Galatasaray’da Fatih Terim’in, taraftarın, camianın hayalleri vardı... Genç, kaliteli, mücadele eden bir Galatasaray seyretmek istiyorlardı. Hoca bunu transfer sezonunda gerçekleştiremedi.
Kaan Ayhan’ın da olduğu 8 futbolcu için 8 milyon euro para lazımdı. Finansal Fair Play bu isteklerine engel oldu. Yönetim bu parayı masanın üzerine koyamadı. Bunun sonucunda da Terim hayallerindeki takımı kuramadı. Şimdi ise Taylan ile başlayıp, Emre Kılınç, Oğulcan, Kerem (Emin’i de listeye koyabiliriz) ve devre arasında yapılacak genç nokta transferlerle bir takım kurulacak.
Her gün transfer haberleri okuyoruz. “Onyekuru geliyor, Mandzukic alınacak, Rodrigues geri dönecek...” Ben bunların hiçbirinin gerçekleşeceğini düşünmüyorum. Onyekuru 15 milyon euroya Monaco’ya gitti. Geçen sezon Galatasaray’a hiçbir şey vermedi. Her şeyden önemlisi Monaco bu futbolcuyu bedavaya mı gönderecek? Rodrigues de aynı şekilde. Fenerbahçe’de kötü bir performans ortaya koydu...
Fatih hocanın bu saatten sonra kapanmış defterleri bir daha
Sakatlıklar, hastalıklar, kadroya giren yeni futbolcular… Sonuçta Galatasaray havasını buldu. Kazanmaya devam ediyor. Önce şunu söyleyeyim… Süper Lig’de artık kolay rakip yok. Karşı takımı biraz küçümsersen, şaplağı suratına yersin.
Dün gece de Hatayspor, sarı-kırmızılıları oldukça zorladı. Kalede Munir, defansında Yusuf ve Pablo, bilhassa solda oynayan Akintola ve santrforları Diouf çok iyi futbolcular. Oyundan kesinlikle düşmüyorlar.
Ömer Erdoğan iyi bir teknik direktör. Cim Bom’a mümkün olduğunca boş alan bırakmadılar. Gol pozisyonuna da girdiler ama son vuruşlarda başarısız oldular. Bir de ne olursa olsun Fatih Terim’in Oğulcan, Emre Kılınç, Emre Akbaba ve Taylan gibi gençleri bir arada oynatması takıma tempo kazandırdı. Rakipler eski maçlarda olduğu gibi orta sahada boş alan bulamıyor.
Bir de buna tekrar sahalara dönen, ‘ben bu takımın parçasıyım’ diyen Mbaye Diagne’yi koyun. Senegalli forvet koşuyor, topa baskı yapıyor, iki stopere de nefes aldırmıyor. Hatay karşısında harika bir gol attı ama iki tane de
Galatasaray’ın; Sivasspor, Kayserispor ve Rizespor karşısında oynadığı futbol kesinlikle tesadüf değil, Terim’in verdiği emeğin karşılığıdır. Size biraz Florya’dan bahsedeyim… Taylan bugün dünya çapında bir orta saha olma yolunda hızla ilerliyor. Hoca bunun için Selçuk İnan’ı görevlendirdi. Selçuk’un vazifesi, Taylan’ın futbol çıtasını yükseltmek, bire bir hocalık ve koçluk yapmak. Rize karşısında bunu fazlasıyla gördük. Selçuk’un yeteneklerinin bir kısmını Taylan sahada tatbik ediyor. Bu daha başlangıç.
Gene hoca Emre Taşdemir’in koçluğunu ve hocalığını yapsın diye Riera’yı görevlendirdi. Emre hızla yükselişe geçti. Ve bu yolun sonu milli takıma kadar gidecek. Oğulcan, evet uzun süre yedek kaldı. Terim, fizik ve kondisyon olarak futbolcusunun tam hazır olmasını bekledi. Son maçta Oğulcan hücumda harika oynarken, arkasında görev yapan Linnes’in de sürekli kademesine girdi. Önlü, arkalı harika oynadılar, sanki yeniden doğdular. Levent Şahin, Necati Ateş ve Ümit
Galatasaray dün gece Rizespor karşısında son yılların en iyi futbolunu oynadı. Mücadele, kazanma hırsı, sahada bütünleşme hepsi kusursuzdu. Takımda görevini yapmayan bir tek futbolcu yoktu. Düşünebiliyor musunuz, Rize çok güçlü bir takım. Böyle bir ekibe karşı deplasmanda çok net yedi gol pozisyonuna giriyorsun, bir topun da direkten dönüyor. Gerçekten iyi Avrupa takımlarının düzeyinde bir futbol ortaya koydu Fatih Terim’in öğrencileri.
Diagne’yi hep haklı olarak eleştirdik. Ama bu karşılaşmada ‘ben de bu takımın bir parçası olmak istiyorum’ mesajı verdi, üç gol attı. Arkadaşlarıyla sahadaki uyumu tek kelimeyle harikaydı. Böyle devam ederse sarı-kırmızılılar için büyük kazanç olur. Aynı şekilde Oğulcan, ufak tefek eksikleri de olsa gençliği, dinamizmi, arkadaşlarıyla uyumu ile o da takımına büyük katkı sağlayacak. Çok değil, kısa zamanda Taylan Antalyalı gibi Oğulcan’ın da parlayacağını düşünüyorum.
Emre Akbaba, Emre Kılınç, Rizespor karşısında daha aktiftiler.
Ben bu tür yazılar yazmayı çok sevmem. Ama artık öyle bir noktaya geldik ki dayanılacak gibi değil...
Bu Falcao kalp krizi mi geçirdi, yoksa organ nakli mi yaptırdı! Bırakın sahada goller atmasını, idmana bile çıkmıyor. Gerçekten hafta sonu oynanacak Çaykur Rizespor maçında olmayacağı açıklanınca çok sinirlendim.
Aynı durum Diagne için de geçerli... Bonservisine fazla para verdiler, fazla maaş alıyor... İşin bu noktasında değilim. Galatasaray yöneticileri, Senegalli golcüyü transfer ettiler. Parayı kimsenin tartışmasına gerek yok. O zaman attığı gollerle, fizik gücüyle bu parayı hak ediyordu. Burada önemli olan Diagne şu anda ne yapıyor, kulübe nasıl bir katkı veriyor...
Evet en kolay iş Fatih Terim’i eleştirmek. Hadi bakalım bu futbolcuları dünyanın en iyi hocası gelsin oynatsın, nasıl oynatacak? Satmaya kalksan satamıyorsun, alan yok. Geçen sezon olacak iş mi? Club Brugge, Paris Saint Germain maçında penaltı kazanıyor ve kaptan atışı kullanmak için hazırlanıyor. Diagne ise kendisini itiyor ve ‘ben atacağım’ diyor. Kaptan,
Galatasaray’ın kazanmaya mecbur olduğu bir maçtı. Şampiyonluk yarışının içinde olmak istiyorsan kendi sahanda galip geleceksin. Şu hale bakın... İlk yarıda en az beş tane yüzde yüzlük gol pozisyonuna giren bir Galatasaray var. Son vuruşlara dikkat edin. Çoğu da kalecinin kucağına gitti.
Her şeyden önce sarı-kırmızılı takım rakip ceza sahasına giderken çok yavaş hareket ediyor. Rakip kim olursa olsun toparlanıyor. Öncelikle Donk... Evet, çok iyi bir futbolcu. Ama topu oyuna sokarken neredeyse mevsimler değişiyor... Aynı şey Emre Akbaba için de geçerli. Tamam Emre’yi taraftar çok seviyor. Ayrıca ağır sakatlık da yaşadı. Fakat son vuruşları gerçekten ona yakışmıyor.
Linnes diyoruz... O da bir yere kadar. Oğulcan on birde ilk kez sahaya çıktı, elinden geleni de yaptı. Kolay değil, Anadolu takımından gelip birden bire büyük takım forması giymek. Emre Kılınç... O da becerilerini sahaya koyamıyor. Hocası ve taraftarlar ondan daha fazlasını bekliyor. Diagne, Galatasaray’ın golcüsü. Ama son vuruşları etkisiz.
Bazen düşünüyorumda Fatih
Şampiyon olmak için sezon başında program yapıyorsun, kadronu kuruyorsun. Tabii transfer yaparken mali konularda UEFA ve TFF’nin kriterlerine uyuyorsun, bu yüzden de istediğin isimlerin hepsini kadrona katamasan da zirve yarışının içinde kalmak adına savaş veriyorsun...
Galatasaray’a bakıyorum, Sivasspor maçında göze hoş gelen, mücadeleci bir futbol oynadı. Şimdi bu takımda Arda, Babel, Omar, Belhanda ve Okan’ın Kovid-19 testleri pozitif çıkıyor. Luyindama ve Etebo ise milli takımlarında sakatlandılar. O yüzden bu hafta onlar da yok. Bütün yapılan planlar, programlar artık hepsi çöpe gidiyor.
Buna rağmen tabii ki yarışma devam edecek. Sarı-kırmızılılar da bunun içinde olacaklar. Ancak Fatih Terim’in işi daha da zorlaştı. Şimdi kadroda şans bulamayan Emin, Oğulcan, Kerem ve Sekidika forma giyecek. Bu şansı iyi kullanabilirlerse hem kendileri kazanacak, hem de Galatasaray...
Bunun gerçekleşmesi için tek şart var. Şans bulan isimlerin yüreklerini sahaya koymaları gerekir. En üst seviyede mücadele edemezlerse hem takım, hem de kendileri kaybedecek.
Eminim Fatih
Galatasaray’da kaos hiçbir zaman bitmez! Ben artık böyle düşünüyorum ve ciddi ciddi buna inanıyorum.
Herkes Başkan Mustafa Cengiz’in seçime gitmesini istemiyor muydu? Gereğini yap denilmiyor muydu? Şimdi ne oldu! Başkan seçim kararı alınca bu sefer geriye çarklar başladı. Cengiz’e, “Neden seçim kararı aldın?” diye soruyorlar.
Yönetim olarak neredeyse sıfırlanan bir kulüp nereye kadar gidebilirdi. Duyuyorum, görüyorum bütün yöneticiler hepsi bir yere kaçıyor, hiç kimse ortaya çıkmıyor. Bunun için seçim kararı geç olsa da doğru bir karardır. Dernekler Masası seçime müsaade edecek mi? Şimdi bir de bu sorun çıktı. Ama ben öyle tahmin ediyorum ki Başkan Mustafa Cengiz bunu iyi araştırmadan böyle bir şey açıklamazdı.
Şimdi de kendisi aday olacak mı, olmayacak mı tartışması başladı. Galatasaray için güzel şeyler yaptı, kulübü bataktan kurtardı. Şu salgın çıkmasaydı ve taraftar maça gelebilseydi geçen sezon daha başarılı olacaklardı. Maddi olarak da bu