Dünyanın en güzel metroları

29 Eylül 2018

Metrolar, şehirlerin sembolü olarak adeta yarış halinde. Bana göre şu anda dünyanın en güzel metrosu, Stockholm metrosu.

İngiliz The Telegraph gazetesi “Dünyanın en güzel metrosu Stokholm metrosu mu?” diye sormuş. Benim bu soruya cevabım evet... En son teknolojilere sahip olması, ulaşım ağının mükemmelliği, trenlerinin kalitesi gibi özelliklerinin dışında, mimarisi, iç dekorasyonu, heykelleri, tabloları, hatta her istasyonda birbirinden farklı detaylarıyla gerçek bir sanat galerisine dönüştürülmüş olan Stokholm metrosu dünyanın en güzel metrosu.

Bir gezgin için en önemli ulaşım araçlarından biridir metro. Dünya nüfusu arttıkça özellikle büyük şehirlerde artık bu bir mecburiyet haline geldi. Toplu taşıma sistemleri içinde trafik sorunlarıyla boğuşmadan, çevreye zarar vermeden, rahat, güvenilir, vakit kaybetmeden, daha hızlı ve ucuz şekilde insanı her yere ulaştıran ve özellikle de gezginlere büyük kolaylık sağlayan bir araç metro.

Benim modern metro sistemiyle tanışmam 1980’lerde Viyana’da oldu. İstanbul’da bulunan ve dünyanın ikinci en eski yeraltı toplu taşıma aracı, Karaköy-Beyoğlu arası çalışan füniküler hattı dışında pek bir şey bilmiyordum. Viyana’da yaşadığım yıllarda metro

Yazının Devamı

Dünya bu adaya uçuyor

22 Eylül 2018

“Güney Kore’nin Hawaii’si” adıyla da anılan Jeju Adası’nı dünyanın bir numaralı uçuş rotası yapan ne? Ada 2011’de de Yeni Yedi Doğa Harikası arasına seçilmişti.

Güney Kore’nin güneyinde bulunan ve tek özerk vilayeti olan Jeju Adası dünyanın en yoğun uçuş rotası ilân edildi. Tarih ve kültür açısından çok önemli olan pek çok Avrupa, Asya, Amerika ülkeleri bu listeye giremezken en yoğun yolcu rotalarının Asya-Pasifik bölgesinde olması ve Jeju Adası’nın açık ara birinci sıraya yerleşmesinin bir sebebi olmalıydı. “Güney Kore’nin Hawaii’si” takma adıyla da anılan Jeju Adası’nı Birleşmiş Milletler 2002’de dünya biyosfer rezerv ağına ekledi; ada 2007’de Dünya Doğal Mirası ve 2010’da Küresel Geopark oldu ve 2011’de Yeni Yedi Doğa Harikası arasına seçildi.

Bunun ardından kısa sürede tüm tatilcilerin, doğa sporu tutkunlarının, fotoğraf meraklılarının ve balayı çiftlerinin vazgeçilmez mekânı oluverdi. Kültürel mirası, sıra dışı doğası, parkları, sahilleri, birbirinden ilginç ve çok sayıdaki müzesi, küçük kasabalarıyla öne çıkan Jeju Adası, Güney Korelilerin, özellikle Çinlilerin ve tüm diğer yabancıların çok ilgi gösterdikleri bir yer.

UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde bulunan, yalnızca 1 km’lik

Yazının Devamı

Göbekli Tepe’nin belleği Anı Evi

15 Eylül 2018

Göbekli Tepe’yi yarınlara taşıma açısından en önemli bilgi ve bellek deposu olan “Anı Evi”ni mutlaka görün ve kazı döneminin gerçek hikâyesini Çiğdem Schmidt’den dinleyin.

Sonbaharla birlikte Anadolu ve Mezopotamya topraklarının kesiştiği ve “Bereketli Hilâl” diye adlandırılan bölgede bulunan Güneydoğu Anadolu’nun en güzel dönemleri başlıyor. Güneş bu toprakların bağrını cayır cayır yakarken her ikisi de kaynağını Anadolu’dan alan Mezopotamya’nın yakışıklısı Fırat ve güzeller güzeli Dicle, Basra Körfezi’ne dökülmeden kavuşacakları anın heyecanıyla gürül gürül, kıvrım kıvrım akar ve bereketi getirirler ovalara. Artık kadim topraklardasınız. Dünyanın en eski yerleşimlerinin olduğu, en eski çağlardan günümüze kesintisiz bir şölen misali gelip, Anadolu’nun kaderini belirleyen tüm uygarlıklara ev sahipliği yapmış olan ve insanoğlunun kesintisiz yaşadığı kadim topraklarda.

Urfa tam da bu bölgede yer alan gizemli ve kadim kentlerden biridir. Attığınız her adımda kendinizi bir açık hava müzesinde hissettiğiniz bu şehir, her adımda karşınıza çıkan tarihi eserleri, şehir merkezine 15 km uzaklıkta bulunan ve tüm dünyanın ilgisini çeken Göbekli Tepe ile misafirlerini ağırlamak için bekliyor.

Göbe

Yazının Devamı

Gecesi gündüzü canlı bir şehir

8 Eylül 2018

Belgrad’a gitmişken Nikola Tesla Müzesi’ni görmeden dönmeyin, Karlofça Anlaşması’nın imzalandığı yerdeki Barış Şapeli’ni görün, Novi Sad’a da gidin.

Bir zamanlar Doğu Bloku ülkeleri vardı, Demir Perde ülkeleri diye de anılırlardı. 1980’lerin başlarında Viyana’da okurken tren ve özel araçla Doğu Bloku ülkelerinden geçen yolculuklar yapardım. Özellikle de geceleri uyumaz, geçtiğimiz şehirleri gecenin karanlığını biraz da olsa kıran sarı sokak lambalarının altında görmeye ve tanımaya çalışırdım. Tüm bu şehirlerden geçerken camdan yansıyan gizemli görüntüler beni hüzün veren bir yalnızlık duygusuyla doldurur ve casus filminde gibi hissettirirdi.

‘80’li yılların sonunda tüm bu ülkelerde bir hareketlenme başladı. Sovyetler’in dağılması, Doğu Bloku’nun yıkılması, Yugoslav Sosyalist Federal Cumhuriyeti’nin dağılması derken epeyce hırpalanan şehirler de oldu. Özellikle bölgedeki savaş çok zarar verdi her şeye. O koca ülkeden bir sürü ülke çıktı ortaya ve bugün Sırbistan’ın başkenti olan Belgrad kendini çok güzel toparladı ve Avrupa’nın güzel şehirleri arasındaki yerini aldı gururla.

Şehirlerin su kenarında kurulması antik çağlardan gelen bir gelenektir. Belgrad da Tuna Nehri ve onun bir kolu

Yazının Devamı

Leyleği havada görmek

1 Eylül 2018

Türkiye’nin değişik yerlerinde son birkaç haftadır gökyüzünde onlarca, hatta yüzlerce leyleğin sürüler halinde uçtuğuna şahit olan herkes sosyal medyada bu göç uçuşlarının fotoğraf ve videolarını paylaşıyor. Bu toplu uçuşlara şahit olan herkesin de “Bu yıl çok seyahat edeceğim” dediğini duyar gibiyim.

Türkiye’de en sevilen kuşlardan biri olan leylekleri böyle biliriz. “Leyleği havada görmek” diye bir de deyim vardır. Çok gezen, seyahat eden, hiç yerinde durmayanlara söylenir. Ben de haftalar önce ilk göç eden sürüleri görünce “Bu yıl hem rehber olarak hem de sırt çantam köşem için epey seyahat edeceğim anlaşılan” dedim.

Aranızda acaba kaçınız çocukken annenize ve babanıza dünyaya nasıl geldiğinizi sorunca, “Seni leylek getirdi yavrum” cevabını almadınız? Bir tek Türkiye’de değil, tüm dünyada bebekleri leylekler getirir. Evlerin bacalarından da teslim ederler. Yüzyıllardır var olan bu efsane, ünlü Andersen masallarıyla popüler olmuş ve çok küçük yaşlardaki çocuklara henüz anlayamayacağı bilgiler vermek yerine herkesi gülümseten ve hayallere salan leylek getirdi masalı anlatılmış. Leyleklerin başlarını geriye atıp gagalarını kaldırıp “laklak” diye çıkardıkları çok uzaklardan bile

Yazının Devamı

Flamingo şöleni

25 Ağustos 2018

Dünyada flamingoların üremeleri için en uygun alan olan Tuz Gölü’nde binlerce yavru flamingo kuluçkadan çıktı. Flamingoları görmek için doğru adres gölün güneyinde bulunan Aksaray’ın Eskil ilçesindeki kıyıları

Anadolu’nun her köşesi sürprizlerle ve doğanın mucizeleriyle dolu. Yıllar önce Alman turistlerimle çıktığım Batı Anadolu turlarında Bergama yakınlarında bulunan ve denizden tuz çıkarılan bir alanı işaret ederek, “Dikkatli bakın, ne göreceksiniz” derdim. Bütün bakışlar o tarafa döner ve anında hayranlık nidaları yükselirdi: “Flamingolar! Ne kadar güzel…”

Tüm hayvanları deli gibi seven bir veganım ben. Benim gibi adada yaşayıp her sabah martı sesleriyle uyanırsanız, ada yaşamının önemli bir parçası, hatta sembolü olan martılarla ve bilge kargalarla dost oluyorsunuz ve kuşlara bir ilgi duymaya başlıyorsunuz doğal olarak. Kuş cinsleri içinde flamingolar en zarif bulduğum ve beğendiklerimdir. Bir süre Yesemek’te de vardı flamingolar. Hatta bir ıslah projesi devreye alınmıştı, göç eden flamingolar geri gelsin diye ama ne yazık ki Tahta Köprü Barajı nedeniyle bu hayal de sulara gömüldü.

Türkiye aslında ciddi bir kuş cenneti fakat ne yazık ki yıllardır kuş yaşam alanlarının, kuluçka

Yazının Devamı

Sakin ve sade Urla

18 Ağustos 2018

Bugünlerde sahil kıyılarında bir kaçamak arıyorsanız hiç düşünmeden iklimi sayesinde yılın on iki ayında gidilebilecek Urla’yı tavsiye ederim.

Ortaokul ve lise çağlarımda yaz aylarımı hep Urla’da geçirdim. Babam o yıllarda yazları İzmir Fuarı’ndaki işleri nedeniyle sürekli İzmir civarında olması gerektiğinden Urla İskele’de deniz kenarındaki bir sitede ev almıştı.

Benim için o yıllarda Urla demek yaz demekti, denizden hiç çıkmayan en küçük kız kardeşim Aslı demekti, rüzgâr demekti. Çok rüzgarlı bir yerdir Urla. Özellikle ağustos ayının ortasından sonra yemek yerken çatalınızın ucundaki yemeğinizi bile alıp götürecek kadar kuvvetlenebilir bu rüzgâr. Ben üst kattaki denize ve tam karşımızdaki Karantina Adası’na bakan odamın penceresinden bakarken yazar olma hayalleri kurar, bir yandan kısa öyküler yazarken bir yandan da Halikarnas Balıkçısı’nı, Urla’da doğmuş Nobel Ödüllü Yorgo Seferis’i, onun sayesinde keşfettiğim Kavafis’i, kendisini tanıma şansına eriştiğim Türk edebiyatının önemli isimlerinden ve Urla’da yaşamış olan Necati Cumalı’yı okurdum.

Karantina amaçlı kullanılmış

Bugünlerde sahil kıyılarında bir kaçamak arıyorsanız hiç düşünmeden iklimi sayesinde yılın on iki ayında

Yazının Devamı

Yaylaların tam zamanı

11 Ağustos 2018

Artan sıcaklıklar ve nem derken nefes almaya ihtiyaç duyuyorsanız; şimdi tam da zamanı. Haydi kapın sırt çantanızı ve yaylalara doğru yollara koyulun...

Ağustos ayına geldik, doğru dürüst yaz göremedik diye hayıflanan da var, yaz bitiyor diye üzülen de. Doğru olan bir şey varsa bu yılki sıcaklar cidden belini büktü herkesin. Bir ara hiç dinmeyen yağmurlar, sonrasında bastıran çok yüksek değerlerdeki sıcaklar, belki de hiç alışık olmadığımız bu mevsim şartları bir çoğumuza oldukça ağır geldi. Herkesin ortak şikayeti nem. Çoğu kişi deniz kenarına kaçtı ama bu da çözüm olmadı. Denizin keyfini çıkaramadılar havalardan. Bugünlerde meteorolojiden gelen haberler pek de öyle iç açıcı değil. Evet büyük oranda nem düşüyor ama sıcaklık da artıyormuş. Afrika sıcakları geliyor. “Nem olmasın da sıcak olsun” diyenleriniz olduğunu tahmin ediyorum ama bu da çok keyifsiz şeyleri beraberinde getirebiliyor. Orman yangınları. Orman yangınları insan hatasından, dikkatsizliğinden olur. Çok dikkat edilmesi gereken bir konu. Ormanlar bizim ciğerimiz.

Yürüyüş ve fotoğraf için ideal

Belki de bu havalarda deniz kenarından daha iyi bir çözüm önerim olabilir size. Hava almaya, nefes almaya ihtiyaç duyuyorsanız,

Yazının Devamı