Bana bir şeyler oldu. İçime canavar kaçtı. Canım sürekli gezmek istiyor. Yorgunluktan dilim dışarda, ama yine de pes etmiyorum. Sürekli program üstüne program yapıyorum. Zaten bu ara her gece en az 4-5 önemli açılış/davet/konser/parti oluyor. Hepsine birden gidilir mi derken bir de bakıyorum bütün programı azimle tamamlamışım. Davet kuşlarına dönmeme ramak kaldı. Ama derdim açılışlar, davetler değil. Uzun zamandır görüşemediğim birileriyle buluşmak, sosyalleşmek, yeni insanlarla tanışmak, yeni bir şeyler izlemek bana iyi geliyor. Hiçbir şeyden eksik kalmamak istiyorum. Sürekli elimde kıyafet torbalarıyla koşturuyorum. Beni gören Deniz Berdan gibi bir gecede üç kıyafet değiştireceğim zannedebilir. Oysa ben sadece spor formam ve gece giyeceklerimi yanıma alıyorum. Neyse umarım bu koşturma hali geçer. Yoksa ben oradan oraya sürüklenerek bile gidemeyecek hale geleceğim.
Der Die Das da ne?
Geçen hafta ÇEV’in Aya İrini’deki davetinden çıkışta önce Akaretler’deki Der Die Das’ın açılışına gittim. Ender
Robert Kolej yıllarında müzik yeteneğine herkes hayran kalırdı. John Travolta’ya olan benzerliği herkesi şaşırtırdı. Kesin müzisyen olacak derken yıllar sonra bir bankada izini buldum Balamir Nazlıca’nın. “Bankacıyım, ama müziği bırakmadım” dediğinde tabii hiç şaşırmadım. İşte böyle haberim oldu Soaked’tan.
Underground bir müzik grubu Soaked. Pop-elektro bir tarzları var. Hikâyeleri 2003’te Balamir Nazlıca’nın piyanosunun başına geçmesiyle başlıyor. Sonra gruba 5 kişi daha katılıyor. Deniz Kunay keyboards’da, Berrak Papuçcuoğlu geri vokalde, Emrah Akar gitarda, Yiğit Özkul basta, Hakan Ertaşoğlu davulda. Vokalde de Balamir var.
Bu gece Dogzstar’dalar
Soaked rakiplerinin arasından hemen sıyrılıyor. Çünkü altı kişilik ekip farklı müzikal altyapılardan geliyor. Hepsi birbirinden yetenekli.
Dün gece Mimar Sinan Festivali’nde sahneye çıktılar. Bu gece de Dogzstar’da çalacaklar. 23.00’da sahnedeler.
Önce Myspace’deki şarkıları In Light ve New Try’ı dinleyin. Doyamazsanız devamı
Hafta sonu Dalaman uçağına atladık, Göcek’e gittik. THY yurtiçi uçak biletlerinin bu yaz neden bu kadar pahalı olduğunu konuşuyoruz. ABD’ye uçmak ile Bodrum’a, Dalaman’a uçmak arasında inanın fiyat olarak artık ciddi bir fark yok. Biri 10 saatlik, biri 1 saatlik uçuş...
Uçakta tahmin ettiğiniz gibi yerli ve yabancı, son derece krema bir tabaka var. İnişte havaalanında bir tuvalet sırası var, inanamıyorsunuz. Kadınlar tuvaletinde üç bölme yer alıyor. İkisinin kapıları açık ama kimse girmiyor. Neden mi? Neden olacak, alaturka tuvalet olduğu için. Üçüncünün de kapısı uzun süre kapalı kalıyor. Alaturka olup olmadığı konusunda o yüzden bir fikrim yok.
Etrafınızdaki insanlara bakınca ve tabii Dalaman ve civarının şahane doğasını düşününce üzülüyorsunuz. Dünyanın en güzel yerlerinden birindesiniz ama gelin görün ki elinizi musluğun altına sokunca otomatikman su akan lavaboların yanında hâlâ alaturka tuvalet var. Bir de çok komik son model bir sifon sistemi yapmışlar
Roze şarap Fransa’nın güney sahillerinden ABD’ye dünyanın birçok yerinde en favori yaz içkisi. Bizde de son iki yıldır özel bir merak başladı. Boğaz’daki restoranlarda da Bodrum ve Çeşme’de de artık pembe şarap içenlerin sayısı arttı.
Rozenin içimi kolay, her yemeğe yakışması da cabası. Şarap uzmanı Mehmet Yalçın’ın kursunda dirsek çürütmüş ve sonunda diplomayı almış bir öğrenci olarak buz gibi bir rozenin yerini yazın başka hiçbir içki tutamaz derim.
AB ile Fransa’nın arasına girdi
Mayısın ilk haftalarında roze şarapla ilgili okuduklarım beni çok şaşırttı. Bizde erkekler roze şarap içebilir mi, roze şarap çok feminen bir içki mi diye tartışılırken Avrupa’da neler oldu neler...
Roze şarap Avrupa Birliği ile Fransa’nın arasını açtı. Nasıl mı? Kırmızı şarap ve beyaz şarabın karıştırılıp roze şarap elde edilmesiyle ilgili yasağı Avrupa Birliği Komisyonu kaldırdı. Fransızlar bunun üzerine resmen ayaklandı. Milyonlarca imza topladılar. Bir kamuoyu araştırmasına göre halkın yüzde
Geçen hafta Kenan Doğulu’yla Akaretler’deki W otelde buluştuk. 31 Mayıs’ta çıkacak olan yeni albümü ‘Patron’un şarkılarını birlikte dinledik.
Kenan albümün 31 Mayıs’a yetişmesini çok istiyor çünkü 31 Mayıs doğum günü ve bu günün kendisine uğurlu geleceğine inanıyor. Gerçi bu üç yıllık aradan sonra ve tabii şarkıları dinledikten sonra uğura muğura ihtiyacı yok bence.
Şaziye yıllarına gittim
Kenan Doğulu’yla birlikte şarkıları dinlerken Şaziye yıllarına gittim. Maçka’da, Baltalimanı’nda, Bodrum’daki Şaziyelerde birçok anım var. Özellikle Şaziye’nin iyi müşterisi olan genç bir iş adamıyla ilgili bir söylenti vardır. Aile şirketinin muhasebecisi genç iş adamının babasına gider ve “Sizin oğlan galiba Bodrum’da Şaziye diye bir kız bulmuş, bütün paraları ona yediriyor” der. Şaziye esprisi de yıllardır böyle kalır.
Kenan Doğulu’nun şarkılarını beğenirsiniz, beğenmezsiniz. Renkler ve zevkler tartışılmaz ama sahnesi hakkında
Muhteşem vedayı televizyon başında gözlerim dolarak izledim. Teşvikiye Teşvikiye olalı böyle bir kalabalık görmedi. Onbinlerce insan sokakları doldurdu, Teşvikiye’den Zincirlikuyu’ya hep birlikte yürüdü.
Aynı görüntüleri tekrar tekrar izledim. İzledikçe yalnız değilim hissine kapıldım. Demek ki Türkan Hoca’ya yapılan büyük ayıp herkesi derinden etkilemiş.
Bu, siyasi bir liderin cenazesi değildi. Bir popstarının cenazesi de değildi. Böyle bir kalabalık ilk defa görülüyordu. CNN Türk’te böyle anlattılar görkemli vedayı.
Gerçekten de ilk defa böyle bir cenazeye şahit olduk. Türkan Saylan’ın nasıl önemli bir lider olduğunu bir kez daha gördük.
Neredeydiler?
Cenazeyi izlerken sürekli gözlerim hükümetten birilerini aradı. Her açılışa, davete, kokteyle koşan bildik isimler Türkiye’de bu kadar önemli bir cenaze olurken neredeydiler?
Evet, en azından bu sefer bir mağaza ya da fuar açılışında kurdele kesmiyorlardı. Ankara’daydılar. 19 Mayıs kutlamaları
‘Türkan Saylan’ı gördükçe kadın olduğum için gurur duyuyorum’ demişti İnci Aksoy.
Türkan Saylan’ı gördükçe hepimiz yaşasın, iyi ki var diyorduk. Çoğumuzun yapmak isteyip de yapamadığı şeyleri o yaptı.
Türkan Saylan müthiş bir kadın. İnandığı şeye baş ve yürek koydu, çok insanın önünü açtı. Hepimize örnek oldu. Son günlerinde başına gelmedik kalmadı. Ama o hastalığının en zor günlerinde bile dimdik çıktı hepimizin karşısına. İyi ki doktorlara karşı çıkıp Fazıl Say ve arkadaşlarının ÇYDD yararına düzenlediği konsere katıldı. Böylece kendisi gibi düşünen ne kadar çok insan olduğunu bir kez daha gördü, içi biraz olsun rahat etti.
Herkesin yeri doldurulabilir, ama Türkan Saylan bir istisna. Onun yeri doldurulamaz.
Bu yaz neler olacak?
Starbucks Deniz Berdan’la işbirliği yapmış. Deniz Berdan Starbucks için üç özel hafif yiyecek tarifi hazırlamış. Bunlar dünden itibaren Türkiye’deki bütün Starbucks’larda satılmaya başlanmış.
Sonunda bu da oldu! Dünyanın hiçbir yerinde Starbucks’ın böyle bir çalışması olduğunu zannetmiyorum. Bu, Starbucks için bir ilk olmalı. Şimdiye kadar hiç reklam yapmayan, bu kadar güçlü bir marka neden böyle bir işbirliğine gerek duydu, anlamak mümkün değil.
İkoncanlarla işbirliği yapılır
Hadi, sağlıklı yaşam konsepti için bir işbirliği yapılacak, uzman diyetisyenler, başarılı şefler dururken neden Deniz Berdan seçildi?
Fit olduğu için mi, güzel pasta yaptığı için mi, garip giyindiği için mi, yoksa yoksa bir ikoncan olduğu için mi?
Tabii ki birçok marka ünlü isimlerle işbirliği yapıyor, ama o ünlü isim genelde markaya katmadeğer sağlayacak biri oluyor.
Starbucks’çılar Deniz Berdan’ın mönüye eklediği yiyeceklerin çok sağlıklı olduğunu ve