16.05.2021 - 20:16 | Son Güncellenme:
milliyet.com.tr
Gazze'deki Filistin Sağlık Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, İsrail'in Gazze'ye düzenlediği saldırılarda can kaybının 58'i çocuk, 34'ü kadın olmak üzere 197 kişi, yaralı sayısının da 1235'e çıktığı ifade edildi.
İsrail hava saldırısı, Cumartesi günü Associated Press ve diğer medya kuruluşlarının ofislerinin bulunduğu Gazze Şehrindeki yüksek katlı bir binayı yerle bir etti.İsrail, binada “Hamas istihbaratına ait askeri varlıkların bulunduğunu” iddia etti.
AP Başkanı ve CEO'su Gary Pruitt şu açıklamayı yaptı: "İsrail ordusunun, AP’nin bürosunu ve Gazze’deki diğer haber kuruluşlarını barındıran binayı hedef alması ve yok etmesi karşısında şok ve dehşet içindeyiz. Büromuzun yerini ve gazetecilerin orada olduğunu uzun zamandır biliyorlardı. Binanın vurulacağına dair bir uyarı aldık.
"İsrail hükümeti, binada Hamas askeri istihbarat varlıklarının bulunduğunu söylüyor. İsrail hükümetine kanıt sunması için çağrıda bulunduk. AP'nin bürosu 15 yıldır bu binada.
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ise, vurulan medya binasında "Hamas'ın askeri malzemelerinin olduğu ve yaşayanları kalkan olarak kullandığını" iddia ettiği açıklamasında, 13 katlı yapının 'tamamen meşru bir hedef' olduğunu savundu.
Netanyahu ayrıca daha da ileri giderek, binada Filistin’e ait ‘terörist’ bir istihbarat ofisi olduğunu öne sürdü.
Adının yolsuzluğa karıştığı, 4 seçim sonrası da hükümeti kurmakta başarısız olduğu ve iktidarda kalabilmek için Gazze'ye saldırı başlattığı yönündeki eleştirilerin hatırlatılmasına tepki gösteren Netanyahu, "bunun saçma bir eleştiri" olduğunu söyledi.
Netanyahu, güvenlik meselesi ve askerlerin hayatını siyasi çıkarlara feda etmediklerini savundu.
Uluslararası Af Örgütü, İsrail'in saldırıları sonucu Gazze'de ölü sayısının artmasından "derinden endişe" duyduklarını belirterek, sivillere yönelik doğrudan saldırıların "savaş suçu" olduğunu bildirdi.
İngiltere merkezli örgütten yapılan açıklamada, "55'i çocuk 188 kişinin öldüğü Gazze'de artan ölü sayısı konusunda derin endişe duyuyoruz. Uluslararası Ceza Mahkemesi, İsrail'in cumartesi günü 2 kadın ve 8 çocuğun ölümüne yol açan Şati Mülteci Kampı'na düzenlediği saldırıyı araştırmalı. Sivillere yönelik doğrudan saldırılar savaş suçlarıdır." ifadeleri kullanıldı.
Çin Dışişleri Bakanı Vang Yi, ABD'ye İsrail-Filistin sorununun çözümü için BM Güvenlik Konseyi'ne destek vermesi çağrısında bulundu.
İslam İşbirliği Teşkilatı, "BM Güvenlik Konseyi İsrail saldırganlığını durdurma sorumluluğunu üstlenmezse, Filistin halkına koruma sağlanması için BM'ye başvurulacaktır" açıklamasını yaptı.
Filistin Dışişleri Bakanı Riyad el-Maliki, BMGK'ye "savaş suçu" işlemekle suçladığı İsrail'e yaptırım ve silah ambargosu uygulaması çağrısı yaptı.
ABD'nin Birleşmiş Milletler (BM) Daimi Temsilcisi Linda Thomas Greenfield, İsrail ve Filistin arasında yükselen tansiyona ilişkin, "ABD, bu krize son vermek için diplomatik kanallar üzerinden yorulmaksızın çalışıyor." dedi.
BM Güvenlik Konseyi, İsrail ve Filistin arasında giderek yükselen tansiyon ve Gazze'ye yönelik hava saldırılarını görüşmek için 3. kez toplandı. Greenfield, toplantıda yaptığı konuşmada, Gazze, Batı Şeria ve İsrail'de hem roket hem hava saldırılarında yüzlerce kişinin hayatını kaybettiğine, ölü sayısının artmaya devam ettiğine ve gazeteciler ile sağlık çalışanlarının şiddet olaylarından etkilendiğine dikkati çekti.
ABD'nin taraflara ateşkes konusunda destek vermeye hazır olduğunu belirten Greenfield, "İsrailli ve Filistinlilerin eşit şekilde güven içinde yaşama hakkına sahip olduğuna inanıyoruz. Yaşanan şiddet her iki toplumu da bu temel haklardan mahrum bırakıyor. Bu yüzden bu şiddet döngüsüne son verme zamanı geldi." şeklinde konuştu.
Gazze'deki Sağlık Bakan Yardımcısı Yusuf Ebu Riş, "İsrail savaş uçakları, sağlık merkezlerini, ambulansları, yetimhaneleri, ibadet alanlarını ve yaralıların tedavisini engellemek amacıyla hastane yollarını hedef aldı." dedi.
Gazzeli yetkili, İsrail'in bununla da yetinmeyip sivil yerleşim alanlarını, arazileri, altyapıyı, basın ofislerini ve hükümet binalarını da hedef aldığını dile getirdi.
BM Güvenlik Konseyi, İsrail ve Filistin arasında giderek yükselen tansiyon ve Gazze'ye yönelik hava saldırısını görüşmek için 3. kez toplandı. Konseye hitap eden Guterres, Gazze ve İsrail'deki ölüm ve yıkımın bir arada yaşama ve barış umudunu söndürdüğünü belirterek çatışmalara derhal son verilmesi gerektiğini söyledi. Guterres, "Bir tarafta roket ve havan, diğer tarafta hava saldırısı ve topçu bombardımanları hemen durmalı." dedi.
BM'nin ateşkes için tüm taraflarla görüşmelere devam ettiğini aktaran Guterres, Gazze'de kadın ve çocukların da aralarında bulunduğu Filistinli sivil ölümlerinden dehşete düştüğünü, Gazze'den fırlatılan roketler nedeniyle İsraillilerin hayatını kaybetmesinden üzüntü duyduğunu ifade etti.
Tüm liderlerin kışkırtıcı retoriği frenleme ve artan gerilimi yatıştırma sorumluluğunu hatırlatan Guterres, "Çatışmalar sadece İsrailli ve Filistinlileri değil bölgeyi de yıkıcı sonuçları olan bir şiddet sarmalına sürüklüyor ve tüm bölge için yeni bir tehlike yaratabilir." diye konuştu.
Genel Sekreter, çatışmaların devam etmesi durumunda kontrol edilmesi zor güvenlik krizi ve insani krizin ortaya çıkabileceği uyarısında bulundu. Gazze'de gazetecilerin ofislerinin hedef alınması ve yok edilmesinin son derece endişe verici olduğuna dikkati çeken Guterres, "Gazetecilerin korkusuzca ve taciz edilmeden çalışmasına izin verilmeli." dedi.
İsrail ve Filistin'e bu "anlamsız kan dökme, terör ve yıkıma" derhal son verme ve uluslararası insani hukuk ile insan hakları hukukuna saygı gösterilmesi çağrısı yapan Guterres, "Önümüzdeki tek yol ilgili BM kararları, uluslararası hukuk ve önceki anlaşmalara dayalı her iki devletin başkentinin de Kudüs olduğu, karşılıklı tanıma, tarafların bir arada barış ve güven içinde olacağı iki devletli çözüm için müzakerelere dönülmesi. Bu şiddet döngüsü ne kadar uzun sürerse, nihai hedefe ulaşmak da o kadar zor olacak." değerlendirmesinde bulundu.
İsrail jetleri, Hamas örgütünün yöneticilerinden Yahya Sinvar'ın evini bombardımana tuttu. Pazar gününün ilk saatlerinde gerçekleşen hava saldırısında, 2017'den bu yana Hamas'ın Gazze sorumlusu olan Sinvar'ın kıyı şeridinin güneyindeki Han Yunus'ta yer alan evi vuruldu.
Amerikan Associated Press (AP) haber ajansı, Yahya Sinvar'ın kardeşine ait evin de yine İsrail tarafından hedef alındığını bildiriyor. Haaretz gazetesi ise, Yahya Sinvar'ın bombardıman sırasında evde olmadığını yazdı.
Patlama seslerinin kulakları sağır ettiği Gazze'de geceden bu yana en az 33 can kaybı var. Bu, gerilimin başından bu yana en ölümcül gecenin geride kaldığı anlamına geliyor. Yerel kaynaklar, hastane morglarında yer kalmadığını bildiriyor.
Arama kurtarma ekipleri, enkazlarda zamana karşı yarış veriyor. İsrail jetleri tarafından Gazze'de hedef alınan yerler arasında, Çalışma ile Sosyal Kalkınma bakanlıklarının bulunduğu iki bina da var.
Pazartesi başlayan gerilimde yaşamını yitirenlerin sayısı 190'ı buldu. Uluslararası haber ajansları Reuters ve Associated Press (AP), Gazze'deki enkazlardan yürek burkan fotoğrafları servis ediyor. Saldırılarda birçok çocuğun yaşamını yitirdiği dikkat çekiyor.
Gazze'deki BBC muhabiri Rüştü Ebu Elif, onlarca kişinin enkaz altında kaldığını aktarıyor: "Şimdiye kadar bu kadar yoğun bir hava saldırısı görmemiştim. Gazze'nin her yerinde patlama oluyor. Saldırıların konumuna dair yetkililerle iletişim kurmak zorlaştı."
Evinin Akdeniz kıyısına yakın olduğunu belirten muhabir Ebu Elif, "Şehrin batısında benim de yaşadığım bina deprem gibi sarsıldı. 200 kişinin yaşadığı binada büyük bir kaos yaşanıyor" dedi.
İsrail'in Gazze sokaklarını delik deşik edip yol açtığı kraterler video kaydından 3D görüntüye dönüştürüldü. Sosyal medyada büyük yankı bulan görüntüde, birkaç metre aralıklarla açılmış çukurlar göze çarpıyor.
Haaretz, Kudüs'te gece boyunca İsrail karşıtı gösteri düzenleyen Filistinlilerden 15'nin polis tarafından gözaltına alındığını ve protestocuların yaşlarının 20'lerinde olduğunu aktarıyor.
Gazze saldırılarını hararetli bir şekilde savunan yerel ILTV kanalı ise, kuzeydeki Lübnan sınırında düşürülen Hizbullah'a ait bir insansız hava aracını ekrana getirip ordunun sınırlarını koruduğunu ileri sürdü.
ABD'nin New York, Los Angeles, Phoenix, Portland ve Washington DC gibi kentleri başta olmak üzere birçok şehrinde ise, Filistin'e destek gösterileri vardı ve kalabalıklar sokaklarda 'Özgür Filistin' sloganları attı.
İsrail'in kuruluşunun bir gün sonrasını 'Büyük Felaket' olarak adlandıran binlerce Filistin taraftarı, New York Brooklyn'de yürüdü. 'İşgali durdur', 'Biden soykırımı destekliyor' pankartları taşınırken, Ortodoks Yahudiler de gösteriye destek verdi.
Başkent Washington'da ise protestocular Washington Anıtı'ndan Kongre binasına kadar yürüdü, ABD yönetiminden İsrail'e sunulan desteğin kesilmesini talep eden sloganlar yükseldi.
Cumartesi günü, ABD'nin yanı sıra Kanada'dan Yeni Zelanda'ya, Romanya'dan İngiltere'ye, Lübnan'dan Almanya'ya, Belçika'dan Fransa ve İtalya'ya birçok ülkede Filistin'e destek gösterileri vardı.
Almanya'daki gösterilerde Türkiye bayrakları açıldı, başkent Berlin'de polis ve protestocular karşı karşıya geldi. Yerel medya, çok sayıda kişinin gözaltına alındığını bildiriyor.
Lübnan'da ise kalabalıklar ellerinde Filistin bayraklarıyla İsrail sınırına dayandı, bazı protestocuların sınır duvarının üstüne tırmandığı görüldü. İsrail askerleri, önceki gün bir Lübnanlı protestocuyu vurmuştu.