Uzun süredir bekleniyordu. Uzun süredir üzerinde çalışıldığı da biliniyordu. Nihayet geçtiğimiz günlerde süreç tatlıya bağlandı ve Duman; yeni stüdyo albümünü “Darmaduman” adıyla savurdu yeryüzüne. 4 yıllık bir aranın bitişiydi bu. Hem de ne bitiş. Melankolik tavırlar mevcut, asabi sözler stabil, zarif mizaçlı müzikal ölçü belirgin. Hayat gibi bir albüm bu. Hayatın derinliklerine dokunan bir anlatı...
Darmaduman: Jenerasyonunun Hikâyesi
Her kuşağın dinlediği, izlediği, yaşamına boca ettiği 'yol arkadaşları' farklıdır. Tamam, siz 2010’larda da The Beatles’ın diskografisini iç edebilir, remastered edition tuzağına düşerek Joy Division’ı; orijinal kayıttan dahi daha somut hissettiğinizi düşünebilirsiniz. Ama The Beatles’ı 1966 – 1969 arası dinlemek de, Joy Division’ı 1980’lerin başlangıcındaki o kendine has boğukluğuna sığınarak sonsuzluğa uğurlamak da bir başka olsa gerek. Lennon’ın “Across the Universe”ü hangi ruh halinde oluşturduğunu öğrenmek; artık bir tık uzaklıkta bizi bekliyor; ama 45 yıl öncesindeki soğuk savaşın yıkıcılığını ve 1967’nin karanlık bir saatinde Lennon’a “Nothing’s Gonna Change My World” cümlesini yazdıran “belirsiz geleceği”; o “gelecek” şimdinin “yakın tarih”i olmuşken birebir hissedebilmek ne kadar mümkün olabilir ki?
Duman’ın yeni LP’sini dinlerken de en çok bu jenerasyon meselesindeki etkileşimi düşündüm. Şarkılar geçiyor, odaklanılan konular derinleşirken değişiyor ve anlatılanlar kafanızın üzerinde toplanıp zihninize hücum ediyor; ama siz her şeyi yerli yerinde istiflemekte tek bir an bile zorlanmıyorsunuz. Birilerinin kafasından geçen kurşundan, otellerin yakıldığından, derin devlet infazlarından, gaz bombalarından, devlet eliyle atılan meydan dayağından bahsediliyor burada ve siz bu anlatılanların tekini bile soyutlayamıyorsunuz hayatınızdan. Muhtemelen o biber gazını siz de yediniz çünkü. TBMM'nin yalnızca 250 metre uzağında bir gencin başından vurulduğunu siz de biliyorsunuz, Avrupa’nın başkenti olmakla övünen şehrin en işlek caddelerinden birinde, üstelik güpegündüz bir gazetecinin katledildiği gerçeği hala hafızanızda ve Eskişehir’in karanlık ara sokaklarında yaşanan trajedinin az-çok farkındasınız.
Sözlerin Açısı Net, Alanı Kuvvetli
İşte bu farkındalığın gölgesine yüklendikçe yükleniyor; Pasaj Müzik etiketli “Darmaduman”. Sözler çoğunlukla net açılarla gönderiyor oklarını, bazen de virajlı yollardan geçiriliyor kelimeler. Haliyle bir-iki şarkının izinden gidilemiyor ve içerik akarken progressive damara selam çakılırcasına bütünlüğe dikkat etme zorunluluğu hissediliyor. “Köpekler”in; hemen ardından gelen “Akıbet”e uzattığı geçiş açısı, bitişiğindeki “Saldır”a kadar ulaşıyor ve LP’nin; A-Side’ı ile topyekun bir tespitin peşini kovaladığı ortada beliriyor.
Yine de bir şarkı var ki; küçük de olsa bir adım öne çıkarmakta sakınca yok. “Eyvallah”; tam da Haziran ayının en sıcak gündeminde yayımlanmıştı ve hemen hemen herkes Gezi süreciyle iliştirmişti. Elbette, bizzat o günlerin havası meydana getirmemişti Eyvallah’ı; zaten Kaan Tangöze de; parçanın oluşum günleri için ODTÜ’de yaşananları işaret etmişti.
Her fırsatta toplumun yaşadığı gündemden bire bir etkilendiğini söyleyen bir topluluk için bu tür protest sularda yüzen bir şarkı pek de sürpriz değil. Kaldı ki; henüz debut albümüne “Dönek” adlı şarkıyı ekleyen bir gruptan bahsediyoruz. “Hayatı Yaşa”, “Manası Yok” ve “Elimdeki Saz Yeter Canıma”daki “yaşam ve ölüm”cü materyalist vurgu; “Özgürlüğün Ülkesi” ile “İyi de Bana Ne”deki eleştirel yön de onların külliyatındaki net çizgileri ortaya sermesi açısından şüphesiz önem arz etmekte. Haliyle, 13 yıl öncesinde votkadan viskiye yapılan kıvrak dönüş refleksi ve bir duvarın yıkılışıyla değişen konjonktürü aniden liberalleşerek yakalama hevesi anlatılırken, beşinci albümde de polis şiddetine direkt odaklanan sözler öne çekilebiliyor.
Aşka davetlerde dahi kırılması gereken zincirlerin, yakılabilecek meydanların olduğunu duyuyoruz dinleti boyunca. Hayal de olsa vazgeçilemeyecek olguların varlığı ve harbiden hissedilen özlemlerin kalbe yapıştığı da usulca itiraf masasına konuluyor.
Neşet Ertaş da Var, Âşık Veysel de
İrlanda’da kaydedilen albümün müzikal eksenindeki kaleler de oldukça net. Cengiz Baysal’ın grubun uzun soluklu üyelerinden biri olması ve artık 5. albümün yoluna girilmesi; Duman’ın disiplinel anlayışını iyice sağlamlaştırmış. Batuhan Mutlugil; gitarını biraz daha meydana çekip soul-blues kavramlarını avucuna sığrıdırırken; Ari Barokas’ın bas gitarı da yine nev-i şahsına münhasır psychedelic hissiyatların emrinde hazır bekliyor. Tangöze’nin; yüklemi yokuş aşağı ezen vokalindeki öncü tavır; akla Grunge Rock’ın 1990’lardaki tazeliğini getirirken; Anadolu müziğinin işlemeleri de ben buradayım diyor. Kimi şarkıların içerisine serpiştirilen söz konusu bu işlemelerin içinden Mahzuni Şerif’i de, Neşet Ertaş’ı da ve hatta Aşık Veysel’i de bulmak zor değil. Topluluk; bu sentezin -özellikle son 3 albümdür- üzerinde itinayla durmaktaydı; ama Darmaduman’da biraz daha kalın harflerle geçilmiş malum hatların üzerinden. “Kolay Değildir”, “Saldır”, “Gözleri Kanlı” gibi şarkıların içinden bir çırpıda geçerken duyulan bu topraklara özgü altyapının merkeziyeti de haliyle oldukça belirgin. Tüm bunlara ek olarak, albümün hücum kayıt gerçekleştirildiğini de belirtmekte yarar var ki bu durum; şarkıların psikolojik aktarımını kusursuzlaştırırken, vokal çıkışlarını ve enstrüman ataklarını daha da netleştiriyor.
Belki Alışman Lazım ile yaptıkları çıkışı dün gibi hatırlıyorum; neredeyse herkesin dilinde “Her şeyi Yak” cover’ları vardı. Ama şimdiden şöyle bir geriye bakınca Duman’ın üzerine sinen parçalar içerisinde en az “Her şeyi Yak” kadar kendi şarkıları da var. Bir cover parça ile tüm ülkede adlarından söz ettirseler de; o eğreti güce sırtını tümüyle dayayan gruplardan olmadılar ve tam da bu nedenle bugün ülkenin en önemli Rock topluluğu konumundalar. Benim için biraz zaman işi Duman’ın albümleri. “Seni Kendime Sakladım”ı hala eskitemeyenlerdenim örneğin. Hal böyleyken Darmaduman’ın, mevcut külliyatın en iyi albümü olduğunu şu an için söyleyemem. Fakat bir şey ortada ki; bu albüm, Duman’ın kartları açık oynadığı en belirgin LP. İçinden geçtiği neslin havasını sonuna kadar teneffüs ediyor ve bağlı olduğu, kendisinin de bir şekilde etki çemberinde yer aldığı günlerin anlatısını yükleniyor Darmaduman.
Sonuç olarak “Sınana Sınana”nın veya “Eyvallah”ın hangi psikolojik yönelmelerle oluşturulduğunu biliyoruz. Haliyle hayatın, hayatın bize ait diliminin hikayesidir buradaki.
Yaşamın dehlizlerine dokunan bir albümdür Darmaduman. Bizimdir!
Albümde Yer Alan Parçalar:
- Seviyorsan İnanıyorsan
- Eyvallah
- Deli
- Yürek
- Köpekler
- Akıbet
- Saldır
- Kolay Değildir
- Gönül İster
- Gözleri Kanlı
- Öyle Dertli
- Melankoli
- Sınana Sınana
Twitter / @BekirzgrAybar
bekirozguraybar@gmail.com