Babadan oğula profesörlük

9 Mart 2000


       Radikal gazetesi, Hilal Köylü'nün haberiyle ilginç bir konuya parmak bastı.
       Üniversitelerdeki akrabalık ilişkileri...
       Bu haberden anlıyoruz ki, böyle giderse üniversitelerde akademik unvanlar ve kürsüler babadan oğula geçer hale gelecek.
       Radikal bizim gibi konuyu genelleştirmemiş, o yalnız şu tespiti yapmış: "İstanbul Üniversitesi'nin bir fakültesindeki 40 öğretim üyesi birbiriyle akraba."
       Karı, koca, kardeş, evlat, damat aynı yerde, aynı işi yapıyor. Yani üniversitede öğretim üyesi olarak ders veriyor.
       Bu fakültemizde bu böyleyse diğer üniversitelerde, diğer fakültelerde de benzer durum neden olmasın?

Yazının Devamı

4. turda Akbulut?..

8 Mart 2000


      "Demirel olsun" diyenler neden onu istiyor?
       Herkesin kendine göre gerekçesi var.
       Geniş kitleye göre, Türkiye bir bakıma yeni bir dönüm noktasında.
       Hem ekonomik, hem siyasi, hem dış ilişkiler açısından.
       Böyle bir noktada bir de cumhurbaşkanlığı krizi çıkmasın, Demirel devam etsin. Çünkü geçmişte hep bu seçim, kriz doğurdu.
       Demirel bu görüşteki geniş kitlenin ne eşi, ne özel dostu...

Yazının Devamı

Aydın Doğan İletişim Enstitüsü

7 Mart 2000


       Gazeteci okuldan mı yetişir, usta - çıraklıktan mı?
       Yıllar önce bu tartışılırdı.
       Ama bu tartışmanın pek de değeri kalmadı.
       Artık biliniyor ki okul, yani eğitim, yüksek eğitim şart, ama pratik de yapmak gerekir, yani usta - çırak münasebeti de yaşanmalı.
       Ben yıllar önce Abdi Bey (Abdi İpekçi) tarafından Milliyet'e getirildiğim gün yazı işleri masasının etrafında, yazı işlerinin fiili hakimi Turhan Abi'ye (Turhan Aytul - Deli) rastladım. Şöyle gözlüklerinin üzerinden, gözlerini aça aça sordu; "nereden geldin?"
       "Üniversiteden", deyince; "çok enteresan, çok enteresan!.." diye müstehzi bir şekilde dudak bükmüştü...

Yazının Devamı

Keyfilik

5 Mart 2000


       İstanbul'da Haliç'in kenarında, Karaköy'le Azapkapı arasında bir kültür, sanat, eğlence alanı yaratılmak isteniyor ama buna engel olmak için uğraşanlar var.
       Perşembepazarı'ndaki bir grup.
       Bu grup aslında yıllar önce bölgeden yani Karaköy'den ayrılmış olmalıydı. Ama olmadı.
       O grup için PERPA denen dünya çapında bir ticaret merkezi yapıldığı halde onlar şehrin göbeğinde, şehircilik açısından hiç de elverişli olmayan bir yeri terk etmemekte direndiler.
       Karaköy'le Azapkapı arasındaki Tersane Caddesi şehrin göbeğinde bir ur gibi kaldı.
       * * *

Yazının Devamı

Acısız kesime karşı olmak niye?

4 Mart 2000


       Günlerdir acısız hayvan kesimi tartışılıyor.
       Ama bu konuyu istismar edenler var.
       Şöyle istismar ediyorlar:
      "Nereden çıktı 1400 yıl sonra kurbana müdahale?"
       Bana sorarsanız konu tek başına kurban değil ki.
       Kesim.

Yazının Devamı

Pınar Selek davası ve yargıda boşluk

3 Mart 2000


       Bizim adliyenin basın sözcüsü yok.
       Yargı adına açıklama yapmak gerekiyorsa bunu yapacak bir görevli, yetkili yok.
       Oysa zaman zaman bu ihtiyaç doğuyor.
       Olaylara tek taraflı bakmamak bizim görevimiz.
       Dengeli habercilik de, objektif yorumculuk da olaylara çok yönlü bakmakla mümkün.
       Aksi, kendimizi, mesleğimizi inkar olur.

Yazının Devamı

Türkiye çelişkisi

2 Mart 2000


       Geçen gün Özgürlükçü Dayanışma Partisi ÖDP'nin 2. büyük kongresi toplandı.
       ÖDP, gerçek solu temsil iddiasında.
       Türkiye'nin de böyle bir sola ihtiyacı var.
       Yöneticileri de şaibesiz, saygın kişiler.
       Ama demokrasilerde ölçü "oy"sa ÖDP geçen seçimde oy almadı.
       Belki yeniydi, kendisini gereği gibi tanıtamadı.

Yazının Devamı

HADEP bilmecesi

1 Mart 2000


       HADEP'li üç belediye başkanı mahkeme kararıyla serbest bırakıldı. Görevlerine de döndü.
       Gözaltına almadaki, görevden almadaki sürat, serbest bırakmada da, göreve iadede de aynen görüldü.
       Türkiye'de bu çift yönlü hız gibi bazı şeyleri anlamak güç. Ama bu güçlüğün adliyeye de, idareye de güveni sarstığı muhakkak.
       Bu üç belediye başkanının gözaltına alınması iyi olmamıştı. Türkiye'de kurulması arzu edilen iç barışı zedeler bir manzara doğmuştu.
       Ama bu zedelenme olayında bu belediye başkanlarının da payı yok sayılabilir mi?
       Bingöl, Hakkari, Siirt, Batman, Van, Ağrı belediye başkanlarının bir süredir ortaklık kurup Diyarbakır Belediye Başkanı'nın etrafında adeta sanal bir kabine oluşturdukları gözlenmekteydi.

Yazının Devamı