Zazie ve Al Jamal

5 Ocak 2009

Cuma akşamı Issız Adam Cemal Hünal’ın restoranındaydım. Nişantaşı Zazie tıklım tıklımdı. Erken gitmeseydik, rezervasyon yaptırmadığımız için yer bulmamız mümkün olmayacaktı. Alt kattaki masalardan birine kurulduk, pizzaları söyledik.
Yan masaya Şebnem-Celal Çapa çifti geldi. Başka bir masada Hande-Fatih Altaylı ve arkadaşları vardı. Zazie’ye ilk açıldığı zamanlarda da gidenlerden biri olarak müşteri kitlesinin çok değiştiğini söyleyebilirim. Eskiden daha mütevazı bir restorandı. Şimdi burada sık sık renkli simaları görüyorsunuz. Bu sadece Issız Adam’dan kaynaklanmıyor. Zazie zaten iyi gidiyordu. Time Out tarafından ‘yılın en iyi restoranı’ bile seçilmişti. Ama Issız Adam sonrası da bir haller olmuş tabii.

Issız Adam’ın eti sütü
Mönüye Issız Adam’ın havuçlu keki ataçlanmış. Zaten epey zamandır Issız Adam’ın etinden sütünden her şeyinden faydalanılıyor. Mönüyü her eline alan “Aaa Issız Adam’ın havuçlu keki de var” diye sevinç çığlıkları atıyor. Hemen akabinde de filmin kahramanları ile ilgili tartışmalar başlıyor. Biri diyor ki “Hep anne yüzünden böyle oldu, bu kıza dikkat et, iyi tut demeseydi adam üstünde baskı hissetmeyecekti.”, diğeri hemen lafa giriyor “Ada da anneye çok

Yazının Devamı

Kadınlara müjde!

31 Aralık 2008

Krizde kadınlar ister istemez kuaför masraflarından da kısıyor. Kriz yüzünden bir kesime ve boyaya gidilen kuaför, bir de föne gidilen mahalle kuaförümüz oldu diyenler var. Benim kriz yüzünden değil, her zaman böyle birkaç kuaförüm oldu.
Şimdi herkesin işini kolaylaştıracak, krizde ilaç gibi gelecek bir kuaför hizmeti başlamış. Erdem Kıramer’in oğlu Emre Kıramer Makas adlı hesaplı kuaför salonları işine girişmiş.
İlk salon Beşiktaş’ta Bahçeşehir Üniversitesi’nin karşısında yeni açılmış. Ekip Erdem Kıramer Akademi’den, yani Erdem Kıramer kalitesinde. Ama ortam ve hizmet mahalle kuaförü havasında. Öyle süslü, her yanı plazma televizyonlu bir salon yok. Her geldiğinizde ne içersiniz diye soran, yiyecek içecek servisi veren görevliler de burada yok. Bir şey içmek isterseniz, çay kahve makinasından kendiniz alıyorsunuz. Fiyatlar da Erdem Kıramer ve rakiplerine göre çok ama çok hesaplı.
Makas’ın ikinci şubesinin çok yakında Bebek’te açılacağı konuşuluyor. Erdem Kıramer’in rakipleri bu işe bozulabilir, ama biz kadınların Makas’a bayılacağına eminim. Erdem Kıramer’i ve Emre Kıramer’i kutluyorum. Makas’a en yakın zamanda gitmek istiyorum.


En iyi yılbaşı programı

Yazının Devamı

Yıl sonu değerlendirmesi

29 Aralık 2008

Yeme-içme: Sağlıklı yemek modası bizi bizden aldı. Hangi sebzenin antioksidan olduğunu, hangi yemekten kaç kalori alacağımızı hepimiz öğrendik. Meze ve tapas’a ilgi arttı. Lucca, Kitchenette gibi mekânlar tapas bar hizmeti de vermeye başladı. Yabancı dizilerin de etkisiyle köpüklü şarap ve şampanyalı kokteyller daha çok tercih edildi.

Zuma, Hakkasan ve Spice Market gibi dünyaca ünlü Uzakdoğu restoranları İstanbul’da birer şube açtı. İlk haftalarda herkes yer bulmakta zorlanıyordu. 2008’in sonlarına doğru durum değişti, kriz mönüleri bile hazırlandı. Bkz. Hakkasan’ın 35 YTL’lik kriz mönüsü. İlk defa bir yerli restoran grubu (İstanbul Doors Group) yüzde 38,5 hissesini yabancı fona sattı. 40 milyon dolarlık olduğu söylenen bu satış Türkiye için bir ilk oldu. 2008’in son çeyreğinde ekonomik krizle birlikte fast food prim yaptı. En iyi iş yapanlardan biri de sokak simitçileri oldu. Başbakan bile simide talim etti.

Gece hayatI: Yıllardır Maçka’da bulunan Scotch bu senenin gözdesi oldu. Beyaz’ın çok uzun zaman önce keşfettiği pavyon/kulüp bu yıl herkesin istilâsına uğradı. Anjelique, Cahide, Reina yine çok iş yaptı. Gece hayatında yeni bir mekan arayışı bu yıl da devam etti.

E

Yazının Devamı

İç güveysinden hallice olduk

24 Aralık 2008

Ermeni soykırımı meselesi, tam da hepimiz uzlaşma içindeyken tekrar ısıtılıp ısıtılıp getiriliyor. Özür dilemeli mi, özür dilememeli mi tartışmaları uzadıkça uzuyor. Kaç kişinin konu hakkında gerçekten bilgisi var merak ediyorum.
Bir CHP milletvekili çıkıp Cumhurbaşkanı için Ermeni soyundan deyince neden bu kadar alınıp da soyağacı açıklanıyor? Bu da yetmedi, milletvekili bir de DNA örneklerinin peşine düştü.
Melih Gökçek’i üzülerek izliyorum. Oğlunun da politikaya atılmasını ballandıra ballandıra anlatışını dinlerken içimden yandık diyorum.
Dünyanın en güçlü 50 ismi açıklanıyor. İçinde Oprah Winfrey, Bin Ladin gibi isimler bile var. 50 ismin arasında tek bir Türk yok.
Bedava kömür ve yanında gelen hava kirliliği için Başbakan çözüm üretmek yerine ya da buna sebebiyet vermeyi bırakmak yerine bunu yazan gazeteleri kapatın diyor. Ne kadar basit değil mi?
İstanbul Üniversitesi’nde seçimler yapılıyor. Bir bakıyoruz ilk sıra ikinciye verilmiş. Başbakan’ın doktoru Prof. Dr. Yunus Söylet YÖK tarafından Çankaya’ya bildirilmiş.
Yılbaşı geliyor ama eskisi gibi süslemeler, kutlamalar yok. Hamdolsun, ekonomik kriz! Kutlama havasına giremiyoruz işte. Akmerkez’in Arap işi dediğimiz

Yazının Devamı

Bir Beyoğlu programı

22 Aralık 2008

Asmalımescit’te bir ev partisine davetliyiz. Önce Nupera’ya gidelim de yeni açılan Delicatessen’i görelim, orada bir şeyler atıştıralım dedik. Delicatessen, Mangerie’nin sahibi Elif Yalın’ın yeni zinciri. İstinye Park Mudo’da ve Tarabya Koleksiyon’da da şubeleri var. Hem bir şarküteri hem de bir kafe. Ama mönü kafeleri aşmış durumda, her telden çalıyor. Domuz yahnisi gibi daha ağır ve daha az tüketilen yemekler de var. Nupera’daki Delicatessen’de iç pilavlı hamsi yedim. Çok lezzetliydi. Pilavın sadece üstü değil altı da hamsilerle kaplıydı. Bol maydanoz da bir hafiflik katmıştı.
Kadehte hangi şaraplar var dediğimizde “İstediğiniz şarabı açabiliriz” diyorlar -ki bu çok az yerde olabilecek bir şey. Şarabın yanında istediğimiz peynir tabağındaki brie olağanüstüydü. Buradan şarküteri alışverişi de yapılır.
Delicatessen’de tek hoşuma gitmeyen şey balıkçılarda mezelerin sergilendiği vitrinli buzdolabının burada da restoranın girişinde yer alması. İçinde etler ve yemekler duruyor. O dekorda, o ortamda çok sırıtmış. Delicatessen’in üstüne biraz daha çalışılırsa çok güzel olabilir.

Lokanta kapandığı için üzgünüm Yemek boyunca hep keşke Lokanta kapanmasaydı diye konuşuldu. Mehmet

Yazının Devamı

Havaalanında terlik ve havlu skandalı

17 Aralık 2008

THY Genel Müdürü Temel Kotil’in Hac dönüşü kahverengi çoraplarının üstüne geçirdiği bej terlikleriyle Atatürk Havalimanı VIP salonunda çekilen fotoğrafını gördünüz mü? Ne AB’si, ne medeniyeti? En önemli kurumlarımızın en üst düzey yöneticileri bile bunu yapıyorsa, eğitimsizler ne yapacak? Gerçi son zamanlarda çok örnek görüyoruz, Harvard’a da gidilse zihniyet aynı kalabiliyor.
Fotoğrafla ilgili internette yapılan yorumları okudum. Bir kısmı çok ayıplıyor Temel Kotil’i, bir kısmı “Ayaklar baş olursa olacağı budur” diyor, bir kısmı kendi işyerine böyle gitse ne tepki alacağını soruyor, bir kısmı da “Ne var canım adam uçaktan inmiş, rahatına bakıyor” diyor. Beni en çok bunu normal karşılayanlar korkutuyor. Bu görüntü THY genel müdürünün değil de sıradan bir vatandaşın olsa yine aynı tepkiyi verirdim. 21. yüzyılda dünyanın en yıldızı parlayan metropollerinden birinde kamuya açık bir alanda böyle dolaşılır mı? Hem de Türkiye Cumhuriyeti’nin en mühim havaalanında en mühim insanlara açılan VIP salonunda! Temel Kotil, dün “bir rahatsızlık nedeniyle terlik değil, açık ayakkabı giydiğini” açıklamış. Geçerli bir mazereti olabilir, ama çorap ve terlik seçimi olmamış.

Beline havlu takan

Yazının Devamı

Bayram rehaveti geçecek mi?

15 Aralık 2008

Bayramdan önce herhangi bir iş için kimi arasanız ulaşılamıyordu. Herkes 9 günlük tatile konsantre olmuş, mümkünse bayramdan sonra konuşalım diyordu. Borsalar bile bayram havasına girmişti.
Şimdi bayram rehavetinden tam çıkacağımız dönemde Noel ve hemen arkasından yılbaşı geliyor. Noel dünya piyasalarını ve tabii ki dolaylı olarak da olsa bizi de etkileyecek. Yine bir duraklama dönemi yaşanacak.
Derken yılbaşı planları yapılacak. Bu yıl 31 Aralık gecesi dışarı çıkanların sayısı azalacak. Daha çok ev partileri tercih edilecek. Tabii bunun için de bir tatil organizasyonu kadar çok çalışılacak. Yeni yılın ilk günü yine yan gelip yatılacak. Sonra çocuklular için sömestr tatili geliyor.
Bir de seneye resmi tatiller azalacak diye üzülüyoruz. 9 günlük iki bayram geçirdik. Sürekli bir tatil ve her şeyi tatil sonrasına erteleme hali... E, tabii durum ortada. Kimsenin keyfi yok. İş güç düşünüp daha da bunalmak istemiyor insan. Bu gidişle bu rehavet yeni yıldan önce geçmez.


Skylife’cılara bir öneri

Yazının Devamı

Krizde alışveriş yapılır mı?

10 Aralık 2008

Tamam, kabul ediyorum hepimizin aklına önce “hayır” cevabı geliyor. Oysa bu üniversite sınavlarındaki gibi şaşırtmalı bir soru. Doğru cevap: Evet. Tabii ki imkânlar doğrultusunda para harcanacak, borca harca girilmeyecek, kredi alınıp sakın dövizle falan borçlanılmayacak. Ama hiç harcama yapmazsak ekonomik kriz de kartopu gibi yuvarlana yuvarlana büyüyecek.
Şimdi gel de bunu evde kocaya anlat. Cep telefonuma gelen 1 alana 1 bedava kampanyalarından, en sevdiğim mağazalardaki yüzde 50 indirimden bahsediyorum. “İkinci bir emre kadar bu evde alışveriş yasak” demez mi? “İyi de ben ekonomiyi canlandırmak için çalışıyorum, bak televizyonda Hasan Bülent Kahraman’ı izledim, alışveriş yapmayı sakın kesmeyin diye uyarıyor” diyorum. Hemen akabinde son derece ruhsuz bir cevap alıyorum, “Bırak başkaları canlandırsın ekonomiyi, sen şimdiye kadar üstüne düşeni fazlasıyla yaptın.” İyi de ben alıştırmışım mağazaları, şimdi herkes benim gibi bir anda bütün harcamaları keserse ne olacak? Talep olmazsa, arza ne olacak? Evde derdimi anlatamıyorum. Bir aile krizine neden olmamak için ekonomik krizi hafifletmeye ufak da olsa bir katkı sağlayamıyorum.
Yine de en azından krizde alışveriş yapanları,

Yazının Devamı