Morali bozulan köylü "Sana" bile almaz oldu

19 Nisan 2001


<#comment>Adana’nın Aladağ ilçesindeki Meydan Yaylası’nın bakkalı, dükkanı kapatmaya karar verdi. On beş gündür bir paket "Sana" yağı satamadı. Meydan Yaylası, Toroslar’ın tepesinde dağınık bir yerleşim bölgesidir. Yaz aylarında nüfus on bine çıkar. Kış aylarında iki bine düşer. Yaylaya dağınık biçimde yayılan evlerde yaşayan köylüye hizmet veren tek bir bakkal dükkanı var. Bu bakkal Adana’dan yağ, tuz, şeker, sigara getirir. Köylüye satar.

Arkadaşım, eski DPT uzmanı, eski Adana milletvekili Erol Çevikçe anlattı, "İki gün önce Aladağ’dan Adana’ya otomobil ile giderken yolda vasıta bekleyen bir vatandaşı otomobile buyur ettik. Meydan Yaylası Muhtarı Mevlut Aşık imiş... Ne var ne yok muhtar deyince, içini boşalttı. Muhtar diyor ki, bizim yaylada son iki yılda, son bir yılda değişen bir şey yok. Nüfus, aynı nüfus. Gelir, aynı gelir. İnsanlar aynı insan. İnsanlar aynı işi yapıyor. Aynı parayı kazanıyor. Aynı şekilde yaşıyor. Tek bir bakkal var. Bakkal Adana’dan ayda beş kutu Sana yağı, bir çuval tuz, yüz koli sigara, iki çuval toz şeker getirerek köylüye satıyor. Daha doğrusu satıyor idi... Bakkal on beş gündür ağlıyor. Sana yağını bile alan yok diyor."

Köylü

Yazının Devamı

Üç kamu bankası operasyonuna ‘taş’ koymayalım

18 Nisan 2001


<#comment>Ziraat, Halk ve Emlak bankalarının tek bir yönetim altında toplanması cesur bir adımdır. İyi sonuçları kısa zamanda ortaya çıkacak bir karardır.
(1) Bu üç kamu bankası yüzde 100 faiz ödeyerek topladıkları paraları yüzde 50 faiz ile kullandırdıkları için devamlı zarar ediyordu. Adına "görev zararı" denilen bu zararların her yıl halktan toplanan vergilerle kapatılması bekleniyordu. Vergiler yetmediği ve de bu zararlar her yıl kapatılmadığı için de "birike birike" devletin ve milletin başına dert olmuştu.
Biriken "görev zararları" ile ilgili olarak verilen rakam 40 milyar dolardır. Türkiye’nin şu anda krizden çıkmak için 10 - 12 milyar dolar dış yardım peşinde olduğu dikkate alınır ise, üç bankanın devletin ve milletin sırtına bindirdiği yükün büyüklüğü daha iyi anlaşılır.
Beklenen, bundan sonra bu üç kamu bankasının yüzde 100 ile topladıkları parayı yüzde 50 faiz ile ona buna dağıtmamalarıdır.

(2) Bu üç kamu bankası, vitrinin önünde çiftçiye, esnafa ve konut edinmek isteyenlere yardım eder gibi yaparken, vitrinin gerisinde "ona - buna", "eşkıyaya - hırsızlara" para hortumluyordu.

Yazının Devamı

Yabancıların "raporu" kötü ama "niyeti" iyi

17 Nisan 2001


<#comment>Yabancı bankalardan "yağmur gibi" Türkiye raporu yağıyor. Her rapor "zehir zemberek"? Türkiye'nin ne kötü durumda olduğunu anlata anlata bitiremiyorlar. İyi de... N'oldu? Neden bu yabancı bankalardan kötü raporlar çıkmaya başladı?
Dün öğle saatlerinde "yabancı bankaların Türkiye sorumlularını" arayarak "N'oluyor?" diye sual eyledim.
(1) Kriz, Derviş programı ve Türkiye'nin geleceği hakkında görüşlerini öğrendim.
(2) Kötü raporların neden yazıldığını soruşturdum. Önce "iyi" haberi, "sonra "kötü" haberi vereyim.

Yabancı bankalar "isim vermeden" görüş bildirdiler. Sadece "The Bank of New York'un" Türkiye ve Bölge Temsilcisi Bayan Neslihan Tombul "ismini verebileceğimi söyledi." "Cuma akşamına kadar çok kötümserdim, bugün çok iyimserim" diyen Neslihan Tombul Hanım söylediklerini, diğer bankacılarınki ile birleştirerek özetleyeceğim.

Yazının Devamı

Bugün "yeni" bir gün

16 Nisan 2001


<#comment>Bu sabah krizin darbesini yiyen halk ve özellikle işadamları güne "az şekerli kahve" içerek başlayacak. Korkulan olsa idi "acı kahve" içeceklerdi. Aradıkları olsa idi "kahveleri tatlanacaktı."

(1) İnsanlar artık büyük bir devalüasyon yapılmayacağına, döviz krizi çıkmayacağına, dövizin bitmeyeceğine inanmıştı. Bu kriz bütün bu inançları yıktı. Şimdi insanlar eski alışılan döviz sisteminin tekrar işler hale getirileceğine inanmak istiyor.
(2) İnsanlar TL ve döviz kıtlığının ne kötü şey olduğunu öğrendi. Ankara’nın piyasaya nereden ve nasıl ve de ne miktarda TL, döviz salacağını öğrenmek istiyor.
(3) Halkımız enflasyonun, faiz oranının, döviz fiyatının önemini anladı. Önlerini görebilmek için önümüzdeki dönemde bunların ne olacağını merak ediyor.
(4) Piyasanın açılması sadece esnafı, işadamlarını, sanayiciyi değil, memuru, işçiyi ve halkı da ilgilendirir hale geldi.

Yazının Devamı

Derviş "umut" dağıttı

15 Nisan 2001


<#comment>Kemal Derviş'in açıklamaları hafta sonu ortalığı kaplayan kara bulutları dağıttı.
Ankara'nın bir yanda devamlı olarak "krizin büyüklüğünden yakınırken" öte yanda "krizi çözmek için tedbir almakta gecikmesi" karşısında "kamuoyu" giderek kötü, daha kötü bekleyişlere girdi. Kamuoyu her söylentiye inanır hale geldi.

Geçen hafta sonu çok kişi, Kemal Derviş'in kötü haberlerini duymaya hazır hale gelmişti. Kimi "moral" olarak kimi "parasal" olarak kendine göre tedbir almıştı.
Kişi ve kuruluşlar kendi ilgi alanlarında "olumsuz" kararlar, "olumsuz" uygulamalar bekleyişine girmişti.
- Para Kurulu kurulacak, Merkez Bankası'nın Türk lirası ve döviz konusunda bağımsızlığı dizginlenecek, eli kolu bağlanacaktı.

Yazının Devamı

Beyaz, "kuzu" oldu

14 Nisan 2001


<#comment>Yeni vergiler gelecek... Yeni vergiler gelecek ama, sadece kriz nedeniyle değil, Maliye'nin hatası sonucu bu yıl daha az ödenecek Gelir Vergisi'nin açığını kapatmak için de ek vergiler gelecek.
Toplam vergi gelirinin dörtte birini sağlayan Gelir Vergisi tahsilatı bu yıl, önceki yılın altına düşüyor. Ekonominin yüzde 6.1 oranında büyüdüğü ve gelirlerin arttığı 2000 yılının kazancından vergi ödeyecek mükellefler, 2001 yılı içinde daha az ödeme yapacak.
(Konuya yabancı olanlara bir ön açıklama yapayım. Gelir Vergisi ödeyecek olanlar 2000 yılındaki kazançları üzerinden hesapladıkları vergileri 2001 Mart ayı sonuna kadar vergi dairesine bildirdiler. Perşembe günü açıklanan vergi rakamları 2000 yılı Gelir Vergisi. Bu vergi de 3 taksitte 2001 yılı içinde ödenecek.)

İstanbul Defterdarı'nın açıklamasına göre, vergi rekortmenlerinin 2001 yılında ödeyeceği vergi bir yıl önceye göre yüzde 26.5 oranında düşük. 2001 yılında ekonomi canlı iken acaba Gelir Vergisi neden düştü?
Maliye Bakanlığı'nın TBMM'den geçirdiği yasalar ile Gelir Vergisi'nin musluğu kısıldı.

Yazının Devamı

İşini kaybedenlerin sayısı artıyor

13 Nisan 2001


<#comment>Şu günlerde işten çıkarılanların sayısı hızla artıyor. İki tür işten çıkarma var. (1) Kriz bazı işyerlerini yıktı. İşyerlerinin çalışanlara ücret ödeme gücü kalmadı. Bu nedenle çalışanlar işini kaybediyor. (2) Kriz bazı işyerleri için personel kadrolarını düzeltme fırsatı yarattı. Bugüne kadar değişik nedenlerle personel kadrolarını elleyemeyenler, fırsat diyerek, çalışanlarının bir bölümünü çıkarıyor.

Ücret ödeme gücü kalmayan işyerlerinden işini kaybedenlerin "kötü" kaderine diyecek yok. Amma velakin, krize dayanma gücü olan büyük ve güçlü işyerlerinden "fırsat bu fırsat" diyerek "işten çıkarmaların" artması, sosyal bakımdan olduğu kadar ekonomik bakımdan da çok mu çok yanlış bir uygulamadır. İşten çıkarmalar ekonomik krizi ve durgunluğu artırır.
Neyin ne olduğunu anlatmaya çalışayım. Ekonominin esası "üretimödir. Üretim arttıkça bu üretimi gerçekleştirmek için daha çok insan iş sahibi olur, geliri artar. Gelir arttıkça insanlar daha çok mal ve hizmet talep eder. Daha çok mal ve hizmet talep edilince üretim artar. Üretimin artması için daha çok insan işe alınır. İşe giren hemen harcamaya başlar. Talep bu sayede artar. Ekonomi kar topu gibi büyür.

Yazının Devamı

Dolar fiyatı gerileyebilir

12 Nisan 2001


<#comment>Doların fiyatı 1 milyon 300 bin liranın altına doğru inişe geçebilir. Ankara’nın "bugün, yarın" açıklayacağı tedbirlerde büyük yanlışlar yapılmazsa, döviz fiyatındaki tırmanış durabilir. Dolar fiyatının gerilemesini sağlayacak tedbirler şunlardır:
(1) "Derviş Paketi" açıklanıyor.
Kriz çıktığından bu yana altı haftayı aşkın süredir devam eden belirsizlik sona erecek. Halk ve de piyasadaki oyuncular neyin ne olacağını az çok görecek.
"Derviş Paketi"nden halkın ve de piyasadaki oyuncuların beklediği "dış kredi müjdesi"dir. "Yabancılar para gönderecek, Türklerin derdi sona erecek" havası pompalandı. Ama gerçek farklı (a)Pakette yabancı para desteğinin beklenen ölçüde olmadığının görülmesi ve de, (b) iç kaynak arayışında halka ve vergi mükelleflerine yeni yükler getirmesi mümkündür. Bunlara rağmen "Derviş Paketi" belirsizliği önlemede, siniri yatıştırmada etkili olacaktır.
(2) Bankalardaki TL bonoları, döviz bonosu haline getiriliyor.
Bankaların daha önce Hazine’den satın aldıkları ve krizden sonra taşıyamaz hale geldikleri Hazine bonolarının yükünü hafifletmek için Ankara, banka portföylerindeki TL bonolarını, dolar bonosu ile değiştirmeye

Yazının Devamı