PAZAR yazısıyla kadın ve siyasete girelim:
Röportaj yaptığım iki zıt insan çizeyim.
İki kadın Başbakan...
İsrail'in unutulmaz Başbakanı Golda Meir ve Pakistan'ın eski Başbakanı bugünkü dünya gazete manşetlerinin ve TV ekranlarının bir numaralı konusu Benazir Butto... Golda Meir'la Strasbourg'da söyleşi yapmıştım. Orangenie (portakallık) adlı büyük parkın ortasındaki Josephine Köşkü'nde O'nun onuruna verilen bir davetti. Parkın giriş kapısından Josephine Köşkü'ne kadar yürümemiz gereken bir kilometre boyunca iki tarafı delikanlı ve genç kızlardan oluşan bir "dar" koridor oluşmuştu. Öylesine dar ki... Bir insan arasından ancak geçebiliyor. Bir kilometre boyunca zaman zaman gögüslerden sıkıştırıldık... Her defasında "pardon" denilerek - güya kazara - bütün vücutlarımız elle
MALİYE Bakanlığı Gelirler Genel Müdürü Doç. Dr. Nevzat Saygılıoğlu ABD'ye gidiyor.
ABD vergi idaresi kurumunun konuğu olacak.
Bir hafta kadar sürecek bu inceleme sonrası, Vergi Daireleri Otomasyon projesinin hayata geçirilmesi için olası aksaklıkları saptayacak, gerekli ilaveleri yapacak.
Bu bağlamda gözlemlerde bulunacak.
Dönüşüne kadar aslında Türkiye'nin çağdaşlığa adımı olan Vergi Reformu Yasası'yla ilgili yankılar, eleştiriler, görüşler, daha belirgin hale gelmiş olacak.
Bazı zorunlu düzenlemeler yapmak üzere tebliğler çıkarılacak.
ÖNCE TBMM'yi kutlarız.
Yazın sıcağında herkes tatilde ya da sahildeyken günde en az 10 saat çalıştı.
Türkiye'de, bir dönüm noktası olacak "vergi reform yasasını" çıkarttı.
Yeni bir dönem başlıyor.
Türkiye artık vergi kaçaklarının cenneti değil.
Geçen yıl kesintisiz 8 yıl temel eğitim de böyle bir büyük dönüşümdü.
Dokunulmazlıkların kaldırılması kararı da - bazıları için gereksizliğine karşın - gene de Meclis'in itibar grafiğini yukarı çekmiştir.
Bugün yansıttığımız Doğu ve Güneydoğu Raporu, bana dünya futbol finali sonrası Fransa'nın nabız atışlarını anımsattı.
itibarlı LE FİGARO gazetesi, "LE BOHNEUR D'ETRE FRANÇAİS" başlığını atmıştı.
Türkçesi; "Fransız olmanın mutluluğu"dur.
Ama...
Dilerseniz bunu "ne mutlu Fransızım diyene" olarak çevirebilirsiniz.
Başlığın altındaki yazıdan satırlar ise şöyleydi:
"Ulusal Marşımız Marseillaise, - çağdaş akropol - Fransa stadyumunda göğe yükselen bir ses volkanı gibi patladı..." Dünya Futbol Şampiyonluğu, her türlü etnik, dil, din kökenleri, hatta renkleri farklı olan Fransız yurttaşlarını tek bir yürek haline getirmişti.
Gündemde "Genel af" var.
Sorunu çeşitli boyutlarıyla yansıtalım...
1. Dünyada genel eğilim; "cezanın infazı"dır.
Af, sadece çok olağanüstü hallerde ve bireysel olarak uygulanır.
2. Hukuk teorisi de "cezanın - az ya da çok - ama mutlaka verilmesi ve infazı"nı öngörür.
Buna karşın...
Bu pazar, yazımız "DOĞANIN UNUTULAN DİLİ: RÜYA VE YORUMU..."
Rüya görürken de; gerçekleri kavramayı, sorunlar üzerinde düşünmeyi, çözümler üretmeyi ve kararlar almayı sürdürüyoruz...
Hem de uyanık olduğumuz zamanlar kadar mantıklı ve gerçekçi düşüncelerle.
Kısacası...
Düş görmekteyken de mantıklı ve gerçekçiyiz. Yalnız, bunu farklı bir dille yapıyoruz. Bütün insan türü ve kültür alanları için ortak bir dille... "Doğanın dili" diyebileceğimiz "ortak bir dille" Bu dili öğrendikçe, rüyalarımız ve yorumları pekçok sorunumuzu çözüyor. Birkaç örnek verelim. 4 - 5 ay önce evlenmiş bir genç hanım... Rüyasında, annesiyle ve genç bir kadın akrabasıyla
Memur maaşlarında bütün sorun, hadisenin medya sütunlarında ve ekranlarında tartışılması... İktidar partilerinin liderleri, kamuoyu önünde geri adım atamayacakları angajmanlara giriyorlar. Sonra... Artık sorun siyaset mantığı olmaktan çıkıyor, prestij kaygısına dönüşüyor. Memur maaşları konusunda da böyle oldu. DTP Genel İdare Kurulu, "yüzde 40'tan daha aşağıya inmemek" kararı aldı. Başbakan Mesut Yılmaz "yüzde 20'nin yarım puan bile üstüne çıkmayacağını" açıkladı. Sorun, "ağzından çıkan sözü kim geri yutacak?" haline geldi. Siyaset mühendisliği uygulayarak uzlaşma noktası arayanlar... Örneğin İsmet Sezgin... Tarafların sözlerini yalamadıkları bir formül üreterek, bir orta yol oluşturma çabasındalar.
&nbs
MEMUR zamları bir hükümet sorunu olarak, Türkiye'nin gündemine ağırlık koydu.
"Yüzde 20 zammın yetersizliğini savunan " DTP Genel Başkanı Hüsamettin Cindoruk şöyle diyor:
"1 milyon 800 bin devlet personeli var.
Bunların 500 bini öğretmen...
150 bini subay ve astsubay...
180 bini polis...
65 bini korucu...