<#comment>#comment>İki görüş var:
"1- Ekononomi iyileşmeyecek, daha kötüye gidecek. Hükümet ortakları erken seçimi düşünüyorlar.Zaten örgütler de şimdiden seçim hazırlıklarına başladılar bile.Ecevit de özerk kurumların yetkilerini geriye çekmekten söz ederken, seçim harcamalarının, kadrolaşmanın önünü açmak niyetini yansıttı. Ne yapılsa bu gemi yüzmez. Önünde bu denli az görev süresi olan, içte sürtüşmeli bir ortak hükümetle bir yere varılmayacağı biliniyor.2- Seçimler öne alınamaz. Bu hükümet gemileri yakarak yola çıktı. Yapılamaz denilenleri yaptı. Yapmayı sürdürüyor. Ekonomi iyi yolda.Kemerleri sıkmaya devam edecek.Enflasyonu düşürerek, ekonomide tekerleri yerden keserek kendini kanıtlamadan seçim, harakiri olur... Sandık ise sanduka olur."
Ne birincisi ne de ikincisi.
Üç partiden de aldığım izlenimler şöyle:
Olağan süreç işlerse 2004 ilkbaharında, genel seçimler ve yerel seçimler birlikte yapılır.
<#comment>#comment>İşte GAP İdaresi'nin araştırması: "Güneydoğu'da hangi diller kentlerde ve kırsalda... erkek ve kadınlarda hangi oranlarda konuşuluyor?Okuma - yazmada bu dillerin kullanılma oranı nedir?"Türkçeden başka dillerde TV yayını tartışmaları bağlamında "kuşkular" ya da "bir şeycikler olmaz" iddiaları için bu araştırma belki bir veri tabanı, oluşturabilir.
Karanlıkta fikir vuruşmaları üzerine ışık düşürebilir.
GAP'ın sivil örgütlere yaptırttığı bu araştırmaya göre yörede kentte ve kırsalda egemen dil Türkçe.
Erkeklerin hemen hemen tamamı Türkçe biliyor ve konuşuyor.
Kadınların da yarıdan fazlası.
<#comment>#comment>Basın açıklamaları, forum konuşmaları ötesinde özel söyleşilerde IMF'nin Türkiye için söylemleri nedir?
Çarşamba gecesi yuvarlak masada IMF İcra Direktörü Kiekens ile yan yana yemekteydim.
Bitmeyen senfoniden esinlenerek Türkiye'nin "bitmeyen krizi" diye başladı söyleşimiz.
1994 krizi 3 - 5 ayda bitmişti. Türkiye ekonomisi yeniden iklim normallerine dönmüştü.
Oysa bu kez 2000 Kasım'ından bu yada kriz sürmekte.
Neden?
<#comment>#comment>29 Mart'ta toplanacak MGK'ya hükümet "anadilde TV yayını" için nasıl bir görüş sunacak?
TRT'nin bağlı olduğu Devlet Bakanı Yılmaz Karakoyunlu konuyu kafasında netleştirmiş.
Büyük olasılıkla öneriyi oluşturacak - 2 seçenekli - görüşünü şöyle anlattı:
"Yabancı dilde yayın yapmayı yasaklayan yasa maddesi 1991'de iptal edildi.Ekim 1991'de Anayasa değişikliği ile Türkçeden başka dilde yayınlara anayasal engel de kalktı.Şu anda, Kürtçe ya da bir başka dilde yayını yasaklayan hiçbir yasa yok."
Bir soru:
<#comment>#comment>Tarih 15 Nisan 1971... Gazete manşetlerinde askeri muhtıra sonrası kurulan olağan dışı hükümetin Başbakan Yardımcısı Atilla Karaosmanoğlu'dan bir söylem yer almaktaydı:
"Türkiye Ortak Pazar ülkelerini ancak 2359 yılında yakalayabilir."Bu söylem üzerine yer yerinden oynamıştı.
Karaosmanoğlu günah keçisi gibi tekmeleniyordu.
Muhtırayı veren askere ağzını açamayanlar - bu bahaneyle - ona vuruyorlardı.
"400 yılda Avrupa'yı zor yakalar diyerek, Türkiye'yi küçük düşürdüğünü" iddia ediyorlardı. Onu "Dünya Bankası'ndan ithal bakan olarak, Türkiye'yi hiç tanımamakla" suçluyorlardı.
Dün Cumhuriyet'in yüzüncü yılında Türkiye vizyonu için düzenlenen ve her yıl tekrarlanacak toplantıya gittim.
<#comment>#comment>Çiçek Pasajı'nın arkasındaki meyhaneler sokağı Nevizade... Boncuk Meyhanesi'ndeyiz. ABD Ulusal Folklor Sanatları Ödüllü udi Richard Hagopian'ı dinlerken "İnsanlar çıktıkları ana rahmine dönemedikleri için doğdukları topraklara dönerler" söylemini anımsıyorum.
Ud ustası Richard Hagopian ABD doğumlu. Babası Erzurumlu. Maraş'a yerleşmişler. Sonra ABD'ye göç... 6 yaşlarından itibaren Hagopian Amerika'ya geldikçe udi Hrant'tan ders alırmış.
Richard Hagopian California'da klasik Türk müziği ud ustalığını geliştimiş.
Türkçeyi de California'da öğrenmiş...
Hala Anadolu lezzetlerini, geleneklerini yaşayan yöredeki Ermenilere düğünler, şenlikler, toplantılar için özgün yemek ve tatlı servisleri yapan bir işadamı.
Fakat o kendini sanatçı olarak görmekte.
<#comment>#comment>Dün sabah Hidiv Kasrı'nda kahvaltı... Suriye Büyükelçisi Said Al Bunni "Türkiye'nin AB üyesi olmasını istiyoruz. Böylece Suriye de AB'ye komşu olur.Biz AB'ye alternatif değiliz" diyor.
Türkiye'de, AB'ye "Ortadoğu coğrafyasında alternatif arayışlarına" ilginç bir cevap.
Büyükelçi Al Bunni, "iki ülke arasındaki ticaret hacminin önümüzdeki yıllarda 3 milyar dolara varacağını" söylüyor.
"Türkiye - Suriye arasındaki sınırları kaldırabilsek" diyor.
Uluslararası "ilişkilerde ebedi dostluklar ve ebedi düşmanlıklar yoktur sadece ulusların yararları vardır" gerçeğini doğrulayan işte bir kanıt daha...
Nereden nereye gelindi.