Galatasaray, Malatya gibi zor bir deplasmanda iyi futbol oynamasa da; mucize gibi bir üç puan aldı. Her iki takım da futbol adına ortaya hiçbir şey koymadılar. Mücadele ettiler mi? Ettiler. Ama maçta bu kadar çok pas hatası ve kalitesiz futbolun ortaya çıkmasının tek sebebi sahanın zeminiydi. Harika bir stat var ama zemine bakıyorsun patates tarlası...
Ben federasyonda yetkili olsam, böyle kötü zeminlerde futbol oynanmasına müsaade etmem. Milyon dolarlar ver, futbolcu al, sonra böyle bir sahada futbol oynat. Her türlü sakatlık olur. Zaten Yeni Malatyaspor’un yediği golde de kalecinin önünün balçık olmasının etkisi de var. Biraz da genç kalecinin acemiliği...
Galatasaray’dan hepimiz daha iyi bir futbol bekliyoruz. Ancak maalesef iyi takımlar karşısında gol pozisyonu üretemiyorlar. Belhanda’ya ‘yıldız’ diyorsun, takımının 10 numarası... En ufak bir katkısı var mı? Feghouli sakatlandı, Emre Akbaba üretkenlik adına sıfır. Arda birkaç tane gol pası verdi. Birini Emre Akbaba, birini Emre Kılınç harcadı.
Kanat ortalarında topa
Ben Galatasaray’ın zirve yarışından kopacağına inanmıyorum. Tatsızlıklar, huzursuzluklar, kavgalar... Bu yaşananlar takıma büyük zarar verdi. Herkes neyin ne olduğunu anladı, şimdi yönetimin de Fatih Terim’in de ayakları yere sağlam basıyor.
Bu takımın yarışın içinde kalması adına Gomis gibi tempolu, süratli, topa iyi vuran bir golcü, Taylan’ın yanına da Melo tarzında hırslı, top tekniği olan, hücuma çıkabilen, iyi pas veren ve şut çeken bir orta saha oyuncusu şart. Bunların haricinde Galatasaray’ın başka transfere ihtiyacı olduğunu düşünmüyorum.
Bu kalitede iki futbolcu transfer edilebilirse bütün sorunlar çözülür. Beşiktaş şu anda zirvede yer alıyorsa bunda Atiba ve Aboubakar’ın katkısı çok yüksek. Fenerbahçe’de de Gustavo ile Samatta ve Thiam’ın tartışmasız rolü büyük. Fatih Terim’in de sorun yaşadığı bölgeler bunlar. Taraftar çok büyük bir kampanya başlattı, bunun arkası da gelecek. Kulübün silkelenmesi ve birlik beraberliğin sağlanması için böyle bir atak
Galatasaray’ın kadrosu için ‘çok kötü’ diyenlere katılmıyorum. Bunu dün farklı kazandı diye söylemiyorum. Hücum bölgesinde oynayan Feghouli, Belhanda, Emre Akbaba bunlar kötü futbolcu mu? Hayır kesinlikle değiller. Ama kopuk kopuk oynuyorlar. Kendi gerçek çizgilerinde futbol oynasalar zaten Cim-Bom uçar gider.
Dün akşam Belhanda, Feghouli, Arda da aralarına girdi ve harika üçgenler kurdular. Emre Akbaba da aralara koşu yapınca rahat pozisyonlar buldular. Ama bunu rakibin zayıf oluşuna, fazla baskı yapmayışına veya Galatasaraylı futbolcuların çok formda olmalarına bağlayabilirsiniz.
Ben merak ediyorum… Beşiktaş maçında neden dün geceki tempo yoktu? Bilhassa bu sözüm Belhanda için. Bu saydığım isimler defansif anlamda takıma katkı sağlamıyorlar. Taylan Antalyalı tek başına kalıyor. Bu kadar gol yemesine rağmen Denizlispor orta sahada çok top kazandı, zaman zaman da gol pozisyonuna girdi. Bu sorunu zaten Fatih Terim bir türlü çözemiyor. Çünkü elindeki kadro buna müsait değil.
Beşiktaş
Galatasaray bu sezonun en tempolu, mücadeleci maçını oynadı. Kolay değil, Beşiktaş, takım halinde Türkiye’nin en çok koşan, savaşan takımı... Üstelik sarı-kırmızılılar deplasmanda oynuyor. Seyirci olmasa da rakip saha her zaman deplasmandır.
Maçın geneline bakıyorsun, Diagne atılıncaya kadar iki tane gol pozisyonu var. Bir tanesi Marcao’nun vurduğu, Atiba’nın kale çizgisinden çıkardığı top; diğeri ise yine Marcao’nun kendi kalecisine verdiği hatalı geri pas kısa düşünce Larin’in topu alıp kaleci Okan ile karşı karşıya kaldığı ve topu üstten auta attığı tehlikeydi.
Konuk ekibin tarafından bakınca; ilk goldeki hatasına kadar Luyindama bırakın takımını, sahanın yıldızıydı. O kadar yürekten ve içten mücadele ettiğini bu sezon ilk kez görüyorum. Aboubakar’a karşı her hava topunu, tüm ikili mücadeleleri kazandı. Ama ikinci golde de hata yapınca skoru belirleyen adam oldu. Marcao da Larin’e verdiği geri pastaki hatasına rağmen, ikinci bir yıldızdı. Futbol bu kadar garip ve acımasız bir oyun işte...
Önde oynayan Taylan ve Etebo; Atiba, Oğuzhan
Galatasaray’da 20 gündür yaşanan sorunlara, çekilen sıkıntılara bakın. Yalanlar, hakaretler havada uçuşuyor. Taraftarlar bölünüyor. Sonra ne oluyor... Fatih Terim ile Başkan Mustafa Cengiz bir saat yan yana geliyorlar, her şey sona eriyor. Var mı böyle bir şey...
Bu kadar üzüntü çekenler, strese girenler ne olacak? Hiç kusura bakmasınlar. Fatih Terim de Mustafa Cengiz de kendilerini ne kadar çok sevdiğimi, saygı duyduğumu bilirler. Ama o konumda olan insanların daha aklıselim hareket etmeleri gerekir. Madem Galatasaray bu kadar süre çalkalanıyor, yalan haberlerle yıpranıyor, kulübün televizyonu ve internet sitesi var. Daha önce bu açıklamalar yapılıp, sorunların önüne geçilebilirdi. Her zaman olduğu gibi yine geç kalındı.
Fatih Terim, kızabilir, isyan edebilir, ama ağzından çıkan laflara dikkat etmek zorunda. Yeni Malatya maçında kulübedeki görüntüsü herkesi yaraladı ve böldü. Maçtan sonraki açıklamaları ise tuz biber oldu. 25 milyon taraftar, Terim Galatasaray’a tekrar
Galatasaray’ın futbol standardı yok. Bir maç çok iyi oynuyor, ikinci maç ise dün gece Yeni Malatya karşısında olduğu gibi mucizelere kalıyor. Sarı-kırmızılı futbolcularda kazanma hırsı, temposu bir türlü ayar tutmuyor.
Uzatmaların uzatmasında Luyindama’nın kafa golü gelmese çok büyük şok yaşanacaktı. Tamam Galatasaray’ın kadrosu extra oyunculardan kurulu değil, çok eksikler var, bunu kabul ediyorum. Peki Matalya’nın kadrosu yıldızlar topluluğu mu? Futbol mentalitesine bakınca, sahaya daha iyi yayılan, mücadele eden ve kazanmak isteyen takım Hamza Hamzaoğlu’nun Yeni Malatyaspor’uydu.
Forvet hattına bakıyorsun, Babel, Emre Akbaba, Emre Kılınç resmen yoklar. Dün gece en ufak bir katkıları görülmedi. Karşı tarafa baktığımızda ise sahanın yıldızı orta sahada oynayan Adem Büyük. Adem’in görevini yapan Galatasaray’da bir tane futbolcu yok. O zaman ne oluyor? Sen orta sahayı rakibe bırakıyorsun. Diagne gibi bir golcünü topla buluşturamıyorsun. Oyun içinde sıkıntı yaşıyorsun.
Emre Kılınç iki maç ceza alınca
Büyük camialarda galibiyet haricinde sahada hangi skoru alırsan al eleştirilerin olması gayet doğal. Galatasaray’ın Antalyaspor ve daha sonra Konyaspor karşısındaki oyununa, futbolcuların sahaya koyduğu performansa bakıyorum dün gece o maçlardan iki tık yukarıdaydı. Bunun sebepleri de var. Marcao’nun defanstaki yerini tekrar alması. Arda Turan’ın Gençlerbirliği maçında yeniden formasını giymesi. Emre Akbaba’nın üç senelik yeni mukavele yapmasıyla kafasının rahatlaması…
Arda oynayınca Belhanda’nın performansı yüzde 100 artıyor, dün gece bir kere daha gördük. Bunlar çok önemli faktörler. Her şeyden önemlisi de, Konyaspor karşısında savunmadan top çıkaramayan, devamlı kalecisine geri pas veren bir defans hattı vardı. Bu maçta ise kaleciye neredeyse hiç pas verilmedi, takım olarak hep ileri oynandı ve bilhassa solda Emre Taşdemir ve onun önünde oynayan Arda, başkent ekibinin o kanadını resmen çökerttiler.
Oğulcan çok gayretli, golünü de attı. Net gol de kaçırdı ama adım adım iyi futbolcu olma
Galatasaray taraftarı çıldırma noktasına geldi! Şu ortamda insanların başka eğlencesi yok. Tuttukları takımla yatıp, onunla kalkıyorlar. Futbolla oyalanıyorlar. Sarı-kırmızılı takıma bakıyorlar bir maç zirve yapıyor. Herkes bütünleşiyor ve Trabzon maçında olduğu gibi harika futbol oynayıp galip geliyorlar.
Sonraki maç, maalesef diyorum sahada o takımın yarısını göremiyoruz. Koşmuyorlar, mücadele etmiyorlar, sanki jübile maçı oynuyorlar! Önce şunu söyleyeyim, en az 5 futbolcu bu kulübün formasını giyecek konumda değil. Konya maçına bakıyorum, defanstan Donk ve Luyindama bir türlü topu ileriye gönderemiyorlar. Kaleciye veriyorlar, Okan da yine onlara geri dönüyor ve oyun içinde bu geri pasları birçok kez görüyoruz.
Futbolda artık maç kazanmak için çok koşup, rakibinden daha iyi mücadele etmen gerekiyor. Ömer Bayram, Emre Akbaba, Belhanda, Luyindama, Saracchi hatta bunlara Linnes’i de ekleyebiliriz... Bu oyuncuların takıma en ufak katkıları yok. Çok sevdiğim Oğulcan bile maçın ilk yarısında sahada