İLK BULUŞMA ÖNEMLİDİR

7 Nisan 2019

Aşkın kanununu yazsam yeniden, mutlaka ilk buluşmayla başlardım. İlk intiba her şeydir. Ve madem ki bahar geliyor, ilk buluşmalar kapıda. İşte benden size birkaç ilk buluşma tavsiyesi...

Sosyal medya her ne kadar ilişkilerin şeklini şemalını değiştirse de ilk buluşma, ilk buluşmadır. Birbirini tanımayan iki kalbin bir masaya oturması hep bir çarpıntı yapar. Yapar da... O ilk buluşmada yapmamamız gereken şeyler var. Gözünüzü seveyim, şu yazımı okumadan kısmetinize gitmeyin.

TUTAMIYORUM ZAMANI

Bir buluşmanın ilk buluşma olabilmesi için tabii ki öncelikle buluşmaya gitmeniz gerekir. Fakat lütfen geç gitmeyin. Bütün o “tutamıyorum zamanı” bahanelerini bir tarafa bırakıp karşı tarafa saygı gösterdiğinizi belli etmeniz hoş olur. İlk buluşmaya geç gitmek havalı bir şey değil.

ÖNDEN BUYURUN

Buna takık olduğum için yazıyorum, beyler lütfen bir mekana girerken kapıyı açıp buluştuğunuz kişinin önden ilerlemesine olanak sağlayın. Bu hareketi beklerken kaç kapı burnumda patlamıştır saymadım. Güzelim burnum yamuldu.

GÖZLERİN KONUŞSUN

Yazının Devamı

AŞKIM Bİ FOTOMU ÇEKER MİSİN?

31 Mart 2019

Hep böyle başlar. Sonra da “Aşkım bi foto daha”, “Aşkım ne biçim çekmişsin?”, “Aşkım kafam karpuz gibi çıkmış!” şeklinde devam eder. Diyeceğim o ki, foto konusunda erkeklerin biz kadınlardan çok çekeceği var.

Ne biçim çekmişsin, kafam karpuz gibi çıkmış!”, “Bu mudur yani, benim burnum patlıcan gibi mi?”, “Çektiğin açıya bak, varil gibi çıkmışım!” Dur kız, hemen celallenme. Belki kafan gerçekten karpuz, burnun patlıcan gibi, göbeğin de almış başını Kadıköy’e gidiyor belki de hepsi kameranın suçu. Aşkın ne yapsın? Kabul edelim hanımlar bu sosyal medyada poz paylaşma durumu en çok yanımızdaki karşı cinslerimize yaramadı. Biz adamlara “Öyle de çek!”, “Böyle de çek!” derken bir gün gerçekten çekip gidecekler!

Son poz tamam mı?

“Bak bu son poz tamam mı?” Genelde benimkinin en sık kurduğu cümle bu. Bakın soru cümlesi demiyorum çünkü cümlenin içinde aslında bir soru moru yok. İsyan, afakan, bıkkınlık, tükenmişlik ve cinnet var. Şair bu cümlede şunu demek istiyor: “Nalet olsun, ne çekeceksek çekelim ve şuradan defolup gidelim!” Geçen gün Kadıköy’de dolanırken yanımızdan geçen çiftin erkeği de sevgilisine aynen böyle çemkiriyordu. Ayıptır söylemesi çocuk bir saattir kızın fotosunu çekiyormuş

Yazının Devamı

KIRIK BİR KALP NASIL ONARILIR?

24 Mart 2019

“Şekeri kesip acilen spora başlayın” demekle onarılmıyor kırık bir kalp. Her tamiratta olduğu gibi bunun da kendine has bir metodu var...

Sen önce davran, hemen bir sevgili yap!”

“Evde oturmayı düşünmüyorsun herhalde. Yürü, bu gece çıkıyoruz!”

“İnadına silme Instagram fotolarınızı!”

Ah ah... Bitmeyen bir senfonidir “Ayrılık sonrasında bize tavsiye veren arkadaşlarımız ve biz”. Verdikleri tavsiyeleri uygulasan olay ters teper, başına ille bir iş gelir; uygulamasan bir şey yapmadan öyle dut gibi oturduğunu düşünürsün zaten bozuk olan sinirin iyice bozulur. Oydu buydu derken kendimizi belki de asla bize uygun olmayan hallere sokarız sevgilimizden ayrılınca. Fakat durun, nasıl ki bozulan bir saati tamir etmenin bir metodu var, ayrılık acısını onarmanın da bir metodu var.

Beş adımda ayrılıkla mücadele

Tabii ki de “Şekeri kesip spora başlayın” demeyeceğim. “Sen gittin ya, ben çok güzelleştim” başka bir yazının konusu. Bu yazıda ayrılıkla baş edebilmenin beş adımını konuşuyoruz. Buyurun o adımlara:

Yazının Devamı

BOTOKS DEDEKTÖRÜ

17 Mart 2019

Biz kadınlar, kapalı kapılar ardında yaptırdığımız küçük estetik dokunuşları erkeklerden saklayıp mezara götüreceğimizi sanırken meğerse karşı taraf olaya çoktan ayılmış!

Bende bir değişiklik fark etmiyor musun Mustafa?”

-“Kilo mu verdin aşkım?”

-“Hatırlıyorsan esmerdim. Bugün saçımı sarıya boyattım.”

Bu diyaloğun varyasyonlarını ille ki yaşamışızdır. Hatta bu uğurda ne Mustafa’lar harcamışızdır. “Biz Mustafa’ya güzel görüneceğiz diye saçımızı boyatacağız, kestireceğiz ve Mustafa bunu fark etmeyecek. Pardon da öyle bir dünya yok” derdim eskiden. Ancak saçımızı geçtim, yüzümüze yaptırdığımız en ufak bir estetik dokunuşun bile erkekler tarafından fark edildiğine şahit olduktan sonra konuya bakış açım değişti. Bu hafta şu soruyu ortaya atıyorum: “Erkekler biz kadınlardaki estetik dokunuşları fark ediyor mu ve seviyor mu?”

Dudak dolgusu

Her şey geçtiğimiz cumartesi bir erkek arkadaşımın yan masadaki kıza bakıp “Dudak dolgusunu abartmış” demesiyle başladı. Hemen tilki gibi havaya kalktı kulaklarım. Yahu etrafımızda beş kadından dördünün dudağına kondurup ördeğe benzediği (Teşbih-i beliğ) bu dolgunun sebebi daha seksi, daha hoş görünmek değil miydi? Ben de merak edip sordum “Bu kızın dolgusunu

Yazının Devamı

Evimiz şimdi nerede?

10 Mart 2019

Efsane dizi “Evimiz Hollywood’da”nın hazin Luke Perry kaybından sonra aynı dizi oyuncularının şimdiki evlerini, yani neler yaptıklarını merak ettim...

Doksanlardaki dizi fırtınasına kendini kaptırmayan var mıdır? “Sex and the City”, “Dawson’s Creek”, “Friends”, “Love and Marriage”, “Rosalinda”, “Marimar”, “Zeyna”... Bir de bizlere gerçek bir Amerikan rüyasını yaşatan “Beverly Hills, 90210” (Evimiz Hollywood’da, bu ismini kesinlikle daha çok seviyorum) vardı, hani tam on sezon süren. Bu bir avuç arkadaşın arasındaki ilişki yumağını izlerken hop oturup hop kalkardık. Böylesine uzun soluklu diziler bittiğinde hep merak edilir ya oyuncuların akıbetleri, hah işte ben de bir bakınayım dedim dizinin ardından neler yaşandığına.

Sigortalı emekli

“Friends” dizisinden sonra çıtayı epey bir yüksekte tutan Jennifer Aniston’ımız var elimizde mesela. Sonra “Dawson’s Creek”ten bize kalan Michelle Williams; “Sex and the City”den SJP... Gelin, “Evimiz Hollywood’da” yıldızlarının diziden sonraki hayatlarına bakalım: Jason Priestly (Brandon Walsh): İki evlilik, iki çocuk. Kırk dokuz yaşında. Çok da ses getirmeyen yapımlarda rol aldı. Anılarını kitap haline getirdi. Jennie Garth (Kelly Marlene Taylor):

Yazının Devamı

“BIRD BOXING”

3 Mart 2019

Yazımı okumadan önce Netflix’in izlenme rekoru kıran filmi “Bird Box”ı izlemenizi tavsiye ederim zira ilişki literatürüne yeni giriş yapan “bird boxing” terimini inceleyeceğiz bugün...

Bird Box” filminde, dünyaya hızla yayılan bir salgın hastalıktan iki çocuğuyla birlikte kaçmaya çalışmaktadır Sandra Bullock. Çevredeki insanlarla göz göze geldiğiniz anda sizi intihara sürükleyen bu hastalık, yediden yetmişe herkesi esir almaktadır. Düşünün ki Sandra ve çocukları beş yıl boyunca gözleri bağlı bir şekilde yaşamak zorunda kalırlar. Tam bir kabus. Netflix’de yayınlanmaya başladığı hafta kırk beş milyona varan izlenme rekoru elde eden film, ilişki literatürümüze de nur topu gibi bir terim kazandırdı.

Herkes mutlu sanma

Peki nedir “bird boxing”? Art arda kötü giden randevularınızı frenleyemeyip adeta gözleriniz bağlı bir şekilde kamikaze uçuşuna geçmektir. “Bu aralar kafamın üzerinde dolanan küçük, kara bir bulut var. Yeni birileriyle tanışma faslına biraz ara versem iyi olacak çünkü bunların hepsi birbirinden fena” diyemeyip onunla da bununla da tanışmaya devam ederek sinirlerinizi yıpratmaktır. Halbuki bir ara verseniz, bir soluklansanız kaçırdığınız bir tren olmadığını göreceksiniz.

Yazının Devamı

TEŞEKKÜRLER SEVGİLİ EX’İM!

24 Şubat 2019

Sevgili ex’im çok teşekkürler. O yakışıklıya iyi ki beni tavsiye ettin de sayende şahane bir erkek arkadaşım oldu.

Eski sevgilinizin yeni tanıştığınız yakışıklıya sizi övdüğünü ve aranızı yaptığını düşünün. Açıkçası ben düşünemiyorum ama bir kadın dergisinde bu konu üzerine yüzde yüz gerçeklere dayanan bir makale okudum. Makalenin konusu tam olarak şuydu, “Eski sevgilinizi yeni kısmetlerine nasıl översiniz?” Vay vay vay... İçimden dedim “Etrafta bizi övecek insan kıtlığı mı var? Kala kala ex’imize mi kaldık?”. Makaleye göre bariz kalmışız. Ex deyip yabana atmayacakmışız, ex’imizle kötü ayrılmayacakmışsız. Yani şarkıcı Ariana Grande’nin dediği üzere “Thank u, next!” değil de “Thank u, ex!” gençler!

Kocaman kalbi var

“Eski sevgilim diye demiyorum, Charlotte çok iyi kızdır. Her şeyden önce onunla birlikteyken size kendinizi hep cool hissettirir. Nelerin popüler olduğunu, nerelere gidilmesi, nerelerde yenilmesi gerektiğini bilir. Çok iyi bir dinleyicidir. Bulaşıcı bir kahkahası vardır. Müthiş bir yol arkadaşıdır. Birlikte olacağı insanı çok mutlu edeceğine eminim.” Martin isimli kardeşimizin eski sevgilisi Charlotte için sarf ettiği güzel sözler bunlar. “Düşünceli, fit ve yemek

Yazının Devamı

İÇİNDEN KALPLER GEÇEN BİR GÜN

17 Şubat 2019

Geride bıraktığımız Sevgililer Günü için nokta atışı bir davetli ekibiyle aşkı, ilişkileri, kısacası içinden kalp geçen her şeyi konuştuk...

12 Şubat Salı Günü, saatler 15.00’i gösterdiğinde Galeries Lafayette İstanbul’da hayırlı bir konu için, aşk için toplandık. Demet Sabancı Çetindoğan’ın nazik davetiyle konuşmacı olarak gittiğim alışveriş mabedinde, Sevgililer Günü’ne iki kala son derece enerjik bir sohbet gerçekleştirdik. Bir kere her yaştan katılımcı vardı. Sadece hanımlar değil, beyler de bizimleydi. Ve hepsinden güzeli herkes konuşmayı seviyordu. Seyyar mikrofonumuz iki saat süresince elden ele dolaştı.

Bu aslında bir “Sizden bana kalanlar yazısı” dır. Çünkü bir yazar için en değerli şey insan tanımaktır. Ne mutlu bana ki geçtiğimiz salı bir sürü değerli insan tanıdım. O gün de söyledim, bir daha söyleyeyim, “Çok teşekkürler, iyi ki davet ettiniz, iyi ki geldiniz”.

Uzun ilişkinin sırrı

Ön sıralarda oturan güzel ve bakımlı hanımlar evliliklerinin otuz yıl, kırk yıl sürdüğünü söyleyince hemen sordum, “Uzun ilişkinin sırrı nedir?” diye. “En önemli şey, saygı” dediler. Bir tanesi eşini kırk yıldır her sabah kapıdan yolcu ettiğini, akşam da güler yüzle karşıladığını söyledi. Bunca

Yazının Devamı