Huntington geldi

26 Mayıs 2005

- Avrupalılar Türkiye'yi istemiyor. Sizi AB'ye alammak için ellerinden geleni yapacaklar...- Peki ABD, Türkiye'nin AB üyeliğini neden destekliyor?- AB'yi güçsüzleştirmek için...Oyuna bakın.. Peki Türkiye ne yapmalı? Huntington yol gösteriyor:- İslam'ın liderliği rolü herkesten çok Türkiye'ye yakışmaktadır. Ancak bu da iki soruna neden olmaktadır. Bunlardan birincisi Atatürk'ün ilkeleri, Türkiye'yi modern laik Batılı bir ülke olarak tanımlıyor. Bu öğretilerin üzerinde biraz düşünülmesi, değiştirilip düzeltilmesi zamanı muhakkak ki gelmiştir.AKP iktidarı ne yapıyor? Emin adımlarla Huntington'ın çizdiği yoldan ilerliyor.AB'ye giriş teşebbüsleri göstermeliktir. Esas tutulan yol Huntington'ın çizdiğidir. Dinci kadrolaşma, Ceza Yasası, Milli Eğitim politikası... Nereye baksanız gidiş Avrupa'ya değil şeriat devletine doğru... Üstelik bu yolun ucunda liderlik falan yok. Ayrıca olsa ne olur? İslam ülkelerinin liderini kim takar? Kaç yazar? Medeniyetler Çatışması kitabıyla tanınan Amerikalı Profesör Samuel Huntington açık konuşuyor: Huntington diyor ki: "Atatürk ilkeleri 70 yıl geride kaldı" Devamı bizden: "Ve biz o ilkelere sadık kalamadığımız için böyle geri kaldık." Tarihine saygılı bir

Yazının Devamı

Champions fırsatı

25 Mayıs 2005

Üzerinde formalarıyla Liverpool ve Milan taraftarları çıkageldiler... İstanbul'un dört bir yanında yarı şaşkın dolaşıyorlar. Gözlerimiz mağaza vitrinlerinde Liverpool ve Milan taraftarları için hazırlanmış tişörtler, rozetler ve benzeri hediyelik eşyalar arıyor. Yok... Birkaç yıl önce İngiltere'de Chelsea - Galatasaray maçına gitmiştik. Stadın bulunduğu semtte ve stat girişinde özenli hazırlanmış, üzerinde Chelsea ve Galatasaray'ın armaları bulunan hatıra formaları, tişörtler, rozetler vs. gördük. Tabii eşe dosta getirmek için çok miktarda satın aldık. O bir eleme maçıydı. İstanbul'da bugün oynanacak olan ise final maçı. Bu maçın İstanbul hatırası olarak hazırlanan benzeri hatıra eşyasını İngiliz ve İtalyan taraftarlar kapış kapış satın alırdı. Ancak bizim müteşebbisler anlaşılan böyle bir şey düşünmediler. Veya düşünemediler. Otelleri çıkarırsak... Şampiyon taraftarların dövizlerini sadece stat önünde köfte ekmek satarak alacağız... Avrupalı liderler, Fransa'daki Avrupa Anayasası referandumunda "evet" çıkması için seferber olmuş. Kenan Evren gitse tek başına hallederdi... İngiliz yayın kurumu BBC'nin çalışanları, işten çıkarılmaları protesto etmek için önceki gün grev yaptılar.

Yazının Devamı

Zavallı Kadıköy

24 Mayıs 2005

Son iki belediye başkanı Müfit Gürtuna ve Kadir Topbaş döneminde sahiller duman oldu. Gürtuna, yaptırdığı arıtma tesisinin iki katı büyüklükte bir dolgu alanını duvarla çevirerek halka kapattı. Moda sahil yolu bahanesiyle Moda sahil şeridi yarı yarıya iptal edildi.Halen Kadıköy - Kurbağalıdere arasındaki sahil şeridinin dörtte üçü harpten çıkmış gibi...Dalyan - Caddebostan arasındaki sahil şeridinde manzara aynen öyle... Kazma vurulan hiçbir alan düzeltilmiyor, aynen bırakılıyor. Moda'da yıkılan sabit pazarın yerine otopark veya gökdelen yapılacağı söylenmekte. Salı Pazarı nedeniyle Kadıköy'de yıllardır her salı aynı keşmekeş yaşanıyor. Moda caddesinin kaldırımları perişan... Geçenlerde Kadir Topbaş'a sorduk:- AKP'ye oy vermediler diye Kadıköylüleri özellikle mi cezalandırıyorsunuz?- Yok canım olur mu öyle şey, dedi Topbaş.Ama Kadıköy'de yıllardır süren keşmekeşin başka türlü izahı yoktur.Kadıköy Belediyesi mi ne yapar? Onlar da bizim gibi... Keşmekeşe seyirci... Kadıköy - Moda - Caddebostan kıyıları, İstanbul halkının bir parça da olsa nefeslendiği, deniz havası aldığı alanlardır. Nurettin Sözen'in belediye başkanlığı döneminde Moda ve Caddebostan'da deniz kıyısı dolgu alanları

Yazının Devamı

Ne güzel günlerdi

22 Mayıs 2005

"...Biz, 'söylemiyoruz', ama söyleniyoruz. Konuşmuyoruz ama, mırıldanıyoruz. Biz niye böyleyiz? Genelde 'sessiz'leştik.Bizdeki sessizlik, iyi huylu olmaktan mı kaynaklanıyor, yoksa içinden geçeni söylemeye çekinmekten mi?.. Yoksa hiç günah işlenmezse, sevap işlenmese de olur sanmaktan mı? Ya aydın kişi sıfatı yakıştırılanların sessizliği, neden ola ki?Hiç günah işlemeyen, kendisini toplum görevini yapmış sanıyor. Hiç sevap işlememiş olsa bile... Oysa Dante'nin Cehennemi'nde, hiç günah işlemeyen de, cehenneme atılıyor... Hiç sevap işlemedikleri için.Toplumumuzda, 'sıkıntılı insan' oranı yükseliyor. Bu nedenle, konuları daldan dala atlayan kitapları yazmak kolaylaştı, okumak da... Örneği, elinizde..." Haziranda 85. yaşını kutlamaya hazırlanan Aydın Boysan'ın, "Ne Güzel Günlermiş" adlı son kitabı dün elimize ulaştı. Kitabın "Sunuş" yazısında Aydın Ağabey, geçen 85 yılın ardından geldiğimiz noktayı pek güzel anlatıyor: Ankara'ya gelen Irak lideri Caferi'yi, Amerikalılar da korumuş. Böylece Caferi'nin Amerikan çıkarlarını hassasiyetle koruduğunu öğrenmiş bulunuyoruz... TBMM'de çalışırken şişirilmiş sağlık faturalarının üstüne gittiği için başı derde giren... Sonunda çareyi istifa

Yazının Devamı

Yemek hazırlanıyor

21 Mayıs 2005

Medya, 17 Aralık'ta halkı yanılttı. Türkiye'ye tam üyelik yolu Brüksel'de (ve Fransa'nın referandum kararıyla) kapatıldı, özel statü yolu açıldı. Bu gerçeği halka alıştıra alıştıra anlatmanın vakti gelmiş görünüyor... 17 Aralık'ta tarih alınmasını "zafer" olarak nitelendirip AB'ye tam üyelik yolunun açıldığını savunan bazı meslektaşlarımız, son günlerde "özel statü" üzerinde fazlaca durmaya başladılar. Örneğin Mehmet Ali Birand geçenlerde, müzakerelerin tam üyelikle sonuçlanmayabileceğini... İmtiyazlı ortaklıkla sonuçlansa dahi girilen süreçten dönüşün artık mümkün olmadığını... AB'nin bundan sonraki isteklerine de evet dememizin kaçınılmaz olduğunu yazdı. Ertuğrul Özkök de dünkü, "İmtiyazlı ortaklık formülü bu mu?" başlıklı yazısında, Gündüz Aktan ve Fransa Cumhurbaşkanı Chirac'a yakın bir kaynağa dayanarak Türkiye'ye önerilen imtiyazlı ortaklık formülünün ne olduğunu madde madde açıkladı. Formüle bakılırsa imtiyazlı ortaklık da hiç fena değil! Maliye, futbolcuların ödediği vergi oranını yüzde 15'e düşürmüş. Bar, gece kulübü, disko gibi eğlence yerlerinden alınan vergileri artırmışlardı, onu dengelemek istemişlerdir. Kışların dondurucu geçtiği Eskişehir'de bir caddenin iki

Yazının Devamı

Kahrolası mevzuat

20 Mayıs 2005

"İsteklinin ihaleye tek başına talip olması durumunda kendi tüzel kişiliği adına asgari 150.000 metrekare büyüklüğünde, yolcu köprülü, otomatik bagaj ayırma ve uçuş bilgi sistemi mevcut, uluslararası bir terminal binasını son 10 yıllık dönem içinde (1995 - 2004) asgari 3 yıl işlettiğini belgelemesi zorunludur."Bir başka koşul:"Kısa vadeli toplam borçlarının öz kaynaklara oranının 2004 yılı için veya (2002, 2003, 2004) yılı ortalamasının 0,60'tan küçük olması" vs... Aslında bu kadar ayrıntıya gerek yoktu..."İhaleyi alacak firmanın adının ülkemizde zar ve pul ile oynanan çok popüler bir oyunun ilk üç harfiyle aynı olması zorunludur" şeklinde bir madde ile bu iş çok daha kolay biçimde kotarılabilirdi. Ama ne yaparsınız ki mevzuat işte... Kahrolası mevzuat, devleti dolambaçlı yollara sokuyor, komik yapıyor! Devlet Hava Meydanları İşletmesi (DHMİ), Atatürk Hava Limanı Dış ve İç Hatlar terminal binası ile katlı otoparkı kiralayarak işletmek istiyor. Bunun için bir ihale şartnamesi hazırlanıyor. Şartnamenin ikinci paragrafı şöyle: Hükümet, AİHM'de türban yasağını savunmuş. Bunu AKP tabanına karşı da savunurlarsa, işte o zaman "yenilikçi oldular" deriz... İstanbul Üniversitesi

Yazının Devamı

Din ve ahlak...

19 Mayıs 2005

"Din, Dinler ve Özellikleri, Din ve Ahlak, Devlete Karşı Görevlerimiz, Temizlik ve Doğruluk, Savurganlık." Yeni programda 9. sınıf ünitelerinin adlarına bakalım:"İnsan ve Din, İbadet ve Temizlik, Hz. Muhammed'in Hayatı, Değerler ve Aile, Kuran ve Ana Konuları, Laiklik ve Din, Türkler ve Müslümanlık." Eski 10. sınıf programı:"İslam Güzel Ahlaktır, Milli Birlik ve Beraberlik, Örf ve Âdet, Kötülüklerden Kaçınma ve Kötülükleri Öğrenme, Çalışmak ve Üretici Olmak, Öğretmenlik" Yeni 10. sınıf programı:"Kuran ve Yorumu, Allah İnancı, İslamda İbadetler, Kuran'a Göre Hz. Muhammed, Haklar, Özgürlükler ve Din, Atatürk ve Din, İslam ve Bilim... Görüldüğü gibi... Türkiye'nin laik bir ülke olduğu gerçeği tamamen göz ardı edilerek, liselerde açıkça "Din kültürü" kavramından "İslam kültürü" kavramına geçiliyor... Hayırlı ola... Milli Eğitim Bakanlığı, liseler için yeni Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi programını sessiz sedasız kabul etti. Birgün gazetesinde Can Gazalcı, yeni programı anlatıyor... Bugün, 9. sınıfta okutulan ders üniteleri şöyle: AKP, Diyanet'e 20 bin yeni kadro istemiş. Tabii, İslam liginde başarılı olabilmek için güçlü bir kadro lazım... Maliye Bakanı Kemal Unakıtan'ın bir de kaçak

Yazının Devamı

Mendirek anıtı...

18 Mayıs 2005

Anıta yer olarak Kadıköy Mendireği saptanmış. İstanbul Büyükşehir Belediyesi de anıtın mendireğe dikilmesini onaylamış.Kültür Bakanlığı, Kadıköy Belediyesi'ne gönderdiği yazıda, bu konuyla ilgili proje için yarışma açılacağını bildiriyor.Acaba Kadıköy Mendireği üzerine Fatih Anıtı uyar mı? Gerek var mı? Türkiye Mimarlar Odası Başkanı Oktay Ekinci diyor ki:- İstanbul'un denizdeki simgesi Kız Kulesi'dir... Kız Kulesi'ne rakip yaratmamak gerek... O denizin üstünde tek başına kalmalıdır. Sevgiye dayalı efsanesiyle ve kendi zarafetiyle bu kenti evrensel kılan tüm değerlerin de simgesidir Kız Kulesi... Ayrıca dünyada hiçbir deniz kentinin böyle bir simgesi yok... Genelde liman kentlerinde adaların üzerinde hapishaneler vardır, kaleler vardır. Sadece İstanbul'da bir adacığın üzerinde insan sevgisinin heykeli var, o da Kız Kulesi.... Kadıköy mendireğine sadece Fatih'in değil, hiç kimsenin heykelini koymamak lazım...İstanbul Anakent Belediye Başkanı Kadir Topbaş'la konuştuk... İmzayı atmasına rağmen bu iş pek içine sinmemiş görünüyordu. Fatih Anıtı için Topkapı sur dışının daha iyi bir mekân olacağını söz arasına sıkıştırdı. Bu anıt işi tamamen işgüzarlıktan ibaret. Kültür Bakanlığı'nın,

Yazının Devamı