Adalet aranırsa...

20 Temmuz 2011

Gazeteci arkadaşlarımız Nedim Şener, Ahmet Şık, Soner Yalçın, Doğan Yurdakul ve diğerlerinin tutukluluğu 4 ayı aştı. Hâlâ iddianamenin yazılmasını bekliyorlar. İddianame bitecek, mahkeme kabul edecek, savunmalar başlayacak, tanıklar dinlenecek, sıra en son kanıtların incelenmesine gelecek. Oysa davanın düğümü kanıtlardadır. Meslektaşlarımız kanıtların yasal olmadığını söylüyorlar. Ya haklılarsa? Hayatlarından çalınan süre ne olacak?Aynı durum Balyoz davasında yaşanıyor... 43’ü general 138 subay tutuklu... Her duruşmada tutuklular kendileriyle ilgili kanıtların sahte olduğunu öne sürüyorlar. Hâkim heyeti kanıtlar üzerinde durmuyor. Mahkeme uzuyor... Kanıtların incelenmesinin en sona bırakılması adaletin gecikmesinin en büyük sebebini oluşturuyor.E. Org. Çetin Doğan geçenlerde Aydınlık’taki bir yazısında çözüm önerdi:“Bir davanın temel dayanağını oluşturan bütün deliller çürütülmüş olsa bile, özel görevli hâkimler, ‘delillerin bütün sanıkların sorgulamalarının bitiminden sonra ortaya konacağı’ hükmüne sarılarak, tutukluluğun devamına karar vermektedir......Davanın hangi safhasında olursa olsun, mevcut delillerin yasal delil olma özelliğinin bulunmadığının anlaşılması

Yazının Devamı

Egemen duygu...

19 Temmuz 2011

Türkiye’de insanlar korkuyor... Siyasal iktidarı eleştiren kişilerin tutuklandığını gören insanlar, düşündüklerini yazmaktan ve söylemekten korkuyor.
Telefonlarının dinlendiğini hissediyor korkuyor...
Kadrolaşma yüzünden işinden olacağını düşünüyor, korkuyor.
Yola çıkıyor trafikten korkuyor, yürürken kafasına saksı düşeceğinden korkuyor.
Gazeteleri okuyor, geleceğin getireceklerinden korkuyor.
Her an bir ekonomik krizin kapıyı çalacağından korkuyor.
Kapitalist sistemlerde ülkeyi yöneticiler değil şu veya bu ölçüde korkular yönetiyor.

Yazının Devamı

Acaba uyanırlar mı?

17 Temmuz 2011

İki yıl önce ilan edilen “açılım”ın ucu açık bırakılmıştı. O tarafı PKK ve siyasi uzantıları “Demokratik Özerklik” projesiyle doldurdular.
Nedir demokratik özerklik?
Saklısı gizlisi yok... Açık açık söylüyorlar...
Ayrı bayrak, ayrı meclis, ayrı savunma gücü, ayrı yönetim, ayrı maliye, ayrı eğitim... Özetle bölgeyi bağımsızlığa hazırlayacak bir eyalet sistemi...
Karşı taraf bunu deklare ettiği halde Ankara’da oturanlar böyle bir şey hiç yokmuşcasına siyasi çözüm hazırlığı içindeydi.
Neydi siyasi çözümleri?
Anayasa’yı PKK’nın istediği şekilde yeniden düzenlemek...

Yazının Devamı

Acizliğin resmi!

16 Temmuz 2011

İktidarın PKK ve uzantılarına karşı tepkisi pek sert oldu!
“Kardeşlik projemize devam edeceğiz...”
CHP’nin tepkisi de anlamlı!
“Terörle mücadelenin özü ve çözümü silah değildir...”
Her iki parti sorunun esasına girmek yerine ezilip büzülüyor...
CHP eski Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen isyanlarda:
- Bu katliam karşısında susulur mu? Aksine bağıracaksın... Bağdat hükümetine PKK’yı şu kadar zamanda tasfiye etmezsen bütün ilişkiyi keserim, diye resti çekeceksin...

Yazının Devamı

Uğursuz dönem

15 Temmuz 2011

Dünyada terörle savaşan hiçbir ülke... - Terör örgütü liderinin bulunduğu hapishaneden örgütünü yönetmesine izin vermemiş...
- Hiçbir ülke, terör örgütü silah bırakmadan müzakereye oturmamış.
- Hiçbir ülke, terörle savaşırken kendi ordusunu hapse atarak, silahlı kuvvetlerinin gücünü ve moralini kırmamış...
Bilerek bilmeyerek bu hataları yapan ülkenin teröre boyun eğmemesine imkan yok.
Nitekim yüreklere dün 13 ateş daha düştü... İki haftada verilen şehit sayısı 20’yi buldu...
İkisi asker 5 vatandaş PKK’nın elinde rehin...
Güneydoğu’da herşey eskiye dönüyor.

Yazının Devamı

Koltuk aşkları

14 Temmuz 2011

Epey zamandır tanışırız. Güneş gazetesinde birlikte çalıştık. Tavizsiz bir mali yöneticiydi Masum Türker... O yüzden aramızdaki adı “Gaddar Masum”dur. 1999 yılında milletvekili oldu. Son 2 yıldır DSP Genel Başkanıydı. Genel seçimde yüzde 14- 17 arası oy beklediklerini söylüyordu. Türkiye genelinde ancak binde 25 oy alabildiler. Bu durumdaki bir parti liderinin istifa edip çekilmesi gerekirdi. Ancak çekilmek bir yana, geçen hafta yapılan kongrede yeniden genel başkan seçildi. İşin tuhafı Erol Tuncer, Hikmet Sami Türk gibi ünlü isimler de yanında yer aldı. Masum Türker birikimli bir isimdir. Ama gereken sinerjiyi yaratamadı. Demokrasinin gereğini yerine getirip çekilse, DSP’nin, yeni bir liderle yeni bir atılım şansı vardı. Bu şans yok edildi... DSP var ile yok arası bir yere oturdu.

İddia yetmez...
Futbol Federasyonu “Lig zamanında başlasın, iddianame kabul edildiğinde kanıtlara bakar karar veririz” dedi.
Galatasaray Başkanı Ünal Aysal karşı çıktı...
“Gerekirse ligi erteleyin, ama kararı zamana yaymayın” dedi...
Diğer kulüpler karşı çıktılar ama... Aysal haklıdır.
İddianame suçluyu veya suçsuzu tayin etmez. Adı üstünde iddiadır...

Yazının Devamı

Anayasa sırada!

13 Temmuz 2011

AKP sabırsızlıkla yeni anayasa çalışmalarına başlamak istiyor... Bizi esas şaşırtan ise CHP’nin bu konudaki hevesli duruşu... Acaba CHP yeni anayasa denince ne anlıyor? Ortaya ne çıkacağını umuyor?
AKP’nin daha demokrat, daha özgürlükçü bir anayasa yapacağına inanıyor mu?
Tayyip Erdoğan 8 yıldır hangi özgürlükçü adımı attı da mevcut anayasanın engeliyle karşılaştı...
Tam tersine... Geçen yıl yapılan değişiklikle HSYK ve Anayasa Mahkemesi iktidara bağlandı. Yargı bağımsızlığı yok edildi. Darbe anayasası denilen 1982 Anayasası’nın gerisine gidildi.
AKP bundan sonra ne yapacak?
Bir.. Kürtlerin istediği değişiklikleri yapacak... İşe mevcut Anayasa’dan “Türk” sözcüklerini silerek başlayacak... Değişmez maddeleri değiştirecek. Eyalet sistemine yönelecek.
İki... Başkanlık sistemine dönük değişiklikleri kotaracak...

Yazının Devamı

Yemini yemek...

12 Temmuz 2011

CHP, yemin etmeme eyleminde öylesine kararlıydı ki... Kemal Kılıçdaroğlu o kararlılığı daha geçen gün “Balbay ve Haberal’ın tahliye olmamaları durumunda yemin etmeme eylemi gerekirse 4 yıl bile sürebilir” sözleriyle dile getirmiş... Ardından Mersin Milletvekili İsa Gök’ün, AKP için “Millet iradesi karşısında diz çökecekler” sözü gelmişti.
Dışarıya söylenenler bunlardı ama grup içten içe kaynıyordu... Yemin kararının gruba sormadan alınmış olması burukluk yaratmıştı. Ayrıca ortak siyasi inanca sahip olmayan insanlardan oluşan bir gruptan ilkeli ve kararlı bir direniş beklemek akılcı değildi. Ricatların başlayabileceği ihtimali ortaya çıkınca kaçınılmaz son geldi. CHP, hiçbir söz ve vaat almadan önüne uzatılan teslimiyet... Pardon, mutabakat metnini imzaladı.
Metinde ne uzun tutukluluk sürelerinin kısaltılmasına, ne hapisteki milletvekillerinin tahliye edilmesine ilişkin bir irade beyanı var. AKP hiçbir taviz vermediği gibi metin CHP’yi suçlama altında bırakıyor. Ne var ki, CHP’liler suçlayıcı cümlelerden de kendilerine pay çıkarmayı başarıyorlar. Mesela:
“Tüm siyasi partilerin ve milletvekillerinin, milletimizin kendilerine verdiği bu onurlu görevi yerine getirmeleri

Yazının Devamı