İzmir’in çete davasında Ankara bilirkişi bulamadı

13 Ekim 2012

Yaklaşık 1.5 yıl önce İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne sabaha karşı operasyon başlatıldı.
O gün başlayan gelişmeler, sadece İzmir’de değil Türkiye’de de uzun yıllar konuşulacak ve tarihe çeşitli açılardan iz bırakacak bir süreci başlattı.
Günlerce süren baskınlara, aramalara ve baskılara rağmen toplanan deliller Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ü bile tatmin etmedi.
Gül, “Bu davadan bir şey çıkmaz” diyerek tepkisini dile getirdi.
130 sanıklı çete davasında bir yılı aşkın süre sonra tutuklu sanık kalmadı. Sadece 22 sanık ev hapsinde.
İşte bu davanın üçüncü duruşması önceki gün 8’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.
Dördüncü duruşma için 24 Ocak 2013’e tarih verildi. Ev hapsindeki sanıkların adli kontrol tedbirlerinin yumuşatılması talepleri de reddedildi.

Yazının Devamı

Riskli alanlar belirlenmeden kent yenileme başladı

9 Ekim 2012

Uzun yıllar boyunca “kent planlarına aykırı yapılara izin verilmesin” diyenleri “istemezükçü” diye yaftalayanlar kamu bina ve yatırımlarını bile planlara aykırı yapınca vatandaşa çok güzel örnek oldular.
Doğal olarak, “İmam yellenirse, cemaat ne yapmaz” ilkesi gereği son 50 yıldır herkes kafasına göre yapılaştı.
Sonuç: İzmir gibi Türkiye’nin Avrupa standartlarına en yakın kentinde bile en az yüzde 60 kaçak yapılaşma.
Okullar, hastaneler, belediye binaları ve hatta camilerimizin bile önemli bölümü kaçak. Bunların bir kısmına sonradan ruhsat verildi ama hala hiçbir belgesi olmadan çalışanlar da var. Konutların da büyük bölümü bu durumda.
Söz konusu durum, sadece görsel ve alt yapı gibi konular açısından sakıncalı olsa yine iyi.
İzmir gibi Birinci Derece Deprem Kuşağı’nda yer alan bir bölge için bu yapıların tamamı ciddi anlamda riskli.
Çünkü bunların çok büyük bölümü mühendislik görmemiş yapılar. Çimentosu, kumu ve demiri göz kararı ile konmuş binalar.

Yazının Devamı

Jeotermal A.Ş, doğalgaz abonesi oldu

6 Ekim 2012

İlk kez duyunca bana da şaka gibi geldi. Ama değil. Gerçekten de Jeotermal A.Ş, İzmirgaz’a başvurarak doğalgaz abonesi olmuş.
Bu sütunlarda 24 Nisan 2012 tarihinde yayınlanan “Doğalgaz 10, jeotermal 0” başlıklı yazımda, İzmirgaz’ın 5 yıl gibi kısa bir sürede nasıl büyük bir başarı göstererek 400 bin İzmirliyi abone yaptığını, Jeotermal A.Ş’nin ise 35 yılda 30 bin aboneyi geçemediğine dikkat çekmiştim.
Önceki gün bir arkadaşım arayıp, bu yazımı hatırlatıp 10-0’lık skoru az yazdığımı söyledi.
“Neden” diye sorunca kolay kolay inanılmayacak şu cevabı verdi:
“Geçenlerde Balçova’dan geçerken Jeotermal A.Ş’nin etrafında doğalgaz kazısı yapıldığını ve boruların döşendiğini gördüm. Sanırım doğalgaza abone oldular.”
Arkadaşım, mesleği nedeniyle bu işlerden anlayan biri olduğu için söyledikleri tuhaf olsa da dikkate aldım.
Jeotermal A.Ş Genel Müdürü Sinan Arslan’ı arayarak işin aslını öğrendim.

Yazının Devamı

Ordumuzun morali TBMM gündeminde

2 Ekim 2012

Bin yıldır bu bölgede Türk Ordusu’ndan daha güçlü bir askeri unsur bulunmuyor.
En güçsüz olduğu düşünülen bir dönemde, Kurtuluş Savaşı yıllarında bile Mustafa Kemal Paşa komutasında ‘yenilmez’ denilen büyük devletlerin bileğini bükebilme yeteneğine, gücüne ve azmine sahip bir ordumuz var.
Ama ne yazık ki son yıllarda tüm ülkelerin gıpta ve kıskançlıkla baktığı ordumuzun morali tartışılıyor.
Generallerin üçte biri tutuklu. Casusluk, Balyoz, Ergenekon gibi davalar nedeniyle yüzlerce muvazzaf subay yargılanıyor.
Balyoz Davası’nda pek çok generale 15-20 yıl hapis cezası verilmesi ise bu işin tuzu biberi oldu.
Buna bir de son 6 ayda neredeyse her gün gelen şehit cenazeleri de eklenince durum daha da vahim bir hal alıyor.

Yazının Devamı

Ah! yalan dünyada

29 Eylül 2012

Hep aynı hikaye. Neşet Ertaş usta için de durum değişmedi. Günümüzün Karacaoğlanı’nın hatırlanması, kamuoyunun gündemine gelmesi için ne yazık ki ölmesi gerekti. “Ölü sevici” bir toplum olduk çıktık.
Önce çuvaldızı kendimize batıralım. Büyük halk ozanı, üç yıldır İzmir’de yaşıyordu.
Kendisiyle İzmir’deki evinde yapılmış bir röportaj hatırlıyor musunuz?
Hastalığı nedeniyle hastaneye yatıp çıkmasa çoğumuzun İzmir’de yaşadığından bile haberi olmayacaktı.
Tiyatroya yarım yüzyılını veren Müjdat Gezen’e “Ayıcı Bayram” deyip aşağıladığını zanneden Nihat Doğan’ı Büyük Türk Büyüğü yerine koyup sayfa sayfa söyleşilerini yayınlayanlar, neredeyse her konuda fikrini kamuoyuna duyuranlar, Ertaş’ı yılda bir kez bile haber yapmadı.
Onun haber olması için ancak yoğun bakıma kaldırılması gerekiyordu.

Yazının Devamı

İçişleri Bakanlığı’ndan muhtarlara ilginç anket

25 Eylül 2012

CHP İzmir Milletvekili Prof. Birgül Ayman Güler çeşitli ilçelerde muhtarla bir araya gelerek onların sorunlarını dinliyor.
Çok da iyi yapıyor. Çünkü muhtarların sorunlarının çözümü ve çalışma koşullarının iyileştirilmesi şüphesiz vatandaşa verilen hizmet kalitesini arttıracaktır.
Büyük bir ihtimalle bu toplantılardan çıkan sonuçlar, TBMM’ye bir önerge şeklinde sunulacak.
Prof. Güler’in muhtarla yaptığı toplantılardan birine ben de katıldım.
Gerçekten de muhtarların çok haklı ve mantıklı talepleri var. Kendilerine pek çok konuda haksızlık yapıldığı çok açık.
Muhtarlar, seçimle iş başına gelen devletin en küçük birimi. Çok sayıda resmi belgeye kamu görevlisi olarak imza atıyorlar.
Ama resmi olarak kamu görevlisi değiller. Yani Devlet Memuru ya da Devlet İşçisi kadroları yok.

Yazının Devamı

Kenan Evren’in İzmir’deki arazisinin sırrı

22 Eylül 2012

Yaşı 40’ın üzerinde olan on binlerce insanın sadece hafızalarında değil bedenlerinde de derin izler bırakan 12 Eylül Askeri Darbesi’nin 32’inci yıldönümü 10 gün önce geride kaldı.
Çeşitli etkinlikler ve protestolarla o dönemde yaşananlar gündeme geldi.
Ben, 12 Eylül 1980’de henüz 8 yaşında olduğum için ne zihnimde ne de bedenimde o döneme ait bir tahribat yok.
Ama darbenin baş aktörü Kenan Evren ile ilgili unutamadığım bir anım var.
Yaklaşık 19 yıl önce 11 Aralık 1993’te Yeni Asır Gazetesi’nde henüz birkaç yıllık muhabirken haber merkezine bir telefon geldi.
Arayan kişi Kenan Evren’in Konak’ta Resim ve Heykel Müzesi’ni ziyaret edeceğini söylüyordu.
Sanırım, haber müdürü istihbaratın doğruluğundan tam emin olamadığı için benim gitmemi istedi.

Yazının Devamı

Baro’da ‘seçim günü’ tartışması

18 Eylül 2012

İzmir Barosu 104 yıllık geçmişiyle ülkemizin en eski ve köklü kurumlarından biri.
Sadece adaleti ve çağdaş değerleri savunmasıyla değil, kentimizi ve ülkemizi ilgilendiren pek çok konuda yürüttüğü örnek sivil toplum çalışmalarıyla takdir kazanmış bir teşkilat.
Bugünlerde İzmir Barosu’nda seçim heyecanı yaşanıyor. Büyük bir ihtimalle seçim, iki grup (Cumhuriyetçiler ve Demokratlar) arasında geçecek.
İki grup arasında derin ayrılıklar var. Öyle ki seçimin tarihi konusunda bile anlaşmazlık yaşanıyor. Seçim tarihini büyük bir ihtimalle Konak İlçe Seçim Kurulu belirleyecek.
Çünkü Cumhuriyetçi Grup, Seçim Kurulu’na bir dilekçe verdi. Dilekçede seçimlerin yasal süresi içinde yapılmadığı belirtilerek ekim ayı içinde yapılması isteniyor.
İddialar oldukça ilginç. Mevcut yönetimin, seçim tarihi konusunda yasada belirtilen sürelere aykırı davrandığı belirtiliyor.

Yazının Devamı