Uluslararası Boat Show Tuzla Fuarı, bu yıl kasım ayında düzenlenecek. Fiyatları 65 bin ile 80 milyon lira arasında değişen 200’ün üzerinde teknenin sergileneceği fuarda gözler Türk yatlarında olacak
Uluslararası Boat Show Tuzla Deniz Fuarı, 7-15 Kasım tarihlerinde Viaport Marina’da açılmak için gün sayıyor. Fuarda yerli ve yabancı yat ve tekne üreticileri, 2021 modellerini sergileyecek. Ayrıca özel kampanyalar düzenlenecek. İstanbul’daki fuara bu yıl Orta Doğu ülkeleri ile Kazakistan, Özbekistan, Türkmenistan, Azerbaycan ve Ukrayna’nın yanı sıra Avrupa’dan da katılım bekleniyor. Bu sene 200’den fazla yerli ve yabancı teknenin sergileneceği Uluslararası Boat Show Tuzla Deniz Fuarı, kent ekonomisine önemli katkı sağlayacak.
Organizasyonu gerçekleştirecek Viaport Fuar A.Ş. yetkililerinden edindiğim bilgiye göre, boyları 5 ile 40 metre arasında değişen birbirinden güzel tekneler yeni sahipleriyle buluşmak için görücüye çıkacak. Toplam değeri 1 milyar lirayı geçen ultra lüks mega yatlar, motor yatlar, katamaranlar ve
2018’de Norveç’in ünlü firması Havila Kystruten için Türkiye’de ilk kez cruise gemisi inşasına başlayan Tersan, dünya genelinde yaşanan ekonomik durgunluğa rağmen iki yeni gemi için daha anlaşma imzalama başarısını gösterdi.
Türk gemi ve yat inşa sektörünün yıldızlarından Tersan Tersanesi’nin, Yalova Altınova ve Tuzla’da tesisleri bulunuyor. Bugün itibarıyla mühendislik çalışmaları süren, çelik kesimi başlamış, denize indirilmeye yakın veya rıhtımda donatı işleri devam eden toplam değeri 1.3 milyar dolar olan 20 projeleri var. Bunlar arasında birkaç ay önce Norveçli Havila Kystruten için imzaladıkları iki yeni cruise gemisi de bulunuyor. Ana makineleri LNG ile çalışacak bu teknoloji harikalarında, 6000 KW saatlik akü bulunacak. Bu durum onları dünya üzerinde en yüksek enerji depolama kapasitesine sahip deniz taşıtları yapacak. Ayrıca “’Türk yapımı gemi” imajı küresel ölçekte pekiştirilmiş olacak. Bu başarı tesadüf değil, çünkü Ar-Ge
Yelkenciliğin özellikle 1950 ve 1960’larda gözde olduğu İzmir, daha sonra sessizliğe büründü. İzmir Özel Türk Koleji Spor ve Yelken Kulübü başta olmak üzere maviliklere sevdalı bir avuç denizsever bu branşı yeniden canlandırmak için çalışıyor.
Savaştepe Köprüsü’nden geçen trenler sel olur İzmir’e akar. İzmir’in denizi kız, kızı deniz, sokakları hem kız hem deniz kokar…” Ege’nin incisi, Cahit Külebi’nin böylesine güzel tanımladığı bir kent. Ancak aynı zamanda uzun yıllar kirletilen körfezi nedeniyle maviliğe küsen talihsiz bir şehir. Büyükşehir Belediyesi’nin 1980’li yılların ilk yarısından itibaren kararlılıkla sürdürdüğü büyük kanal projesi ve yapılan arıtma tesisleri bu durumu tersine çevirmeye başladı. Bunun doğal sonucu olarak kentin simge takımları Karşıyaka ve Göztepe, günümüzde milli sporcular yetiştirip uluslararası yarışmalarda önemli başarılar elde etmeye başladı. Kentte yelkenciliğin yeniden canlandırılmasına katkı yapan
Yatçılarımızın çoğu Ege’de Datça-Ayvalık arasını Akdeniz’de ise genellikle Antalya’ya kadar olan koyları tercih ettiğinden Mersin hak ettiği önemi ne yazık ki göremiyor. Lakin Mersin Rota Yelken Kulübü (MRYK), inat ve ısrarla kentlerini tanıtmak için uğraşıyor. MRYK Başkanı Avukat Cengiz Sönmez ile salgın öncesinde yaptığımız keyifli denizcilik sohbetini deyim yerindeyse bir müddet dinlendirdim. Çünkü hayat normale dönmeye başladığı zaman geleceğin yelkencilerine yönelik önemli adımlar atacaklarına emindim. Nitekim öyle de oldu. Başlattıkları temel yelkencilik kurslarına gün itibarıyla 80’den fazla genç başvurdu. Sezon sonuna kadar bu sayı 130’ları bulacak. 10 gün süren kampların ücreti her şey dahil 700 TL. Mersin Rota Yelken Kulübü, kursiyerlerine temel yelkencilik başta olmak üzere gerekli tüm bilgiyi veriyor. Örneğin yönler, denizci bağları, teknede güvenlik, denizde devrilme ve düzelme vb. Bir başka deyişle gelecekte ülkemizi milli takım düzeyinde temsil edeceğine
Sahil Güvenlik Komutanlığı’na ait botlarımızı maviliklerde ne zaman görsem mutluluk duyarım. Özellikle de Kaan sınıfının sürat ve manevra yeteneğini hayranlıkla izlerim. Bu kez onlarla aynı ortamı paylaşıp Çeşme’de gerçekleştirilen devriyeye katıldım
Türkiye, denizciliğin özellikle kamu güvenliğini ilgilendiren alanlarında oldukça başarılı bir ülkedir. Bunu geçmiş yıllarda izlediğim NATO tatbikatlarında ve uluslararası kriz ortamlarında birçok kez gördüm. Ülkemizin denizlerimizdeki menfaatleri, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’na bağlı birlikler ve İçişleri Bakanlığı’na bağlı Sahil Güvenlik Komutanlığı tarafından korunuyor. Bir başka deyişle ay yıldızlı bayrağımızı her koşulda başarı ve gururla dalgalandırıyorlar. Bugün İçişleri Bakanlığı Sahil Güvenlik Komutanlığı’na yönelik bir konuyu paylaşacağım. Ancak öncelikle gurur duyduğumuz sahil güvenlik botlarımızı tasarlayan ve genç yaşta hayata veda eden Kaan Onuk’u saygı ve rahmetle anıyorum. Ruhu şad olsun. İçişleri Bakanlığı tarafından verilen özel
Kovid-19 tatil alışkanlıklarını önemli ölçüde değiştirip yat turizmini öne çıkardı. Maviliklerin üstünde olmak tatilciler için elbette cazip, peki mürettebat için durum nasıl? Bu sorunun yanıtını uzmanlarından öğrendim.
Her ikisi de iyi eğitimli ve denizciliği yaşam biçimi haline getirmiş başarılı kişiler. Emrah Özkan, Galatasaray Lisesi ve Boğaziçi Üniversitesi’nin ardından özel sektörde yöneticilik yaptıktan sonra rotasını Göcek’e çevirmiş bir kaptan. Eşi Pınar Özkan da yabancı firmalardaki görevlerinin ardından mavilikleri seçen, çocukluğu dedesi Necat Boztepe’nin 15 metrelik guletinde geçmiş bir deniz sevdalısı. Özkan çifti, yerli ve yabancı turistleri yıllardır Göcek’te bağlı bulunan Maitresse’de ağırlıyor.
Dünya genelinde kaygı yaratan Kovid-19, hayatı denizcilik ve yelken alanında da büyük ölçüde durdurdu. Ancak alınan önlemler sayesinde taşlar giderek yerine oturmaya başladı.
Türkiye Yelken Federasyonu, salgın riski nedeniyle durdurduğu eğitim faaliyetlerine yeniden başladı. Artık, yarış takvimleri ve uluslararası organizasyonlar gözden geçiriliyor ve milli sporcularımızın rotaları belirleniyor. TYF Başkanı Özlem Akdurak ve yönetim kurulu, salgın sürecini gayet iyi yönetti. Yelken camiasına yönelik bilgilendirmeler periyodik olarak yapıldı. Önlemler eksiksiz uygulandı. Hepsini kutluyorum.
Ilıman ikliminden ötürü yılın büyük bölümünde yat ve deniz turizmi için ideal olan Hırvatistan, adaları ve şahane kıyılarıyla Avrupa’nın yükselen yıldızı olmayı başarıyor
Türkiye’nin ilk CMM (Certified Marina Manager) unvanını sekiz yıl önce kazanan Artun Ertem, Adriyatik Denizi’nin gözde ülkesi Hırvatistan’da önemli işlere imza atan başarılı bir girişimci. Ertem, profesyonel turist rehberliğinin yanı sıra 2000’li yıllardan günümüze kadar Göcek Club Marina, Antalya Büyük Liman marina ve Sibenik D-Marin Marina Mandalina gibi köklü kuruluşlarda yöneticilik yapmış değerli bir dostum. Zagreb büyükelçiliğimizle birlikte ülkemizden alınan ADB’lerin (Amatör Denizci belgesi) Hırvatistan’da geçerli kabul edilmesine yönelik ciddi katkısı oldu. Artun Ertem, halen kurucu başkanı olduğu Portus Maxsimus Danışmanlık ve Seyahat şirketiyle ülkenin deniz turizmine yön veren kanaat önderleri arasında bulunuyor.
Son dakika kiralamaları
Her yıl yüzlerce Türk yatçının