Bu hafta sonumuz evlerde geçti. Gerçi uzunca bir zamandır evlerdeyiz ama bu farklıydı. Cuma akşamı sokağa çıkma yasağı ilan edildiği an evimin karşısındaki fırının resmen nasıl talan edildiğini görmek beni bir kez daha ne kadar çok ekmek, poğaça, kurabiye, börek seven bir toplum olduğumuzu düşündürmeye itti. Senelerdir yüksek karbonhidratın ve rafine unların bedenlerimize nasıl tahribat verdiğini anlatıyorum.
Fakat bu kadar bağımlılığı olan
bir topluma bunları ‘’bir anda bırak’’ demek, uygulamaları için neredeyse imkânsız. O yüzden zaman kolları sıvayıp mutfağa girip, sağlıklı versiyonlarını yapmak zamanı.
Çatal benim eski hayatımda en sevdiğim şeylerden biriydi, fakat içindeki yağdan dolayı midemi yakardı ve zaten beyaz un kullanmayı da seneler önce bıraktım. Deneye yanıla glutensiz, sağlıklı versiyonunu yaparım dedim ve oldu.
Çok da lezzetli oldu.
Malzemeler ve yapımı :
2 su bardağı kara buğday (greçka) unu. Alternatif olarak siyez unu, tam buğday unu olur ama o zaman glutensiz olmaz. Fakat dışarıdan alacağınızdan daha sağlıklı olur.
‘’Bir kitap okudum, hayatım değişti’’ denir ya, ‘’bir kurabiye yaptım hayatım değişti’’ demek istiyorum. Damak tadıma en çok hitap eden, tadına aşık olduğum bir kurabiyeyi oldu. Instagram’da üst üste herkes yaptı. ‘’O zaman bu tarifi mutlaka buraya, sizlere de taşımalıyım’’ dedim.
Hıyır hıyır, mis kokulu, bitter çikolata tadında.
Bu kurabiyede tatlı tadını keçiboynuzu özü veriyor. Üstünde soğuk sıkım yazan her keçiboynuzu özü olur. Hurma suyu veya şurubu da olur. Tatlandırıcı olarak kullanacağınız sıvı özler sadece soğuk sıkım olursa pişmeye uygundur. Geleneksel pekmez veya bal pişmeye uygun değildir. Şayet pişirmeden çiğ yiyecekseniz şeker ilavesiz pekmez veya bal da olur.
Malzemeler ve yapımı :
Malzemeler çok basit ve akılda kalıcı olsun diye 4-4 yaptım.
4 yemek kaşığı kakao
4 yemek kaşığı katkısız fıstık ezmesi veya tahin
4 yemek kaşığı rondodan geçirdiğim yulaf ezmesi
İki gündür mercimekten gidiyoruz ama hem çok doyurucu, hem hesaplı, hem de çok besleyici olduğu için mercimek benim en sevdiklerimden biri. Ben çok fazla hayvansal protein de yemiyorum. Mercimekteki bitkisel proteinden faydalanmak da için de iyi oluyor.
Sarı mercimeği ekmek veya adına tuzlu kek de diyebileceğimiz şekilde kullanıyorum. Sarı mercimekte kırmızı ve yeşildeki gibi baskın bir tat oluyor. O yüzden bu tür tariflerde kullanmak için tadı uygun. Kırmızı mercimekle yaptığımda da güzel oldu ama biraz mercimek çorbasını andırıyor. Sarı ile en güzeli oldu.
Malzemeler ve yapımı :
1 su bardağı sarı mercimek
1/2 su bardağı su
1 yemek kaşığı çekilmiş keten tohumu - yerine dilediğiniz 2 kaşık un olur. Biraz toparlasın diye koydum.
1/2 çay kaşığı karbonat
Tuz, kimyon, kişniş veya dilediğiniz baharatlar
Bu dünyada en sevdiğim şeylerden biri mercimekli köfte ama her yedikten sonra inanılmaz bir şişkinlik yaşıyordum. Eskiden, gluteni bırakmadan önce soğanına, salçasına, mercimeğine suç atıp durdum. Olay meğerse içindeki bulgurdaymış. Glutensiz beslenmeye geçtiğimden beri o şişkinlikler hiç kalmadı. Mercimek köftesini bir kez bulgur alternatifi kinoa ile deneyeyim dedim ki iyi ki demişi. İnanın gerçekten orijinalini hiç aratmadı…
Kinoa için bir bilgi vermek isterim. Artık kinoa Anadolu topraklarında da yetişiyor ve yapılan testlerde besin değerinin Anadolu topraklarında daha da arttığı çıktı. Yani kinoa bizim bereketli topraklarımızı çok sevdi. Artık bir çok markette de var. Yalnız bir önerim var. Kinoayı kullanmadan önce 2-3 su yıkamak gerekiyor. Yoksa içinde bir koku var, o bazen rahatsız edebiliyor. Bol bol yıkanınca o koku gidiyor.
Şayet ‘’kinoa çok küçük, süzgeçten düşüyor’’ derseniz, ona da çözüm var. Süzgecin içine bir tülbent koyabilirsiniz.
Malzemeler
Biliyorsunuz son zamanlarda cafelerde artık bayağı sağlıklı yemekler bulabiliyoruz. Talebin artması ile çoğu işletme menülerini bu konuda zenginleştirdi. Bizim bakış açımız ve isteklerimiz değiştikçe, etrafımızda herkes ve her şey zamanla bize uyum sağlamaya başlıyor. Yeter ki biz değişelim.
Bu cafelerde bazen bazı sebze köfteler yiyorum ve kimisi çok hoşuma gidiyor. Eğer ben bu sebze köfteyi bir cafede yeseydim, tarifine nasıl ulaşırım diye döner dururdum ama evde kendi kendime doğaçlama yaptım.
Evde sebze yemeyen, burun kıvıran eş, çocuk varsa, eğer sebzeyi devamlı aynı şekilde yemekten bıktıysanız, gelin bunu deneyin. Herkesin bayılacağına eminim.
Herkese mutlu haftalar. Virüs nedeniyle kendimizi evlerde karantinaya almışken, en çok duyduğum şey “Yeme krizinden çıkamıyorum” oluyor. Bunun genelde iki nedeni var. Biri ana öğünlerde doğru besin grubu ile tam doymamak, ikincisi de psikolojik açlık.
Doğru besin grubu ile tam doymamak en önemli etken. Toplum olarak ekmeğe, pilava, makarnaya düşkünüz. Doyma kısmını bu besinlerle yaptığımızdan, asıl yememiz gereken sebze, kuru baklagil ve hayvansal proteinleri daha az tüketiyoruz. Bu da kısa sürede hızla acıkmamıza yol açıyor. Biliyorum, çoğu kişi için ekmekten vazgeçmek zorlayıcı ama ben bugün size en azından normal ekmeğe göre daha besleyici ve daha tok tutan bir tarif vermek istedim. Ekmeğin içindeki kuru yemişler ve tohumlar uzun süre tok kalmamızı sağlıyor.
Fiziksel olarak doyduktan sonra açlığımız artık psikolojik oluyor. Şu anda hayatlarımız durma aşamasına geldiği için kendimizi mutlu edecek şeyler çok az ve yemeğe eğiliyoruz. Mutlu olacağımız şeyleri de bu dönemde unutmayıp hayatımıza eklersek, yeme sorunları daha kolay
Muz benim küçüklüğümden beri en sevdiğim meyve. Bıraksalar, meyve çeşitlendirme konusu olmasa her gün ama her gün muz yiyebilirim. Dolayısı ile eve bazen fazla muz alabiliyorum ve bitiremediğimde yumuşuyor, kararıyor. Kararmış muz görünce ilk yaptığım şey bu kek.
Rafine şekersiz mutfakta da en çok meyvelerden faydalanıyorum. Şeker alternatifi diye satılan, sunulan çoğu ürün neredeyse rafine şeker ile aynı etkilere sahip. Dolayısı ile doğanın bize vermiş olduğu meyveleri, her zaman dalından kopmuşa en yakın hali ile tüketmek bünyemize en uygunu olacaktır. Böylelikle meyvenin şekerini alırken yanında lifini ve faydalarını da almış olacağız. Size vereceğim tüm tatlı tariflerinde her zaman meyve kullandığımı görebileceksiniz. En faydalı gıdalar yine her zaman doğadan gelenler..
Malzemeler ve yapımı:
Dünyanın en şipşak sağlıklı keki bence bu. Kek dediğime bakmayın, öyle çok tatlı değil. Daha tatlı yapmak sizin elinizde. Dilerseniz hurma veya kuru üzüm ekleyerek daha tatlı yapabilirsiniz. Ben böyle az tatlı seviyorum. Hem de doğal da
Humus aslında hepimizin evlerinde çokça yaptığı, çok sevdiğimiz geleneksel yemeklerden biridir. Ben humusa bazen sebzeler karıştırmayı çok seviyorum. Sade haliyle çok güzel olsa da sebzelerle birleşince de hem çeşit oluyor, hem de bol bol sebze yemiş oluyoruz.
Bu humusu renkten de anlaşılacağı üzere pancarla yaptım ama aynı yöntemle havuçla, bal kabağı ile de çok lezzetli oluyor. Beslenmemizde ne kadar çeşitli renk sebze bulundurursak, gün içinde o kadar farklı vitamin, mineral ve enzim almış oluruz. Buna dünyada Gökkuşağı Beslenme de deniyor. Amacımız. Bir gün içinde renk kuşağındaki tüm renklerden bir sebzeyi beslenmemizde bulundurmak. Örneğin sabah kahvaltıda havuç yiyerek oranjı, roka yiyerek yeşili, domates yiyerek kırmızıyı, mor lahana yiyerek moru almak gibi. Eğer öğünlerimizi bu gökkuşağı örneği çerçevesinde kurgularsak, devamlı aynı, tek tip beslenme yapmamış oluruz.
Bu tarifte de tabağımız pancarımızın muhteşem rengini ekliyoruz.
Malzemeler ve yapımı:
Pancarı sevmeyen, yemeyen varsa hemen bu tarifle denesin.