Dans Sanatçısı Göker Yıldız

Dans Sanatçısı Göker Yıldız

gkryldz@gmail.com

Tüm Yazıları

Bizden geçti artık, bu yaştan sonra çok zor, bu işlere küçük yaşlarda başlamak lazım… Mesele dans etmek veya beden ile ilişkili birçok sportif aktivite olduğunda insanlardan en çok duyduğum ve tüylerimin ürpermesine sebep olan cümlelerdir bunlar. Kendimizi rakamlar, değer ölçüleri, kalıplar ile o kadar kısıtlamışız ki, daha bir eyleme başlamadan olmayacağını yapamayacağımızı düşünerek kendimize engeller koyuyoruz. Bedenimizin bu tip disiplinleri icra etmek için uygun olmadığı ile ilgili düşünceler üreterek, gerçeklikten uzaklaşıyoruz. Oysa hareket etmeye ruhumuz ile başlarız bilinç ona eşlik eder ve dünyevi yansımasını bedenimizde görürüz. Yani demem o ki her şeyi zihnimizde yaratıyoruz. Engelleri kendimize zihnimiz ile koyuyoruz, sınırlar çiziyoruz, çıkmazlar yaratıyoruz…

Haberin Devamı

Kendimizi evlerimize kapattığımız ve belki de daha evvel hiç olamadığı kadar kendimiz ile vakit geçirdiğimiz bu dönem, bazı alışkanlıklarımızı ve zihinsel kalıplarımızı değiştirmek için büyük bir fırsat aslında. Şimdiye kadar “doğru olan budur” diyerek kabullendiğimiz tüm düşünceleri yeniden gözden geçirmeye ne dersiniz?

Düşünce o kadar güçlüdür ki, kendi kendimizi sadece düşünerek öldürebiliriz. Ama kendimizi sadece düşünerek yeniden yaratabiliriz de.

Öncelikle şunu idrak etmemiz gerekiyor ki dans etmek için asla çok yaşlı değiliz, çok kilolu, fiziksel olarak yetersiz olmak da aynı şekilde asla dans etmemize engel değildir. Dans etmek tüm kalıplardan sıyrılarak, kendini ritmin içerisine bırakma halidir ve bunu yapmamıza engel olabilecek hiçbir fiziksel engel yoktur. Sadece gözünü kırpabilen bir beden bile göz kapakları ile dans edebilir. Dans etmenin bir tekniği olması, dans adımlarını ezbere bilmek de gerekmez. Ruhumuzun sesini duyabilirsek dans da edebiliriz ve bunu yapabilmek için zihnimizi susturmamız gerekir.

Şimdi bu hisleri anlamak için küçük bir çalışma yapalım, çok sevdiğimiz bir şarkıyı açalım ve kendimizi bir bulut gibi hissederek hareket edelim, müziğe ayak uyduralım ya da uydurmayalım fark etmez. Ama gerçekten kafamızdan başka hiçbir düşünce geçirmeden, o anın içinde olalım sadece müzik ve biz. Hareketlerin küçük, büyük, gösterişli, gösterişsiz olmasının hiçbir önemi yok. Çok bilindik bir laf vardır “hiç kimse izlemiyormuş gibi dans etmek” diye aynen öyle dans edelim. Sonunda göreceğiz ki ne yaşlıyız, ne şişmanız ne de herhangi bir şekilde yetersiz. Müzik ile bütünleşmiş mutlu bir insanız sadece.