‘Geleneklerimiz bizi Avrupa’ya yöneltiyor’

29 Ekim 2009

Mustafa Kemal, cumhuriyeti ilan etmeden sadece birkaç saat önce Meclis’teki odasında Fransız gazeteci Pernot’ya şöyle dedi: Osmanlı’nın düşüşü, Avrupa’yla bağlarını kestiği gün başladı. Bu hatayı tekrarlamayacağız. Biz yüzyıllardan beri doğudan batıya yürüyoruz. Vücutlarımız doğuda ise de, fikirlerimiz batıya yönelik kalmıştır

Atatürk’ün nedense en az atıf yapılan, ama en anlamlı demeçlerinden biri, tarihi bir günde, 29 Ekim 1923 Pazartesi gününün akşam saatlerinde “Revue Des Deux Mondes” gazetesine verilmiştir.
O akşam, cumhuriyeti getirecek olan anayasa değişiklik teklifi Anayasa Komisyonu’ndan Genel Kurul’a gelmişti.
“Reis Paşa”, gelişmeleri Meclis’teki odasında izliyordu.
O arada Fransız gazeteci Maurice Pernot’yu kabul etti.
Ona, “Meclis Başkanı” sıfatıyla son demecini verecekti. Çünkü cumhurbaşkanı olmasına sadece birkaç saat kalmıştı.

Yazının Devamı

Akgate

27 Ekim 2009

Amerika’da siyasi skandallar, sonuna “gate” (“geyt” okunur) takılarak hatırlanır.
Bu âdet, “Watergate”ten mirastır.
1972’de Nixon yönetiminin Watergate iş merkezindeki muhalif parti karargâhına dinleme cihazı yerleştirirken enselendiği skandal, kendinden sonrakilere isim babalığı yapmıştır.
Reagan’ın İran-Irak savaşında İran’a gizlice silah sattığının, o paraları da Nikaragua’da kontrgerillaya aktardığının ortaya çıkması da “İrangate” adıyla tarihe geçmişti.
Amerika “gate”lerinin unutulmazlarından biri de herhalde Bill Clinton imzalı “uçkurgate”tir.
Bu skandalların hepsi büyük sarsıntıya yol açmış, bazısı kahramanının koltuğuna mal olmuştur.
TSK içinde, AKP’yi bitirme amacıyla hazırlandığı söylenen “İrticayla Mücadele Eylem Planı” da Türk siyasi tarihine “Akgate” adıyla geçecek gibi görünüyor.

Yazının Devamı

NTV’nin santralı Cumhuriyet’in santralı

26 Ekim 2009

Günlerdir NTV koridorlarında “cep telefonu ile helikopter düşürme” geyiği dönüyor.
Taraf gazetesi, “Muhsin Yazıcıoğlu’nun helikopteri havadayken içindeki 3 kişi NTV santralından toplam 295 kez arandı” diye yazdıktan ve arayan numaraları verdikten sonra haber merkezindeki o telefonlar, “bombanın uzaktan kumandaları” muamelesi görüyor.
Her çevirdiğimizde, uzaktaki bir çipi devreye sokup yeni bir helikopteri düşürecek beceriye sahip suç aletleri...
Tabii Mirgün (Cabas) de, kanalda bu esrarengiz operasyonu yöneten “007...”
Mirgün’le odalarımız yan yana...
Arada çaktırmadan içeri bakıp yeni hedeflerini öğrenmeye çalışıyorum.
* * *

Yazının Devamı

Kadın-erkek Yürek-etek

25 Ekim 2009

Geçen ay, Nişantaşı’nda terk edilmiş bir arabanın arka koltuğunda bir kadın cesedi bulundu.
Polis, ilk araştırmada, ölen kadının bir şirketin gelinlik bölümünde satış temsilcisi olduğunu saptadı.
Eşini 2,5 yıl önce kaybetmişti.
Geniş bir çevresi vardı. Sadece o gün
50 farklı kişiyle cep telefonundan konuşmuştu.
Cep telefonu kayıtlarındaki isimlerin peşine düşüldü.
Son aranan numara eski bir hükümlüye aitti.

Yazının Devamı

Barış cesurların işidir

24 Ekim 2009

27 Ekim 1930 günü, Yunanistan Başbakanı Venizelos Türkiye’ye geldi.
Yunan birliklerinin İzmir’i işgal edip Anadolu içlerine yürümesinin üzerinden henüz 11 yıl geçmişti.
Yaralar tazeydi.
Atatürk, Yunan Başbakanı’nı Ankara Palas’ta karşıladı.
Giriş kapısında durdular. “Yunan mezalimi”ni unutmamış halk, karşıdan hareketsiz bakıyordu.
O an Atatürk hissettirmeden Venizelos’un arkasına geçti, karşıdan kendilerini izleyen vatandaşlara alkışlamaları için işaret yaptı. Ondan sonra alkış başladı.
(Afet İnan, “Atatürk’ün Bazı Özellikleri”, Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi, Kasım 1984, s. 97)

Yazının Devamı

Sönmez Köksal’ın yol haritası

22 Ekim 2009

Satır altlarını dikkatli okuyanlar, gelişmeleri doğru öngörebiliyorlar.
Milli İstihbarat Teşkilatı’nın eski Müsteşarı Sönmez Köksal, PKK’nın teslim sürecini, 2.5 ay önce, 3 Ağustos’ta Milliyet’te Devrim Sevimay’la yaptığı söyleşide haber vermişti.
Köksal, orada 3 kademeli strateji önermişti:
“- İlk kademede PKK’nın dağ kadrosunda yer almakla beraber teröre karışmamış olanlara eve dönüş imkânı sağlanır.
- 2. kademe, terör eylemine karışmış olanları kapsar.
- 3. kademede örgütün lider kadrosu Kuzey Irak’tan çıkarılır. Avrupa ülkelerinden sığınma talebinde bulunur.”
* * *

Yazının Devamı

Ekim değil, yıkım

20 Ekim 2009

Önceki sabah Dilek, “Bu ekimde bir melanet var” dedi. Sonra da sırayla saydı, ekim ayında yitirdiklerimizi:
6 Ekim: Bahriye Üçok
7 Ekim: Behice Boran
11 Ekim: Metin Eloğlu, Fakir Baykurt, Attilâ İlhan
12 Ekim: Hikmet Şimşek, Nail Çakırhan
13 Ekim: Cahit Sıtkı Tarancı, Cevat Şakir Kabaağaçlı, Nilgün Marmara, Mahmut Tali Öngören
15 Ekim: Fazıl Hüsnü Dağlarca

Yazının Devamı

Gözlüğüm kırıldı

19 Ekim 2009

Geceyarısı ekranın altında “Ünsal Oskay vefat etti” yazısını okuduğum an bir kezzap aktı yüreğime...
Gözlüğüm düştü gözümden; net göremez oldum.
İlk dersine girişim 30 yıl önceydi. Masasından hiç kalkmadan, fasılasız konuşan bu harikulade adamdan alamamıştım gözümü...
Sadece ben mi? Bütün sınıf...
Üç ders üst üste, teneffüssüz dinlerdik onu; sözü nefesti çünkü...
Popüler kültürden mi bahsediyor; “Bizans’la Roma niye ayrıldı?” sorusuyla girerdi lafa... Sonra konu darmadağın olmuşken birden Türkan Şoray’a bağlardı.
Kültürel hegemonya mı anlatıyor, Frankestein’dan, Drakula’dan, Yıldız Savaşları’ndan dem vurur, popüler kültürün reel hayatın yarattığı “büyük acı”ya karşı insana boyun eğdiren, narkotik etkisini kurcalardı.

Yazının Devamı