Açık Pencere Önceki gün... YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan, rektörlere tek tek telefon ediyor. Bir gün sonra Ankara'da yapılacağı açıklanan Üniversitelerarası Kurul toplantısına katılmamalarını söylüyor. Araya üstü kapalı tehdit cümleleri sıkıştırıyor...Telefon trafiğinden istediği sonucu alamayan YÖK Başkanı Özcan pes etmiyor. Ankara'ya gelen rektörlerin toplandığı salonu dün adeta basıyor. Kürsüye çıkıyor... Canlı yayın yapmakta olan televizyon kameralarının önünde rektörleri bir kez daha tehdit ediyor.- Üniversitelerarası Kurul'un görev ve yetkileri yasayla düzenlenmiştir. Bunlar arasında türban yoktur. Dolayısıyla türbanı görüşemezsiniz, diyor. Kürsüden inerken salondan bir tek alkış sesi bile yükselmiyor. Yükselen tek şey, o sırada topluca salona giren öğretim üyelerinin hep bir ağızdan attıkları;-Türkiye laiktir, laik kalacak... sloganı oluyor.Ve toplantı YÖK Başkanı'na rağmen yapılıyor. Toplantı sonunda, geniş metnini haber sütunlarında okuyacağınız her ne pahasına olursa olsun laikliğe sahip çıkılacağı vurgulanan o zehir - zemberek bildiri çıkıyor.Üniversite şimdiden karışıyor.. Amaç bu mu? Türbanın serbest bırakılması üniversiteleri karıştırır...
Açık Pencere Türbanı serbest bırakma adımı üniversitede az sayıda hanım kızı memnun edecek...Ama neden olacağı uçsuz bucaksız tartışmalar ve çatışmalarla bütün ülkeyi kaosa sokacaktır...AKP ve MHP içinde bazı sağduyulu isimlerin bu tehlikeli gidişin farkına vardıkları gözleniyor. AKP ve MHP'nin üst yöneticileri de bugün değilse yarın bu ürkütücü gerçeğin farkına varacaklardır. O zaman vakit çok geç olabilir... Ne mi yapmalı?Anayasa ve yasa değişikliği Resmi Gazete'de yayımlanır yayımlanmaz yürürlüğe girecektir.Konu Anayasa Mahkemesi'ne gidecek ama bir karara bağlanması vakit alacaktır.O süre içinde türban üniversitelere yerleşecektir...Anayasa Mahkemesi ret kararı verse dahi üniversitelerde yaratılacak fiili durumu tersine çevirmek yani türbanı üniversiteden çıkarmak bir daha mümkün olmayacaktır.İktidarı bu zorluktan kurtaracak tek çözüm var: Türbanla ilgili anayasa ve yasa değişikliğini Anayasa Mahkemesi'nin karara bağlamasını beklemek.Bunun için de uygulama ileri bir tarihe mesela önümüzdeki ders yılının başlangıcına bırakılır. Arada Anayasa Mahkemesi'nin kararı belli olur. Karar olumsuz çıkarsa geri dönülür.Ülkeyi geldiği uçurumun eşiğinde durdurmak için akla gelen ilk çözüm
Açık Pencere Çene altı türban nasıl bağlanır, onu konuşuyoruz.Arman Salepçi dostumuz gırgır geçiyor:- Yıllardir laikleri, türbanlı - türbansız diye ayrımcılık yapmakla suçlayanlar, şimdi kendileri turbanlılar arasında ayrımcılık yapıyor!Başbakan AKP'lilerin türban konusunda konuşmasını yasaklamış. Haklı... Önceki gece ekranlarda TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu ve AKP Grup Başkanvekili Bekir Bozdağ'ı izledik. Savunamadılar türban yasasını. İnanmadıkları belliydi yaptıkları Anayasa değişikliğine...Dönelim uygulamaya... Üniversite öğrencisi okurumuz yazıyor:- Üniversitelerde şu anda bile var olan mahalle baskısından kimse bahsetmiyor. Mesela, birçok üniversitede saçlarını uzatan erkek öğrenciler, belli siyasi ideolojilere (nasıl bir ideolojiyse) sahip gruplar tarafından önce uyarılıyor, sonra dövülüyor. Türban serbestisinden sonra oluşacak baskıları düşünün...Prof. Ergun Özbudun bile Anadolu'da mahalle baskısı sonucu türbansız kız öğrenci kalmayacağı görüşünde.Kaldı ki sorun başı örtüp örtmemek değil. O nokta çoktan geçildi. Sorun başörtüsü üzerinden cumhuriyetin kavgalar içine sürüklenmesi tehlikesidir... AKP ve MHP ateşle oynuyor. Meselenin özü türban değildir. İktidarın
Açık Pencere Kıyafet serbestisi sonucu üniversitede oluşacak manzarayı bir genç öğretim üyesi şöyle aktarıyor:"... Türban bir çeşit fişlemedir... Türban üniversiteye girdiğinde sınıflardaki kızlar ikiye ayrılacak.. Başı kapalılar.. Başı açıklar... Daha kısaca: Müslamanlar - laikler... Başı kapalı bir öğrenci örneğin "kopya çekiyor" diye yerini değiştirmesini istediğimizde, 'türbanım yüzünden baskı yapıyorsunuz!' diyebilecek... Sınıflarda kızlar türbanlı - türbansız, laik - Müslüman diye ikiye ayrılacak."Üniversitede türbanın serbest bırakılması elbet orta dereceli okullarla kamuda da türbanı cesaretlendirecek. Tartışmalar büyüyecek.İktidar tarafı: "Efendim", diyor, "1990'larda türban serbestti üniversitelerde, olay çıkmıyordu, gene çıkmaz"Şartlar o kadar farklı ki... Bugün artık türbanlıların arkasında iktidar gücü var. Laik taraf zayıf. Türbanlı kızları öne iterek laik düzeni değiştirmek isteyen güçler için zemin ve zaman mükemmel...O yüzden türban hem üniversiteyi hem Cumhuriyet rejimini zora sokacak. AKP ve MHP bu tehlikeyi görmeliydi... Üniversite ile ilgili çok kritik bir düzenleme yapıyorsunuz... Ama yaptığınız düzenlemenin vereceği sonuçları üniversiteye sormuyorsunuz.
Açık Pencere - Sayın Canikli, "Hedefimiz türbanın kamuda da serbest bırakılmasıdır" diyen Konya Milletvekiliniz Hasan Tuna hakkında partinizin Meclis Grup Disiplin Kurulu soruşturma açtı. Tuna'nın suçu, partinizin türban konusundaki temel politikasına aykırı görüş dile getirmesi midir yoksa kendisini tutamayarak AKP'nin gizli ajandasını zamanından önce açıklaması mıdır?- Bizim türban konusunda hiçbir gizli ajandamız yoktur ve olamaz da...- Kamuda türbana karşı mısınız?- Olayları hangi açıdan konuştuğunuza bakmak lazım. Sosyolojik olarak mı konuşuyorsunuz yoksa siyasi olarak mı? Bu uzun bir tartışma konusudur. Ama şunu söyleyeyim ki, kamuda türbanı serbest bırakmak diye bir şey bizim gündemimizde yoktur ve olmayacaktır.- Öyle diyorsunuz ama iktidarınız döneminde kamuda türban yasağı giderek hızla deliniyor. En başta da sizin belediyelerinizde...- Bir suç söz konusuysa onu soruşturacak merciler bellidir.- Soruşturulmuyor ama. Dahası, Meclis'te bile bir sürü türbanlı bayan memur var.- Ben böyle bir şeye şahit olmadım.- Halkla İlişkiler binasına giderseniz görürsünüz.- O olaydan bizim haberimiz yok. Öyle bir şey varsa o zaman Meclis Başkanlığı'nın gerekeni yapması lazım.- Meclis
Açık Pencere - Uyanık durma, karşı çıkma, direnme zamanıdır. Çünkü ülke korkunç bir akıbete doğru itiliyor, diyor... Bu süreçte en şaşırtıcı manzarayı şöyle özetliyor:- Şaşırtıcı olan, Cumhuriyetin kuruluş yıllarından beri böyle bir yıkım fırsatı beklemiş bir irtica canavarının sözde din özgürlüğü ve yükseköğrenim hakkı adına yeniden baş kaldırmış olması değildir... Şaşırtıcı olan, yine aynı cumhuriyeti kuranların büyük çabalarla bağımsızlaştırmış, okutmuş, yetiştirmiş milyonlarca insanın bu çullanışı, sanki bir başka devletin yıkılış filmini seyreder gibi, sessiz, tepkisiz seyrediyor olmasıdır. * * *Hocaya göre zaman, genciyle ihtiyarıyla, askeriyle siviliyle cumhuriyet kuşağının ayağa kalkma ve "Yıktırmayız" diye bağırma zamanıdır... Sebebi de açıktır:- Çünkü cumhuriyet kendisinin hançerlenişini sessiz seyretsinler diye yetiştirmedi bu kuşakları...* * *Hukukçu Noyan Özkan türbanın Anayasa'ya sokulması halinde olacakları özetliyor:1) Anayasa Mahkemesi, Anamuhalefet Partisi tarafından yapılacak başvuru ile, anayasa değişikliğini içeren yasayı önce usulden ele alacak ve sonra büyük bir olasılıkla iptal edecektir.2) Anayasa değişikliği üzerine YÖK tarafından yapılacak idari
Açık Pencere Dünyadan:Yapay yaşam yolunda önemli adım: Genetik kod yeniden yazıldı. ABD'deki Venter Enstitüsü bilim adamları, ilk yapay organizmanın yaratılmasında önemli ilerleme kaydederek, ilk kez bir bakterinin sentetik genomunu (DNA dizilimi) oluşturmayı başardı.Evrendeki en uzak galaksi bulundu: Uluslararası gök bilimcilerinin, evrende bugüne kadar bilinen en uzak galaksinin yerini tespit ettikleri bildirildi.Uzaya turistik seyahat yapacak araç tanıtıldı: Aralarında Stephen Hawking, Victoria Principal ve Prenses Beatrice gibi ünlülerin de bulunduğu pek çok kişi 2010'da başlayacak seferler için yer ayırttı.Dünyanın ilk ekolojik kenti çölde kuruluyor: Çevre kirliliğinin sıfır düzeyde olacağı kent, hava sıcaklığının 50 dereceyi aştığı, suyun ve toprağın olmadığı bir yerde, çölün ortasında inşa edilecek.Türkiye'den haber:Türban için Anayasa'nın iki maddesi değişecek: AK Parti ile MHP türban için anlaştı.* * *Eller giderken aya, bizim istikamet Pakistan...türban yasağı kalkarken bu hamlenin orayla sınırlı kalmayacağını AKP Konya Milletvekili Hüsnü Tuna dün açık açık söyledi:"İnşallah hedefimiz kamu hizmetlerinde de, yani kamu hizmeti veren personellerde de böyle bir yasağın
Açık Pencere - Yeni YÖK Başkanı güzel sözler söylüyor...Bakan Unakıtan şu yanıtı veriyor:- İsterse söylemesin...Yusuf Ziya Özcan daha önce de Cumhurbaşkanı ve Başbakan'ın kendisine:- Aman hocam bir şey söylersen ipimizi çekerler, dediğini açık mikrofonu unutup ağzından kaçırmıştı...Tabii Maliye Bakanı'nın tehdidi daha esaslı... "İsterse söylemesin" demek YÖK Başkanı'nın hükümetçe kul-köle statüsünde görüldüğünün ispatı...Oysa.. YÖK aynen Danıştay, Yargıtay gibi bağımsız bir kuruluş... YÖK Başkanı protokolde 12. sırada... Birçok bakanın önünde yer alıyor... Başbakan, geçen dönemde kendisinden YÖK'e karşı bir girişim istendiğinde:- Benim gücüm yetmiyor, diyerek hükümetin YÖK önündeki çaresizliğini ifade etmişti.YÖK her zaman üniversite ve bilim camiasının asalet ve onurunu temsil etti.Bugün ise bilim dünyasının hükümet önünde ezilişini temsil ediyor.Hükümetin YÖK'e karşı aşağılayıcı tavrı tüm akademik yaşama hakarettir.YÖK Başkanı ya Maliye Bakanı'na cevap vermeli ya da o görevi bırakmalıdır...***Üniversitelerarası Kurul dün değerli bilim adamı Prof. Celal Şengör'ü YÖK üyeliğine seçti. Celal Şengör yeni YÖK Başkanı sorulduğunda, "Ben onu asistan bile yapmam" demişti.Üniversiteler,