer sanayii ile meşgul.
       GÜNSİAD Genel Sekreteri Celal Balık'ın verdiği bilgiye göre GÜNSİAD üyesi yirmi tekstil firması krizden şikayetçi. Diğer üyeler, un, yem, makarna, bisküvi, mermer işi ile uğraşanlar ekonomideki genel durgunluktan etkilenmelerine rağmen güç durumda değil.
       Anadolu Kaplanı tekstil kuruluşlarının genel sorunu talep yetersizliğinden mal satamamak. İç piyasaya mal satamamak, dış piyasaya mal satamamak... Fakat hepsinin sorunu benzer ağırlıkta değil. Hepsi güç durumda değil.
       Örneğin Diyarbakır'ın en büyük tekstil kuruluşu Akyıl Tekstil, Avrupa, Ortadoğu, Kanada ve ABD pazarlarına pamuk ipliği, kot kumaşı ve tişört ipliği ihraç etmeye devam ediyor. Fiyat sorunu vardı. Fiyatı düşürdü. Kaliteyi iyileştirdi.

Yazının Devamı

Krizin alternatifi enflasyon veya devalüasyon

7 Aralık 1998

       TÜRKİYE genelinde insanlar, firmalar ve hatta devlet gelirlerle ve fiyatlarla ilgili farklı beklentilere dayalı olarak harcamaları erteledi.
       Harcamalar ertelenince, mal ve hizmetlere olan talep düştü. Halk anlatımıyla "piyasa daraldı".
       Piyasa daralınca, üretilen mal ve hizmetler "elde kaldı". Halbuki reel kesim denilen üretenler, taşıyanlar, satanlar kesimi belli bir iş hacmine göre kendilerini ayarlamışlardı. Bu belli iş hacmine göre makine almışlar, borca girmişler, insan çalıştırmaya başlamışlar, bina yapmışlar veya kiralamışlar, hesaplarını kitaplarını ayarlamışlardı.
       Beklenmedik biçimde hiç hacmi düşünce, ortaya çıkan yeni durumda ne yapacaklarını şaşırdılar. Belli ölçüde satış yapılamaz ise, makinenin, fabrikanın borcu ödenemez. İşçinin parası karşılanamaz. İşte "kriz" denilen şey bu.
       Bu kriz, bizim alışmadığımız bir kriz. Bizim bildiğimiz eski krizlerde, mal satılamadığından değil, hammadde için döviz bulunamadığından, petrol gelmediğinden, elektrik yetmediğinden üretim durdu.
  

Yazının Devamı

Galeriye, sergiye, fuara giden yok müzayedeye koşan çok

5 Aralık 1998

       İSTANBUL Sanat Fuarı, pazar akşamı kapanacak. Bu yıl 56 sanat galerisinin katıldığı iki yüzü aşkın Türk sanatçısının iki bine yakın çağdaş resim ve heykelenin sergilendiği fuarı hafta içinde gezdim. Fuara katılan sanatçıların ve esrelerin çok sayıda olmasına karşın izleyicilerin sayısının azlığına şaşırdım.
       Medyamızın bu tip etkinliklere, "müzayedelere gösterilen ilgi kadar" ilgi göstermemesinin bunda etkisi büyük.
       İstanbul'da TÜYAP'ın Tepebaşı'ndaki Sergi Sarayı'nda düzenlenen İstanbul Sanat Fuarı, 8'inci yılını dolduruyor. İlk Sanat Fuarı 1989 yılında düzenlenmişti.
       Ressam, heykeltıraş ve galeri sahibi Doğan Paksoy diyor ki, "Fuarın ilk senesi açılışı yapıldığında, İstanbul'un elit tabakası açılışa gelmişti. Anlayamadığımız bir nedenle bu sayı yavaş yavaş azaldı. Sözlü ve yazılı basın bu tip olaylara ilgi göstermiyor. Bunlardan söz etmiyor. Duyurmuyor. Galerilere de ilgi azaldı. Eskiden galerilerde çok güzel resim sergileri açılıyor, insanlar bu sergileri geziyordu. Varlıklı kesimde müzayedelere katılma, müzayedelerde fiyat

Yazının Devamı

Mekteb - i Mülkiye - i Şahane 139 yaşında

4 Aralık 1998

       MEKTEB - İ Mülkiye - İ Şahane 1859 yılında İstanbul'da 50 öğrenci ile öğretime başladı. Atatürk 1936 yılında Mülkiye'yi Ankara'ya taşıdı. Adını "Siyasal Bilgiler Okulu" olarak değiştirdi.
       Mülkiyeliler 4 Aralık günü okullarının kuruluşunu kutlarlar. Bu yıl Mülkiye 139 yaşına girdi. 139 yıldır Mülkiye'den çıkanlar acaba ne yapar?
       Ben Mülkiyeliyim... Mülkiyelilerin ne yaptıklarını bilmemem imkansız... Fakat birkaç yıl önce karşılaştığım bir olay bu sorudan hareketle beni başka ufuklara yöneltti. Bu okuldan mezun olmuş bu kadar bayan var, bu kadar erkek var. Etrafınıza bakınız... Hiç zengin bir Mülkiyeli gördünüz mü? Bu Mülkiyelilerin tümü mü başarısız? Bu Mülkiyelilerin tümü mü tembel? Neden bunların içinden bir tane zengin çıkmamış? Zengin derken parasal zenginlikten söz ediyorum...
       Mülkiyeliler Birliği İstanbul Şubesi, İstanbul'da Kuzguncuk Nakkaştepe semtinde 10 dönüm bir araziye sahip oldu. Boğazı gören arazinin içinde İstanbul'un en eski Gazhane binasının yıkıntıları bulunuyor. Mülkiyeliler Birliği İstanbul Şubesi,

Yazının Devamı

Bugün "Berat Kandili"

3 Aralık 1998

       BU gece, "Berat Kandili" gecesidir. Kandil, Müslümanların kutsal gecelerine verilen isimdir.
       Müslümanların 5 kutsal gecesi vardır: (1) Mevlid, (2) Regaip, (3) Miraç, (4) Berat, (5) Kadir gecesi.
       Kadir Gecesi dışındaki gecelerden Kur'an'da söz edilmez. Ama bu geceler kutsal olduğu mesajı alınan, kıymetli gecelerdir. Efendimiz zamanından bu yana ibadetle kutlanan gecelerdir. Ancak, "kandil kutlamaları" da Kur'an'da yer almamaktadır. Daha sonra ortaya çıkmış ve Müslümanlarca benimsenmiştir.
       Berat'ın kelime manası "köleyi azad etme belgesi, kefalet belgesi, diplomadır." İmtiyaz, rütbe ve nişanları sahibine yazılı olarak bildiren "ferman"dır.
       Hazreti Muhammed Efedimize "peygamberliği" bu gece "müjdelenmiş"tir. Kur'an - ı Kerim bu gece indirilmiştir.
       Kur'an - ı Kerim'in indirilişi, "Duhan Suresi"nin ilk ayetinde şöyle yazılıdır: "Ha'mim, apaçık olan kitaba and olsun ki biz O'nu mübarek bir gecede indirdik. Doğrusu biz insanları uyarmaktayız.

Yazının Devamı

Krizin "şuyuu vukuundan beter"

2 Aralık 1998

       N'OLDU da böyle oldu? Hani "kriz" bizim mahalleye uğramayacaktı? Hani bizde işler iyi idi? Birden ne değişti de, koskoca "Gaziantepli Anadolu Kaplanı", "iplik devi" Abdülkadir Konukoğlu bile, "krizde değiliz, geberik vaziyetteyiz" demeye başladı? Mustafa Kemal Çolak ile yaptığı konuşmada, "toplam kapasitesini yarıya düşürdüğünü, toplam 12 tesisten 4'ünü kapattığını, 10 bin 500 işçiden 2.500'ünü işten çıkardığını" açıkladı?
       - Krizin kendi "var mı, yok mu" kimse bilmiyor ama, ortada "lafı" dolaşıp duruyor.
       - Krizin "şuyuu vukuundan beter" olduğundan ötürü de, (Gaziantep anlatımı ile) ekonomi "geberik" bir döneme giriyor.
       Sayın okuyucularıma, "Türkiye'nin (Gaziantep anlatımı ile) "geberik" duruma nasıl girdiğini özetleyeceğim.
       - Bizim mal sattığımız ülkelerde, bizim mal sattığımız pazarlarda uzun süredir bir daralma, karışıklık var. Batı pazarında talep düştü. Doğu pazarındaki kriz dünya pazarlarını genel olarak etkiledi. Ama bizi "geberik duruma düşüren" bu dış gelişmelerin ötesinde, "içeride

Yazının Devamı

Türk ailesi harcadığı 100 liranın 35 lirası ile karnını doyuruyor

1 Aralık 1998

       TÜRKİYE'de ailelerin harcadığı her 100 liranın 35 lirası gıdaya, 22 lirası kiraya, 9 lirası giyime kuşama, 9 lirası ev eşyasına gider.
       Haneye giren paranın bir bölümü tasarrufa ayrılır. Kalan büyük bölümü hane halkının yaşamlarını sürdürmeleri için harcanır. Harcanan para ile belli mallar ve hizmetler tüketilir.
       Buna toplam tüketim harcaması veya toplam aile harcaması denilir.
       Devlet İstatistik Enstitüsü, Türkiye'nin değişik bölgelerinde, örnek hanelerde soruşturma yaparak, haneye hane halkının gelirini, bu gelirin tüketilen kısmını, tüketilen paranın nerelere harcandığını belirler.
       Bu çalışma hane halkının sosyo ekonomik yapısını, hane halkının yaşam düzeylerini, tüketim kalıplarını, yani nelere para harcadıklarını ortaya koyar.
       Benzer çalışmalar başka ülkelerde de yapılır. Böylece farklı ülkelerin yaşam çizgileri arasındaki benzerlikler veya farklılıkları öğrenme şansı doğar.
       Tabii ki gelir grubuna ve hanenin köyde

Yazının Devamı

Kahramanmaraş'ta "her şeye rağmen" iplik tesisleri çalışıyor

30 Kasım 1998

       PAMUK ipliğinin üçte biri Maraş'ta üretiliyor. Maraş'ta 56 iplik tesisi var. Binası bitmiş ama, makinesi çalışmayan 14 tesis ise beklemede. İplik tesisleri yanında boyama, dokuma, örme ve konfeksiyon dallarında üç yüz irili ufaklı tesis var.
       Ekonomik krizin ötesinde Maraş'taki tekstil sanayiinin belini büken bir numaralı sorun, yurda kaçak giren Asya malı iplik ve bez. İki numaralı sorun KDV'nin ağırlığı nedeniyle faturasız satışlar.
       Şu günlerde Maraş'ta manzara - i umumiye şöyle:
       - Yüksek kar bekleyişinde, sektörle ilgili olmayanların yaptıkları yatırımlar kötü durumda. İki yılda, üç yılda amorti etme hayali ile fabrika kuranlar kaçmak için yol arıyor.
       - Kar marajları çok düştü. Stok maliyetini ve amortismanı dikkate almadan maliyet fiyatının altında zararına iplik üretiliyor.
       - Mali durumu iyi olan firmalar üretimde frene basabiliyor. Durumu zayıf ve borcu büyük işletmeler, alacaklıların üzerlerine gelmesini önlemek, tesisi kaybetmemek için zararına

Yazının Devamı