Durumdan vazife

27 Mayıs 2008

Başbakan pazar nutkunda haykırdı:              “Yargıtay Başkanlar Kurulu bildiriyi yasaların verdiği yetkiyle değil, durumdan vazife çıkarmak suretiyle yapmıştır.”
Bu bir itiraf aynı zamanda... Demek ki “durum” yasalar izin vermese bile “vazife çıkarmayı” mecbur kılacak kadar vahim...
O zaman... Yalnızca yargıçlar değil... Türkiye’de demokrasi, hukuk, cumhuriyet ve anayasaya inanan her ferdin bu durumdan kendine vazife çıkarması icap eder... Bu bir suç değil, görevdir...
* * *
“Yargıtay bildirisine cevap vermemek 16.5 milyona ihanet olurdu”, diyor Başbakan...
Keşke kendileri daha önce iki kelimeyle olsun hariçten gazel okuyan AB komiserlerine cevap verip yargıyı savunsaydı.... Yargıtay o zaman bu bildiriyi yayınlar mıydı?
Üstelik Başbakan ve AKP sözcüleri Yargıtay bildirisine de yanıt vermiş değil henüz. Sadece karşı hücum düzenliyorlar...

Yazının Devamı

Bol şans beyler!

25 Mayıs 2008

Ülkemiz küreselleşmeye ayak uydurmuş, liberal ekonomi bütün kurumlarıyla yerleşmiştir. O yüzden memlekette iş yok. İş bulursan da ancak karnını doyurursun. Ama herkese her an zengin olma yolu açık. Bu yönden en talihli ülkeyiz. Şans kapınızı her gün çalabilir. Önemli olan kupon doldurmayı ihmal etmemek...
Pazartesi “On Numara”...
Çarşamba “Şans Topu”...
Perşembe “Süper Loto”...
Cumartesi “Sayısal Loto”...
Pazar “Spor Toto”...
Cumartesi, Pazar “Spor Loto”...

Yazının Devamı

Telekom bir sır

24 Mayıs 2008

Telekom’un satışıyla ilgili sorulara hükümet kanadından yanıt gelmiyor... Sıkışınca kendilerini milletin temsilcisi ilan edenler millete iki satırlık bir açıklamayı neden yapmıyorlar dersiniz?
Kasım 2005’te Türk Telekom’un yüzde 55’i bu sektörde herhangi bir birikim ve iddiası olmayan Oger Telecom’a 6.6 milyar dolara satıldı. İki ay sonra da Kurumlar Vergisi %30’dan %20’ye indirildi... Bu indirim 2 ay önce açıklasaydı TT’nin değeri 2 milyar dolar civarında artmış olacaktı.
CHP Milletvekili Osman Coşkunoğlu diyor ki:
- Bu 2 milyar doları Hariri ailesi ile kimlerin paylaştığı konusundaki soru önergem yanıtsız kaldı... Sağlam kaynakların söylemesine göre bu 2 milyar, AKP ile Hariri ailesi arasında paylaşıldı...
Yasa gereği, serbestleşmenin 1 Ocak 2004 tarihinde başlamış olması gerekirken, hâlâ “internet altyapısı” “Kablo TV” ve “Şehiriçi sabit hatlar” da TT fiilen tekel konumunda. Ayrıca kamu kuruluşları rekabet olan hizmetlerde ihaleye çıkması gerekirken, bu hizmetleri TT’den almaya devam ediyor. TT devlet

Yazının Devamı

Yargıtay’ın yetkisi

23 Mayıs 2008

Hükümet sözcüsü Cemil Çiçek beyan etti: “Yargıtay’ın millet adına konuşma yetkisi yoktur.”
Neden? Yargıtay yasasında bu kuruluşla ilgili bildiri yayımlama yasağı mı var?
Eğer demokrasi varsa... Yüksek yargının hukuka yönelik tehlikeler konusunda toplumu uyarması ve tartışmalara ışık tutmasından daha olağan ne olabilir?
Hele ki o ülke ve toplum, hukuk ve Anayasa temeli üzerinde duruyorsa...
Hukukçu Turgut Kazan diyor ki:
- Gönül isterdi ki hukuk kuruluşları, üniversiteler, medya, aydınlar, muhalefet partileri hukuka yeterince sahip çıksın, iktidarın hukuku teslim alma girişimlerine karşı dursunlar. O zaman Yargıtay böyle bir bildiri yayımlamaya gerek duymayacaktı.
Ülkenin aydınları hukuka yeterince sahip çıkmayınca gayret bizzat kurumlara düşüyor...

Yazının Devamı

F - 35 sıkıntısı

22 Mayıs 2008

Savaş sanayiinin yeni mucizesi F - 35 uçaklarıyla ilgili övgüleri zaman zaman basında okuyoruz... Tek motorlu olan F-35 hem avcı hem de bombardıman uçağı görevini yapıyor. Görünmezlik teknolojisine sahip olduğundan hasım uçak tarafından geç fark ediliyor. Bu durumda da, “first see, first kill” yani “ilk gören, ilk vurur” ilkesi F-35 lehine işliyor.
F - 35 uçakları ABD liderliğinde kurulan “Müşterek Taarruz Uçağı Programı Ortaklığı” çerçevesinde imal edilecek... Bu ortaklığa halen, ABD’ye ilaveten İngiltere, Avustralya, Kanada, Danimarka, İtalya, Hollanda, Norveç ve Türkiye katılmış durumda...Türkiye, şimdiye dek, bu projenin sistem geliştirme masrafları için 175 milyon dolar ödedi...
2010’dan itibaren yaklaşık 11 milyar dolar ödeyerek 100 adet F - 35 uçağı satın almayı planlıyoruz.
Üretim sürecinde Türk firmaları yaklaşık 5.5 milyar dolarlık sipariş alabilecek...
Uçağın üretimine ve alımına onay veren yasa TBMM’de görüşme sırası bekliyor.
Her şey iyi

Yazının Devamı

Eskişehir zaferi!

21 Mayıs 2008

Eskişehirspor Boluspor’u 2 - 0 yenerek süper lige çıktı... Eskişehirspor Başkanı Nebi Hatipoğlu, Hürriyet’e verdiği demeçte açık konuştu:
“Bizi Süper Lige Sayın Unakıtan’ın desteği taşıdı”  Bu nasıl olmuş? Kulüp Başkanı anlatıyor: “Transfer sezonunda almak istediğimiz 4 futbolcu vardı. Bonservis bedelleri yüksek olması nedeniyle daha önce bu transferler gerçekleşmemişti. Ancak Bakan Unakıtan’ın araya girmesiyle istediğimiz transferleri gerçekleştirdik. Bu 4 futbolcunun toplam değeri 1.5 milyon YTL’yi buluyordu. Ancak biz bu futbolcuların transferini gerçekleştirirken kulübün kasasından bonservis parası çıkmadı.”
Eskişehir, 1,5 milyon değerinde 4 futbolcuyu kasasından para ödemeden almış.. Peki bu nasıl olmuş? Unakıtan’ın katkısıyla... Peki Unakıtan bu parayı nasıl ödedi? Cebinden mi? Devlet kasasından mı? Nereden? Merak etmez misiniz?


Lagendijk, “Türkiye’deki laiklik tartışmalarını anlamıyor olabiliriz” demiş.Bu da bir nevi “şahsına ait ilerleme raporu” sayılabilir...Haldun

Yazının Devamı

Biraz dursanız!

20 Mayıs 2008

Bir İngiliz fıkrası vardır hani...  Kont hazretleri çıktığı uzun yolculuktan erken dönmüş...Yatak odasına girince ne görsün...
Leydi yatakta sırtüstü yatıyor, üzerinde bir delikanlı hareket halinde...
Kont, soğukkanlı biçimde Leydi’ye uzun bir nutuk çekmiş...
Ve sözü şöyle bağlamış:
- Size gelince delikanlı... Hiç olmazsa ben konuşurken durabilirdiniz...
AKP’ye de benzer bir sitem yöneltilebilir...
Hiç değilse kapatılma davası sürecinde biraz derlenip toparlanabilirdi... Ama hiç o havada görünmüyorlar...

Yazının Devamı

Paksüt soruları

18 Mayıs 2008

Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Osman Paksüt’ün takip olayını ortaya çıkaran gazeteci arkadaşımız Saygı Öztürk’le olayı konuşuyoruz. Polisin, kafalarda en büyük soru işareti oluşturan davranışının Paksüt’e tatmin edici bir açıklama yapmadan apar topar bölgeden uzaklaşması olduğunu söylüyor. Ardından ekliyor.
“Orada bir başka takip olayı ile ilgili bulunuyorsanız görev yerinizi neden terkettiniz? Takipten neden vazgeçtiniz? Buna tatmin edici bir yanıt verilmedikçe kuşkular ve tartışmalar sona ermeyecektir. Ancak şu ana kadar bu sorunun yanıtı verilmiş değil. Ayrıca bildiğim kadarıyla polisin bir şahsı takip edebilmesi için savcılıktan izin alınması ve bununla ilgili görev belgesi olması lazımdır. Böyle bir belge var mı? En azından Osman Paksüt’e bu konuda tatmin edici bilgi verildi mi? Ben duymadım. Osman Paksüt, iki aydır takip edildiği kuşkusunu dile getiriyor ki, bu da çok vahim bir şeydir. Bu kuşkuyu da ortadan kaldıracak bir açıklamanın yapılması gerekiyor. Sürekli aklımı kurcalayan bir soru da şu; Osman Paksüt,

Yazının Devamı