Yeni İstanbul Havaalanı binasını 26 yaşında Ebru çizdi

17 Ekim 1999


       Ebru Kantaşı 1991 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi'nden mezun oldu. Bir süre üniversitede asistanlık yaptı. Bir süre Belçika'da çalıştı. 1996 yılında Devlet Hava Meydanları İşletmesi'nin İstanbul'da yapılacak yeni havaalanı binası için açtığı yarışmaya, Brüksel Havaalanı'nı işleten firma ve de bir İngiliz mühendislik firmasının danışmanlığı ile katıldı. Bir mimar olarak çizdiği bu ilk ciddi proje ile 6 yarışmacı arasında birinci seçildi. Bu kızımız, projeyi çizdiğinde, henüz 26 yaşında idi.
       Devlet Hava Meydanları İşletmesi, Ebru'nun projesi ile yapılacak yeni binayı "yap - işlet - devret" modeli ile ihaleye çıkardı. İhaleyi Doğramacı'nın Tepe Grubu, Viyana Havaalanı'nı işleten VİE grubu ve Türk Akfen firmasının oluşturduğu konsorsiyum kazandı.
       Yapımcılar 1998 Şubat ayında temel attı. Dış hatlara hizmet verecek binalar 2000 yılı Ocak ayında hizmete açılacak.
       Binaları yapan konsorsiyum bu iş için 310 milyon dolar para buldu ve harcadı. Devletten bir kuruş para çıkmadı. Binaları yapan konsorsiyum, binaları

Yazının Devamı

Uluç her tabloya bir heykel ekliyor

16 Ekim 1999


       Yapı Kredi'nin İstanbul'da Galatasaray semtindeki sanat merkezinde üç sergi var: Ömer Uluç'un resim sergisi. Mimar Vedat Tek sergisi. Ve de Alexandre Raymond'un "Türkiye yorumları".
       Ömer Uluç'un resimleri 1960 yılından bu yana Türkiye'de, 1966 yılından bu yana yurt dışında sergileniyor. İstanbul'da Yapı Kredi'nin Kazım Taşkent Sergi Salonu'nundaki sergisi kırkıncı sergisi. Önümüzdeki aylarda Paris ve New York'ta resimleri sergilenecek.
       Ömer Uluç şimdilerde yeni bir şey deniyor. Resim ile heykeli bütünleştiriyor. Resim ve heykelde, yeni malzemeleri kullanıyor. Resimde kullandığı yeni malzemeler metalik boyalar. Heykelde kullandığı yeni malzemeler plastik, alüminyum, çelik birleşimi ve de gene matelik boya.
       Ömer Uluç diyor ki, "İki boyutlu satıh (resim) ile üç boyutlu nesneyi (heykel) bir araya getiriyorum. İki boyuttaki renk ve şekillerle, üç boyuttaki şekil ve renklerin farklılıklarını yok edip, birlikteliklerini ortaya koyuyorum.
       Ömer Uluç bu yeni tarzında, yaptığı

Yazının Devamı

Enflasyonu 38.2'ye indirsek bile "Dünya Şampiyonu"yuz

15 Ekim 1999


       Enflasyonda memur kaybeder, işçi kaybeder, köylü kaybeder... Enflasyon dar ve sabit gelirlileri ezer. Enflasyon dar ve sabit gelirlilerin olmayan parasını da emer. Gelir dağılımını bozar. Enflasyon paraya para kazandırır.
       Dar ve sabit gelirlileri korumak için enflasyonu frenlemediğini söyleyenler yalan söyler. Enflasyon başını alıp giderken, dar ve sabit gelirliye, memura, emekliye, çiftçiye yapılan hiçbir zam, onun kaybını önleyemez.
       İşte bunun içindir ki, başka ülkelerde hükümetler enflasyonu dizginler. Bizde işbaşına gelenler bunu anlayamadıkları veya anlasalar da beceremedikleri içindir ki enflasyonu körükler.
       Memura zam yapacağız, çiftçiye para dağıtacağız bunun için enflasyonu aşağıya çekemiyoruz. Enflasyonu aşağıya çekersek zam yapamayız. İyisi mi enflasyon biraz daha devam etsin diyenler halkı kandırmaktadır. Halka kötülük yapmakta, dar ve sabit gelirlilerin (memurun, işçinin, köylünün, emeklinin) soyulmasına aracılık etmektedir. Dar ve sabit gelirliler devamlı kaybederken, enflasyon tacirlerinin

Yazının Devamı

Müjde: Enflasyona devam kararı çıktı

14 Ekim 1999


       Müjde: Gelecek yıl memur maaşları yüzde 25 yerine yüzde 35 artacak. Tüpgaza, dolmuşa, peynire, ekmeğe yüzde 100 zam gelecek. Yıl sonunda 1 Amerikan doları 1 milyon Törkiş lira olacak...
       Müjde: Hükümet "Yumuşatma Komitesi" kurdu. IMF hedefleri hükümetten geri döndü. Artık enflasyonla mücadele tehlikesi falan kalmadı. Enflasyon alır başını gidebilir.
       Enflasyonu düşürmek gibi bir yanlış yola giren önceki yöneticiler IMF ile izleme anlaşması imzalayıp, frene basmıştı. Bu yüzden ekonomi bir yıldır yavaşlamış, piyasa geberik hale gelmişti... Şimdiye kadar ödenen bu fatura n'olacak diye sormayınız... Olacak o kadar...
       Bir şey daha var... Onu da büyütmemek lazım... IMF bizim enflasyonla mücadele niyetimizi ciddiye alarak, ekonomiyi dengelemek için bir defalık bir "varlık vergisi" (bazıları bunu "deprem vergisi" adı ile halka yutturmayı denedi) almamızı önermişti. Biz de bu öneri üzerine atlamıştık ya... Yola çıkmışken ondan da dönülmeyecek... Gelecek yılın başında hükümet bir kanun çıkararak "varlık vergisi"

Yazının Devamı

Yetmiyor ise de her isteyene vermeyeceksin

13 Ekim 1999


       Geçen yıl bugünlerde bütçe hazırlanırken, geçmiş yıllarda başlanmış ve tamamlanmamış 5 bin 556 proje para bekliyordu.
       Bu projelerin tamamlanması için gerekli para miktarı da 131 milyar dolar karşılığı Türk lirası idi.
       1999 yılının vergi geliri tahmini olan 35 milyar dolar karşılığı Türk lirası ile bu yatırımları tamamlamanın veya bir kısmına para ayırmanın imkansızlığı görülüyordu.
       Buna rağmen "iş yapmış olmak için", 1999 yılı bütçesi ile bin beş yüz dolayında yeni proje başlatıldı. Sadece 1999 yılında başlatılan projelerin ödenek ihtiyacı 10 milyar doların üzerindeydi.
       Bunları şunun için anlatıyorum: "İsteyenin bir yüzü kara... Vermeyenin iki yüzü kara..."
       Bütçenin musluğunu açarsanız, her kamu kuruluşu ister... Bundan doğal bir şey olamaz.

Yazının Devamı

Yüzde 25 enflasyon olmayacak şey değil

12 Ekim 1999


       Enflasyonun aşağıya inmesi için, 2000 yılının bütçe açığının küçültülmesi gerekiyor. (Bütçe açığı, devletin gelirleri ile harcamaları arasındaki açıktır.)
       Açığın küçültülmesi için ise gelirlerin artırılması, harcamaların kısılması gerekir.
       Bütçe gelirlerinin esası vergidir. 1998 yılında biz 9.3 katrilyon vergi topladık. 1999 yılının ilk yarısında vergi gelirleri yüzde 55 artış eğilimi içinde idi. Bu artış hızı devam etse idi yıl sonunda 14.5 katrilyonluk vergi hedefini tutturacaktık. Ama önce ekonomik durgunluk, ardından deprem vergi gelirlerini olumsuz etkiledi. Şimdi bekleyiş yıl sonunda 13.0 katrilyon liralık bir tahsilat. Her şeyi de bozan bu...
       Hükümet 2000 yılı için 22.5 katrilyon liralık vergi hedefini benimsedi. Bu rakam 13.0 katrilyonluk 1999 vergi geliri tahmininin yüzde 73 oranında üzerinde. (Halbuki 14.5'lik hedef tuturulsa idi, fark yüzde 55.1 olacak idi.)
       Çok kimse diyor ki, 2000 yılında enflasyon yüzde 25'e düşecek ise, vergi geliri nasıl olur da yüzde

Yazının Devamı

Dinozorların yönettiği ülkede hiçbir şey düzelmez

11 Ekim 1999


       Kendilerini "seçkin ve etkin güçler" olarak tanıtan dinozorlar yıllardır ülke yönetimini ellerinde tuttu. Koskoca İmparatorluk eridi. Avrupa'nın hasta adamı haline geldi. Ama artık dinozorların dönemi geçti.
       Bunları söyleyen, iki yılı aşkın süredir İngiltere'yi yöneten 46 yaşındaki Başbakan Tony Blair.
       Bournemouth kentinde Britanya İşçi Partisi'nin 100'üncü kuruluş yıldönümü nedeniyle toplanan kongrede Blair ve Maliye Bakanı Gordon Brown çok önemli şeyler söyledi.
       Blair diyor ki: "Ben çok şanslıyım. İyi bir eğitimim, düzgün bir aile hayatım, güçlü inançlarım var. Ülkemi seviyorum. Başbakanlığı, kolları sıvayarak iş yapacak, başkalarına da özellikle gençlere de aynı şansı yaratacak bir yer olarak görüyorum. İngiltere'nin gelecek yüzyıldaki hedefi fakirlikle mücadele, daha iyi okul ve daha iyi hastane ve de tam istihdamdır."
       Blair'in konuşmasını yorumlayanlar diyor ki: "Her hükümet kendi düşmanını belirler. Ona savaş açar. Thatcher'ın savaş açtığı düşmanlar Sovyetler,

Yazının Devamı

Üreticimiz satışın acısını fiyattan çıkarmayı beceriyor

9 Ekim 1999


       İstanbul Sanayi Odası, dayanıklı tüketim malları ile yatırım mallarının aylık üretim ve satış rakamlarını derler, yayımlar. Bu rakamlar Türkiye genelindeki durumu yansıtmaz. Başlıca üreticilerin üretim ve satışı hakkında bilgi verir. Ama bu rakamlar her ay aynı firmalardan ve üretimde büyük payı olan firmalardan derlendiği için önem taşır. Bu rakamlardaki aylık veya yıllık değişim, ülkede üretim ve pazar yapısındaki değişimi ortaya koyar.
       Bu sayfanın altında, 1999 yılında Ocak - Temmuz ayında dayanıklı tüketim malları ile yatırım mallarının satış rakamlarını bulacaksınız.
       Tabloda satış rakamları adet olarak veriliyor. Sonra da, "adet olarak" (değer olarak değil) bir yıl önceye göre satıştaki değişim oranı gösteriliyor.
       Örneğin, 1999 yılının ilk 7 ayında 3.3 milyon adet renkli televizyon satılmış. Satış rakamı geçen yıla göre yüzde 4 oranında geri. Geçen yıl aynı dönemde 3.2 milyon renkli televizyon satılmıştı. Çamaşır makinesi satışlarında yüzde 18 gerileme var. Bulaşık makinesi satışları yüzde 33 gerilemiş.

Yazının Devamı