#notoracism

9 Aralık 2020

Hani kocasından dayak yediği için anne-babasının evine sığınan kızına, aklı sıra işlerin daha da büyümesini veya karışmasını engellemek için “evine dön kızım” diyen babalar vardır ya TFF Başkanı Özdemir’in dünkü maçta yaşananlardan hemen sonra “futbolcular sahaya dönsün” sözleri bana onu hatırlattı. Neymiş efendim, UEFA öyle istiyormuş. Kısaca “el alem ne der” kaygısının futbol sahasına yansıması…

Fakat başta Ba olmak üzere Başakşehirli futbolcuları, Okan Buruk’u ve ve özellikle de Gümüşdağ’ı haklı tepkilerinden, işi sineye çekmek yerine çok ciddi bir risk alarak seslerini yükseltme cesaretini gösterdiklerinden dolayı tebrik etmek gerek. Şimdi iş, tam da olması gerektiği gibi, uluslararası bir boyut kazandı ve en başta PSG’li oyuncular olmak üzere Avrupa’daki birçok futbolcu ve takım, Vebo özelinde tüm insanlığa destek verdi.

Aslına bakılırsa Rumen hakemin bir anlık dikkatsizlik kurbanı olduğunu düşünüyorum ama bu kadar hassas bir konuda ve özellikle bu seviye bir karşılaşmada (sadece bizde değil birçok yerel ligde ırkçılık alanında dönen dolaplardan pek kimsenin haberi olmuyor maalesef) bu şekilde bir dikkatsizliğin kabulü mümkün değil. Koltesku kuvvetle muhtemel artık

Yazının Devamı

Futbolun Adaleti Var

30 Kasım 2020

Dün akşam Beşiktaş ne kadar iyi, Fenerbahçe ne kadar kötüydü öyle. Sanki onlar değil de Barselona ile Osasuna oynuyor gibiydi. İstisnasız herkesin Fenerbahçe’yi favori gördüğü, kağıt üzerinde de sarı lacivertlilerin rakiplerinden iyi olduğu bir ortamda Fenerbahçe, kendi standardının çok altındaki, Beşiktaş da kendi standardının çok üstündeki oyunuyla tüm izleyenleri şaşırttı.

Herkes Perotti’yi överken Rıdvan çıktı sahneye, Pelkas’tan beklenenleri Gezal yaptı. Sosa sahada hayalet gibi dolaşırken Mensah arkadaşlarıyla paslaşmakla meşguldü. Ve en büyük farkı da sadece attığı gollerle değil, verdiği paslarla da, yaptığı koşularla da mükemmel bir kırk beş dakika çıkaran Abubakar yarattı.

Tüm bunları alt alta koyunca ortaya çıkan ilk sonuç şu: Beşiktaş zihin olarak maça çok iyi, Fenerbahçe’de çok kötü hazırlanmış. Maçın ilk dakikasından itibaren siyah beyazlılar yaptıklarıyla “bu maçı kazanmak için sonuna kadar mücadele etmeliyiz” mesajı verirken, ev sahibi takımdan gelen mesaj “biz bu maçı nasıl olsa alırız” gibiydi ve futbol tanrıları rehaveti bir kez daha cezalandırıldı.

Maçı izlemeyenler için bu yazdıklarım kulağa abartılı gibi gelebilir. Fakat Fenerbahçe o kadar yok,

Yazının Devamı

Klark Kent'ten Süpermen'e

26 Ekim 2020

İlk devre Fenerbahçe adına sahada Klark Kent vardı, ikinci yarı Süpermen çıktı otaya. Her ne kadar bu siyahla beyaz arasındaki farkta devre arasında yapılan Sosa / Sisse değişikliğinin payı olduysa da bu işin görece küçük nedeniydi. Asıl neden ise ilk yarıda organize olmakta zorlanan ve Trabzonspor’un etkili kontra atakları karşısında zorlanan sarı lacivertlileri oyuncuların takım olarak ikinci yarıya daha konsantre bir şekilde başlamalarıydı.

İlk yarıda üstün olan, istediklerini yapan ve golü bulan taraf Trabzonspor, ilk haftalardaki puan kayıplarının tam tersi istikamette iyi bir oyun sergiledi. Orta alan hakimiyetini ele geçirdi, rakibe ileride basıp çok iyi paslaştı ve taraftarlarına adeta geçen sezondan kalma bir kırk beş dakika izlettirdi.

Fakat ikinci yarı Gustavo’nun daha dikkatli oluş ve, Pelkas, Ozan, Valensiya üçlüsünün vites yükseltmesiyle kontrol tamamen sarı lacivertlilerin eline geçti. Art arda bulunan iki golden sonra rakibin gardı düştü ve Fenerbahçe maçın sonunu kolay getirdi.

Erol Hoca’nın, belli ki eski takımına karşı konsantre olamamış Sosa’yı kenara çekmesi son derece yerinde bir karardı ancak aynı şeyi Pelkas ve Valensiya’nın oyundan alınması için

Yazının Devamı

Erol Bulut'un Bahanesi Yok

4 Ekim 2020

Fenerbahçe bu sene çok farklı...

Karagümrük maçına başlayan on bir oyuncunun sekizi geçen sene yoktu, maç içerisinde bu sayı dokuza çıktı. Her değişikliğin olumlu sonuçlanması şart değildir ama itiraf etmek gerekir ki Fenerbahçe’nin bu seneki kadrosu geçtiğimiz iki yıldan çok daha iyi ve artık sarı lacivertlilerin kadro kalitesi gibi bir şikâyeti söz konusu değil.

Artık mesele eldeki oyunculardan en iyi ilk on biri ve maçların gidişatına, rakibe, sahaya ve benzeri değişkenlere göre değişiklik stratejilerini belirlemek. Kısacası top şimdi Erol Hoca’nım ayağında. Alanyaspor’un olanakları dahilinde kendini göstermeyi başaran Erol Bulut şimdi çok daha geniş olanaklara sahip.

Dünkü maça başlayan oyunculara ilaveten başta Perotti olmak üzere Sisse, Rodrigez, Mert Hakan, Novak, Ferdi, Sinan, Nazım gibi birçok önemli isim var Fenerbahçe kadrosunda. İsimleri yazarken geçen senenin değişmez isimleri olan Dirar, Zanka, Deniz, Ceilson gibi isimlere sıra dahi gelmiyor ve Bakasetas da Erol Bulut ile tekrar

Yazının Devamı

Bana Stoperini Söyle

13 Temmuz 2020

Fenerbahçe bu sezon hiçbir mevkide sorun yaşamadı, stoper pozisyonunda yaşadığı kadar. Geçen sezon büyük bir umutla alınan ve açıkçası çok da kötü olmayan Sadık’a ne olduğunu bilmiyorum; kadroda bu pozisyona uygun adam sayısı çok azken Skertel’ın gitmesine neden izin verildiğini de. Fakat şurası kesin ki elde sadece Serdar ve Falet kaldı ve onların kâh sakat kâh cezalı oldukları haftalarda, ki bunlar sıklıkla yaşandı, stoper bölgesine sürekli orta sahadan oyuncu devşirildi.

Bu devşirme oyuncuların en meşhuru açık ara Jailson. Kendi bölgesinde hiç de fena bir oyuncu olmayan Brezilyalı stoper oynadığı maçlarda yaptığı hatalarla tabiri caizse hem kendini hem takımını bitirdi. Aynı şekilde zaman zaman o bölgede oynayan Gustavo veya bu hafta olduğu gibi Ozan, bırakın durumu idare etmeyi yaptıkları bireysel hatalarla birçok puan kaybının baş sorumlusu oldular. Tek tek bakmadım ama bu sene Fenerbahçe’nin yediği 43 golün en az 20’sinin bire bir devşirme stoper hatasından olduğuna eminim.

Teknik direktörlerin kafasında “futbolcu her mevkide oynar” gibi bir kabulün olması yeterince garipken bu düşüncenin Fenerbahçe için bu sezon kadro yapma şansına nail olan üç teknik adamın

Yazının Devamı

Fenerbahçe Sınıfta Kaldı

24 Şubat 2020

Pankart

Dün gece her şey baştan aşağı yanlıştı Fenerbahçe için ve bu yanlışlıklar maçtan önce Fenerbahçe tribünlerinde açılan, kötülük dolu “seni de seni seveni de sevmiyoruz” pankartı ile başladı. Özellikle takımlar sahaya Hanau’daki terör saldırısını kınayan, son derece anlamlı bir mesajla çıkmışken bu hassasiyetle taban tabana zıt bir ifade içeren bu pankart ev sahibi takıma hiç yakışmadı ve Fenerbahçe tribünleri daha maç başlamadan sınıfta kaldı.

Kulüp yönetiminin bu pankarttan haberi olmadığını düşünmek naiflik olur. Bu nedenle söz konusu pankart, Ali Koç’un her fırsatta dile getirdiği centilmenlik vurgularını ve iyiliği, iyi insan olmayı öven sözlerini taca çıkardı; onu da sınıfta bıraktı.

Nefret ve ayrışma bugün belki de insanlığın en büyük sorunu ve hiçbir futbol müsabakası veya çekişmesi bu kötü duygulara çanak tutmamalı bilakis onların ortadan kalkmasına vesile olmalı. Centilmenlik ifadelerinin kulüp yöneticilerinin dillerine pelesenk olmaktan çok uygulanmaya ihtiyacı var.

Ersun Yanal

Ersun Hoca ile Fenerbahçe’nin yollarını ikinci kez birleştiren ana neden, Fenerbahçelilerin, Aykut Kocaman’ın savunmacı ve sıkıcı oyunundan haz etmemeleri ile birlikte Yanal’ın

Yazının Devamı

O Zaman Nerelerdeydiniz?

12 Şubat 2020

Kısır futbol tartışmalarının en önemli anahtarlarından biridir “e geçmişte aynısı size/bize yapıldı, o zaman nerelerdeydiniz? O zaman yoktunuz şimdi de konuşmayın” yaklaşımı. Bu anahtar öylesine güçlüdür ki her durumda, her kapıyı açar. Çünkü içinde bulunulan kısır döngü herkesin zamanı geldiğinde benzer olaylarla muhatap olmasını gerektirir ve kuvvetle muhtemel aynı durum geçmişte onların başına da gelmiştir. Bu mucizevi cümle ile karşınızdaki yüzde yüz haklı da olsa lafı onun ağzına tıkayıp onu dize getirebilirsiniz! Birisi herhangi bir şeyden şikâyetçi mi oldu? Yapıştırın “bilmem ne zaman, bilmem ne olduğunda neredeydin” lafını ve hiçbir şey olmamış gibi yolunuza devam edin.

Gelin görün ki “mantıklı” görünen ama aslında son derece mantıksız olan bu yaklaşım, insanın kendini kandırması ve tatmin etmesinden başka bir işe yaramaz; üstüne üstlük son derece sağlıksızdır. Çünkü…

Bahsettiğim durumu somutlaştırmaya çalışayım. Geçen hafta hakem hatalarından Fenerbahçe’nin canı yandı ve taraftarından başkanına kadar herkes, kendi olanakları dahilinde bu işe tepki gösterdi. Çoğu başka takım taraftarlarının bu işe yaklaşımı ise “aynısı geçmişte bize de oldu kardeşim, o zaman

Yazının Devamı

Sergen Attı Şampiyonluk Geldi

29 Ocak 2020

Nice futbolseverin hayalidir, futbolculuk yıllarında efsane olan isimleri teknik adam olarak tekrar takımlarında görmek. Bu hayal öylesine güçlüdür ki, o adamın artık bir futbolcu değil teknik adam olarak takıma geleceği ve futbolculukla teknik adamlığın birbirlerinden çok farklı işler olduğu gibi gerçeklerin kolaylıkla gözlerden kaçmasına neden olur. Zamanında Rıdvan gibi, Haci gibi hatta Aykut gibi nicelerini öğüten bu değirmen şimdi de gözünü Sergen’e dikmiş görünüyor.

Sergen, Türkiye’nin gelmiş geçmiş en yetenekli oyuncusu olabilir ama bu onun aynı oranda iyi bir teknik adam olacağı anlamına gelmiyor. Hatta bana kalırsa yetenekli bir futbolcu olmak, iyi bir teknik direktör olma yolundaki en büyük engel. Bunun nedenlerini çok önceleri burada tartışmıştım: http://www.milliyet.com.tr/skorer/a-can-nizamoglu/bir-futbol-teorisi-yildiz-futbolcular-kotu-teknik-direktor-olur-1304150 Bu nedenledir ki Sergen be Beşiktaş birlikteliğinden hiç umutlu değilim.

Bu işin teorinin ötesinde pratik açıdan da pek umut vadeden bir yanı yok. Aşağıdaki tabloda Yalçın’ın A takım teknik direktörü olarak görev aldığı takımlar ve görevde kalma süreleri yer alıyor; ortalama süre 112 gün veya 3,7 ay!

Yazının Devamı