Tasarruf denilen şey "ertelenen tüketim"dir. İnsanlar değişik nedenlerle ellerine geçen paranın tamamını hemen harcayıp bitirmez. İnsanlar "yarın ne olacak" endişesi ile tüketecekleri paranın bir bölümünü bir köşeye ayırır. Ev almak, otomobil almak, kız - oğlan evlendirmek için gelirlerinin tamamını tüketmeyip, bir köşede biriktirir. Veya "faizin, kar payının, borsa gelirinin" cazibesinde, gelirlerinin tamamını tüketmeyip mevduat hesabı açar. Repo yapar, hisse senedi satın alır.
Yirmi yıl süren enflasyon döneminde faizler, repo gelirleri o kadar cazip rakamlara ulaştı ki, insanlar gelirlerinin önemli bölümünü tüketmeyip, faize yatırmaya başladı.
Faizin yüksekliği tüketimi erteletme alışkanlığını getirdi. İnsanlar "peşin para ile televizyon, buzdolabı, otomobil alacağımıza, ev yaptıracağımıza parayı faize yatıralım... Faiz geliri ile ileride daha çok şey alırız" havasına girdi.
Böyle bir alışkanlık sürüp giderken, beklenmedik bir şekilde ve kısa sürede faizler düştü. Yüzde 100'ler dolayındaki net faiz geliri yüzde