Neden karşı çıkıyorlar?

21 Kasım 2000


      Bugünlerde ne tarafa dönsek, aleyhimizde birtakım davranışlarla karşılaşıyoruz.
       AB ile Katılım Ortaklığı'nın eşiğine gelmişken, peş peşe olumsuz kararlar ve engeller ortaya çıkıyor. Üyelik yolunu açacak olan belgeye (KOB), Kıbrıs'la ve Ege sorunu ile ilgili koşullar konuyor... Tam bu sırada Avrupa Parlamentosu Ermeni soykırımı iddiasını tescil etmeye yönelik bir karar alıyor. Fransız Senatosu'nun ardından İtalyan Meclisi de bu yönde bir tavır alıyor... ABD Temsilciler Meclisi'nde 8 helikopterin Türkiye'ye satışı Kıbrıs'la ilintili olarak askıya alınıyor... Çeşitli Avrupa çevreleri değişik şekillerde Kürt sorununu gündeme getirmeye ve Türkiye'yi baskı altında tutmaya çalışıyor...
      Birdenbire ne oldu? Türkiye neden şu sırada değişik çevrelerin suçlama, engelleme ve dayatma kampanyasına hedef oluyor?
       * * *
       TÜRKİYE Soğuk Savaş döneminde Batı'nın adeta göz bebeği idi. NATO'da özel bir yeri vardı. ABD tam desteğini verirken, Avrupa da Türkiye'nin dertlerine anlayış gösteriyordu.
 &

Yazının Devamı

Söz mü?

18 Kasım 2000


      ABD'de Al Gore'un mu, yoksa George W. Bush'un mu başkan olacağı hala belli değil; ama yeni yönetimde bizi yakından ilgilendiren en az bir konuda kimin yer alacağını biliyoruz.
       Yeni başkanın "Hazar Havzası Enerji Diplomasisi Özel Danışmanı" Elizabeth Jones, bu görevi John Wolf'tan devralıyor.
       Bayan Jones, bölgeyi iyi bilen bir diplomat. Son olarak Kazakistan'da ABD Büyükelçisi olarak görev yaptı. Orta Asya dillerini konuşuyor. Ve bu arada, petrol ve gaz projeleri ile yakından ilgili.
       Hafta içinde Wolf ilgililerle vedalaşmak, Jones da tanışmak üzere Türkiye'ye geldiler. Enerji Bakanlığı düzenlediği bir Ceyhan gezisini bu ziyarete denk getirdi. Ayrıca iki danışman İstanbul'da yapılan "Petrol ve Doğalgaz Konferansı"na da katıldı.
       Biz de bu vesile ile onlarla söyleşmek fırsatını bulduk.
       * * *

Yazının Devamı

Şu Avrupalılar...

17 Kasım 2000


      Şu Avrupalılar, bu gidişle sonunda Türkiye'yi bıktıracaklar...
       Son yaptıkları, Türkiye'de sadece Avrupa ile bütünleşmeye karşı olanların eline malzeme vermekle kalmıyor, aynı zamanda bu bütünleşmeyi isteyenleri düş kırıklığına uğratıyor ve hatta küsme noktasına getiriyor.
      "Şu Avrupalılar" derken, elbet tüm Avrupa ülkelerini ve kuruluşlarını kastetmiyoruz. Aralarında gerçekten Türkiye'ye sıcak bakanlar, onunla sıkı bağlar kurmaya çalışanlar var. Ama Türkiye ile "fazla samimiyet" istemeyenler, Türkleri "kendi camiaları"ndan saymayanlar da çok.
      İşte bunları Türkiye'ye karşı her hareketin içinde - hatta başında - görüyoruz. İkili veya çok taraflı ilişkilerde Kürt, Kıbrıs, Ermeni sorunlarını öne çıkarıp, yakınlaşmayı engellemeye çalışanlar onlar...
       Son örnek: Avrupa Parlamentosu'nun - onların öncülüğü veya desteği ile - Ermeni soykırımı üzerinde alınan karar.
       * * *

Yazının Devamı

Askerin görüşü

16 Kasım 2000


       Genelkurmay Genel Sekreteri Tümgeneral Aslan Güner'in önceki gece Ankara'da Gazi Orduevi'nde verdiği "geleneksel basın resepsiyonu", gazetecilerin güncel konularda TSK'nın görüşlerini alması için bir fırsat oluşturdu.
       Bu konuların önemli bir kısmı, dış politika ile ilgili. Tümgeneral Aslan Güner "hoş geldiniz" konuşmasında AB ile ilişkilere kısaca değindi. Daha sonra basın mensupları ile sohbetlerinde AB'nin Katılım Ortaklığı Belgesi'nden TSK'nın savunma ihtiyaçlarına, Kıbrıs'tan Ermeni meselesine kadar, çeşitli konular üzerindeki soruları yanıtladı.
      Tümgeneral Aslan'ın ve resepsiyonda ev sahipliği yapan diğer subayların gazetecilerin soru bombardımanına uğraması, kamuoyunun TSK'nın çeşitli güncel konularla ilgili görüşlerini çok merak ettiğini ve sağlıklı bilgi sahibi olmak istediğini ortaya koydu.
       * * *
       BU konuda iki noktayı belirtmek yararlı olur sanıyoruz.
      * Birincisi, medyanın daha düzenli biçimde bilgilendirilmesi ile ilgilidir.

Yazının Devamı

ABD krizi...

15 Kasım 2000


       Küba'dan Kongo'ya, Malezya'dan Zimbabwe'ye kadar çeşitli Üçüncü Dünya ülkeleri, ABD ile dalga geçiyor. Kimi ona Muz Cumhuriyeti sıfatını yakıştırıyor, kimi onu Miki Fare'ye benzetiyor, kimi de onun çökmekte olduğunu iddia ediyor.
       Dünyanın tek süper devleti ve en güçlü demokrasisi, sonuçları bir türlü alınamayan geçen haftaki seçimlerin ardından, öylesine traji - komik bir duruma düşmüş bulunuyor.
      Demokrasi dünyası hala başkanını seçemeyen ABD'nin bu haline şaşkınlıkla bakarken, Afrika'dan Asya'ya ve Latin Amerika'ya kadar demokrasi özürlü ülkeler de, rejimlerini eleştiren ABD'den adeta hıncını alıyor.
       * * *
       ASLINDA kulağa hoş da gelse, bu konuda söz söyleyecek en son kişiler, ülkelerini totaliter veya tek partili sistemle yöneten liderlerdir.
       Bu ülkelerde "formalite icabı" yapılan seçimlerin, bırakın demokrasi ile, siyasi etik ile de ilgisi yok. Bu rejimler vatandaşların sandık başına gitmesi işlemini, demokrasinin göstergesi sayarlar. Ama

Yazının Devamı

"Geçersiz" demekle biter mi?

14 Kasım 2000


       AB'nin Kıbrıs sorununu Katılım Ortaklığı Belgesi'nin (KOB) kısa vadeli öncelikler bölümüne alması ve hemen hemen aynı zamanda Cenevre'de Kıbrıs görüşmeleri sona ererken BM Genel Sekreteri Kofi Annan'ın taraflara "gayri resmi bir belge" (non - paper paper) sunması, meseleyi yeniden ön plana çıkardı.
      Açıkçası Türkiye ve KKTC, bu "çifte kıskaç" karşısında sıkışmış bulunuyor. Her ne kadar Ankara'da resmi ağızlar "biz rahatız, bunlar bizi bağlamaz" diyorlarsa da, özel konuşmalarda ortaya çıkan yeni durumdan ciddi bir rahatsızlık duyulduğu seziliyor.
       * * *
       ANKARA'nın KOB'daki Kıbrıs paragrafına tepkisi bunun "geçersiz" sayıldığı şeklindedir.
      Bu ne anlama gelir? Bir Türk yetkilisinin belirttiği gibi, Türkiye AB ile bütünleşme sürecinde neler yapacağını kendi "Ulusal Programı"nda açıklayacaktır. Büyük olasılıkla aralık sonuna kadar tamamlanacak olan bu programda Kıbrıs'a ya hiç yer verilmeyecek veya KOB'un getirdiği şartı yok sayan bir ifade yer alacaktır.
     &

Yazının Devamı

Mücadele böyle mi olur?

11 Kasım 2000


       ABD Temsilciler Meclisi'ndeki "Ermeni badiresi"nin atlatılmasından üç hafta sonra, Fransız Senatosu, aynı yöndeki bir tasarıyı onayladı.
      Fransa'nın "1915 Ermeni soykırımını açıkça tanıdığı"nı beyan eden bu tasarı, ABD'de ve diğer ülkelerde şimdiye kadar sunulan önerilerden daha vahim ve tehlikeli. Çünkü Fransız Senatosu'nun onayladığı metin, bir tavsiye kararı değil, bir yasa tasarısıdır. Eğer Ulusal Meclis de bunu kabul ederse, ilk kez Fransa'da Ermeni soykırım iddiası "yasa değerinde" tescil edilmiş olacak ve bu, kuşkusuz başka ülkelerde de benzer girişimleri cesaretlendirecektir.      Daha şimdiden yeni girişimlerin işaretleri geliyor. İtalya'da önümüzdeki hafta parlamento, ayrılıkçı Kuzey Birliği Partisi'nin Osmanlı döneminde Ermeni soykırımının gerçekleştiğini öne süren bir karar taslağını müzakere edecek. Daha vahimi, bir İtalyan milletvekili AB'nin aralık ayında Nice'te yapacağı zirve toplantısında bu sorunu ele almasını öneriyor.
       Kısacası, dünyanın çeşitli yerlerinde birdenbire Ermeni soykırım iddiasının gündeme

Yazının Devamı

Yolu saptırmamalı...

10 Kasım 2000


       AB'nin Katılım Ortaklığı Belgesi (KOB), son dakikada Kıbrıs'la ilgili paragrafın yer değiştirmesi dışında, beklendiği gibi çıktı.
       Türk diplomasisi haftalar boyunca, bu metnin hazırlanması sırasında, AB yetkililerine görüşlerini, çekincelerini ve olası itirazlarını iletmişti. Öyle ki, artık komisyon - başta Gunter Verheugen olmak üzere - Ankara'nın duyarlılıklarını gayet iyi kavramıştı.
      Önceki gün açıklanan belgedeki terminoloji (örneğin Türkiye'de alerji yaratan bazı sözcüklerin kullanılmaması, genelde üstü kapalı ve dengeli bir üslup kullanılması), komisyonun gerçekten bu hassasiyeti dikkate aldığını gösteriyor.       Aslında AB bu belge ile, Türkiye'nin adaylığını ciddiye aldığını ve belirli koşullara uyması halinde onunla tam üyelik müzakerelerine oturmaya hazır olduğunu ortaya koymuş oldu.      KOB, diğer aday üllkeler için olduğu gibi, Türkiye için de bir yol haritası çizdi. Bunu da kısa ve orta vadeli adımları kapsayan bir takvime de bağladı. Verilen mesaj açık: "Üyelik

Yazının Devamı