Gürüz'ün son numarası

10 Mayıs 2001


<#comment>YÖK Başkanı Kemal Gürüz, 10 ay önce Dicle Üniversitesi Rektörlüğü'ne atanan Prof. Dr. Fikri Canoruç'un "PKK'lı" olduğu gerekçesiyle görevden alınmasını istedi.
Kanıt var mı?
Yok!..
Belge?..
O da yok!..
Ülkeye bakın ki, bir kurul başkanı, 36 yıllık bir akademisyeni, bir üniversite rektörünü sorgusuz sualsiz "PKK'lı" diye ihbar edebiliyor.

Yazının Devamı

Başka kimse yok mu?..

8 Mayıs 2001


<#comment>Adam uçuruma yuvarlanmış. Son anda kenardaki bir dal parçasına tutunmuş.
"- Kimse yok mu?.." diye bağırmaya başlamış.
Dakikalar geçmiş, ne gelen var, ne duyan... Kolunda derman tükenirken birden gökyüzü yarılmış ve Cebrail görünmüş yıldırımlar arasından:
"- Korkma, atla evladım" diye gürlemiş, "Bir şey olmayacak".Zavallı adam, bir Cebrail'e bakmış, bir de uçurumun dibine, çaresizce yeniden bağırmış:
"- Başka kimse yok mu?.."* * *Düştüğü krizde yardım için Batı kapısını çalan Türkiye binbir koşul buluyor karşısında...
IMF, kredi vermek için programa destek taahhüdü istiyor.

Yazının Devamı

Zaman

6 Mayıs 2001


<#comment>Danimarkalı genç senarist Hans Jörgen Lembourn 1959 yazının başında New York 57. doğu caddesinde bir dairenin kapısını çaldı.
İçeri buyur edildi. Biraz bekledi. Az sonra, tanışmak için can attığı, düşlerinin kadını göründü karşısında:
Marilyn Monroe...Yüzü uykusuzluktan kırış kırıştı; gözleri uyku ilaçlarından fersiz...
"- Beklettim, kusura bakmayın" dedi Marilyn."- Üzülmeyin, zamanım çok benim" diye yanıtladı Lembourn...Şaşırdı Marilyn:"- Yıllardır zamanı olan bir adama rastlamamıştım" dedi hayranlıkla; "Benimse her şeyim var, bir tek zamanım yok.""- Tabii" dedi genç adam, "...çünkü zaman satın alınamaz, yakalanabilir ancak..."O gün tam 5 saat konuştular.
Bir hafta sonra pastırma yazının güzel günlerinden birinde, Lembourn'un kaldığı ucuz otel odasının kapısı çalındı.
Gelen Marilyn'di.

Yazının Devamı

Özgürlük gününden notlar

5 Mayıs 2001


<#comment>Özel günler hep tedirgin eder beni... Genellikle "sıkıntısı çekilen şeyler" için özel gün icat edilir çünkü, "Sevgi Günü", "Emek Günü", "Özgürlük Günü" gibi...
Siz hiç "Yargıya Müdahale Günü", "Telefon Dinleme Şenliği", "İşkenceciler Dayanışma Haftası", "Çalıntı Belgesel Festivali" yapıldığını duydunuz mu?
Bunlar her gün "kutlanan" olağan etkinliklerdendir.
Öbürleri istisnai olarak yılda bir gün "hatırlanır".* * *Önceki gün Dünya Basın Özgürlüğü Günü'ydü ya...
Sabah kapı çaldı. Mahalle karakolundan çağırıyorlar.
"İşte" dedim "Basın bayramımı kutlayacaklar".Yanılmamışım.

Yazının Devamı

Maske

3 Mayıs 2001


<#comment>Ne zaman tuvalet masasında makyajını temizleyen bir kadın görsem maskeler üşüşür aklıma...
Boyalı çehreyi yalayan her bir pamuk topağının, gün boyu gerçek yüzü saklayan kalın maskeden bir parça kopardığını düşünürüm.
Temizlik bittiğinde göz altlarında ince yarıklar halinde nemli kırışıklıklar gülümser; kaşlar silikleşir, kirpikler kısalır.
Yüz, maskesinden soyunmuştur artık... sahibinin yaşını, ruhunu ele verir... ta ki ertesi sabah yeniden giyinene kadar...
* * *
Amerika'nın sevilen haber spikeri Leslie Mouton kansere yakalanıp saçları dökülünce ekrana perukla çıkmaya başlamıştı.

Yazının Devamı

Çekip giden

1 Mayıs 2001


<#comment>Hayatının dizginlerini elinden kaçırdığında ardındaki toz bulutuna bakmadan kapıyı çarpıp çıkanları severim ben...
Aidiyet hissetmediği bir barınakta uysal bir sallabaş olarak tutunmanın iç burkan rahatlığını elinin tersiyle iterek itaatkar kalabalıkların aksi istikamette rüzgara karşı yürüyenlerden yanadır yüreğim...
Onlar, çoğumuzun en derine gömdüğü tepkiyi yiğitçe sergileyerek bir iç isyanı ateşler, karşılığında "hain" damgası yerler.
Partide de böyledir bu, ailede de, ülkede de...
Öyle bir an gelir ki, asıl kalmak "ihanet"tir.
Çekip gitmeye olsa olsa "cesaret" denilebilir.

Yazının Devamı

Avrupa'dan Türk'e çağrı: Esne!

29 Nisan 2001


<#comment>

Fransız güzellik kraliçesi transseksüel mi?
Vallahi bilmiyorum!
Kainat yarışmasında Fransa'yı temsil edecek dilberin "dönme" olduğunu, Strasbourg dönüşü uçakta Türk gazetelerinden öğrendik. Manşetteki haberde konunun Fransa gündemine oturduğu yazıldı ve biz bir haftadır orada olduğumuz halde bu hayati meseleden bihaberdik.
Hemen o günkü Fransız gazetelerine baktık. Le Monde'da bir satır bile yoktu. Liberation'da da...

Yazının Devamı

Refah ve Apo davası

28 Nisan 2001


<#comment>

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Başkanı (AİHM) Luzius Wildhaber, Ren Nehri'ne bakan koltuğunda CNN Türk'ten Ahmet Sever ile bana, Almancaya çalan Fransızcasıyla A. Necdet Sezer'le tanışmasını anlatıyor.
Geçen yıl bu zamanlar Anayasa Mahkemesi'ni ziyaret etmiş. Yemekte Sezer'in yüzündeki müstehzi ifade dikkatini çekmiş.
Yemekten sonra otele dönünce televizyonda, az önce yemek yediği adamın görüntülerini görmüş. "Ne olmuş" diye sormuş:
"- Sezer Cumhurbaşkanı adayı oldu" demişler.

Yazının Devamı