Çözüm "Çoğa tamah, aza zarar verir." "Tek kanatla kuş uçmaz.""Bir yer biri bakar, kıyamet bundan kopar."Bunlar bizim atasözlerimiz. Aynı konuyu işleyen Keith Ferrazzi, "Hiçbir Zaman Tek Başına Yeme" (Never Eat Alone) isimli bir kitap yazdı. Kitap, "Peynirimin Yerini Kim Oynattı"dan (Who Moved My Cheese) bile fazla satış yaptı. "Bir şeyler almayı düşündüğün kişinin senden bir şeyler isteme hakkı vardır.""İnsanları sadece işin düştüğü zaman arama.""Hiç ortaya çıkmamak, kaybetmiş olmaktan çok daha iyidir" sözleri, Ferrazzi'ye ait.İşte, bu enteresan kitaptan bazı alıntılar: Her şey iyi ilişkilerle elde edilir. İyi ilişkilerin başlangıç yeri, bir kulüp, bir yardım vakfı v.s. olabilir. Almak için çoğu kez birkaç kez vermek gerekir. Hiçbir zaman yaptığın iyiliğin çetelesini tutma. Kendi "danışmanlar kurulu"nu oluştur. Değerlerini tarafsız bir gözle incele; danışacağın kişilere danış; hedefini belirle. Sonra da, bu hedefe ulaşmak için kimlerle ve nasıl ilişkiler kuracağın konusunda "yazılı" bir çalışma yap. İlişki, ihtiyacınız olmadan önce kurulur. Sana ait özelliklerini öne çıkaran, başkalarından "farklı" bir kişilik yarat. Konuşmayı öğren. Yani, neyi nasıl söyleyeceğini bil. İnsanlarla
Çözüm Artık, dünyada alım satımı yapılan temel mallar, doların uluslararası piyasalardaki değerine göre belirlenmiyor. Altın, petrol, şeker, buğday gibi temel mallar artık, bir sepet döviz değeri esas alınarak belirleniyor. Dolar karşısında tüm mallar değer kazanıyor. Doların ticaret ağırlıklı değeri son 6 ayda yüzde 15 civarında düştü. Merkez Bankamızın da tedbir alıp rezervlerin dolarla borçlu olmadığımız bölümünü euro'ya çevirmesi lazım. Petrol fiyatları, son bir yılda dolar bazında yüzde 70 yükselirken, euro bazında bu yükseliş yüzde 50'de kaldı. Altın fiyatları da aşağı yukarı petrol fiyatlarına paralel... ABD'deki kriz derinleşirse, altın fiyatları da artmaya devam edecek. ABD ekonomisindeki sıkıntılar, 2008'de Bush yönetimi sona erinceye kadar sürecek gibi. Petrol fiyatları, diğer enerji fiyatlarını da yükseltiyor ve bu durum, bizim ekonomimiz için en riskli gelişme. Dünya ekonomilerinin neredeyse tümünde enflasyon yükseliyor. ABD Merkez Bankası bu yıl için yüzde 2.2 enflasyon seviyesi öngörürken (Comfort Zone), enflasyonun yüzde 3.5-4 seviyelerine çıkacağı anlaşılıyor. Buna benzer biçimde, Avrupa Merkez Bankası'nın hedeflediği enflasyon üst seviyesi (Headline Inflation)
Çözüm IMF, bu krizin 5 kat daha büyüyeceğini ve zararların 200 milyar dolara ulaşacağını tahmin ediyor. OECD'nin tahmini ise zararın 300 milyar dolara çıkabileceği yönünde. Yani, yılbaşından sonra, piyasalarda daha büyük bir dalgayla karşılaşılması olası.ABD'de 3 aylık hazine bonosu ve aynı vadeli bankalararası para piyasası faiz oranı arasındaki risk primi, 4 ay önce 94 baz puan iken bu oran şimdi 182 baz puana fırladı. Yani artık, bir bankadan bir diğerine 3 aylık para yüzde 1.82'lik bir faiz farkı alınarak verilebiliyor. Daha şubat ayında bu fark, en çok 20 baz puan idi. ABD Merkez Bankası'nın borç verme faiz oranı ile bankalararası 3 aylık faiz oranı farkı da 54 baz puana çıktı. Kısacası, ABD'de risk primleri yükseliyor. Amerika Birleşik Devletleri'nde (ABD) ekonomik kriz fırtınası devam ediyor. Kriz şimdilik, gayrimenkul kredilerinin (mortgage) geri ödenememesine bağlı olarak gelişiyor. Yılbaşından sonra, krizin diğer sektörlere de bulaşacağı tahmin ediliyor. Riskli gayrimenkul kredilerine bağlı ticari senetler yatırımlarında, 4 ayda yüzde 30 civarında düşüş yaşandı. Sadece bu enstrümandaki 4 aylık düşüşün, 360 milyar doları bulduğu anlaşılıyor. Şimdiden, bankaların ve mali
Çözüm Kayıtdışılık tarım sektöründe yüzde 90'a ulaşıyor.Yeni yaratılan 100 istihdamdan, sadece 8'i kayıt içi olarak gerçekleşiyor.Önümüzdeki 10 yılda tedrici olarak kayıtdışılık kaldırılırsa, bunun ekonomiye katkısı, özelleştirme gelirlerinin birkaç misli, 184 milyar YTL olacak. Türkiye'de, n Kayıtdışı ekonominin, genel ekonomik faaliyetlere oranının, 2000 yılı itibariyle yüzde 32.1 olduğu hesaplanıyor. Bankalardaki para hareketinin tahminen yüzde 5'e varan miktarı, kara paranın aklanması amacıyla gerçekleştiriliyor.Sadece uyuşturucu ticaretinden elde edilen gelirlerin, her yıl dünya gayri safi milli hasılasının yüzde 2.5'ine (yaklaşık yıllık 1 trilyon dolar) ulaştığı tahmin ediliyor. Dünyada, Uyuşturucu baronlarının elinde biriken, harcanabilir aklanmış fonların 15 ile 20 trilyon dolar arasında olduğu düşünülüyor. Aklanmış fonlar 20 trilyon $ Kayıtdışılık, kara para ve kirli para kavramlarının birbiri içine girdiği anlaşılıyor. Oysa, kayıtdışı işlemlerden, uyuşturucu ticareti, terör desteği, kaçakçılık gibi suç unsuru taşıyanların, kirli para işlemi sayılıp kara para kapsamı içinde düşünülmesi lazım.Borsa manipülasyonu, vergi kaçakçılığı amacıyla gizli yapılan işlemler,
Çözüm Amerikan karşıtlığıyla bilinen Venezuela Cumhurbaşkanı Hugo Chavez, geçen yıl, IMF ve Dünya Bankası'nın yerini doldurmak üzere, "Bank of South (Güneyin Bankası)" adıyla yeni bir yapılanma oluşturulmasını teklif etti. Önceleri fazla taraftar bulamayan bu proje, şimdi Brezilya, Arjantin, Bolivya, Ekvador, Uruguay ve Paraguay tarafından kabul edildi. Yaklaşık 6 hafta önce ise İsrail ve Mısır'ın ardından en yüksek Amerikan yardımı alan ve Bush destekçisi olduğu bilinen Kolombiya da yeni yapılanmaya destek verdi. Gelişmekte olan ülkeler, IMF ve Dünya Bankası'nın, zengin ülkelerin çıkarını koruyan kurumlar olduğunu dile getirmeye başladı. Özellikle, IMF reçetelerinin tamamen çöktüğü Güney Amerika ülkelerinde bu görüş açıkça tartışılıyor. Yaklaşık bir ay önce, ABD ile bir sorunu olmadığı bilinen Brezilya'nın Cumhurbaşkanı Lula da Silva, Kongo ziyaretinde konuyu gündeme getirip, "Şimdi uyanma zamanı" dedi. Şili Cumhurbaşkanı Michele Bachelet de aynı fikirde. Venezuela, Ekvador, Bolivya cumhurbaşkanları da sık sık bu konuyu dillendiriyorlar. Arjantin yönetimi de zaman zaman soruna değiniyor. "Bank of South" 5 Aralık'ta resmen kuruluyor. Bu oluşum, Güney Amerika ülkelerinin Avrupa
Çözüm ABD'nin dolarla olan borçlarını inkâr edip yeni bir para çıkaracağı yolunda çıkarılan uydurma ve saçma iddialar da, işin tuzu biberi oldu.11 Eylül 2001 terörist saldırısını bahane eden Bush yönetimi, neredeyse tüm Müslümanları terörist ilan ederek, Afganistan ile Irak'ı işgal etti; Suriye ve İran gibi ülkeleri de tehdit etmeye başladı. Daha sonra, "bir haçlı seferinin başlatıldığı" söylemlerinin yanlış anlaşıldığı ve "Müslümanların tümünün terörist olmadığı" açıklansa da, dünya Müslümanları, Bush yönetimine ve dolayısıyla ABD'ye olan güvenlerini ve inançlarını kaybettiler. Müslüman zenginler paralarını ABD bankalarından çekerek, güvendikleri ülkelere yatırım yapmaya veya en azından paralarını euro olarak tutmaya başladılar.Din kitaplarının ve Yahudi lobilerinin etkisi altında hareket eden Bush yönetimi, başta Ortadoğu olmak üzere birçok ülkede yanlış kararlar aldı. Yıllar süren uğraşlarla kurulan denge ve statükoların kolayca bozulacağı zannedildi. Örneğin, Türkiye gibi sadık bir müttefiki bile hiçe sayıp Kürt devleti kurulmaya kalkışıldı. "Ilımlı İslam" gibi kavramlar üretilip, ABD'ye tabi olacak yönetimler getirilmeye çalışıldı. "Büyük Ortadoğu Projesi" açıkça ortaya
Çözüm Mortgage sisteminin ilk kurulduğu her ülkede belli bir süre sonra gayrimenkul fiyatları ve üretimi ciddi biçimde artmıştır. Bu gelişme, ülkelere makroekonomik istikrar getirmiş ve düşük enflasyon seviyeleri elde edilmiştir. Türkiye'de de, sistemin kurulacağı haberleriyle birlikte, gayrimenkul kredileri yıllık yüzde 350'yi bulan oranlarda artmış ve gayri safi milli hasılanın (GSMH) oranı olarak yüzde 0.5'ten yüzde 3.5'in üstüne yükselmiştir. Mortgage kredileri Avrupa Birliği'nde ortalama olarak GSMH'nın yüzde 60'ını bulurken, bu oran Türkiye'de yüzde 10 civarındadır. Dolayısıyla, Merkez Bankası'nın faiz indirimleri sürdükçe, gayrimenkul kredilerindeki tırmanış yeniden başlayacaktır. IMF'nin yayımladığı raporlardan biri de yeni gayrimenkul kredisi sistemini (mortgage) ve getireceği gelişmeleri inceliyor. IMF'nin bu konudaki tespitleri özetle şöyle: Türkiye'de bankacılık sektörü büyümekte ve krediler Hazine'den özel sektöre kaymaktadır. Ülkeye gelen yabancı bankaların da hedef kitlesi, tüketici ve gayrimenkul alıcıları olmuştur. Yani, mortgage kredileri için kaynak da hazırdır. Türkiye'deki ciddi nüfus artışı ve büyük şehirlere göç, gayrimenkul ihtiyacını giderek
Çözüm A) MB rezervlerinin, kısa dönemli borçları karşılama oranı sıralamasında, en kötü durumda olan Türkiye. Bu oran Türkiye'de yüzde 80 civarında iken, Rusya'da yüzde 412.B) Cari işlemler açığı bakımından da en kötü durumda olan ülke, Türkiye. Rusya ve Brezilya'da cari işlemler fazlası var.C) Toplam dış borcun gayri safi milli hasılaya (GSMH) oranı bakımından da sondan ikinciyiz. Bizden kötü, bir tek Macaristan var. Bizde bu oran, yüzde 50 civarında iken, Brezilya'da yüzde 20'nin altında.D) Kamu borçları toplamının, GSMH'ye oranı bakımından da en kötü durumdayız. Bu oran bizde yüzde 60'ın üzerinde iken, Çek Cumhuriyeti'nde yüzde 30'un ve Rusya'da yüzde 10'un altında.E) Kamu sektörü finansman gereğinin GSMH'ye oranı bakımından da Brezilya ve Macaristan ile birlikte en kötü ekonomiler arasındayız. Rusya'da bu oran, sıfırın altında. Yani, kamunun borçlanma gereği yok.F) Özel kredilerdeki değişimin GSMH'ye oranı da en yüksek bizde. Bizi, Güney Afrika ve Macaristan takip ediyor. Son yayımladığı ülke raporlarında, IMF Türkiye, Polonya, Macaristan, Çek Cumhuriyeti, Brezilya, Güney Afrika ve Rusya'yı bir ekonomik kriz olasılığı bakımından karşılaştırıyor. İşte sonuçlar: Bu sonuçlar,