Ne olacak bu hal?

14 Aralık 2000

Ne olacak bu hal?
<#comment>Yurtdışı seyahatten dönen vatandaşların memleket ile ilk fiziki teması, uçakta dağıtılan Türk gazetelerini okumakla başlar.
Gerçi bugünkü iletişim harikaları sayesinde, dünyanın neresinde olursanız olun, yurtta olup bitenleri anında öğrenebiliyorsunuz. Ama uçakta koltuğunuza yerleşir yerleşmez elinize geçen Türk gazetelerinden olup bitenleri tüm ayrıntıları ve yorumları ile izlemek, bir başka oluyor.
Çoğu zaman haberler gözlerinizin önüne karanlık bir tablo serecek, içinizi kapatacak, hatta yanınızdaki yolcu Türk ise onunla "ne olacak bu memleketin hali" sohbete yol açacaktır.
* * *
İKİ - üç haftalık bir gezi sırasında "memleketin hali"nde önemli bir değişiklik beklemek mümkün değil tabii.
Yeter ki daha kötü şeyler olmasın...

Yazının Devamı

ABD seçim yorgunu...

13 Aralık 2000

ABD seçim yorgunu...
<#comment>NEW YORKTam 35 gündür süren ABD başkanlık krizine, en adil ve doğru çözümü değilse bile, en pratik - ve esprili - hal çaresini, basit bir Amerikan vatandaşı buldu!
California'nın bir kasabasından "USA Today" gazetesinin okuyucu köşesine gönderdiği mektupta Rick Scheider adındaki bu Amerikalı şöyle diyor: "Al Gore ile George Bush, Beyaz Saray'ın bahçesinde buluşup bu sorunu çözmek için yazı tura atmalı. Kazanan başkanlık koltuğuna oturur; kaybeden de çeyreği (parayı) alır. Ondan sonra da bütün yargıçlar, avukatlar ve medya mensupları, aileleri ile mutlu bir Noel geçirmek için evlerine döner. Dava böylece kapanır..."Bu satırlar, bizdeki eski deyimi ile "pehlivan tefrikası"na dönen şu başkanlık işinde duyduğu bıkkınlığı yansıtıyor.Bir analistin belirttiği gibi, "başta herkes seçim kampanyasını sıkıcı ve heyecansız bulmuştu. Esas hareket ve heyecan seçimlerden sonra başladı. Ama artık bu heyecan da fazla gelmeye başladı. Amerikan toplumu, seçim yorgunu düştü..."* * *BURADA hangi televizyon kanalını açsam, başkanlık krizi ile ilgili haberlerin dışında sayısız yorumlar, söyleşiler, açık oturumlar ile

Yazının Devamı

Ha Türkiye, Ha Arjantin!..

9 Aralık 2000

Ha Türkiye, Ha Arjantin!..
<#comment>BUENOS AİRES

Arjantin de, Türkiye gibi, mali krizi atlatma ve ekonomisini toparlama yolunda...
Bu yol, "dışarıdan ivedi yardım" sağlamaktan, içeride de "radikal bir önlem paketini" uygulamaktan geçiyor.Arjantin, son 48 saat içinde bu yolda önemli adımlar atmış bulunuyor. Dolayısı ile Buenos Aires'te şimdi nispi bir rahatlama ve gelecek için - ihtiyatlı da olsa - daha iyimser bir hava hakim.Arjantin hükümeti, günlerden beri sürdürdüğü müzakerelerden sonra, IMF ve Dünya Bankası başta olmak üzere, çeşitli dış finans kaynaklarından, acil ihtiyacı olan 20 milyar dolarlık desteği garantilemiş bulunuyor. Varılan mutabakatın önemli yönü de, bu yardımın 2001 yılında sadece dış borç ödemeleri için değil, aynı zamanda altyapı yatırımları ve eğitim gibi hizmetlerin geliştirilmesi alanında da kullanılabilecek olmasıdır. Başkan Fernando de la Rua yönetimi, böylece hem son krizi atlatmak, hem de ekonomiyi toparlamaya ve kalkındırmaya yönelik programını hayata geçirmek olanağını bulacak.
* * *
NİTEKİM önce gün (perşembe) dış yardımlarla ilgili mutabakatın açıklanması ile birlikte, Senato da 2001 yılında uygulanacak ekonomik

Yazının Devamı

Şimdi herkes "Turco" oldu!

7 Aralık 2000

Şimdi herkes "Turco" oldu!
<#comment>BUENOS AİRES

Nereden nereye!.. Şu günlerde Türkiye'yi sarsan mali kriz, binlerce kilometre uzaklıktaki Arjantin'de, insanı şaşırtan yankılar yaratmış bulunuyor.
Latin Amerika'nın kalbinin attığı Buenos Aires'te, özellikle mali çevrelerin dikkatleri, şimdi Türkiye'nin üstünde.
Bunun nedeni, Arjantin'in de, Türkiye'ninkine benzer koşullar ve sorunlarla karşı karşıya bulunmasıdır.Ne garip: Türkiye'de olup bitenlere örnek olarak "Arjantin krizi" gösterilirken, Arjantin'de "Türk krizi"nin etkilerinden söz ediliyor.Buenos Aires'in popüler gazetesi "Clarin", Türkiye'deki son olaylara ayırdığı yazıya "El effecto Turco", yani "Türk etkisi" başlığını koydu. Daha ilginç bir başlık da, buranın ciddi ekonomi gazetesi "Ambito Financiero" da şu şekilde çıktı: "Piyasada, bugün hepimiz Türküz!.."* * *TÜRKİYE'deki krizi - nedenleri ve sonuçları ile - en iyi anlayabilecek ülkelerin başında Arjantin geliyor. Buenos Aires'te mali çevrelerin ve basının birdenbire Türkiye'ye bu kadar ilgi göstermesinin esas nedeni de bu.
"Ambito Financiero", uzun inceleme yazısında iki ülkenin ekonomik sorunlarını karşılaştırırken

Yazının Devamı

Pinochet Şili'yi böldü

4 Aralık 2000

Pinochet Şili'yi böldü
Sami KOHEN
SANTİAGO (ŞİLİ)

Ülkesine dönüşünden 9 ay sonra, Şili eski Cumhurbaşkanı Augusto Pinochet'nin 17 yıllık yönetimi sırasında işlediği insanlık dışı suçlarından ötürü yargılanmasına ve ev hapsi altında tutulmasına karar verilmesi, burada herkes için büyük sürpriz oldu.
Geçen hafta 85. yaşgününü kutlayan Pinochet haberi Santiago dışındaki evinde, kendisini arayan bir yakınından öğrendi. Eski diktatör şaşırdı, ama renk vermemeye gayret etti...Meksika'da resmi bir ziyarette bulunan Şili Cumhurbaşkanı Ricardo Lagos'a da bu ani karar, yardımcısı ve İçişleri Bakanı Jose Miguel İnsulza tarafından telefonla bildirildi. Lagos "demokrasilerde yargı işlemi, serbest ve bağımsız biçimde gerçekleşebilmeli" demekle yetindi...Karar hükümet üyeleri, yüksek mahkeme yetkilileri ve de silahlı kuvvetler komutanları için de tam bir sürpriz oldu. Genelkurmay Başkanı General Ricardo İzurieta, Pinochet'nin yargılanacağı haberi yayınlanmadan birkaç saat önce yaptığı bir konuşmada ülkede barış ve sükunetin hüküm sürdüğünü belirtiyordu. General İzurieta, haberden sonra kuvvet komutanları dahil 35 generali olağanüstü bir "durum muhakemesi"

Yazının Devamı

Ekmek, su ve demokrasi...

28 Kasım 2000


Ekmek, su ve demokrasi...
Sami KOHEN

SANTIAGOBugün sizleri çok uzaklara, Latin Amerika'ya götüreceğim.
Bu bölge, Türkiye'den binlerce kilometre uzakta yer aldığı halde, siyasal, ekonomik ve sosyal koşulları açısından, bizim için oldukça ilginç - ve bazı konularda benzer - özellikler taşıyor.
Bu bakımdan Güney Amerika ülkelerinde olup bitenleri izlemekte yarar var.Daha önceki yıllarda, çeşitli vesilelerle bu bölgedeki gelişmeleri izlemek ve izlenimlerimi aktarmak fırsatını bulmuştum. Bu kez de yaptığım gezinin sonunda, edindiğim bilgi ve izlenimlerimi sizlerle paylaşacağım.

Yazının Devamı

AB ile bir başka sorun

23 Kasım 2000


       Türkiye'nin AB ile ilişkilerinde Katılım Ortaklığı Belgesi (KOB) çerçevesinde çıkan anlaşmazlık günlerden beri hararetle tartışılırken, bir başka konuda süren görüş ayrılığı dikkatleri pek çekmedi. Oysa Avrupa Güvenlik ve Savunma Kimliği (AGSK) konusu da - KOB kadar değilse bile - Türkiye - AB ilişkileri açısından hatırı sayılır bir önem taşıyor.
       Bu hafta Brüksel'de toplanan AB Savunma Bakanları, AGSK'nin gerçekleştirilmesi yolunda önemli bir adım attı. Artık AB ekonomik ve siyasal kimliğine, askeri bir boyut katma yolunda.
       Brüksel'deki toplantıda 2003 yılında faaliyete geçmesi planlanan Çevik Güç'ün kompozisyonu konusu masaya yatırıldı. Hangi ülkenin bu güce ne kadar asker vereceği belirlendi (Örneğin Almanya 13.500, İngiltere 12.500, Lüksemburg 100)... Ayrıca bu gücün NATO ile ilintisi ve eşgüdümü konusu da tartışıldı. Bunun NATO'nun yerini alacak veya onunla yarışacak bir "AB Ordusu" olmayacağı, aksine misyonunun (bölgesel çatışmaları önlemek ve insancıl operasyonlar düzenlemek gibi) Atlantik İttifakı'nın işini kolaylaştırmak veya desteklemek olduğu

Yazının Devamı

Başka seçenekler...

22 Kasım 2000


       Türkiye - AB ilişkilerindeki son olumsuz gelişmeler, Ankara'da daha önceleri de tartışılan "Türkiye'nin başka seçenekleri" konusunu yeniden gündeme getirmiş bulunuyor.
       Üst düzey Türk yetkililerinin demeçleri, AB'nin Katılım Ortaklığı Belgesi'nde (KOB) özellikle Kıbrıs ve Ege sorunları üzerinde öne sürdüğü bazı koşulları geri çekmediği takdirde, Ankara'nın Birlik ilişkilerini gözden geçireceği, siyasi diyaloğu kesebileceği ve hatta gerekirse üyelik başvurusundan vazgeçebileceği mesajını veriyor.
      AB karar organlarının bu uyarıları ne ölçüde dikkate aldığı - veya önümüzdeki günlerde alacağı - henüz meçhul. Brüksel'deki hava pek net değil. Anlaşılan bir kararsızlık hakim. Zaten öyle olduğu içindir ki, Konsey bu işin bir sonuca bağlanmasını 4 Aralık'a kadar ertelemiş. Doğrusu AB de bu konuda Ankara'nın uyarısı ile Atina'nın baskısı arasında sıkışıp kalmış durumda ve şimdi bir orta yol arayışında...       * * *       AVRUPALI diplomatlar, AB'nin Türkiye'yi "kaybetmeyi göze alamayacağı"nı

Yazının Devamı