Bankaların dışarıdan "sırt kaşıma" operasyonu

17 Kasım 2000


       Yurtdışında, bizim kamu bankalarımızın kurduğu bankalar var. Ortak olduğu bankalar var. Özel sektör bankalarımızın kurduğu, ortak olduğu bankalar var. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu'na, Hazine Müsteşarlığı'na başvurdum. Bu bankalarla ilgili son bilgileri elde edemedim. Hazine Müsteşarlığı tarafından yayımlanan tablolara göre yurtdışında bu tür 62 bankamız var.
       Romanya'daki Bayındır Holding'in bankasının karşılaştığı sorunlar gündeme gelince, öğrendik ki Romanya'da Bayındır Holding'in 20 şubeli bankası dışında, Demirbank'ın, Finansbank'ın, Bayraktar'ın ve Sümerbank'ın da bankaları varmış.
       Acaba Ziraat, Halk, Emlak gibi kamu bankaları, özel bankalar, Türk müteşebbisleri yurtdışında neden banka kurar? Neden bankalara ortak olur? Yurtdışında bankacılık yapmak Türkiye'de bankacılık yapmaktan daha mı kolay, daha mı kazançlı?
       (1) Özel sektöre ait büyük bankalarımız, Avrupa Birliği sınırları içinde bankacılık faaliyetlerini sürdürebilmek veya ABD ve Avrupa para piyasasına yakın olmak arayışında yurtdışında

Yazının Devamı

Ankara "değişime" direniyor

16 Kasım 2000


       Ziraat, Halk, Emlak bankaları özelleştirilecek... Yıllardır Ankara'da bu konuşuluyor. IMF "ne zaman ve nasıl?" diye sormaya başladı. Ankara'da nazlana, nazlana "önce özerkleştireceğiz, sonra özelleştireceğiz" diyerek özelleştirmeyi ileri tarihlere atacak bir model buldu. Bunu da, IMF'ye, Dünya Bankası'na kabul ettirdi.
       Özerkleştirme, "yarı hamilelik" gibi acayip bir durumdur. Rivayete göre özerkleşen bankalar, politikacıların müdahalesinden kurtulacaktır.
       Bugünkü durumda kamu bankalarının sahibi Hazine'dir. Bu bankaların yönetim kurullarını sermaye sahibi olarak Hazine belirler. Fakat belirlenen yöneticiler Başbakan'ın, Cumhurbaşkanı'nın imzasını taşıyan kararnamelerle atanır.
       Özerkleştirilecek kamu bankalarında kamu hissesini, görevlendirilecek bir bakanın temsil etmesi, bankayı yönetecekleri bu bakanın tek başına belirlemesi doğrultusunda bir tasarı hazırlanınca, IMF ve Dünya Bankası görevlileri kıyameti kopardı.
       IMF ve Dünya Bankası görevlileri bu modelde kamu bankalarının tek

Yazının Devamı

Bütün banka ve şirket yöneticileri "örgüt üyesi" (!)

15 Kasım 2000


       Ortak bir amacı gerçekleştirmek için birden fazla kişinin bir araya gelmesi "örgütlenmektir". Bu anlamda nikah sözleşmesine imza atan karı koca da aile birliği kurmak için örgütlenmiş olmaktadır.
       Her şirket, ister adi ortaklık, ister limitet şirket, ister anonim şirket olsun bir örgüttür. Bir şirkette çalışan herkes örgüt üyesidir.
       Örgüt üyesi olmak "suç" değildir. "Menfaat temini için suç örgütü kurmak" suçtur.
       1999 yılında mafya ile ilgili olayların gündeme gelmesi ile 4422 sayılı "Çıkar Amaçlı Suç Örgütleriyle Mücadele Kanunu" ile ilgili bir kanun çıkarıldı. Bu kanun suçun oluşmasında (1) tehdit (2) şantaj unsurlarına ağırlık veren bir kanundur.
       Şimdilerde Mevduat Sigortası Fonu kapsamına alınan bankaların sorumluları ile ilgili kanuni takibat, "mafya" için çıkarılan bu kanun çerçevesinde yürütülüyor. Bunun için kanuni takibatı Devlet Güvenlik Mahkemesi yürütüyor.
       Bankacılık suçu ile itham edilenler ve de el konulan bankalardan kredi

Yazının Devamı

Kaçak et mide bulandırıyor

14 Kasım 2000


       Halkımız zaten haftada yarım kilo kıymayı zor alıyor, şimdi onu da alamayacak. Midesi bulandı.
       Nedir bu kaçak et konusu? Kasaplardaki etlerin hepsi kanguru eti, devekuşu eti, "bufalo" eti mi?
       Eskiden Türkiye'den dışarıya kaçak hayvan, kaçak et giderdi. Şimdi ne oldu da biz kaçak hayvan, kaçak et girişinden yakınıyoruz?
       (1) Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da önce teröre bağlı olarak, sonra göç nedeniyle meralar kapandı. Ahırlar boşaldı.
       (2) Sanki özelleştirilecek başka şey kalmamış gibi Et Balık Kurumu ve Süt Endüstrisi Kurumu kapatıldı. Malları haraç mezat satıldı. Bu iki kurumun desteği ile ayakta kalan hayvancılar işi bıraktı.
       (3) Türkiye'de kişi başı et tüketimi zaten düşüktü. Hayvancılık ölünce düşük talep bile karşılanamaz hale geldi. Arz talebi karşılamayınca et fiyatları yükseldi.

Yazının Devamı

Düzce'nin sadece "çarşısı" kaldı

13 Kasım 2000


       Devlet babanın Düzce'de yaptırmakta olduğu "kalıcı deprem konutları"nı görmek için, şehir dışında yeni yerleşim bölgesi olarak seçilen Nalbantoğlu ve Kazukoğlu köylerine gittim. İnşaat bölgesinin girişindeki tabelalardan öğrendiğime göre benim gördüğüm alanda 3.931 konut yapılıyor. Sekiz müteahhitlik grubuna beşer yüz konutluk iş verilmiş. Beş müteahhitlik grubu konut inşaatlarını bu yılın aralık ayı sonuna kadar tamamlamak zorunda. Yaklaşık beşer yüzlük konut paketleri için müteahhitlere 1999 fiyatları ile yaklaşık beşer trilyon lira ödenek ayrılmış. Bölgenin altyapısı ise 1999 fiyatıyla 23 trilyon liraya bir başka firmaya ihale edilmiş. Altyapının da yıl sonuna kadar bitirilmesi gerekiyor.
       Nalbantoğlu köyünde Metiş İnşaat'ın 466 konutluk, Öztaş İnşaat'ın Kanal Yolu'ndaki 620 konutluk inşaatlarını gezdim. Yepyeni mahalleler kuruluyor. Binalar genelde 4 katlı. Bazı binalar kot farkından beş katlı olmuş. Yükseklik beni şaşırttı ama, zeminin sağlam olduğu söyleniyor. Bazı binalar kaba sıva aşamasında, bazılarının sıvası bile başlayamamış. Yıl sonunda iskana imkan hiç mi hiç yok... Altyapı yapan

Yazının Devamı

Akyavaş, Voyvoda Caddesi ve İstanbul

12 Kasım 2000


       Erol Akyavaş'ın elli yıl boyunca yaptığı 350 tablo İstanbul'da Beşiktaş'ta Dolmabahçe Kültür Merkezi'nde sergileniyor.
       Erol Akyavaş genelde "İslami semboller"i kullanarak "mistik" tablolar boyayan bir ressamımızdı. Geçen yıl öldü. Ölmeden önce, İstanbul Bilgi Üniversitesi'nin himayesinde düzenlemeye çalıştığı sergi ölümünden sonra Beral Madra ve Haldun Dostoğlu'nun gayretleriyle gerçekleştirildi.
       Yurtiçinde ve dışında 120'yi aşkın koleksiyoncuda bulunan sanatçının değişik dönemlerine ait 350 tablo bu sergide yer alıyor. 1932 yılında Ankara'da doğan Akyavaş, Bedri Rahmi Atölyesi'nde resme başladı. Yurtdışında resim ve mimarlık eğitimi gördü. 1957 yılında ABD'ye yerleşti. Elli yıllık resim hayatında, değişik dönemlerin sanat akımlarının etkisinde farklı anlatımları, farklı tekniklerle tuvale döktü. Elli yıl boyunca (Haldun Dostoğlu'nun anlatımıyla) içerik ve felsefe olarak kesintisiz bir "varlık ve anlam" arayışını sürdürdü. Dolmabahçe'deki sergide 350 tablo bu farklı dönemlerdeki farklı felsefeleri yansıtacak biçimde gruplandırılmış. "Varlık ve anlam",

Yazının Devamı

Kıbrıs'ta sonbahar

11 Kasım 2000


       Limasollu Halil, Girne'nin en renkli "şeftali kebapçısı" idi. Limanı çevreleyen gezi yolunun başında geleni geçeni "Buyrun, Kıbrıs'ın şeftali kebabını tadın" diyerek lokantasına davet ederdi.
       Geçen cumartesi Kıbrıs'ta hava Anadolu anlatımıyla "limonata" gibiydi. Limasollu Halil'i görmek ümidi ile limana doğru yürüdüm. Halil ortalıkta yoktu. Sordum soruşturdum. Halil hastalanmış. Dükkanının bir bölümünü devretmiş. Kalan bölümünde oğlu bir kahve açmış. Oğlu İsmail Sabbar ile tanıştım. İngiltere'de maliye okumuş. Londra'da çalışıyormuş. Babası hastalanınca Kıbrıs'a dönmüş. Kahvenin adı "Boaters" kahve. Boaters, kırk çeşit kahve üretip pazarlayan bir firmanın ismi imiş. İstanbul'dan Kıbrıs'a göçen Cem Cüneyt Karaaslan isminde uzun boylu, yakışıklı ve kibar bir genç yardımcısı ile İsmail, baba dükkanını çeviriyor. Eşinin ev yapımı pastaları, moka, orange, tarçın aromalı kahveleri nefis. Bir çay ikramları var ki, sıcaklığı ile, lezzeti ile, çaydanlığı, bardağı ve tabağı ile en lüks pastanede eşi bulunmaz.
       Girne'deki Dome Oteli'ni Vakıflar İdaresi yenilemiş. Klasik

Yazının Devamı

Berat Kandili

10 Kasım 2000


       Bu gece "Berat" gecesi.
       Müslümanlar, "Arabi" aylardan sekizincisi olan, "Şaban" ayının 14'ünü, 15'ine bağlayan geceye "Berat" gecesi adını verirler. Bu geceyi "kutsal gece" olarak kutlarlar.
       Sayın okuyucularıma önce bu gecenin neden kutsal bir gece olduğunu anlatayım, sonra da Müslümanların kutsal gecelerindeki "kandil kutlaması"nın ne olduğunu açıklayayım.
       Berat'ın kelime manası "köleyi azad etme belgesi, kefalet belgesi, diplomadır." İmtiyaz, rütbe ve nişanların sahibine yazılı olarak bildiren "ferman"dır.
       Haraç tamamen alındığı zaman haracı alan, verenin beraetlerini (temize çıkmalarını) dile getiren bir sakk (bir senet) yazıp eline verir. Aynı şekilde Allah Teala da bu gece mümin kullarına "beraet" yazar.
       Hazreti Muhammed Efendimize "peygamberliği" bu gece "müjdelenmiş"tir. Kuran - ı Kerim bu gece indirilmiştir.

Yazının Devamı