Talep değişimi giyimcilerin işini güçleştiriyor

29 Ağustos 2000


       Her üründe tüketici tercihleri değişiyor ama, tüketici tercihinin en oynak olduğu sektör giyim eşyası sektörü. Ekonomideki durum, moda, insanların moralleri, insanların yaşları, alışkanlıkları sektörü etkiliyor. Üreticiyi etkiliyor, satıcıyı etkiliyor.
       Bu özellik giyim eşyası sektöründeki üreticilerin ve satıcıların dinamik olmasını, değişimi iyi izlemelerini zorunlu kılıyor.
       Business Week dergisinde (28 Ağustos 2000) ABD'nin ünlü giyim zinciri GAP'in karşılaştığı sorunlarla ilgili bir yazı yayımlandı. Merkezi San Francisco'da bulunan bu firmanın ABD'nin hemen her şehrinde, çok sayıda mağazası vardır. Bu mağazalarda çocuk, genç ve orta yaş grubu için "rahat giyim" ile ilgili her türlü eşya satılır. Mağazalar bizim MUDO mağazalarının giyim bölümlerine benzer. GAP'in sattığı ürünler dünyanın her ülkesinde (bu arada Türkiye'de de) üretilir. Bunlar GAP çizimcileri tarafından şekilleri ve renkleri belirlenmiş, bir örnek ve aynı kalite mallardır.
       ABD pazarında GAP markası başarılı olunca farklı müşteri kesimlerine hitap

Yazının Devamı

"Okula dönüş" piyasaya can verecek

28 Ağustos 2000


       ABD ekonomisinde "back to school" (okula dönüş) diye adlandırılan bir dönem var. Bu dönem, ABD ekonomisinde "Christmas" kadar önemli bir dönem. Bu dönemde "Christmas" harcamaları kadar çok harcama yapılıyor. Bu dönem ekonomiye hareket veriyor. Canlılık yaratıyor. Ekonominin yazdan çıkışını sağlıyor.
       Çünkü okullar açıldığında her öğrenci bir şeyler satın alıyor. Giyim eşyası, okul malzemesi, yurtlarda kalan öğrenciler yatak, çarşaf, havlu, TV satın alıyor.
       Şu günlerde ABD'de "back to school" dönemi için büyük hazırlık var. Üreticiler öğrenci kesiminin talebine dönük stoklarını tamamladı. Satıcılar piyasanın açılmasını bekliyor.
       ABD ekonomisindeki benzer bir hareket bizde de görülecek. Bizler okul çağındaki nüfusun önemini gözden kaçırıyoruz. Öğrencilerin toplam talebi etkileme gücünü bilemiyoruz.
       Bu yazının altındaki tabloyu DİE'nin son verilerine dayanarak hazırladım. Rakamları yuvarladım.
       Tabloda görülen şudur: 65 milyonluk Türkiye

Yazının Devamı

Halka arzlarda "alan kaybetti"

27 Ağustos 2000


Kısa sürede para kazanma ümidiyle halka arz kuyruğuna girenler hayal kırıklığına uğradı. 29 halka arzın 13'ünde fiyatlar alıcının ödediği düzeyin de altına düştü
       Bu yılın başından bu yana 29 şirket halka hisse senedi arz etti.
       "Alan kazanıyor" havasına giren halkımız, bankaların önünde, aracı kurumların kapısında sıraya girdi. Alamayan," kaybettim" diyerek üzüldü. Alan, "kazandım" diyerek sevinde.
       Geldik ağustos ayının sonuna... Borsadaki fiyatlara bakıyoruz 29 şirketten 13'ünün hisse senedinin fiyatı halka arz fiyatının altında. Halka arz fiyatının üzerinde satılan 16 şirketin hisse senedi var.
       Afife Gamlı'nın bir araştırması Dünya gazetesinde yayımlandı. Afife Gamlı'nın bu araştırmada hazırladığı tablonun belli bölümlerini yazının altında sayın okuyucularıma sunuyorum.
       Yılbaşından bu yana 29 şirket hisse senedini halka arz ederek 1.6 katrilyon lira para toplamış. Şirketlerin halka arz (satış) fiyatları ile borsada halen alınıp satıldıkları fiyatlar arasındaki fark 144 trilyon

Yazının Devamı

Barbaros'un torunları "işgal harekatında"

26 Ağustos 2000


       Fatih'in torunları "karadaki işgal harekatını sürdüredursun" şimdi de Barbaros'un torunları, "denizden karaya işgal harekatı"nı başlattı.
       Barbaros'un torunları uzun süre denize çıkmadı. Biraz zenginleşenleri "plastik tekneler" satın alarak "kıyı kıyı" dolanmayı öğrendi. Zenginleştikçe plastik teknelerin sayısı ve her bir teknenin büyüklüğü ve yüksekliği artmaya başladı. Barbaros'un torunları "uzun yıllar apartmanda yaşamaya alıştığı ve de apartmana kat çıkmaya bayıldığı için" plastik teknelerini de "apartmana benzetti." Kat ve kat göğe yükselen plastik tekneler yaptırttı. Kat sayısını beğenmeyenler teknelerin tepesine bir de "kaçak kat" çıkartarak karadaki alışkanlığını denize taşıdı. Ama Barbaros'un torunları Barbaros gibi denizlere açılamadı. Çünkü denizciliği unutmuştu. Tekneyi denizden hoşlandığı için değil, karadaki işgal harekatını, denizden sürdürmek için satın almıştı.
       Barbaros'un torunlarını teknelerinin dört yanı cam ile kaplı. İçine ne deniz havası ve ne de güneş girebiliyor. Havalandırma aletleri püfür püfür işliyor. Kaptanın tek görevi,

Yazının Devamı

Tahsisli Hazine arazileri üzerinde 326 turistik tesis kuruldu

25 Ağustos 2000


       "Sayın yazar, kıyıların 'leblebi' fiyatına kiralandığı, 49 yıllığına arsa tahsislerinin 'bedava' yapıldığı bu ülkede bırakınız da Maliye otellere, tatil köylerine el koysun." Bu satırları dün bu sütunda yayımlanan yazıma tepki olarak aldığım bir mesajdan aktarıyorum. Yazımda turistik tesislere 49 yıllığına kiralanan kamu arsaları üzerinde yapılan turistik tesislerin, yatırımcı tarafından başkalarına kiralanması konusunda çıkan anlaşmazlıklar sonucu Maliye'nin birçok tesisi devir alabileceğini anlatmıştım.
       Ortada bir anlaşmazlık var. Anlaşmazlığı mahkeme çözecek. Ben bir iktisatçı olarak taraf değilim. Sadece olan biteni sayın okuyucularıma anlatıyorum.
       Sayın okuyucularıma bugün de kaç kişiye 49 yıllığına kamu arazisi tahsis edildiğini, bunların üzerinde ne gibi yatırımlar yapıldığını anlatayım ki, sorunun boyutu bilinsin.
       Turistik tesis yapmak isteyen yatırımcıya Maliye ve Turizm bakanlıkları 1983 yılından bu yana 49 yıllığına arazi tahsis ediyor. Mevzuata göre yatırımcı arsanın üzerine yaptığı tesisleri 49 yıl sonra

Yazının Devamı

Çillerler'inki "örnek oldu" otellerin çoğu "Maliye"ye geçecek

24 Ağustos 2000


       Özer Uçuran Çiller'in ortağı olduğu Aytaş Turizm Yatırım İşletmeciliği AŞ'ye Hazine tarafından üzerine turistik tesis inşa etmek ve işletmek şartı ile 49 yıllık süre ile Antalya'da Kemer'de 1.627 metrekare arsa tahsis edildi.
       Aytaş Turizm bu arsa üzerine 5 yıldızlı konfora sahip "Kemer Inn Hotel"i inşa ettirdi.
       Aytaş Turizm şirketi oteli bir işletmeci kuruluşa kiraladı.
       Maliye Bakanlığı, arsanın Aytaş Turizm'e tahsis edildiğini, bu arsa üzerinde yaptırılan otelin başkasına kiralanamayacağı gerekçesi ile Kemer'de dava açtı. Maliye'nin tahsisi iptal istemi mahkemece uygun görüldü. Yargıtay mahkeme kararını onayladı. Aytaş Turizm'in yaptırdığı 5 yıldızlı otelin mülkiyeti Maliye Bakanlığı'na geçti. Açık anlatımıyla Maliye, tahsis ettiği arsayı üzerindeki otel ile birlikte geri aldı.
       Aytaş Turizm'in ortağı Özer Uçuran Çiller olduğu için çok kimse "- Oh ne iyi olmuş!" dedi. Ammaaaa ve lakin Özer Uçuran Çiller'in oteli için alınan mahkeme kararı "emsal teşkil eder ise" işler karışacak.

Yazının Devamı

Devlet krizi çıktı (Batacak olan devlet değil, halk)

23 Ağustos 2000


       Tek partili dönemden çok partiliye geçilirken, devlete karşı partilerin kurulmasından ve de devletin batmasından korkuluyordu. Devlet batmadı.
       1950'lerde sol tehlikesi vardı. Solcular yüzünden devletin batmasından korkulurdu. 1960'lardan sonra sol fikirler serbest bırakıldı. Devlet batmadı.
       1950'lerde işçilere grev ve toplu sözleşme hakkı verilirse komünizmin gelmesinden, şirketlerin iflas etmesinden, devletin batmasından korkulurdu.
       Solcu partiler, komünist partiler kuruldu, devlet batmadı.
       İnsanlar ceplerinde döviz taşır, Amerikan sigarası içerse devletin batacağı sanılırdı. Döviz serbest bırakıldı. Amerikan sigarası ortalığı sardı. Devlet batmadı.
       Özel radyoların ve televizyonun devleti parçalayacağından korkulurdu. Bir şey olmadı.

Yazının Devamı

KDV kaçakçılığının sorumlusu "Ankara" (ihracatçı değil)

22 Ağustos 2000


       İhracatta KDV iadesi nedir, önce onu anlatayım: Halkımız nasıl maydanoz, domates, ekmek satın alırken, ödediği fiyatın bir bölümü KDV ise, ihracatçı da dışarıya satacağı malı üretirken, satın alırken, üretimde kullandığı her girdinin, satın aldığı her parçanın fiyatının içinde KDV vardır.
       KDV denilen vergi bir anlamda tüketim vergisidir. Mal ve hizmeti en son tüketenin üzerinde kalır. Bir mal ve hizmeti yurtiçinde tüketmek ile ihraç etmek farklıdır. Eğer devlet ihraç mallarının üzerine de vergi bindirir ise, o mallar ve hizmetler pahalı hale gelir. Uluslararası pazarda rekabet şansını kaybeder. Bunun için, ihracatçı malı dışarıya sattığını belgelediğinde devlet ona satılan malın içindeki KDV'yi iade eder. Burada bir teşvik yoktur. Burada bir Hazine'den ödeme yoktur. Gerçek KDV iadesinde, ihracatçıya iade edilen para, ihracatçının dışarıya sattığı malı üretirken, satın alırken ödediği KDV'dir. Açık anlatımıyla ihracatçı ihracat hazırlık döneminde tıkır tıkır ödediği KDV'yi ihracatı yaptığını belgeledikten sonra geri almaktadır. Geri alınan daha önce ödediği paradır.
     &n

Yazının Devamı