ÇOK deneyimli bir siyasetçi, "Refahyol Hükümeti düşecek mi" sorusuna, şu yanıtı verdi:
"Düşmek dahi, bir hareket halini işaretler. Oysa...Bu hükümet, bütün enerjisini yitirmiş, yerinde duruyor.Hatta...Durmak bir yana, itelenip kakalanıyor."Görüntü gerçekten budur.
Ancak...
"Darı ambarı" rüyalarına da işaret edeyim.
SİYASETİN, üzerine güneş ışığı düşmemiş kulislerinden ilginç sayılabilecek bazı fısıltılar...
"RP ve DYP, Fransa'da uygulanan seçim sistemindeki - havuz yöntemini - inceletiyorlar. İki parti de, tüzel kişiliklerini yitirmeden... Yani, biri diğerine - göstermelik olarak - iltihak etmeksizin ittifak halinde seçimlere girdiklerinde, oylarının önce beraber sayılması... Sonra, yüksek oy rantı ile yüksek sayıda milletvekili kontenjanını elde edip, kendi aldıkları oylara göre bunu paylaşmaları..."Hesapları, Özal'ın 1987 seçimlerinde 292 milletvekili getirdiği gibi, bir parlamento çoğunluğunu yakalamak.
TARİHİN anılar galerisinde bir gezinti yapalım.
Tarih 22 Mart 1954...Almanya'nın Frankfurter Allgemeine Zeitung gazetesinden satırlar:
"Türkiye, NATO'ya girmesi için Almanya'yı destekleyecek. Adenauver, Türkiye ziyaretinde bu konuda güvence aldı. Türkiye, Almanya'nın gerçek dostu."Tarih 22 Mart 1954...Die Welt gazetesi...
"Gerçek dost Türkiye, NATO'ya girmesi için Almanya'yı destekliyor."Ekim 1953...Bundesanzeigek Köln gazetesi...
"Almanya, Türkiye arasında vize mecburiyeti kalktı."2 Ekim 1954, Die Welt..."Boğazların güçlü adamı Türkiye, Almanya'nın yoldaşıdır. Türkiye'nin güvenli dostuna teşekkür ediyoruz."7 Ekim 1954, Die Welt:"Türkiye, Adenauver'i destekliyor. NATO'ya girmemizde Türkiye güvencesi..."7 Mayıs 1965, Die Welt..."Türkiye, Avrupa'nın parçasıdır. Türkiye, Avrupa'nın temel direklerinden biridir..."Daha böyle pek çok gazete başlığı ve makale örneği sıralanabilir.
Önceki gece sunduğum, DURUM programında, Vural Öger, o başlıklardan çok ilginç bir derleme yapmıştı.
Türkiye - Almanya ilişkilerinin seyir defterini çizen bu gazete başlıkları konusunda, daha ayrıntılı bilgi Eriş Yücel'in "ALMAN BASININDA TÜRKİYE CUMHURİYETİ" kitabında bulunabilir.
STEVEN Michael Selzer, HAYATI RAHATLATACAK KÜÇÜK ÖNERİLER kitabını yazmış.
Tavsiyelerden birini yansıtayım.
Çerçeve içinde öneri şöyle:
"Televizyon haberlerini fazla izlemeyin."Sonra bir ok, şu cümleyi gösteriyor:
"Gazete okurken, daha seçici olabilirsiniz."Bu ikisinin üzerinde ise, şöyle bir uyarı var:
"Kendinize pozitif bilgi akımı sağlayın ve gülümsemeyi kesinlikle unutmayın."Kitabın ortalarındaki bu satırlar düşündürücüdür.
Batıda giderek yaygınlaşmakta olan bir tutumun, yarınlarda Türkiye'ye de yansıyacağını gösteriyor.
STRATEJİ Mori, bir araştırma yaptırdı.
Çok ilginç...
Soru:
"Şeriatın Türkiye'de bir devlet düzeni olması fikrini destekliyor musunuz?"Cevap:
"Doğrudan destekliyorum" diyenler, sadece yüzde 18.Yani...
RP'nin oy oranının bile altında.
"Ne destekliyorum... Ne desteklemiyorum" diyenler... Yani kararsız olanlar yüzde 10.Fakat en ilginci, açık ve kesin olarak doğrudan "desteklemiyorum" yanıtı verenlerin oranı... Onlar, yüzde 68.Fikri olmayanlar yüzde 3... Cevap vermeyenler, yüzde 1.BU sonuçlar, Türkiye için güvencedir.
DÜNKÜ Bakanlar Kurulu'nun Erbakan ve Çiller tarafından çizilen politikası için izlenimim, iki kelimeyle özetlenebilir:
"Evet... Ama..."Dün evet denildi... Aradan bir süre geçtikten sonra bunu ama bölümü izleyecektir.
MGK bildiriminin esnetileceği, sündürüleceği, hatta sulandırılacağı bütün gerekçeler "ama" başlığı altında yer alacaktır.
Evet... Şimdi Bakanlar Kurulu'nun ceketiyle tayyör eteğini ters yüz edip, içindekileri gösterelim.
BAKANLAR Kurulu nihayet MGK bildirimi ve ekiyle "resmen ve açıkça" tanıştı.
Bu metinler bakanlara okunduktan sonra, Tansu Çiller şunları söylüyor:
BUGÜN toplanacak Bakanlar Kurulu da, tıpkı 28 Şubat'takiMGK toplantısı gibi tarihi önem taşımaktadır.
Bunu - pek de bilinmeyen - bazı gerçeklerin merceği altında göstermeye çalışayım.
28 Şubat'ta başlayıp, 1 Mart'ta sona eren MGK toplantısının bildirisi, sanılanın aksine, 48 saat önceden belliydi.
Komutanlar tarafından Cumhurbaşkanı'na, Başbakan'a, yardımcısına ve Milli Savunma Bakanı'na verilmişti.
"Askerin görüşü" buydu.
MGK'nın 9 saatlik toplantısından sonra, o metin "aynen" açıklanmıştır.
ŞU puslu havanın, gri gölgelerini yorumlamaya çalışalım.
Birinci olasılık...
Refahyol'un devamıdır.
Bunun koşulu, MGK kararlarından en kritik ve somut olanlarının uygulanmasıdır.
İlk sınavı ilk öğretimin - kesintisiz - 8 yıla çıkarılması yasası oylanırken verecektir.
"5 + 3" değil... "Kesintisiz 8 yıl."Böylece imam hatip okullarının orta bölümünün devre dışı bırakılmaları mümkün olacaktır.
OLIVIER Roy, "Siyasal İslamın İflası" kitabının yazarı...
1997 Türkiye'sinde siyaset manzaralarını ve RP'nin geleceğini Olivier Roy'un penceresinden değerlendirelim:
"RP, Atatürk Türkiye'sinde yaşama geçme olanağı bulabilmiştir. Büyük devlet geleneği olmayan kabile devletler başlığında toplanabilecek diğer islam ülkelerinden, Atatürk Türkiye'si elbette çok farklıdır.Türkiye'de doğası demokrasiye aykırı olan bir siyasal İslam partisi, istese de, şeriat hukukunu ve bir islam devletini oluşturamaz. Türkiye'nin kültürel yapısı, siyasi bilinci ve demokraside aldığı mesafe buna olanak vermez.Atatürk ilkeleriyle çatışarak, bir miktar oy alır ama daha fazlaya gidemez. O nedenle Türkiye'de siyasal islam olarak doğan ve iktidarı paylaşma noktasına kadar ilerleyen Refah Partisi'nin geleceği, istese de, istemese de, sistemin içinde bir parti olmaktır. Köşelerini törpülemektir. Avrupa'daki hristiyan demokrat partilere benzemektir.Bunu şimdilik takiye gibi yapsalar dahi, sonunda gerçek bu olacaktır.Ayrıca...Fazla ileri gitmiş olmayayım ama, Refah Partisi'nin bölünmesi olasıdır.Düzen partisi olma eğilimi ile radikallerin ayrılması yakın geleceğin gündemindedir."OLIVIER Roy'la beraber olduğumuz ve