Komutanın hapishane ziyareti

4 Eylül 2008

Kocaeli Garnizon Komutanı Korgeneral Galip Mendi'nin Ergenekon kapsamında tutuklu bulunan Eruygur ve Tolon paşalara ziyareti ve Genelkurmay tarafından "bu ziyaretin TSK adına yapıldığı" yolundaki açıklama gündeme tüm ağırlığıyla obüs top mermisi gibi düştü.
Bu ziyaret ve açıklama için birkaç not:

1- İki komutanın neyle suçlandığı bile belli değil.
Bu durumda yıllarca terörle mücadele etmiş, önemli sorumluluklar almış komutanlarına TSK'nın sırt çevirmemesi doğaldır.
Ancak... Genelkurmay açıklamasında "TSK yargıya saygılıdır" ifadesi bu ziyaretin yargıyı etkilemek amacını taşımadığının mesajıdır.
2- Hapishane koşullarında bazen kişisel nedenlerle taşkınlıklar, rahatsız edici durumlar olabiliyor.
Özellikle iki komutanın yetiştikleri ocaktan dahi ilgi görmedikleri gibi bir algılama o tarz kompleksli davranışlara cesaret verebilir.

Yazının Devamı

İki ayıyla yatakta

3 Eylül 2008

Merhum İsmet İnönü, "Büyük devletle ilişki, ayıyla yatağa girmek gibidir" demişti.
Ya iki ayıyla yatağa girmek?
Türkiye'nin durumu budur.
Türkiye'de bu söylem "ABD ile ilişkiler" bağlamındaydı.
Oysa...  Rusya ile de önemli ilişkilerimiz var. Rusya, Türkiye'nin ihracat ülkeleri arasında 5. sırada...  Türkiye'ye gelen turist sıralamasında 2. ülke... Türkiye'yi ısıtan doğalgazın yüzde 55'ini veriyor...  Yurtdışına iş yapan inşaat firmalarımız için birinci sıra Rusya'nın...
Rusya'da şimdiden 100 binin üzerinde yurttaşımız yaşamakta. İşgücü göç debisi en yüksek ülke konumuna geldi.
Akdeniz kıyıları ve özellikle Antalya'da Rus kolonileri oluştu. Yakın gelecekteki ilişkiler, bugünkünü katlayacak büyüme potansiyelini işaretliyor.

Yazının Devamı

Zorbalık modası Moda’da...

2 Eylül 2008

Ramazan’da “alkol” yazmak olur mu?  Elbette olur.
Laik Türkiye’de oruç tutan da, tutmayan da, alkol alan da, almayan da var.
Keçiören’den sonra bu kez İstanbul’un en gözde semtlerinden biri olan Moda İskelesi’nde de alkol yasağı medyaya yansıdı.
İskeledeki mekânda -belediyeye bağlı Beltur’a devrinden sonra- içki yasağı uygulanmaya başlanmış.
Protesto etmek isteyen Modalılar ise gene karşılarında “belediyenin zorbalarını”  bulmuşlar.
O iskelenin yanında yıllar önce Moda Deniz Kulübü’nün eski yeri vardı.
Gençler, iskeleye gelirler, biralarını yudumlayarak Moda Deniz Kulübü’ndeki İtalyan orkestraları eşliğindeki danslı geceleri izlerler, kendi aralarında dans ederlerdi. Moda’nın ışıkla yıkanan sularına karşı romantik saatler geçirirlerdi.

Yazının Devamı

ŞEN WC’LER

31 Ağustos 2008



New York’ta “Mamma Mia”    Broadway’in en gözde müzikali...
Filmi İstanbul’a geldi. İzlerken zaman su gibi aktı.
Ve... Cahide’deki Mamma Mia...
İzzet Çapa, “entertainment business”  için doğmuş.
Kendi dansçılarının sunduğu Mamma Mia’dan kesitler nasıl da neşe dopingi...

Yazının Devamı

Sopalı demokrasi

30 Ağustos 2008

Ankara Keçiören'de Belediye'nin maaşlı adamları, gece 23.00'ten sonra içki satıyor diye, dükkânın sahibini sopalarla dövüyorlar.
Üstündeki gömleği bıçakla kesiyorlar.
Güvenlik kameralarından hem bu görüntüler, hem de dayağı atanların ve dövdükleri dükkân sahibinin sesleri alınıyor.
Bu olay nedense medyanın büyük kesiminde görmezden gelindi.
Ankara'nın yetkilileri de, Başbakan Erdoğan'ın söylemiyle, "Gözleri var görmezler, kulakları var duymazlar" oldu.
Ancak...
ABD Büyükelçiliği konuyla ilgilenince birden kulaklar ve gözler açıldı.

Yazının Devamı

En Büyük Turgut

29 Ağustos 2008

Haftalık dergi gazeteciliği zor iştir. Hatta günlük gazetecilikten de zor. Hem günceli yansıtacaksınız, hem gazetelerde, TV'lerde olmayanı vereceksiniz, üstelik bunu günlük gazetelerle ve her saat, her dakika haber verebilen ekranlarla yarışarak yapacaksınız.
Haftalık siyasi dergi AKİS'ten yetiştiğim için dergi gazeteciliğinin nasıl bir ömür törpüsü olduğunu bilirim.
Günlük gazeteye geçtiğimde bir "ohh" çekmiştim.
Bunları haftalık Aktüel'in son kapak konusu olan "Keçiören Dayak Mangaları" başlıklı yazıyı okurken düşündüm.
Bir ayrıntı bazen sayfalarca yazının referansı olur.
Keçiören'de saat 23.00'ten sonra da içki satılan bir dükkânın belediyenin adamları tarafından basılışını, sahibinin oğlunun coplarla, sopalarla dövülüşünü, kamera görüntüleriyle gazetelerde okuduk, TV'lerde izledik.
Ama...

Yazının Devamı

Beyaz zambaklar ülkesinde

28 Ağustos 2008

Şimdi "çözülmez" gibi görünen sorunlar -büyük olasılıkla- birkaç yıl sonra "AKP'nin dikensiz gül bahçelerini" oluşturabilir.
Örneğin...
"Üniversitelerde türban..."
YÖK Başkanı AKP çizgisinde...
YÖK'ün önerisiyle Çankaya'ya sunulan ve atanan yeni üniversitelerin rektörlerinin net çoğunluğu da öyle.
Mevcut rektörler ise, önümüzdeki 2 yıl içinde sürelerinin dolması nedeniyle görevlerini yeni rektörlere devredecekler.
Herhalde bu "yeniler" de AKP zihniyetinin yansımalarını gösterecek.

Yazının Devamı

Hayat AKP’yi neden yoruyorsun?

27 Ağustos 2008

AKP bir kez daha MHP’nin oyununa gelecek mi? Son ayları hatırlayın...
“Abdullah Gül’ün cumhurbaşkanı seçilmesi için Meclis oturumuna katılacağını” açıklayarak, AKP’ye makas değiştirtmişti.
Pek de istekli olmayan Başbakan Erdoğan’a başka seçenek bırakmamıştı.
Erdoğan’ın “Velev ki türban siyasi simge olsun” diye yaptığı çıkışı ise, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Buyurun, türbana yeşil ışık yakan anayasa değişikliğini Meclis’e getirin, biz de oylarımızı veririz” diyerek yanıtlamıştı.
Bu süreç, Erdoğan’a ve AKP’ye çok pahalıya mal oldu.
Anayasa Mahkemesi’nin 1’e karşı 10 oyla “AKP’yi siyasal İslamın odağı” gösteren kararının önemli etkeni işte o “Velev ki siyasi simge olsun” söylemi ve anayasa değişikliğidir.
Anayasa değişikliğinin Anayasa Mahkemesi’ne takılması da cabası...

MAZLUMU OYNAYAMAZ

Yazının Devamı