Balkonsuz ev mi olur?

20 Aralık 2020

Kimi zaman depo, kimi zaman kiler şeklinde kullanılan, kimi zaman da hiç adım atılmayan balkonlar, pandemi süreciyle birlikte kıymete bindi TÜİK (Türkiye İstatistik Kurumu) verilerine göre, geçtiğimiz temmuz ayında, Türkiye genelinde tam 227 bin 357 adet ev satılmış. Bir önceki yılın temmuz ayına göre yüzde 124’lük bir artıştan söz ediyorlar. Yazın sunulan kredi kolaylığı, insanların ev sahibi olmasında rol oynadı lakin ev değiştirmek için bir diğer itici gücü açıklamak isterim: Balkon. Sadece bana ait bir açıklamadır, herhangi bir kurumdan gelmemiştir. Bugünkü yazımda da tam olarak bunu konuşacağızdır, balkonu yani!



Vasistas

Balkon üzerine yazı yazmak ne kelime, şiir yazarım şiir! Eski Türk evlerinde avlular varmış, 50’li yıllarla birlikte hayatımıza geniş balkonlar girmiş. Şehirler dolup taşınca, nüfus patlayınca, metrekareler değerlenince bir Fransız balkon zımbırtısı kondurdular pencerenin önüne. Derken plazalar hepten popülerleşti. Fransız balkonun toz bulutu olmasını bırakın, pencere bile açmaz hale geldiler evlere. Vasistas

Yazının Devamı

SENEYE NELER “IN”?

13 Aralık 2020

Bu sene başımızdan geçmekte olan kasırga, bundan sonrası için alışkanlıklarımızı değiştireceğimizin habercisi oldu. 2021’de moda, beslenme, spor ve güzellik alanlarında bizleri nelerin beklediğini inceliyoruz bu hafta

"2020 nasıl geçti?" diye bana soracak olursanız, “Ellerimi yıkayarak geçti” derim. İlk çeyrekteki, ilk pandemi şokumuzu ve ardından evlere kapanmamızı takiben yazın azıcık hareketlendik, lakin an itibarıyla yine başa döndük. Eh, bu illet geçene kadar sıkacağız dişimizi! En başta sağlığımız yerinde olsun; ancak kabul etmemiz gerekiyor ki hiçbir alışkanlığımız eski halinde kalmayacak. Hazır araştırma şirketleri 2021’de bizleri nelerin beklediğini harıl harıl araştırırken, biz de kısa bir bakış atalım gelecek günlere.

Moda

Modayı takip ederim, giyinmeyi severim ve fakat 2020’de aynı eşofmanı yıkayıp yıkayıp giymekten eşofman delindi sonunda. Bu yılki moda anlayışıma damga vuranlar; o malum eşofman, mont ve maskeydi. Sokağa çıktığımda pijamayla dolaşan insanlar gördüğüm için kendimi iyi hissettiğim zamanlar da olmadı değil. 2021’de ise siyah

Yazının Devamı

2021’in flört trendleri

6 Aralık 2020

Çoğu konuda olduğu gibi, flört konusunda da ezberimizi bozacak bu pandemi! 2021’e sayılı hafta kala, gelin aşk hayatımızda bizleri ne gibi yeniliklerin beklediğine göz atalım

Bit pandemi bit! Sen bitmezsen nice ilişkiler bitecek, yuvalar yıkılacak zira etrafımdaki çoğu kişi saç telleri havada geziyor. Abartmıyorum, evdeki hengameden kaçmak için ofis tutan arkadaşım var. İş miş yok, ama her gün sabah erkenden evden çıkıp ofise gidiyor.

Çocuklarına online eğitim verdirmek için mücadele edenler (özellikle küçükleri ekran başına oturtmak için); bitmeyen Zoom meeting’lerinde fenalık geçirenler; evi toplamak, yemek yapmak için çırpınanlar derken çiftler cephesinde durum hayli fırtınalı geçiyor.

Çiftler şikâyet etmesin

Fakat... Ben derim ki çiftler fazla şikâyet etmesin, çünkü tekler cephesinde durumlar daha bir dertli. Bir kafede ya da spor salonunda yeni insanlarla tanışmak tedavülden kalmak üzere olduğundan, tekleri önümüzdeki yıl ne gibi yeniliklerin beklediğine zoom

Yazının Devamı

Vadedilmiş toprak

29 Kasım 2020

Barack Obama’nın 750 sayfalık otobiyografi kitabı “Vadedilmiş Toprak” (A Promised Land), ilk gününde 890 bin adet satarak bir rekora imza attıBenim için Obama’yı en ilginç kılan konu, aldığı ilk nefesten beri kendisini başkanlığa adamış olması. Pulitzer Ödüllü yazar J. Garrow’un “Yükselen Yıldız” (Rising Star) isimli kitabına göz gezdirenler bilir; Obama, şimdiki eşi Michelle’den önce Sheila Miyoshi Jager isimli bir kadına âşıkmış, hatta ona evlenme bile teklif etmiş. Gelin görün ki, kendisi öyle büyük bir başkanlık hırsıyla doluymuş ki Jager, sevgilisinin teklifini reddetmiş. Gerekçesi ise “Barack’ın politik sebeplerle gergin bir insana dönüşmesi”. Söyler misiniz, bu bir adanmışlık değil de nedir şimdi?

Çeşitlilik

Baba, Kenyalı. Anne, Kansaslı. Çocukluğu Endonezya ve Hawaii’de geçiyor. Kaliforniya ve New York’ta eğitim görüyor. Yani Obama’nın hayatı doğumundan itibaren çeşitlilik içeriyor. Zaten kitabın odak noktası da, geçmişinin başkanlık

Yazının Devamı

Tek tek yataraktan

22 Kasım 2020

Yatak odaları yavaştan ayrılmaya başlandı. Kötü anlamda değil, kaliteli uyku, birbirini özleme, özel alanı koruma anlamında. O zaman kraliyet stili uyku düzeni geri dönüyor diyebilir miyiz?

Bireyselliğimizi sevdik. Hatta o denli sevdik ki hayatımıza biri girse de kendimizden asla vazgeçmek istemez hale geldik. Ve bu iş döndü dolaştı en sonunda yatak odamıza kadar girdi. Şöyle ki, biriyle beraber yaşamaya karar verdiniz, mutlu mesut aynı eve taşınma planları yapıyorsunuz; derken hop, karşı taraf diyor ki, “Ben ayrı yatak odası istiyorum!”. Fazla “The Crown” izlemekten olacak, kraliyetin ayrı yatak odalı uyku stili radarımıza girdi!

Ayrı banyolar

Açık konuşmam gerekirse ayrı banyo fikrine hep sıcaktım. Hatta sıcaktım hafif kalır, bildiğin ayrı banyolarımız olmasa yapamazdım beraber yaşama işini. O yüzden evimizi seçerken içeriye pıtır pıtır girip ilk baktığım şey fazladan bir banyo olmuştu. Ayrı banyo, ayrı yatağın habercisi midir bilemem, fakat son dönemde ayrı yatak odalarının fanları da azımsanmayacak sayıda. CBC’in haberine göre, dünya çapında,

Yazının Devamı

Yeni podyum: Müzik klipleri

15 Kasım 2020

Pandemi dolayısıyla sekteye uğrayan moda dünyası, çareyi müzik kliplerinde buldu. Tasarımlar, yıldız sanatçıların kliplerinde tanıtılıyorUzun aralıklarla oturularak izlenen sosyal mesafeli defileler, Victoria Beckham ya da Christopher Kane’in kreasyonlarını podyumda değil de randevulu buluşmada görmeler, Alexander McQueen markasının yaptığı gibi sanal defile düzenlemeler, falanlar filanlar... Burberry’nin, Twitch üzerinden yeni sezon kıyafetlerini yayınladığı bir durumdan söz ediyorum arkadaşlar. Ah, Ah... Nerede o milletin en ön sırada oturabilmek için birbirinin kafasına bastığı, muhabirlerin görüntü alabilmek yarış yaptığı, şampanyanın su gibi aktığı, sabahlara kadar partilenen moda haftaları! Kovid - 19 yüzünden lüks tüketim harcamalarımızın yüzde 35 düştüğünü göz önünde bulundurursak moda sektörünün ciddi bir açmaza girdiğini söyleyebiliriz.

Beyonce sattırır

3D sanal gerçeklik ve artırılmış gerçeklik dokunuşlarının moda sektöründe gitgide daha fazla yer alacağı aşikâr da bu bizi ne

Yazının Devamı

Beni seviyorsan like’la!

8 Kasım 2020

Pew Research Center’ın güncel araştırması der ki, birlikte olduğumuz kişinin bize olan sevgisini sosyal medya etkileşimleriyle ölçüyoruz

 

Yalan mı, öyle ölçmüyor muyuz? Başladığımız bir ilişkinin resmiyet kazanması demek, onun iki dudağının arasından çıkan “Sevgilim” sözcüğü müdür, yoksa ikimizin fotoğrafını Instagram’da cümle âlemin önünde paylaşması mıdır? Ne zaman ki o foto paylaşılır, ilişki “official” olur; Beni like’lamayıp başka bir kızı like’laması net kavga sebebidir; hiç haz etmediğim o malum kişiyi yakın takibe alması ilişkiyi bitirebilir. Olabilir yani, normaldir bunlar. Yukarıda sözünü ettiğim “Dating and Relationships in the Digital Age” isimli araştırma da Amerikan toplumunun üçte birinin ilişkilerine biçtiği değeri an itibarıyla sosyal medya üzerinden sorguladığına dikkati çekiyor. Ve hatta pandemi dönemiyle birlikte telefonda geçirilen vaktin, çiftlerin arasını ciddi anlamda bozduğuna, kıskançlık seviyesinin arttığına işaret

Yazının Devamı

NEŞEMİZİ BULMANIN YOLLARI

1 Kasım 2020

Geçtiğimiz günlerde önüme çıkan bir kitaptan söz etmek istiyorum size, “The Gravity of Joy” (Neşenin Yer Çekimi). Bu vesileyle neşemizi, mutluluğumuzu nasıl bulacağımızı konuşalım biraz.

Angela Williams Gorrell tarafından yazılan kitap, özellikle son dönemde neşeyi unutanları merkezine almış. Williams, kitabında neşenin üç halinden söz etmiş ve ilk olarak geçmişe dönük neşeye değinmiş. Bebeğimizle karşılaştığımız ilk an, şirkette aldığımız terfi, sevgilimizin unutulmaz doğum günü sürprizi ilk kategorinin örneklerinden. İkinci sırada kurtarıcı neşe var. Kırdığımız birinden dilediğimiz özür, sigarayı bırakmak için ettiğimiz yemin, kurtarıcı neşenin örneklerinden. Üçüncü sıraya da fütüristik neşeyi koymuş. Bu kategoride de yaptığımız bir hayır işinin sonuçlarını görmemiz gibi örnekler vermiş. Yazarın röportajı, aslında hayatımızda neşelenecek şeyler de varken bardağın neden boş tarafına odaklandığımızı düşündürttü bana. Tamam, toplum olarak öyle aşırı neşeli bir

Yazının Devamı