Sistem hayata küstürdüCennet bir virtüöz kazandıYavuz Çetin, efsanevi rock yıldızı Kurt Cobain gibi içine kapanık, onun gibi yaratıcıydı. Ve tıpkı onun gibi yaşamına kendi son verdiNURDAN AKINERArkadaşlarına göre, fazla konuşmayan, sorunlarını kendi içinde çözmeye çalışan, hassas biriydi gitarist Yavuz Çetin. Bir kez evlenmiş ancak 9 yıl önce boşanmıştı. Bu evliliğinden 10 yaşında bir de oğlu vardı. Önceki gün akşam saatlerinde kendini Boğaziçi Köprüsü’nün korkuluklarından boşluğa bıraktı gitarist Yavuz Çetin. O gün, psikolojik tedavi gördüğü Balıklı Rum Hastanesi’nden taburcu olmuştu.
Psikolojik tedavideydiBir süre önce bağlı olduğu TMC Müzik’e giderek doktoruyla konuştuğunu, hastaneye yatarak tedavi görmesi gerektiğini söyledi Çetin. Firmasından bir de rica da bulundu; "Hastane giderlerimi karşılayabilir misiniz?" Daha önce de psikolojik tedavi gören Çetin, 3 Ağustos günü Balıklı Rum Hastanesi’ne yattı. 10 Ağustos’ta taburcu olması gerekiyordu ama tedavisi uzatıldı. Önceki gün hastaneden taburcu olur olmaz soluğu müzik stüdyosunda alan genç müzisyen, gitarını aldı, işe koyuldu ama performansı iyi değildi. Çalışma arkadaşları, "Ağabey bugün kendinde değilsin. Çalışmayı birkaç gün erteleyelim" diyerek ona moral vermeye çalıştılar.
Yavuz, stüdyoyu sessizce terk ederek 34 KBP 09 plakalı otomobilinin kontağını çevirdi. Kontağı kapattığında Boğaziçi Köprüsü’nün üzerindeydi.
Usulca korkuluklara yanaştı ve kendini boşluğa bıraktı.
Kimlere çalmadı ki...Enstrüman çalmaya 10 yaşında curayla başlayan 1970 Samsun doğumlu Yavuz Çetin, 15 yıl önce Fuat Güner’le tanışarak sanatçının stüdyosunda profesyonel stüdyo müzisyenliği yapmaya başladı. MFÖ, İzel, Kıraç, Soner Arıca, Bulutsuzluk Özlemi, Erkan Oğur gibi isimlerle çalışan genç adam 1997 yılında rock albümü ‘İlk’i piyasaya çıkardı. Bir yandan da barlarda kendi kurduğu grup ‘Blue Blues Band’la şarkılar söyledi. Sinan Çetin’in filmi Propa-ganda’nın ‘
Dünya’ isimli enstrümantal şarkısı da ona ait.
Dostları ne dedi?Fuat Güner: ‘Çaktırmazdı kırgınlığını’
Dünyada bu kadar güzel blues, rock çalan çok az kimse vardır. Bizim piyasada kaliteli adamlara şans vermezler. Kaliteli müzik yapan, iyi besteci, iyi şarkıcı hep böyle kenarda köşede kalır. Klip çekseler yayınlamaz kanallar. Ama aşağılık klipleri çalarlar. Bu çocuk da bundan hiç etkilenmemiştir demek yanlış olur. ‘Ya boşver abi ben kendim için yaptım’ derdi yine de çaktırmazdı kırgınlığını.
Kıraç: "70’li yılların adamıydı"
İnsanlarla çok fazla diyalog kuramazdı. Farklı boyutta bir arkadaştı. Aynı okuldaydık. Benden iki yıl önce Marmara Üniversitesi Müzik Bölümü’ne girmişti. Ruhu başka yerdeydi. 70’li yılların adamıydı. Çok hassastı. Sorunlarını kendi içinde halletmeye çalışırdı. Kızgınlığı bu dünyaya ve sistemeydi. Müzik dünyası için büyük bir kayıp.
Ercan Saatçi: ‘Bir gitar virtüözüydü’
Haydarpaşa Erkek Lisesi’nden sınıf arkadaşıydık. Her yıl Milliyet’in Liseler Arası Müzik Yarışması’na katılırdık. Bir kere ikinci, bir kere üçüncü olmuştuk Ercan - Yavuz - Vahe isimli grubumuzla. Bir gitar virtüözüydü. ‘İlk’ isimli ilk albümünün prodüktörlüğünü ben yapmıştım. Yavuz, dinlediği müzikten giydiği gömleğe kadar 70’li yılların adamıydı. Lisedeyken sabaha kadar müzik yapar, kaşar
ekmek almak için para arardık. Pek çok albümün kurtarıcısıdır o. Bir dönem ekonomik sorunları da vardı ama paraya hiç önem vermezdi. Türk toplumu açısından önemli bir adamdır. İçine kapanık olduğu için kendini anlatma fırsatı bulamadı. En çok buna üzülüyorum."
YAŞAM