Bodrum’un Bitez Koyu’na bakan tepede bir kale. 10 Kasım için kaledeki direğe bir Türk bayrağı asıldı.
10 Kasım için özel...
Bodrum sonbaharını seven İstanbullu Atatürk sevdalısı bir kadın, daha aylar öncesinden “büyük bayrak” arayışına geçmişti.
İstanbul Boğazı’nın sırtlarında “büyük bayraklar” dalgalanır.
Onların Ali Koç tarafından yaptırıldığını ve astırıldığını öğrenir.
Aynı üretici firmaya “büyük ebatlı” bir bayrak ısmarlar.
Bodruma getirtir, kalenin bulunduğu AK-TUR sitesi yönetimine teslim eder.
Başbakan Erdoğan’ın “Şapkayı alıp gitmem, gerekeni yaparım” söylemiyle gönderme yaptığı 9. Cumhurbaşkanı Demirel, “1969’da dönemin Genelkurmay Başkanı Cemal Tural görevinin dışına taşan şeyler yapıyordu. ‘Yapmamasını söyledik.’ Dinlemedi, bunun üzerine Cumhurbaşkanı’nın da imzaladığı kararnameyle görevinden aldık” diyerek cumhurbaşkanı rolünün önemini vurguluyor
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın “Şapkayı alıp bırakıp gitmem. Gerekeni yaparım” söylemi ekseninde 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ile “eskilerden” konuştuk.
Önce...
Başbakan Erdoğan’ın “Genelkurmay Başkanı’nı görevden almak sorularıyla zora ve dara düştüğü” yolundaki söylemi.
Demirel böyle durumlarda cumhurbaşkanı rolünün önemini vurguluyor:
‘1969’da dönemin Genelkurmay Başkanı Cemal Tural görevinin dışına taşan şeyler yapıyordu. TRT Genel Müdürlüğü’ne PTT Genel Müdürlüğü’ne gidiyor, bu sivil kurumları adeta denetliyordu. “Yapmamasını söyledik.”
Dinlemedi, bunun üzerine Cumhurbaşkanı’nın da imzaladığı kararnameyle görevinden aldık, Yüksek Askeri Şûra’ya atadık.
Dans Gezegeni 3 gün İstanbul’da görülebilecek.
İstanbul’dan “ALLA DUHOVA DANS İMPARATORLUĞU” diye anılan “Todes Dans Gezegeni” geçecek.
57 “iddialı dansçı”dan oluşan bu grup, Rusya’da Putin’in desteğiyle St. Petersburg’da kurulmuştu.
Perşembe gecesi Birand’ın 32. Gün programında “gaziler” konuktu.
Bazıları ellerini, bazıları ayaklarını PKK ile çatışmada kaybetmişler. Karnından birkaç kurşun yemiş olanlar var.
Ve Osman Pamukoğlu Paşa...
Bir nabız yoklaması için en duyarlı örnek grup...
Mehmet Ali sordu:
“Kürt açılımı için ne düşünüyorsunuz?”
Tümünün cevabı “olumsuz...”
Asker-siyasetçi ilişkileri için netameli dönemlerde ortaya şu formül atılır:
“Genelkurmay Başkanı ve komutanları, ilgili generalleri bir kararname çıkararak emekli yaparsın... Bir kararnameyle de yerlerine atamalar yaparsın. Böylece siyasi iradenin egemenliğini sağlarsın.”
Olabilir...
Özellikle askeri müdahale, askeri muhtıra, askeri darbe durumlarında -belki de- sonuç alınabilir.
Emsal teşkil edeceği için de “cuntalaşma” gibi oluşumları önleyecek “caydırıcı” bir tavırdır.
Dünkü yazısında komşum Hasan Cemal de bunun örneğini verdi.
Askeri müdahale sırasında merhum Nuri Bayar’ın yukarıda işaret ettiğim “emeklilik ve atama mekanizmasının işletilmesini” önerdiğini ama dönemin Başbakanı Süleyman Demirel’in “havaya bakarak” yeşil ışık yakmadığını yazdı. Önemli bir konuyu gündeme getirmiş oldu.
Domuz gribinden daha kalıcı ve gelecek nesilleri de etkileyecek asıl potansiyel tehlike GDO (Genetiği Değiştirilmiş Organizma) yönetmeliğidir. Toz duman arasında kaynamasın...
Doğayla “Rus ruleti” oynanıyor çağımızda...
Paulo Coelho son romanında (*) “Gezegenimizi kurtaralım” diye seslenenleri bile eleştiriyor.
Bu seslenişte entelektüel burnu büyüklük olduğunu iddia ediyor.
Şu mesajı veriyor:
“Gezegeni kurtarmak iddiası da ne demek?..
Gezegen çok fazla rahatsız olduğunda sırtındaki bizleri silkeleyip atar. Sonra da milyonlarca yıllık yolculuğunu sürdürür... Olan bize olur.”
Domuz gribi salgını ile birlikte “Japon selamı” önlemler arasında yer almakta.
Öpüşmek yasak...
Sarılmak yasak...
El sıkışmak yasak...
Sadece uzaktan bir baş selamı ya da “merhaba” kelâmı, Türkiye insanının alışkın olduğu sıcaklık duygusunu vermiyor.
İşte bu nedenle, domuz gribine karşı mücadelenin “rehber doktorları” insanlarımıza “Japon selamını” öneriyorlar.
İki elin avuç içleri çene altında birleşecek, dirseğe kadar kollar paralel ve bitişik... Maskenin altından gözlere ışıltısı vuran hoş bir gülümseyişle, belden öne doğru eğilmek. Kısa süre o durumda kaldıktan sonra doğrulmak...
Ne ilginçtir ki Türkiye-Ermenistan milli futbol karşılaşması için “top”un birleştirici özelliğinden bahsediyorduk. Simon Kuper’in “Futbol Asla Sadece Futbol Değildir” söyleminin altını çiziyorduk. Oysa o satırların mürekkebi kurumadan “top”un ayrıştırıcı da olabileceğini yaşadık.
Gerçekten...
Diyarbakırspor’un Galatasaray maçına çıkmaması kararı Türkiye’yi karıştırdı.
Daha yazının başında belirteyim ki Diyarbakır’dan aldığım izlenim sorunun çözüldüğü yolunda...
Başkan Çetin Sümer, Vali Hüseyin Avni Mutlu’nun makamındaydı ayrıntılı bir görüşme yapıldı.
Esen hava “bunalım üretilmeden” bu maçın oynanacağını gösteriyor.
Elbette açıklama yapmak mercii ne Vali ve ne de Belediye Başkanı... Diyarbakırspor Başkanı Çetin Sümer yetkilidir.