23.01.2007 - 00:00 | Son Güncellenme:
'SARI NOKTA' HASTALIĞININ TEDAVİSİNDE BÜYÜK ADIM axyas021.jpg GATA Göz Hastalıkları Ana Bilim Dalı'ndan Prof. Dr. Tabip Albay Güngör Sobacı'nın geliştirdiği yöntemle, sarı nokta göz hastalığı vakalarında, ağızdan tedavi ile yüzde 64 oranında, damardan tedavi görenlerde ise yüzde 87 oranında körlük engellenebildi.GATA Dekanı ve Baştabibi Prof. Dr. Tümgeneral Zeki Bayraktar, tıptaki adı "yaşa bağlı makula dejeneresansı" olan hastalıkla ilgili çalışmaları hakkında bilgi verdi. Işığı doğrudan algılayan noktaya "sarı nokta" denildiğini anlatan Bayraktar, bu noktada herhangi bir rahatsızlık ortaya çıkması halinde görmede ileri derecede kayıp meydana gelebildiğini bildirdi. Gülhane Askeri Tıp Fakültesi (GATA), "sarı nokta" diye adlandırılan göz hastalığı tedavisinde, halk arasında "kılıç otu" ya da "mayasıl otu" olarak bilinen sarı kantaron bitkisini kullanarak başarılı oldu. Yaşın ilerlemesine bağlı olarak bu hastalığa sıkça rastlandığını kaydeden Bayraktar, genetik faktörler yanında sigara, hipertansiyon, damar sertliği, açık renkli göz ve güneşe fazla maruz kalma nedeniyle bu hastalığa yakalanma riski bulunduğunu ifade etti. Hastalığın 50-55 yaş arasında yüzde 5-10 oranında, 75 yaş üstünde ise her 3 kişiden birinde görüldüğünü belirten Bayraktar, bakılan noktayı görememek veya bakış alanında bir leke, çizgiler görmek gibi belirtileri bulunduğunu dile getirdi. Buna karşın kendisi tarafından bitkisel tedavi metodu geliştirildiğini kaydeden Prof. Sobacı, klasik tedavide yılda 4 - 6 seans uygulanması gerekirken, ağızdan uygulanan sarı kantaron bitkisi tedavisiyle 3 seansı yeterli gördüklerini söyledi. İlacın verilmesinden 6 saat sonra hasta gözdeki sarı noktada oluşan damarların lazerle kurutulduğunu anlatan Sobacı, 3 ayda bir kontrol edilen hastaya bu süre içinde günde 3 kez ilaç tatbik edildiğini kaydetti. Sobacı, klasik tedavi yöntemi seansı en az 2 bin YTL'ye mal olurken, bunun sadece 30 YTL maliyeti olduğunu bildirdi. Sık rastlanan bir hastalık