Her Şey mi Kötü Gider!

Haberin Devamı

Hayatta her şeyin üzerine üzerine geldiği; "Her şey mi kötü gider!" dediğin zamanları deneyimliyor olabilirsin. Yaşamına ait hangi alana elini atsan elinde kalıyor sanki... Berbat kariyer günlerinden geçiyorsun, önceki gün aile eşrafınla teker teker kavga etmişsin, üstelik sabah işe giderken yanından geçen otobüs kaldırımda yürüyen onca kişi arasında bir tek seni ıslatmış, senelerdir hep aynı tatil planını yapıp henüz bir kere bile gerçekleştiremediğini fark etmişsin, eşinle didişip duruyorsun, olmayan sevgiline her fırsatta veryansın ediyorsun... Kendi hayatını berbat, trajik ve sıkıcı bir piyese dönüştürmek sandığından çok daha kolay. Bakış açını mutsuz emoji yönüne çevir, işte oldu bitti; başarısız, umutsuz, bedbaht bir sen var artık senden içeri.

Halbuki o seni parmağında döndürüp duran kadere çelme takıp işleri tersine çevirmenin aslında o kadar zor olmadığını görsen... Bunun için her şeyden önce bakış açını değiştirmen ve odak noktanı kendine çevirmen gerektiğini fark etsen... Dünya bir anda daha güzel bir yer haline gelecek. Değişim sizin elinizde!

Gücünü ve potansiyelini fark et
Başarının da mutluluğun da anahtarı sensin.

Kaderin kısır döngüsünü; sönmek bilmeyen yaşama sevincinle, bitmeyen gayretinle, kararlılığınla, azminle, cesaretinle kıracaksın. Ya da umutsuzluğun, tembelliğin, cesaretsizliğin ve pasifliğin esiri olup mutsuzluğa kazık çakacaksın ömrünün geri kalanında...

"Bir kişinin kendi kendini yenerek kazandığı zafer, bir başkasının savaşta bin kişiyi bin kez yenerek kazandığı zaferden daha iyidir" demiş Gotama Buda. Önce önüne senin tarafından konulan engelleri ortadan kaldır. Korkularını ve ön yargılarını yok et. Parçalanması en zor duvarlar en çok kendi ellerinle ördüklerindir. Unutma!

Sebebi olduğun bu dertlerin dermanı olabileceğini de görmelisin. İçindeki potansiyeli fark etmelisin. Birazcık motivasyonla on kaplan gücüne erişebilirsin. Bir kez harekete geçtikten sonra o gözünü korkutan engeller birer birer yolundan çekilirler. Yeter ki sen vazgeçme, öz güvenini aktif tut, gücünü saklamak yerine kullan onu sonuna kadar. Kat ettiğin mesafeleri gördükçe daha da güçleneceksin, kazandığın küçük başarılar seni o en büyük başarına adım adım taşıyacak.

Biraz cesaret, biraz çaba
Kusursuzluk diye bir kavram yoktur insanoğlu için. Kusurlar, yanlışlar, başarısızlıklar da seninle birlikte olacak yaşadığın müddetçe. Onlarla barışmalı ve onlardan yararlanmayı öğrenmelisin. Bırak hataların seni olgunlaştırsın, başarısızlıkların seni başarı için daha da hırslandırsın. Aldığın hiçbir kötü skor seni cesaretsizliğe ve hareketsizliğe sürüklemesin.

Etrafında gördüğün tüm o parlak yaşamlar, başarılı profiller, afilli kariyerler de aynı yollardan geçiyor, emin ol. Kimse gökten zembille düşüp kurulmuyor tahtına. Aksilikler, zorluklar, cefa... Bunlar hep mutlu sonların zahmetli geçmişlerini tarif ediyor. Algıda seçicilik yapıp senin dışındaki insanların sadece parlayan yanlarını görürsen ve kendini onlarla bu zeminde kıyaslama yanlışına düşersen kendi önüne en büyük taşı sen koymuş olursun. Sonuç? Motivasyon yerle bir, karamsarlık ve umutsuzluk diz boyu.

Herhangi bir işte başarısız olduğunda insanların sana nasıl bakacağı en son düşüneceğin şey olsun. Bu yol senin yolun, bu yaşam senin yaşamın. Yanlışlar ve doğrular da öyle. Başarısızlık dediğin; başarmak için bir şeyler yaptığının en büyük kanıtı! Bu bile kafi kendini taktir etmen için. Tek bir şeyden korkmalısın hayatta; hayatın için hiçbir şey yapmamış olmaktan. Çünkü bunun geri dönüşü yoktur.

Günün birinde, ömrünün epeyce bir kısmını geride bıraktığında, arkana bakıp hiçbir zaman kendi hayatının başrolünde olmadığını fark edersen, bu en büyük yenilgin olur. İşte bunun için sımsıkı sarıl kendine, amaç ve hayallerine, arzu ve isteklerine, başarı ve başarısızlıklarına...