Birikimler enkaz altında yok oldu

10 Eylül 1999


       Depremde 200 bin ailenin evinin ciddi hasar gördüğü, 200 bin evin 70 bininin tamamen çöktüğü söyleniyor... Söyleniyor!.. Evet bugün depremin 25'inci günü, söylentiye göre yorum yapıyoruz. 25 günde kamu kuruluşları ve mahalli idareler gerçek bir tesbit yapamadı. Rakamlar alt alta konularak açıklanmadı.
       Hasar gören her evde, çöken her evde Türk insanının birikimi (tasarrufu) yok oldu.
       Binalar birikimlerle yapılmıştı. İçlerindeki eşyalar birikimlerle satın alınmıştı. Evlerin içinde altın, nakit, döviz, mücevher olarak saklanan birikimler vardı.
       Hasar gören, çöken evlerde bina gitti, eşya gitti... Hasar gören evlerdeki altın, nakit ve döviz birikimlerinin bir bölümünü kurtarmak mümkün olabildi. Ama çöken evlerdeki nakit, altın ve dövizin, tamamı enkaza karıştı. Betona, kuma karıştı.
       Betona, kuma karışan altın, döviz ve nakit miktarının en az 1.1 milyar dolar olduğu tahmin ediliyor.
       Tasarruf (birikim) gelirin tüketilmeyen kısmıdır.

Yazının Devamı

IMF bu defa imzayı basacak (diyorlar)

9 Eylül 1999


       Bizim içeriden ekonomiye bakış açımız ile IMF'nin dışarıdan bakış açısı farklı.
       İçeride yatırımların yapılmaması, üretimin gerilemesi, piyasanın çökmesi, milli gelirde büyümenin durması, işsizlik, ücretlerdeki düşme, gelir dağılımının bozulması bizi çok mu çok üzüyor.
       Ama dışarıdan Türkiye'yi gözleyen IMF uzmanları, bunlara bakmıyor. Başka şeylerle ilgileniyor. Onların baktıkları, ilgilendikleri şeyler şunlar:
       - Türkiye'nin ödemeler dengesi (döviz gelir - gider hesabı) nasıl? Türkiye döviz açığını yeniden borçlanarak kapatabiliyor mu? Yoksa rezervden mi yiyor? Döviz rezervi artıyor mu, eriyor mu?
       - Cari işlemler hesabı (olağan döviz gelir gider hesabı) açığı büyüyor mu, küçülüyor mu? Bu açık normal borçlanma ile kapatılabilecek büyüklükte mi? İhracat ve ithalat nasıl gelişiyor? Dış ticaret açığı (ithalat ile ihracat rakamı arasındaki fark) büyüyor mu, küçülüyor mu?
       - İthalatı önleyici girişimler var mı? Her türlü mal ve

Yazının Devamı

Kocaeli'de üretim yılbaşında normale döner

8 Eylül 1999


       Kocaeli ekonomisi ve sanayiinin depremden nasıl etkilendiği hakkında en açık bilgileri ve rakamları dün Yılmaz Kanbak'tan aldım. Yılmaz Kanbak, Kocaeli Sanayi Odası 2. Başkanı. Profesyonel yöneticilik disiplinine sahip, bölgeyi tanıyan, çağdaş bilgi ve iletişim tekniklerinden yararlanan bir kişi. Başkaları "olsa olsa" metodu ile ve "tahmin" ile konuşurken, o rakam veriyor.
       İşte rakamlar: Kocaeli'de 10 kişinin üzerinde işçi çalıştıran 1127 üretim tesisi vardı. Bunların dağılımı ve depremden etkilenme durumu şöyle:
       İzmit 421 (etkilendi)
       Gebze 587 (etkilenmedi)
       Körfez 71 (etkilenmedi)
       Gölcük 39 (etkilenmedi)

Yazının Devamı

Tarkan kanunu

7 Eylül 1999


       Bedelli askerlik çıkacak ise, kanunun yayın tarihinden önce askere gitme yaşını tamamlamış tüm gençler bundan yararlanmalıdır. İster 1 Ocak 1973, ister 1 Ocak 1993 olsun, belli bir tarih konularak, belli yaştakileri bedelli askerlikten yararlandırmak yanlış olur. Böyle bir tarihi objektif ölçülerle belirleme şansı olamayacağından, tarih ne olursa olsun şüphe yaratır: "Acaba Tarkan'ı kurtarmak için mi, yoksa Mehmet Bey'in oğlu Okan için mi kanun çıkarıldı?" sorusu ortalıkta dolanır. Bedelli Askerlik Kanunu da, "Tarkan kanunu" olarak tarihe geçer.
       Bedelli askerlik için yola çıkıldığına ve ordumuz bunu uygun gördüğüne göre bu iş oldu demektir. Bu iş olup biterken Milli Mücadele'ye katılan, Atatürk Muhafız Bölüğünde bulunan, İstiklal Madalyası ile ödüllendirilmiş bir askerin çocuğu olarak ve de rahmetli babasının İstiklal Madalyası'nı taşıma hakkına sahip bir Türk vatandaşı olarak bu konudaki tereddütlerimi ilgililere duyurmak istiyorum.
       (1) Ordumuzun terör ile mücadele için uzun yıllar süren çabalarına Türk halkı büyük destek verdi. Bu mücadelede

Yazının Devamı

Ekonomi çökmüş ilgilenen yok

6 Eylül 1999


       Bir ekonominin gücünü kişi başına düşen milli gelir rakamı gösterir. Türkiye'de kişi başı gelir 3 bin dolar dolayında. Türkiye'nin katılmak için çırpındığı Avrupa Birliği'ne üye ülkelerde 30 bin dolar dolayında. Avrupa Birliği'nin en cılız ülkelerinden Yunanistan'da 15 veya 20 bin dolar dolayında...
       Aradaki farkı kapatmak için milli gelirimizi artırmak zorundayız. Milli gelirin artış hızı ülkedeki ekonomi politikalarının başarısının göstergesidir. 1999 yılının ilk 6 aylık rakamları açıklandı. Milli gelirimiz artmıyor. Düşüyor. Milli gelir yüzde 5.8 geriye gitmiş. Açık anlatımıyla Türkiye bir yıl önceye göre yüzde 5.8 oranında fakirleşmiş.
       Milli gelir, ülkedeki mal ve hizmet üretimi arttıkça artar, azaldıkça azalır. Sanayide kapasite kullanımı yüzde 75.9'a düşmüş. Sanayide üretim yüzde 3.9, tarımda üretim yüzde 5.5 gerilemiş. Özel tüketim harcamaları yüzde 3.4 azalmış... Arkadaşlar, vatandaşlar, sayın halkım... Belki farkında değilsiniz ama, durum kötü... Çok kötü... Sizlerin farkında olmamanız önemli olmayabilir ama, Ankara'dakilerin, büyük Türk

Yazının Devamı

Deprem sigortası pahalı bir sigortadır

4 Eylül 1999


       Deprem sigortası karışık ve pahalı bir sigortadır. Hele hele deprem kuşağı üzerindeki yapıların sigorta ücretleri son depremden sonra daha da pahalılanacaktır.
       Bina yapılırken sigorta parası ödenecek, yapımı kontrol eden sigorta şirketi daha sonra yıllar boyu bu binanın sorumluluğunu taşıyacak şeklinde yanlış bir hava yayılıyor. Sigorta poliçesinin ömrü bir yıldır. Sigortalı hangi yıl için ücret öderse, sigorta şirketi sadece o yıl süresince güvence verir.
       Bir yıl, üç yıl sigorta bedelini ödeyene sınırsız deprem güvencesi verilmesi hayal bile edilemez.
       Sayın okuyucularıma başka ülkelerdeki uygulamalar örnek alınarak bugün Türkiye'de sigorta şirketlerinin deprem konusunda verdikleri güvenceleri anlatacağım.
       1) Deprem sigortası tek başına alınamaz. Mutlaka yangın sigortasına bağlı olarak satılır. Yangın sigortası yaptıran, isterse yangın sigortasına ek olarak deprem sigortası güvencesini de alır ve bunun için deprem bölgesinin riskine göre farklı bir ücret öder.
 

Yazının Devamı

Yardımın ve konut yapımının koordinasyonu için iki "isim" gerekli

3 Eylül 1999


       Yardım için içeride toplanan ve de dışarıdan gelen paraların tek bir havuzda birikmesi, bütün olarak bu havuzdaki giriş ve çıkışların hesabının düzenli olarak açıklanması şarttır.
       Evsiz kalanların kısa sürede devamlı iskanlarının sağlanması gerekiyor. Bu konuda dağınık çalışmaların bir araya getirilip, bir elden yürütülmesi şarttır.
       Şu anda iki nokta önem taşıyor: Fondaki parayı çoğaltmak. Açıkta kalanlara kısa sürede devamlı yerleşim imkanı yaratmak.
       Kamu kuruluşları arasındaki yetki ve sorumluluk belirsizliği ve de çatışması, özel sektörün dağınık çalışması kaynak ve zaman kaybına yol açıyor.
       Kamuda ve özel sektörde dağınık uygulamalar, gecikmeler güven kaybı yaratıyor. Ümitler kırıyor.
       - Yabancılar yakınıyor: Türkiye'ye yardım edeceğiz... Ama kime yardım edelim? Gönderilen paranın, yardımın yerinde kullanıldığına nasıl emin olacağız? Muhatap kim?

Yazının Devamı

Sanayi çökmedi(işte rakamlar...)

2 Eylül 1999


       Devlet İstatistik Enstitüsü (DİE) deprem bölgesindeki illerde, depremden önce kurulu imalat sanayii tesisleri ile ilgili bilgileri kağıda döktü ve yayınladı.
       Bu yazının altında depremden en fazla hasar gören dört ilde deprem öncesi faaliyette bulunan sanayi kuruluşları ile ilgili bilgileri içeren bir tablo veriliyor. Tabloda görülüyor ki, bu dört ilin imalat sanayii tesisleri Türkiye sanayii içinde önemli ağırlık taşıyor ama bunların tamamı yok olsa idi bile Türk sanayii çökmezdi. Allah'a şükür ki bunların tamamı yok olmadı.
       Deprem sonrası belini doğrultmada zorlanacak olanlar küçük ve orta boy işletmeler. Büyük sanayi kuruluşları şöyle veya böyle devreye girmek üzere, büyük hasar görenler yılbaşında devreye girmiş olacak.
       DİE'nin tespitlerinde, imalat sanayiinin hangi ilde hangi sektörde ne büyüklükte etkinliği olduğu görülüyor (Yer darlığından bu bilgileri sütunumuza alamıyoruz. İlgilenenler internetten "www.die.gov.tr" adresinden tüm araştırmaya ulaşabilirler).
      

Yazının Devamı