Bizim bildiğimiz, IMF ile anlaşma imzalandığında (bizim eski anlatımımız ile IMF "yeşil ışık" yaktığında) çarşıda, pazarda "güller açılır"dı. Etrafa neşe saçılırdı. Benzin kuyrukları sona ererdi. Piyasaya margarin yağı gelirdi. Şeker ithal edilirdi.
Geliniz, görünüz ki, şimdiki durum, eski durum değil. Eski durumda bizim "dövizimiz bittiği için", IMF'nin "yeşil ışığını gözlerdik". Şimdi dövizimiz var. Merkez Bankası'nda 23 milyar dolar, ticari bankalarda 10 milyar dolar döviz var. Benzin kuyruğu denilen şeyi unuttuk. Margarin, şeker kıtlığı nedir hatırlamıyoruz. Piyasada dünya kadar yerli ve yabancı eşya, deste deste döviz alıcı bekliyor.
Şimdi bizim derdimiz döviz değil.
Bizim derdimiz "durgunluk"... Bizim derdimiz "insanların şu veya bu nedenle para harcamaması"... Yüksek enflasyon, yüksek faiz, kamu gelirlerinin azlığı, giderlerinin fazlalığı, bütçe açığı...
Biz şimdi IMF'den petrol almak için, margarin yağı ve şeker ithal etmek için döviz beklemiyoruz... Piyasayı