İkiyüzlü Batı...

22 Mart 2011

Kaddafi zulmüne hedef olan sivillerin hayatını korumak için harekete geçen Amerika, İngiltere ve Fransa ilk iki günde 64 sivili öldürüp 150 sivili yaraladılar... Hedef alınan sivil tesislerin, yanan otobüs veya otomobillerin fotoğraflarını gazetelerde gördük...
Batı’nın ikiyüzlülüğü gizlenemeyecek kadar açık. Örneğin Afganistan ve Pakistan’da başkaldıran halka karşı kukla yönetimlerin yanında yer alıyor Batılılar...
Bahreyn’de Şeyh El Halife silahsız göstericilere ateş açıp onlarcasını katletti.
ABD ve Suudi’ler El Halife’nin yanında yer aldı.
Yemen’de Batı destekli Cumhurbaşkanı Abdullah Salih hafta sonu 50 protestocuyu öldürttü... Batı oralı bile değil...
Ancak Libya’ya gelince birden insancıl ve halksever duygular kabardı. Neden? Çünkü Libya’nın petrolü var...
Kaddafi’yi devirme yarışında öne geçen, Kaddafi sonrasında Libya’da en yağlı ballı işleri kapma hesabında...

Yazının Devamı

AK sloganlar!

20 Mart 2011

AKP, 12 Haziran’da yapılacak seçimler için vatandaşlar arasında slogan yarışması açmış... www.sloganbenim.com ve sosyal paylaşım siteleri üzerinden yapılan yarışmaya bir haftada 10 binden fazla başvuru olmuş... Birinci olacak sloganın sahibi Başbakan Tayyip Erdoğan ile bir günlük seçim turuna katılacak, ayrıca son model bir cep telefonu kazanacakmış, vs.
“Yarışmacı gazeteci!” Fahrettin Fidan gazetelerde bu haberi okur da hemen kâğıdı - kalemi eline almaz... Harekete geçmez... Okuyan herkesi kendinden geçirecek... Tayyip Erdoğan başta olmak üzere bilcümle AKP’lilere, “Onu bir elimize geçirirsek...” dedirtecek sloganlar üretmeye başlamaz mı? İşte onlardan birkaçı.
- Bakınca karartır insanın ruhunu cemali... Mah yüzlü Tayyip’im dururken n’ideyim memur Kemal’i!
- O Davos Fatihi, Ortadoğu’nun Sultanı... Dünya tanıdı onu ey kalbi mühürlü, artık sen de tanı.
- İstiyorsan mutluluk, istiyorsan dolu kiler, dolu cep... Daha ne düşünüyorsun ulan, işte karşında Recep.
- Sekiz yıldır verdin mi beş kuruş kömüre, pirince, bulgura, soğana? O halde oylar tabii ki yine Erdoğan’a.
- Kabul et artık... O bir mehdi, bir fenomen, bir hit. Kabul etmiyorsan, ananı da al, git!

Yazının Devamı

Al sana özgürlük!

19 Mart 2011

İktidarın, basın özgürlüğünün sınırlarını genişleteceğini iddia ettiği Türk Ceza Yasası’nda bazı değişiklikler öngören tasarı Meclis’e sunuldu. Önümüzdeki salı günü Adalet Komisyonu’nda görüşülecek tasarı büyük olasılıkla hafta içinde Genel Kurul’dan geçerek yasalaşacak.
Yasalaşınca neler olacak, neler mi değişecek? Basın hukuku konusunda en yetkin isimlerden CHP Manisa Milletvekili Şahin Mengü’ye kulak veriyoruz.
- Tasarı görüntüyü kurtarmak amaçlı birkaç iyileştirme getirirken pek çok konuda bugüne bile rahmet okutacak hükümler öngörüyor. Mesela; soruşturma ve kovuşturma işlemlerinin haber verme sınırları aşılmaksızın haber konusu yapılması, suç oluşturmayacak. Ama haber verme sınırının nerede başlayıp nerede biteceğini genel kabul görmüş uluslararası habercilik normları değil hakimler belirleyecek. Bu son derece sübjektif bir düzenlemedir. Çünkü haberin ne olup olmadığının kararını bu konuyu hiç bilmeyen hakimin takdirine bırakıyor. Böylece adil yargılama tepe tepe ihlal edilebilecek...
- Başka?
- Diyelim ki hakkında dinleme kararı olan biriyle bir telefon görüşmesi yaptım. O kişinin yanısıra benim konuşmamın yayınlanması da suç olmaktan çıkarılıyor. Bir başka vahim hüküm

Yazının Devamı

Nükleer bela...

18 Mart 2011

Çevre Kanunu’nu hazırlayan komisyonda görev yapan, 1980’li yıllardan beri nükleer enerjiyle yakından ilgilenen Prof. Ülkü Azrak, Japonya’daki felaketin ardından görüşlerini aktarıyor:
“Atom santralı iddia edildiği gibi temiz enerji üreten bir sistem değildir. En gelişmiş nükleer santrallarda bile önlenemeyen sızıntılar dolayısıyla çevreye, az da olsa, radyoaktif etkiler yayılmakta, Almanya’daki bazı nükleer santrallarının yakın çevresinde çocuk lösemileri giderek artmaktadır.
Şunu herkesin kesin olarak bilmesi gerekir ki, Ecemiş fay hattının merkezi Akkuyu’dan sadece 160 km. uzaklıktadır. Deprem uzmanlarının 1998’de Niğde’de düzenlenen bir sempozyumda belirttikleri gibi, Ecemiş fayı aktif bir faydır. 27 Haziran 1998’de Ecemiş fayında meydana gelen deprem sonucunda 150 kişi yaşamını yitirmiştir.
Bundan sonraki depremin Akkuyu’da yapılacak nükleer santral için yaşamsal bir tehlikeyi ortaya çıkarmayacağını kim garanti edebilir?
Bu alandaki uzman bilim adamlarının seslerini yükseltmemeleri şaşılacak bir şeydir... Japonya’daki kazadan sonra Almanya halkı sokaklara dökülmüş ve Federal hükümetin bir süre önce ömrü dolan bazı nükleer santralların işletme süresinin uzatılmasına

Yazının Devamı

Uykulu yorumlar!

17 Mart 2011

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, İbrahim Tatlıses’i hastane odasında ziyaret ettikten sonra yaptığı açıklamada, “Kendisini yoğun bakımda gördüm. Uyuyordu. Doktorlardan uyandırılmamasını rica ettim” der de halkımız bu lafı yorumsuz bırakır mı? İşte dünkü Vatan gazetesinin internet sayfasında bu lafa ilişkin vatandaş yorumlarından birkaçı:
- Uyarmasaydı demek ki doktorlar Tatlıses’i dürtüp, “Kalk, Arınç geldi” diyeceklerdi.
- Olmadı! Uyandırılmalıydı. Son Türk büyüklerinden biri ziyaretine gelmiş.
- Tüh! Keşke rica etmeseydiniz de uyandırsalardı. Belki sizi görünce morali düzelir, çabuk iyileşirdi.
- Ne kadar hassas bir insan. Vallahi ağlamaktan gözlerim şişti.
- Hadi ya. Doktorlar sana sordu, uyandıralım mı, diye... Öyle mi?
- Yanlış anlamadım di mi? Yoğun bakımda uyutulan hasta için, uyandırmayın, rahatsız etmeyelim mi demiş?

Yazının Devamı

Raylı sorular!

16 Mart 2011

Marmaray’ın ray ve istasyon sistemini inşa edecek Fransız Alstom Marubeni ile Türk Doğuş (kısaca AMD) şirketlerinin geçen nisan ayında yükümlülüklerini yerine getiremeyeceğini bildirerek işi bıraktığını... Bu şirketlerle sözleşmeyi fesheden Ulaştırma Bakanlığı’nın aradan 11 ay geçmesine rağmen ihaleyi yenilemediğini... Marmaray’ın bu yüzden 2013 yılına yetişmeyeceğini dünkü yazımızda dile getirmiş... Özellikle AMD ortaklığı ile Ulaştırma Bakanlığı arasındaki anlaşmazlığı merak ettiğimizi bildirmiştik.
CHP Tunceli Milletvekili Kamer Genç dün Ulaştırma Bakanı’na yönelttiği önergede şu soruları sordu:
- Fransız firmasıyla sözleşme neden feshedilmiştir?
- Bu iş için müteahhit firmalara avans ödenmiş midir? Ödenmişse miktarı nedir?
- Bu işte kullanılacak demiryolu rayı ve sair malzemenin idarenizce belirlenen firmalardan alınması konusunda müteahhitlere bir telkininiz olmuş mudur?
Dün Kamer Genç’le önergesi üzerinde konuşurken özellikle son soru dikkatimizi çekti... Kamer Genç kulağına gelen söylentiyi aktardı:
“Bu işte kullanılan ray ve sair malzemeyi müteahhit şirket önceleri bir Alman firmasından temin ediyormuş. Söylentiye göre daha sonra iktidara yakın bazı kişiler bu

Yazının Devamı

Sosis geçiş...

15 Mart 2011

Tüp Tünel, sosis gibi kaldı. Denizin dibinde duruyor.
Necati Doğru, Sözcü’de Marmaray adı verilen Boğaz geçişinin işe yaramaz bir sosis gibi denizin dibinde kalakaldığını yazıyor.
“Marmaray”ın denizden geçişini sağlayacak “Boğaz Tüp Tünel”i Japon firmaları hemen hemen bitirdiler...
Birkaç hafta önce Başbakan’ın yaşgünü de bu tünelde kutlandı.
Başbakan inşaat sırasında ortaya çıkan çanak çömlek (tarihi eserler) yüzünden Marmaray’ın 3.5 yıl geciktiğini söylemişti. Oysa gecikmenin daha önemli bir sebebi vardı.
Marmaray’ın ray ve istasyon sistemini Fransız Alstom - Marubeni ile Türk Doğuş (kısaca AMD deniliyor) şirketleri inşa edecek, 2010 yılında bitirip teslim edeceklerdi.
Ne var ki, AMD ortaklığı ihaleyi almasından üç yıl sonra, geçen nisan ayında, yükümlülükleri yerine getiremeyeceğini bildirdi. Bakanlık da sözleşmeyi feshetti.

Yazının Devamı

Altına hücum

13 Mart 2011

Bir zamanların Amerika’sındaki “altına hücum” gibi bugünlerde de ülkemizde “Meclis’e hücum” var. Bürokraside neredeyse adam kalmadı. Bürokrasi dışında da hummalı bir hazırlık var adaylığa doğru...
Son yıllarda liderin önünde ceket ilikleme ve parmak indirip kaldırma mesleğine dönüşen milletvekilliğinin nedir bu cazibesi? Neden millet gül gibi işini bırakıp Meclis’e koşuyor?
Özetle anlatalım, cazip olup olmadığını görünüz...
Milletvekili maaşı bugün itibariyle 9 bin 500 lira civarındadır. Aynı zamanda emekli ise 2 bin 500 lira daha alır. Kendisinin, eşinin ve bakmakla yükümlü olduğu birinci derece yakın akrabalarının sağlık hizmetleri için herhangi bir para ödemez. Yılda iki maaş tutarında telefon parasını TBMM öder. Üyeliği bittiğinde ömür boyu aylık 5 bin lira emekli maaşı alır. Milletvekili iken suçüstü yakalanmadıkça dokunulmazlığı vardır. Sahip olduğu kırmızı pasaport sayesinde her ülkeye vizesiz girebilir. Başkanlık divanı üyesi, parti grup yöneticisi ya da ihtisas komisyonu başkanı olması halinde kendilerine kırmızı plakalı makam aracı tahsis edilir. Halen her milletvekilinin bir danışman, bir sekreter çalıştırma hakkı vardır. Önümüzdeki yasama döneminde iki danışman

Yazının Devamı