‘Babam sağ olsun da arabayı ben aldım..’Kamyonların ‘kasa edebiyatı’ da çağa ayak uydurdu.. Kasalarda artık sadece aşk ve delikanlılık değil, sisteme isyan da varBÜLENT ÖZDEMİR İstanbulOnlar kırgınlıklarını, sevdalarını, özlemlerini, şoförlüklerini ve delikanlılıklarını satırlara döküyor.
‘Kamyon edebiyatı’ olarak adlandırılan yazılar ve şiirler, ömürlerini bitmek tükenmek bilmeyen yollarda geçiren kamyon sürücülerinin duygularını ve iletişim kurma isteklerini yansıtıyor aslında. Kağıtları, kamyonlarının kasası, kalemleri fırça, mürekkepleri de boya oluyor. Bazen yaratıcı, bazen esprili, ama çoğu zaman arabesk eserler ortaya çıkıyor.
Dünya delikanlı olsa.. Ümitsiz aşklarını, "İcra memuruydun, haciz koydun gönlüme", "Dünya dikenli bir hayat, sevenlerde mi kabahat?", "Aşk çekenin, yol gidenin" diye dile getiren uzun yol şairleri, delikanlılık konusunda da şunları söylüyor: "Delikanlı olunmaz, delikanlı doğulur", "Dünya delikanlı olsaydı, yuvarlak olmazdı", "Güzeli göz, yiğidi söz öldürür."
Kuzu kurdun, yol.. Kimi "Sollama beni, sollarım seni", "Asfalt kovboyu", "Yaklaşma toz olursun, geçme pişman olursun", "Geçme beni, ezerim seni" diyerek diğer şoförlere gözdağı verirken, kimisi de "Kuzu kurdun, yol Ford’un", "On tekersin, çok şekersin", "Kurbanda
koç, rampada Doç" ifadeleriyle, kamyonlarına sevgilerini dile getiriyor. Bazı şoförlerse, sosyo - ekonomik durumlarını, dini inançlarını, siyasi tercihlerini ve sisteme isyanlarını da yansıtıyor:
"Kazancım bilek zoru, Allah’ım sen koru", "Babam sağolsun da arabayı ben aldım", "Arabamız yok ki manitamız olsun, kamyonumuz var canımız sağolsun", "Huzur İslam’da", "Atam izindeyiz..."
YAŞAM