Genel Sağlık Dinlendirici gözlük için gitti, 'Kansersin' dendi! Meğer baş ağrısının sebebi buymuş

Dinlendirici gözlük için gitti, 'Kansersin' dendi! Meğer baş ağrısının sebebi buymuş

05.02.2024 - 06:47 | Son Güncellenme:

Hayatı boyunca hiçbir göz problemi yaşamamıştı, gözünü dinlendirecek bir gözlük almak için doktora gitti. Ancak muayenede gözünün arkasındaki devasa tümörle uzunca bir süre yaşadığını öğrendi! Son dönemlerde yaşadığı baş ağrısını, görme kaybını önemseyen genç kadının başına gelenler, büyük tehlikeyi açığa çıkardı.

Dinlendirici gözlük için gitti, Kansersin dendi Meğer baş ağrısının sebebi buymuş

Betül Yasemin Keskin / Milliyet.com.tr - 25 yaşındaydı, hiçbir göz problemi yoktu. Daha rahat okuma yapabilmek ve ekrana bakarken aynı zamanda göz sağlığını koruyabilmek için göz doktoruna gitmeye karar verdi. Amacı yalnızca gözünü rahatlatacak bir gözlük almaktı ki yapılan tetkikler sonucunda duyduğu şeye uzun bir süre inanamadı. Doktorların koyduğu teşhis sonrası acil müdahale edilmesi gerekti. Hem genç kadın hem de ailesi büyük bir paniğe kapıldı. Eğer doktora gitmeseydi her şey için çok geç olabilirdi!

Haberin Devamı

Dinlendirici gözlük için gitti, Kansersin dendi Meğer baş ağrısının sebebi buymuş

GÖZLERİ SANDIĞI KADAR SAĞLIKLI DEĞİLDİ

ABD'nin Massachusetts eyaletinde yaşayan Eleanor Levine, ne çocukluk ne de gençlik döneminde hiçbir görme problemiyle karşılaşmamıştı. Masmavi gözlerinin her zaman sağlıklı olduğunu düşünüyordu ki son zamanlarda gözlerini yormamak adına doktora gitmesi bu durumla ilgili herhangi bir sorun beklemediği anlamına geliyordu. Eleanor göz doktoruna gitti ve yapılan test sonucunda gözünün arkasında hatırı sayılır büyüklükte bir tümör çıktı. Doktorların dediğine göre bu oküler melanomdu. Bu çok nadir görülen bir kanser türüydü, dahası Eleanor'da hiçbir belirti de yoktu.

Oküler melanom cilde, saça ve gözlere rengini veren melanin pigmentini üreten melanositlerden gelişen bir kanser türü. Oküler melanom gözün herhangi bir bölümünü etkileyebilen ancak en sık göz küresinin orta tabakasında, 'iris' olarak bilinen gözün renkli kısmını içeren uveada bulunur. Hastalığın semptomları arasında göz bebeğinin şekli ve boyutunda değişiklik, göz küresinin pozisyonunda veya hareketlerinde değişiklikler, gözlerin şişkinliği, iris üzerinde koyu lekeler, görüş alanınızda yanıp sönen ışıklar ve bulanık görme yer alıyor.

GEÇMEYEN BAŞ AĞRISININ SEBEBİ BUYMUŞ

Böylesine belirgin semptomların neredeyse hiçbiri genç kadında yoktu. Ancak doktorların koyduğu teşhisten sonra detaylıca neler yaşadığını düşünen Eleanor, kısa bir süre önce sol gözünde anlık bir görme kaybı yaşadığını, son zamanlarda ise geçmeyen baş ağrılarıyla mücadele ettiğini söyledi. Ancak bu iki sorun dışında hiçbir sorun yaşamadığını özellikle altını çizdi. Yalnızca bu iki belirti bile aslında bir sorunun habercisi olmak için yeterliydi fakat Eleanor'un dikkatini çekip endişelendirecek kadar da kuvvetli değildi. 

Haberin Devamı

Doktorlar Eleanor Levine'i proton ışın tedavisiyle tedavi etmeye başladı. X ışınları yerine proton adı verilen molekülleri kullanan radyasyon tedavisinde amaç, çevre dokulara zarar vermeden tümörleri doğrudan temizlemek. Tedaviye başladığından beri Eleanor Levine'in taramalarında kanser belirtisi görünmüyor. Ancak görme kaybını yavaşlatmak ve önlemek için göz enjeksiyonlarını da içeren tedaviye beş yıl boyunca devam etmesi gerekecek. Şu ana kadar sol gözündeki görüşün yaklaşık yarısını kaybetti. Fakat kanseri çok ilerlemeden tedavi edilebildiği için mutlu. 

Dinlendirici gözlük için gitti, Kansersin dendi Meğer baş ağrısının sebebi buymuş

'EN SIK GÖRÜLEN GÖZ KANSERİ, BELİRTİSİ NEREDEYSE YOK'

Çok az kişi tarafından bilinen ancak yaygın rastlanan oküler melanım hakkında sorularımızı yanıtlayan Göz Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Cafer Tanrıverdi, "Oküler melanom, erişkin yaş grubunda en sık görülen birincil göz kanseridir. Oküler melenomların görülme sıklığı yaşla birlikte artar ve  en sık 60-70 li yaşlarda görülür. Ortalama görülme sıklığı Amerika Birleşik Devletleri'nde milyonda 6 kişi kadar bulunmuş. Erkeklerde biraz daha sık görülür, çocuklar ve koyu tenli kişilerde oldukça nadirdir. Genellikle tek gözde bulunur, iki gözde birden görülme ihtimali oldukça nadirdir" diyerek açıklamasına başladı.  

Haberin Devamı

Peki, göz kanserinin belirtileri nelerdir? Bu kanser türü erken teşhis edilebilir mi? Hangi belirtiler dikkate alınmalı? Oküler melanomun çoğu zaman klinik bir bulgusu olmadığını, sıklıkla rutin göz muayenesi esnasında tesadüfen tespit edildiğinin altını çizen Tanrıverdi, "Çoğu hasta asemptomatiktir. Bazı hastalarda görme azalması ya da görme kaybı olabilir ve hasta bu nedenle hekime başvurmuş olabilir. Diğer tüm hastalıklarda olduğu gibi erken teşhis oldukça önemlidir. Ancak erken teşhis için hastaların yıllık periyodik göz muayenesi olmak dışında yapabilecekleri fazlaca bir şey yok" dedi. 

Oküler melanomun çevresel faktörlere bağlı olarak ortaya çıktığı düşüncesine ise Tanrıverdi'nin cevabı şu şekilde oldu: "Oküler melanoma sebep olduğu düşünülen çevresel bir faktör varsa da ne olduğu tam bilinmiyor. En çok güneş ışınları suçlu bulunuyor ancak dünyada farklı enlemlerde benzer oranlarda görülmesi bu olasılığı genellikle devre dışı bırakıyor."

'SIKLIKLA ASYA IRKINDA RASTLANIYOR'

Haberin Devamı

Eleanor Levine de söylendiği gibi "Beyaz tenli, renkli gözlü kişilerde oküler melanom riski daha yüksek" iddiası gerçek olabilir mi? Tanrıverdi, "Oküler melanom en sıklıkla Asya ırkında rastlanır, beyaz ırkta daha sık görülmesinin muhtemel nedeninin bu hastaların gözlerinin içinde daha fazla sayıda melanosit hücresi olmasıyla ilişkili olabileceği düşünüldü. Tüm renkli gözlülerin teni de açık renkli olduğundan renkli gözlülerde oküler melanom daha sık gözlendi" bilgisini paylaştı.

Son olarak bu tümörün tedavisinin mümkün olduğunu ancak hastalığın hangi evrede teşhis edildiğinin çok önemli olduğunun altını çizen Tanrıverdi, "Erken evre küçük çaplı tümörlerde görme kaybı çok ileri boyutlara gelmeden tedavi etmek mümkünken, daha ileri tümörlerde görme kaybı kalıcı olabilir. Daha da ötesi ilerlemiş tümörlerde gözün cerrahi olarak alınarak protez uygulaması gerekebilir. Bazı ilerlemiş hastalarda sistemik yayılım da söz konusu olabilir. Böyle hastaların sistemik tedavi alması gerekir" diyerek sözlerini noktaladı.

Yazarlar