Türkiye’nin her yerine yayılmış bin 218 ganyan bayiinde milyonlarca yarışsever her gün milyarlarca lira yatırıp para kazanmayı umut ediyor. Bu arada devlet kasasını dolduruyor
Ne piyangonun millisi, ne sporun totosu, ne de sayısalın lotosu...
Varsa yoksa at yarışı tutkusu...
Evet, Türkiye’de artık en çok rağbet gören şans oyunu at yarışları; milyonları peşinden koşturuyor, heyecanı insanı çoşturuyor. Hipodromlar hınca hınç doluyor. Sonunda da at koşuyor, baht kazanıyor...
Hiçbir şans oyunu at yarışlarının yanına yaklaşamıyor; atçıların tâbiri ile “uzak ara önde" gidiyor. Yani umutlar dört nala, takılmayan kalıyor yaya...
Bacasız sanayiAdeta bacasız bir sanayii at yarışları. Her geçen gün çığ gibi büyüyor. Ağustosun ikinci haftası itibariyle yıllık ciro, 1.5 milyar doları aşmış durumda. Ülke ekonomisine katkısı büyük. 50 bin kişi ekmek sahibi olmuş bu sevimli ve insan dostu hayvan sayesinde. Yarışları düzenleyen Türkiye Jokey Kulübü (TJK) çalışanları, harada emek sarfeden insanlar, jokeyler, antrenörler, at sahipleri, seyisler, yetiştiriciler, ganyan bayileri, bültenciler, tahminciler, dağıtıcılar, nalbantlar, veterinerler ve daha niceleri at yarışlarından hayatını kazanıyor. Onlar için ekmek aslanın ağzında değil, atların ayaklarında...
Haftada yedi yarışAt yarışları İstanbul, Ankara, İzmir, Adana, Bursa ve Urfa’da düzenleniyor. Yılın 365 gününün 323 gününde yarış yapılıyor. Sadece senenin bazı aylarında pazartesi günü yarış koşulmuyor. Anlaşılacağı üzere, kesintisiz en az haftanın altı günü yarış var. Hipodromlarda yarışları ortalama 10 bin kişi izliyor. Bazı günler, örneğin Gazi Koşusu gibi önemli yarışlarda bu sayı 50 bini bulabiliyor. Yarışseverler hem yarış heyecanını yaşıyor, hem de aileleri ile birlikte hipodromdaki piknik yerlerinde hoşça vakit geçiriyor, stres atıyor.
“Ayrıl da gel babo"Uzun yıllar yarışçılığın kalbi, İstanbul Veliefendi Hipodromu, İzmir Şirinyer ve Adana Yeşiloba Hipodromu’nda attı. 1986 yılında Bursa Osmangazi Hipodromu yarışseverlere “merhaba" dedi. Ardından sadece mahalli yarışların yapıldığı Elazığ Hipodromu hizmete girdi. Başkent, 19 yıl aradan sonra yarışlarla buluştu ve 1998 yılında, 75. Yıl Ankara Hipodromu yarışseverlere kapılarını açtı. Ve son olarak Urfa Hipodromu ile Türkiye’deki hipodrom sayısı yediye çıktı. Güneydoğu Anadolu’da bu yıl hizmete giren Şanlıurfa Hipodromu, yarışçılıkta olayın kaynağına yönelme esprisi taşıyor. At yetiştiriciliğinin Cumhuriyet öncesine kadar uzandığı Şanlıurfa, yarışçılık dünyasına katılışını, GAP’tan sonra canlanan verimli topraklarına uzanan bir medeniyet fiskesi olarak görüyor. Dört ay önce açılışı yapılan Şanlıurfa Hipodromu’nda ilk günün heyecanını ve tribünlerden “ayrıl da gel babo" nidalarını görenler, bu ata sporumuzun genlerimizde yer aldığına emin oluyor.
Edirne’den Kars’aYıllar önce sadece büyük şehirlerimizde oynanan at yarışları artık tüm Türkiye’de oynanıyor. Seksenli yılların sonuna kadar koşuların başlamasına saatler kala kapanan kupon kabulü artık start verilene kadar yapılabiliyor. TJK’nin ganyan bayiileri halen Türkiye’nin hemen her yerinde yarışseverlere hizmet veriyor. 79 il ve 248 ilçede toplam 1.218 ganyan bayii var. Edirne’den Kars’a, Antalya’dan Sinop’a, Van’dan Çanakkale’ye kadar her yere yayılmış durumda ganyan bayileri. Yıllardır terörle kucak kucağa yaşayan Güney Doğu’da bile artık insanlar “at ile yatıyor, at ile kalkıyor". Diyarbakır’da, Bingöl’de, Siirt’te, Van’da, Batman’da, Mardin’de, Kızıltepe’de evde, yolda, kahvelerde at yarışı konuşuluyor, koşuları kimin kazanacağı tartışılıyor.
Hasılat katrilyona dayandı
Türkiye’de ilk olarak ganyan, plase ve ikili oyunları oynanmaya başlandı. Daha sonra üçlü ganyan, 1968 yılında başlayan altılı ganyan oyunu ile birlikte hasılat sürekli yükseldi. Ardından sıralı, tabela ve çifte bahis ile zirveye oturdu. 1968 yılında 113 milyon lirayı bulan at yarışları hasılatı, 1979 yılında bir milyar, 1988 yılında 100 milyar, 1992 yılında bir trilyon, 1997 yılında 100 trilyon sınırını aştı. 1999’da yarışseverler 416 trilyon liralık
oyun oynadı. Bu yıl bu miktarın 1 katrilyona ulaşması bekleniyor.
Marmara bir numaraGanyan bayilerinin büyük bir bölümü Marmara’da. İstanbul, en fazla bayiye sahip il. Müşterek bahislerin büyük bir bölümü burada oynanıyor. Marmara’yı Ege, Akdeniz, Orta Anadolu ve Karadeniz bölgeleri takip ediyor. Doğu Anadolu ve Güney Doğu Anadolu en az oyun oynanan yerler.
Kesinti listesiTürkiye, at yarışlarında en fazla kesinti yapılan ülke. Hasılatın 59.3’ü kesiliyor. İşte kesintiler: Katma Değer Vergisi. Savunma Sanayii Destekleme Fonu. Olimpiyat Fonu. Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar. Belediye Eğlence Vergisi. Kızılay. Cumhurbaşkanlığı Fonu. Müessese Hissesi. Ayrıca her kupon oynayandan Deprem Vergisi ve Eğitime katkı payı alınıyor.
At yarışlarında Türkiye’de 8 türlü bahis oyunu oynanıyor. Bunlar ganyan, plase, ikili bahis, çifte bahis, sıralı üçlü bahis, tabela bahis, üçlü ganyan ve altılı ganyan. Bunlardan en çok altılı ganyan ilgi görüyor. Zaman zaman da çok büyük paralar veriyor. Bu nedenle at yarışı hasılatının yaklaşık
yüzde seksenini altılı ganyan oluşturuyor.
ALTILI GANYAN: Altılı ganyan aynı günde birbiri ardına yapılan altı değişik koşunun birincilerini bulmak amacıyla oynanan oyundur. Bir yarış gününde son altı koşu üzerine oynanır. Her bir koşu altılı ganyana ait bir ayak olarak nitelendirilir. Birinci ayak, ikinci ayak, beşinci ayak gibi. Altılı ganyanda oynanılan bahis tutarı, her ayakta oynanan at sayısının birbirleri ile çarpımı ve çıkan rakamın altılı ganyan birim fiyatı ile çarpılması ile hesaplanır. Halen birim fiyatı 20 bin lira olan altılı ganyanda altı koşunun birincisini doğru tahmin eden ikramiye kazanır. Tevzie tÉbi miktar, bilen kişilere bölüştürülür. Bilen çıkmazsa para bir sonraki yarış gününe devrolur.
GANYAN: Tek bir koşunun birincisini bulmak için oynanan oyundur. Dört ve daha çok atın katıldığı her koşuda oynanır.
PLASE: 10 ve daha fazla atın koştuğu yarışlarda oynanır. Üzerine oyun oynanan at, ilk üç sıra içinde yer alırsa bilet kazançlı sayılır.
ÇİFTE BAHİS: Üzerine bahis konulmuş, ard arda yapılan iki koşunun birincisini doğru tahmin etmek amacıyla oynanan oyundur.
İKİLİ BAHİS: İkili bahis en az beş atın katıldığı ve üzerine bahis türü konulmuş bir koşuda birinci ve ikinci olan atları birlikte bulmak amacıyla oynanan oyundur. Altı ata kadar olan (altı at dahil) ilk iki dereceyi sırasıyla bilmek gerekir. Altı attan fazlasında ise sıra önemli değildir.
ÜÇLÜ GANYAN: Üçlü ganyan aynı gün üzerine bahis konulan üç koşunun birincilerini bilmek amacıyla oynanan oyundur. Bir anlamda altılının yarısıdır.
SIRALI ÜÇLÜ BAHİS: Sıralı üçlü bahis, üzerine oyun konulan bir koşuda birinci, ikinci ve üçüncü gelen atları sırasıyla bilmek amacıyla oynanan oyundur.
TABELA BAHİS: Üzerine bahis konulan koşuda ilk dört sırayı paylaşan atların doğru tahmin edilmesidir. Bu atların sırasıyla bilinmesi halinde sıralı, karışık olarak bilinmesi halinde sırasız olarak tabela bahis tutturulmuş olur. Her ikisine de ikramiye ödenir.
Başkanın isyanı
Kesintiler belimizi büktü. Şu an bir soygun haline gelmiş devlet kesintileri, yüzde 59.3’lerde seyrediyor. Türkiye Jokey Kulübü Başkanı Ömer Faruk Girgin kesintilere isyan ediyor:
“Son yıllarda büyük aşama kaydettik. Şu an iddia ediyorum at yarışlarında Türkiye, Avrupa’da ve dünyada bir numara. Biz Japonya, Avustralya, New York, Los Angeles ve Miami ile yarışıyoruz. Organizasyonumuz, tesislerimiz, haralarımız, aygırlarlarımız ve yetiştiriciliğimizle dünyanın en iyisiyiz. Ülkemizin insanı da yarışlara büyük ilgi gösteriyor. Bunlara rağmen at yarışlarının gidişatını hiç iyi görmüyorum. Çünkü kesintiler belimizi büktü. Şu an bir soygun haline gelmiş devlet kesintileri, yüzde 59.3’lerde seyrediyor.
Hemen her fona kesinti var Buna ilaveten hayvanları koruma kanunu çerçevesinde yüzde beş kesinti isteniyor. 11 aydır bununla mücadele edip yüzde bire indirmeye çalışıyoruz. Ardından “Meşhur Galatasaray" kanunu çıkarılmak isteniyor. Başarılı takım ve sporculara verilmek üzere yüzde ikilik bir kesinti talep ediliyor. Aldığımız bilgilere göre Türk
Hava Kurumu’nun yeniden yapılanması için de yüzde 10’luk bir kesinti tasarısı Meclis’e yollanmış. Bir de çıkacak trafik yasasının alt yapısı için pay isteniyor. Zaten bir şey kalmıyor. Yeni kesintilere gerek yok, bu haliyle bile yarışçılığımızın yürümesi zor. Biz kesintilerin azaltılmasını isterken, her gün yeni kesintiler eklenmeye çalışılıyor. Devlet gerçekten yumurtlayan tavuğu kesiyor. Yakında hiçbir şey almayacak. Yarın öbür gün 100 liralık oyun oynayan vatandaşın 100 lirasını da keseceğiz.
İstikbal kötüye gidiyor Türkiye’nin bir numaralı sektörünü, Atatürk’ün emriyle kurulmuş bir numaralı sosyal faaliyetini maalesef şu anki devlet ve hükümet yıkmak istiyor. Kesintileri engellemek için gerekirse atçılık camiası ve bu sektörden ekmek yiyen binlerce insan Ankara’ya yürürüz ve atlarımızı Meclis bahçesine bağlarız. At sahipleri de koşuları protesto etme düşüncesindeler. At koşmayacaklar. İstikbali kötüye giden bir sektörün sahipleri olan at sahipleri, antrenörler ve jokeyler de ortak eylem hazırlığı içinde... Uzunca süre Türkiye Jokey Kulübü’nün düzenleyeceği koşulara at kaydetmeyecekler. Böylelikle yarışlar yapılamayacak. O zaman buradan pay alanlar bakalım ne yapacaklar..."
Kadın eli değdi
Geçmiş yıllarda at yarışlarına fazla ilgi göstermeyen hanımlar artık hipodromlarda da boy göstermeye başladılar. At yarışı oynayan bayanların sayısı her geçen gün artarken yüzlerce at sahibinin bulunduğu Türkiye’de artık bayanlar da erkeklerden geri kalmıyor. Bunlara en büyük örnek Melahat Tanay.
Tanay iş kadınlığının yanı sıra at sahipliğine de soyunmuş. Aynı zamanda da Türkiye At Sahipleri Derneği’nin faal bir üyesi, Basın ve Halkla İlişkiler Sorumlusu. Altı yıldır pistlerde atları koşuyor. Yıldızcan, Eftal, Elcordobes ve Waterboy halen Veliefendi’deki yarışlarda start alan atları Melahat Tanay’ın. Ayrıca 1.5 yaşında bir tayı var. Atları öylesine seviyor, onlara öylesine bağlı ki, kimi zaman işi seyislerine bile bırakmıyor. Atlarını besliyor, bakıyor, bazen de binip akşam gezintilerini yaptırıyor.
Bilgisayarlı olunca patladı
80’Lİ yılların sonlarına kadar sınırlı sayıda olan at yarışı meraklısı, özellikle 1989 yılında kompüterize sisteme geçilmesi nedeniyle büyük bir patlama yaşadı. At yarışlarına basının geniş yer ayırması, koşuların televizyondan naklen yayınlanması bu ilgiyi çoğalttı. Ayrıca at yarışlarının heyecanı, zevki ve sık sık cazip ikramiyeler vermesi nedeniyle iştirakçi sayısı arttı. Ağırlaşan hayat şartları, gelir dağılımındaki dengesizlik at yarışlarında umut arayan insan sayısını da katladı.
Yarış tutkunları bir yarış gününde yaklaşık 2 trilyonluk bahis oynuyor. 800 bin ile 1 milyon arasında da kupon dolduruluyor. Bazı cazip programlarda bu sayı bir milyonu da aşıyor.
Ağa’lar padokta
GAP’LA yeniden doğan Güneydoğu Anadolu’daki binlerce dönüm toprağında geçtiğimiz yıla kadar zevk için at yetiştiren, arada bir de ümitli oldukları atlarını İstanbul, Adana yarışlarında deneyen Ağalar, Şanlıurfa fırsatı ile artık günlerini antrenmanlarda ve padokta geçiriyorlar.
Bunlardan en önde gideni de 40 bin oy sahibi Karakeçili Aşireti’nin reisi Sabri Karakeçili. Sabri Ağa, dört eşinden vakit ayırdıkça hipodroma gidip atlarını izliyor, kazandığı ikramiyeleri tahsil ediyor.
At yarışı sinemasız, tiyatrosuz, kahve köşesinde zaman öldüren Güneydoğu için kadınlı erkekli katılabilecekleri tek etkinlik olma özelliğini koruyor.
Kut memnun
TÜrkİye Jokey Kulübü Müşterek Bahisler Müdürü Ali Sait Kut, her geçen yıl at yarışları hasılatının katlanarak büyüdüğünü belirtiyor ve şöyle konuşuyor: “Özellikle at yarışlarına ilgi 1990 yılından sonra patladı. Ganyan bayilerinin tüm Türkiye’ye dağılması ile büyük bir yükseliş içine girdik. Yarışseverlerin ilgisinden oldukça memnunuz. Önümüzdeki günlerde değişecek olan sistem ve makinalar ile bahis oyunlarının yeni bir ivme daha kazanacağına inanıyorum"